ORGANIK TARIMDA BİYOLOJİK MÜCADELE
Kültür alanlarındaki zararlıları baskı altına alarak, onları ekonomik zarar seviyesinin altında tutmak için doğal düsmanlardan yararlanılarak gerçeklestirilen zirai mücadele faliyetine biyolojik mücadele denmektedir. Doğada mevcut olan ve kültür bitkilerinde zarar yapan zararlı, hastalık etmenleri ve yabancı otlara karsı, onların doğal üsmanlarının kullanılması veya daha etkili hale getirilmesi için alınan edbirler bütünüdür.
Biyolojik mücadele etmenleri;
-Parazitoitler (Asalaklar),
-Predatör (Avcı) böcekler,
-Nematodlar,
-Omurgasız predatörler (Örümcekler, Predatör akarlar, Hydralar e Planaryalar)
-Omurgalı predatörler (Balıklar, Amfibialar, Kuslar ve Memeliler)
-Entomopatojenler (Funguslar, Bakteriler, Viruslar, Protozoalar e Riketsialar)
-Antagonistler’dir.
Parazitoit;
Konukçusunun içinde veya üzerinde yasayan, onukçusuna bağımlı olan ve sonuçta onu öldüren organizmalardır. mürleri boyunca sadece bir konukçuya ihtiyaç duyarlar. Larva öneminde parazitik olarak yasar, erginleri ise konukçusunun dısında
serbest yasarlar. Konukçu dönemine göre parazitoidler yumurta, larva, arva-pupa, pupa ve ergin parazitoidi olabilirler. Örneğin; Trichogramma pp. ve Trissolcus spp. yumurta, Apanteles spp., larva, Pimpla spp. ve Pteromalus puparum pupa, Alophora (Phasia) subcoleoptera ergin parazitoididir.
Predatörler sadece bir konukçuya bağlı olmayıp, hayatları boyunca birden fazla konukçu üzerinde beslenen böceklerdir. Önemli predatör böcekler genellikle Coccinellidae, Carabidae ve Staphylinidae (Coleoptera), Chrysopidae (Neuroptera), Syrphidae, Ceciodomyiidae (Diptera), Mantidae (Orthoptera), Anthocoridae, Miridae, Lygaeidae (Heteroptera) familyalarına aittir.
Nematotlar: Halen biyolojik mücadelede kullanılan nematoda örnek olarak Neoplectana carpocapsae verilebilir.
Omurgasız predatörler: Omurgasız predatörlerden Predatör akarlar’dan Phytoseiulus persimilis seralarda zararlı kırmızı örümceklere, Typlodromus pyri meyve bahçelerindeki kırmızı örümceklere, Amblyseius mekanziei de seralardaki thripslerin biyolojik mücadelesinde önemli olan akar predatörlerdir.
Entomopatojenler (Entomofag mikroorganizmalar):
Böceklerde hastalık yapan mikroorganizmalardır. Konukçularında geliserek onları doğrudan öldüren etmenlerdir. Preparat haline getirilip insektisitler gibi
kullanılmaktadırlar. Entomopatojenler tarafından öldürülen konukçularda meydana gelen hastalık, yeni bulasma kaynağı durumundadır. Bunlar rüzgar ve yağmur ile etrafa dağılmak suretiyle tarladaki etkinliği devam ettirir ve böylece baska böcekleri hastalandırır.
Böceklere karsı kullanılan entomopatojenlerden dünyada pek çok zararlı böcek türüne karsı kullanılan bakterilerin basında Bacillus thuringiensis ırkları ile B. popilliae
gelmektedir. B. thuringiensis daha çok zararlı lepidopter larvalarına karsı kullanılmaktadır.
Funguslar:
Funguslar diğer mikroorganizmalardan daha fazla sayıda böcek grubunu hastalandırırlar. Beauveria bassiana, Metarhizium anisopliae, Verticillum lecanii ve Paecilomyces ssp. gibi bazı funguslar böcek gruplarının çoğunu kapsayan çok genis bir
konukçu dizisine sahiptirler. Elma içkurdu Granulosus virüs Elma içkurdu, Heliothis PHv virüs Yesil kurtlar için etkilidir. Protozoalar Çok önemli böcek hastalık etmenleridir. Yaklasık 255 adet hastalık etmeni protozoa türü saptanmıstır. Nosema locustae
çekirgelerde, Nosema bombycis ipek böceği larvalarında, Nosema yponomeuta erik ve idris ağ kurtları larvalarında Plistophora schubergii özellikle Altın kelebek (Euproctis chrysorrhoea L.) larvalarında hastalık yapmaktadır.
Antagonistler: Antagonistler, bitkilerde patojen olmayan bakteri, fungus ve virus gibi mikroorganizmalardır. Kültür bitkilerinde hastalık olusturan diğer bakteri, fungus ve virus gibi patojenlerin aleyhine çalısırlar.
Sebzelerde solgunluk yapan Fusarium, Pythium, Rhizoctonia, Sclerotonia gibi çökerten etmenlerine karsı Trichoderma türleri örnek olarak verilebilir. Yabancı otlarda zarar yapan hastalık etmenleri ve böcekler, bunların zararını belli ölçüde azaltmaktadır. Bunlardan biyolojik mücadelede yararlanma yoluna gidilmis ve bazılarında olumlu sonuçlar alınmıstır. Urophora affinis larvaları yabancı ot tohumlarında yasar ve anormal tohum meydana gelmesine neden olur. Canavar otlarının biyolojik mücadelesinde de birçok alanda Phtomyza orobanchia kullanılmaktadır.
Biyolojik Mücadele Etmenlerinin Kullanılma Yolları
Mevcut Doğal Düsmanların Korunması ve Etkinliklerinin Arttırılması
Doğal düsmanların etkinliğini arttırmak için bunlar üzerine etki eden faktörlerin bilinmesi ve bu unsurları doğal düsmanların lehine kullanılması ile yoğunlukları arttırılabilir. iklim hem zararlı hem de doğal düsmanların yasayabilmesi için en önemli unsurdur. iklim unsurları özellikle baska ekolojilerden getirilip kullanılan doğal düsmanlar için önemlidir. Parazitoitlerin hemen tümü ve predatörlerin pek çoğu ergin dönemlerinde çiçeklerin balözü, polen, nektar, meyvelerden herhangi bir nedenle sızan sekerli su, bazı böcekler tarafından salgılanan tatlımsı maddeler ile beslenirler. Bu gıdaları daha fazla bulundurulan bitkilerin tarımsal çevre düzeninde bulundurulması ve yıl içinde var olacak sekilde ürün deseninin olusturulması gerekir. Doğal düsman erginlerinin varlıklarını sürdürebilmeleri ve üreme güçlerinin yüksek olması için bazı dönemlerde erginlerin beslenmesine elverisli ortamın hazırlanması gerekir. Unlubitler, kabuklubitler ve yaprakbitleri gibi tatlımsı madde salgılayan zararlıların doğal düsmanlarının daha fazla sayıda olusunun bir nedeni de salgılanan tatlımsı madde ile doğal düsman erginlerinin beslenmesidir. Hedef zararlının bulunmadığı zamanlarda doğal düsmanlar varlıklarını sürdürebilmeleri için bir baska konukçu ile beslenebilmelidir. Örneğin; Süne'nin yumurta parazitoitleri Trissolcus spp., Sünenin bulunmadığı yaz aylarında diğer Heteroptera takımının türlerinin yumurtalarında yasar ve popülasyonlarını gelecek ilkbahara kadar korumus olurlar. Kültür bitkisine zarar vermeyen alternatif konukçu zararlıların popülasyonlarını arttırarak doğal düsman popülasyonunu korumak ve arttırmak, biyolojik savas çalısmalarında bir yöntem olarak
uygulanabilir. Doğal düsmanların birbirleri ile rekabeti de önemlidir. Predatör türlerin bazıları kendi türlerini de yerler. Bu durum, Coccinellid ve Neuroptera türlerinde rastlanan bir özelliktir. Genellikle, besin azlığı veya popülasyon yoğunluğunun artması gibi durumlarda ortaya çıkar. Doğal düsman popülasyonunu azaltan bir özellik olan bu olumsuzluk, besin yokluğunda bazı bireylerin diğer bireylerle beslenerek varlıklarını
sürdürebilmeleri açısından bakıldığında ise olumludur. Doğal düsmanlar, yazın asırı sıcak ve kısın asırı soğuk dönemlerde bazı bitkilerin döküntüleri arasında, çit bitkilerinin içerisinde, toprak çatlak ve yarıkları arasında, kavlamıs kabukların altlarında ve yere dökülmüs bitki artıkları arasında geçirirler. Böyle sığınma yerlerinin olmayısı doğal düsmanın popülasyonunu, dolayısıyla etkinliğini azaltır.
Örneğin, Süne yumurta parazitoitleri Trissolcus spp., kısı ergin halde ağaçların yarık ve çatlakları arasında, kavlamıs kabukların altlarında geçirirler. Karıncalar genel olarak doğal düsmanları kaçırıcıdır. Karıncalar yaprakbitleri, unlubitler ve kabuklubitler gibi tatlımsı madde salgılayan böceklerle ortak yasarlar. Karıncalar bu zararlıların salgıladıkları tatlımsı maddelerle beslenirler ve onları doğal düsmanlardan korurlar, bir bitkiden diğerine tasırlar ve hatta kıs aylarında yuvalarına götürürler ve soğuktan korurlar.
Bu nedenlerle karıncalar doğal düsmanların etkinliğini azaltan faktörlerdendir. Doğal düsmanlar üzerinde beslenen türlere de hyperparazit denmektedir. Doğal düsmanların yoğunluğunu azaltmaları nedeniyle hiperparazitler zararlı kabul edilirler.
Bazı kültürel uygulamalar doğal düsmanların varlıklarını sürdürmelerini, popülasyonlarını korumayı sağlar. Örneğin, örtü bitkisinin yetistirilmesi, örtü bitkisinin serit halinde biçimi doğal düsmanları korunmasını sağlayan bir kültürel islemdir. Doğal düsmanların erginleri bitkilerin çiçek tozları, yaprakbiti ve beyazsinek gibi zararlı böceklerin salgıladığı ballı maddeler ile beslenirler.
İlkbaharda erken gelisen ve çiçek açan yabani otlar, çit bitkileri, ağaçlar, yemeklik baklagil veya hububatlar gibi hem çiçek tozu üreten hem de doğal düsmanların yediği zararlıları bulundurmaları ve uygunsuz iklim kosullarında barınak sağladığı için doğal düsmanların sürdürebilmeleri yönüyle önem kazanır. Bu durum dikkate alınarak organik tarım isletmesinde yıl içerisinde yetistirilen bitkiler doğal düsmanlara devamlı besin ve barınak sağlayacak sekilde seçilmeli ve ekim düzeni buna göre planlanmalıdır.
Zararlılara karsı kullanılan organik veya inorganik insektisitler doğal düsmanların popülasyonlarının azalmasına neden olur ve zararlı popülasyonunun daha fazla artması ile sonuçlanır. Mücadelede insektisitler bilinçli kullanılmalı, etki oranı, etki süresi, uygulanması gereken dönem (bitkinin fenolojisi veya zararlının biyolojik dönemi, doğal düsmanların biyolojik dönemi), son uygulama ile hasat tarihi arasındaki bekleme süresi ve çevreye etkisi (kalıntı, hedef dısı organizmalara ve doğal düsmanlara) bilinmelidir. Bunun için ruhsatlı ilaçlar kullanılmalıdır.
Doğal Düsmanların Kitle Halinde Üretilip Salınması
Doğal düsman yoğunluğunu arttırmak için uygun türler üretilerek yetistirme alanlarına salınırlar. Bunun için öncelikle yerli doğal düsmanlar kullanılır. Ancak bu da yeterli olmuyorsa baska ülkelerde doğal olarak etkili olanlar getirilerek kullanılır. Turunçgil unlu biti’nin predatörü Cryptolaemus montrouzieri Avustralya kaynaklı olup ülkemiz kosullarında kısı geçiremediği için her yıl doğaya salınmaktadır.
Ülkemizde bu çalısmalar, ilk kez 1912 yılında yurtdısından getirtilen avcı böcek Rodolia cardinalis Sakız adasına salınması ile baslamıstır. Bu avcı böceğin 1932 yılında tekrar getirtilerek Çukurova ve Ege Bölgesi’nde turunçgil alanlarına salınması sonucu Torbalı kosnil (Icerya purchasi) sorunu ortadan kalkmıstır.
Süne’de biyolojik mücadele çalısması 1928 yılında Adana’da yumurta parazitoidi Trissolcus semistratus’un saptanmasıyla baslamıs, 1958 yılında İran’dan getirtilen parazitoid Diyarbakır’da hububat alanlarına salınmıstır. Turunçgil unlubiti’ne karsı avcı böcek C. montrouzieri ve parazitoit Leptomastix dactylopii halen kitle halinde üretilmekte ve turunçgil üreticilerine dağıtılmaktadır. Yoğun ve gelisigüzel ilaçlamaların yapılmadığı bahçelerde doğal denge korunacağı ve hiç kimyasal savasa gerek kalmayacağı ortaya konmustur. Elma pamuklubiti (Eriosoma lanigerum)nin parazitoidi Aphelinus mali Orta Anadolu Bölgesi’nde zararlıyı % 70 oranında parazitleyebilmektedir. Bu yüzden zararlıya karsı ilaçlama yapmaya gerek kalmamaktadır. Yaprakbüken (Archips spp.) populasyonunu baskı altına alabilecek olan Trichogramma embryophagum kiraz bahçelerinde %65 oranında zararlıyı parazitlemektedir. Fındık kosnili (Parthenolecanium spp.) üzerinde de Verticillium lecanii oldukça etkilidir. Bu zararlıyla bulasık alanlarda fungusu koruyabilmek için kükürtlü preparatlar kullanılmalıdır. Pamukta zararlı kırmızı örümcekler (Tetranychus cinnabarinus ve Tetranychus urticae)’in doğal düsmanları olan Scolothrips longicornis, Stethorus spp., Scymnus spp., Chrysoperla carnea Orius spp., Nabis spp., Deraeocoris sp., Campylomma diversicornis ve Geocoris spp. zararlı populasyonunu baskı altına alabilecek etkinliktedir. Benzer sekilde pamuk yaprakbiti Aphis gossypii’ nin özellikle Coleoptera Takımı, Coccinellidae familyasından predatörleri (Coccinella septempunctata L., C. undecimpunctata L., Adonia variegata, Adalia bipunctata, Scymnus spp. ve Exochomus spp.) populasyonu azaltıcıdır. Pamukta yesilkurt Helicoverpa armigera’un en önemli parazitoidi olan Apanteles sp. Çukurova’ da mevsim sonuna doğru parazitleme oranı %60’a kadar çıkmaktadır. Sonuç olarak; Organik tarımda hastalık, zararlı ve yabancı ot mücadelesine yönelik uygulamalarının entegre edilmesi daha sağlıklı ve kaliteli ürünler alınması için gereklidir. Organik tarım yapılan isletmede bulunan tüm bitkilerde survey yapılarak hastalık çıkısları, yabancı ot, zararlı böcek ve doğal düsmanların yoğunlukları belirlenmeli ve uygulanabilecek mücadele yöntemleri göz önüne alınıp değerlendirildikten sonra en uygun yöntem kullanılmalıdır. Tarımsal uygulamalarda yapılan yanlıslıklar, doğal bitki örtüsünün bozulması veya iklim kosullarının değismesi ve asırı derecede sapmalar göstermesi gibi nedenlerle doğal denge bozulabilir. Buna bağlı olarak, hastalık, zararlı ve yabancı otlarla ile ilgili sorunlar ortaya çıkabilir. Böyle bir sorun ile karsılasmamak için mümkün olduğunca doğal yapıyı bozmadan bunların bir uyum içinde yasamlarını sürdüreceği bir üretim deseninin olusturulması gerekmektedir. Hastalık, zararlı ve yabancı otların yönetimi organik tarımın en önemli unsurlarından biri olup, organik ürün üretimi yapan her isletme yetistirdiği ürüne bağlı olarak özel bir bitki koruma programı uygulamalıdır.
Organik tarımda mücadelede kullanılacak preparatlar 10 Haziran 2005 tarih ve 25841 sayılı resmi gazetede yayınlanan Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına Đliskin Yönetmeliğin EK–1 B Bölümünde yer almaktadır.
Ekoloji
-
Ekosistem hizmetleri
-
Biyoremediasyon Nedir ? Biyoremediasyon Teknikleri Nelerdir ?
-
Enerji Bağımsızlığı Nedir ?
-
İklim Araştırmaları
-
Sera Etkisi - Atmosferdeki karbondioksitin sera gazı etkisindeki yeri nedir?
-
CO2 Salımları
-
İklim Bilimi - İklimi Nasıl Değiştiriyoruz
-
Ağır Metallerin Sağlık Üzerine Etkileri
-
Küresel Isınmanın Sonuçları
-
Asit Yağmurlarının Çevre Üzerine Etkileri
-
Tür Çeşitliliğinin Korunması
-
Biyolojik Mücadele Kavramı
-
Atık Suların Kullanım Alanları
-
Sera gazı ile küresel ısınma arasında nasıl bir ilişki vardır? Kaynak: Sera gazı ile küresel ısınma arasında nasıl bir ilişki vardır?
-
Canlı Türlerinin Yok Olmasının Doğal Dengeye Etkisi