Romano-Ward Sendromu
Kalpte meydana gelen aritmi olarak isimlendirilen kalbin ritmik fonksiyonunun bozulmasıdır. Bu hastalık QT sendromunun bir türü olup kalp kasının kalp atışının esnasında normalden daha uzun sürede yeniden şarj olmasına sebebiyet veren bir kalp rahatsızlığıdır.
LQT yani uzun QT terimi kalbin elektriksel aktivitesini ölçmek için kullanılan bir test olan elektrokardiyogram (EKG veya EKG) ile saptanan belirli bir kalp aktivitesi modelini ifade eder. Bu hastalığa sahip bireylerde QT aralığı normalinden oldukça uzundur. Bu uzunluktan dolayı kalp atışının ve yeniden şarj modelinin sirkülasyonundaki anormalliklerden kaynaklanan aritmi oluşmaktadır. Romano-Ward hastalığı ile ilişkili olarak ise senkop veya kalbin durmasına böylelikle de ani ölümlerin yaşanmasına yol açar ancak bu hastalığa sahip bireylerde başka sağlık sorunları baş göstermez. Genetik faktörlerine dayanılarak literatürde tam tamına on beş adet QT sendromu tanımlanmıştır. Belli başlı uzun QT’ler kardiyak anormalliklerini ihtiva eder. Romano-Ward hastalığı diğer anormal belirtiler ve semptomlar olmadan yalnızca uzun QT aralığı içeren hastalıkları barındırır.
Şekil 1: QT aralığı normal kalp ritmi.
Şekil 2 : Elektrokardiyogram. (EKG)
Şekil 3 : Kalpteki elektriksel aktivite.
Hastalığın Meydana Gelme Sıklığı
Romano-Ward hastalığı kalıtsal ve nadir bir hastalıktır ve dünya çapında her 2.000 kişiden 1 kişi bu hastalığa maruz kalmaktadır ve uzun QT formu en yaygın şeklidir. Ancak bilim insanların tahminine göre uzun QT frekansının tahmin edilenden daha yaygın olduğu ve popülasyonda daha yaygın olduğu görüşü içerisindedirler çünkü bazen hastalarda aritmi semptomu görülmeyebilir ve bundan dolayı da hastalık teşhis edilemeyebilir.
Hastalığa Neden Olan Etmenler
Romano-Ward hastalığı’na KCQ1, KCNH2 ve SCN5A kromozom 11 üzerinde lokalize olmuş genlerin mutasyona uğraması sonucu meydana gelmektedir.
KCNQ1 (potassium voltage-gated channel subfamily Q member - potasyum voltaj kapılı kanal alt ailesi Q üyesi) geni
KCNQ1 geni potasyum kanalları yapma için ilgili proteinlere talimatlar veren geniş bir gen ailesidir. Potasyumun pozitif yüklü atomlarını yani iyonlarını hücrelerin dışına transportunu gerçekleştiren bu kanallar, bir hücrenin elektrik sinyalleri üretebilme ve iletebilme becerilerinin gelişiminde oldukça önemli fonksiyonlara sahiptir.
Bir K (potasyum) kanalına ait yapının spesifik görevi protein komponentlerine ve vücuttaki konumuna bağlıdır. KCNQ1 proteinleri vasıtası ile yapılan bu kanallar başta iç kulak kısmında ve kalp kasında bulunur. Bu kanalların iç kulaktaki temel fonksiyonu işitme için gereken iyon konsantrasyonunun stabilizasyonunu sağlmaktır. Kalp kasında yer alan bu kanallar ise kalbin normal ritmi için ve kalbi yeniden şarj etmede özellikle bu ikisinin stabilizasyonu için görev yapar. KCNQ1 proteinleri mide de, bağırsakta, akciğerde de üretilmektedir.
KCNQ1 proteini fonksiyonel ve işlevsel potasyum kanallarını meydana getirebilmek ya da oluşturabilmek için KCNE ailesindeki proteinler ile etkileşim girer bu proteinlere örnek olarak KCNE1 proteini örnek verilebilir. KCNQ1 proteininden türemiş dört alfa birim kanalın yapısını oluşturmaktadır. KCNE proteininden türemiş beta yapı ise kanala bağlanarak kanalın fonksiyonunu düzenler.
KCNH2 (potassium voltage-gated channel subfamily H member 2- potasyum voltaj kapılı kanal alt ailesi H üyesi 2) geni
KCNH2 geni potasyum kanalları yapan proteinleri kodlar ve bu proteinlerin kodlanması için talimatlar sağlar.
SCN5A (sodium voltage-gated channel alpha subunit 5- sodyum voltaj kapılı kanal alfa alt birimi 5) geni
SCN5A geni sodyum kanallarını yapan proteinlerin üretimini kodlayan ve talimatlar veren bir gen ailesidir. Bu kanallar Na iyonlarının hücredeki akışını kontrol etmek maksadı ile kontrollü bir şekilde açılır ve kapanır. SCN5A geninde kodlanan proteinler bu kanallarda bulunmakla beraber kalp kası hücrelerinde bol miktarda bulunmaktadır ve bu hücreleri (kalp kası hücrelernin) elektriksel sinyallerin üretimini ve iletimindeki kabiliyeti arttırıcı fonksiyon görmektedir SCN5A geni tarafından kodlanan proteinler. Bu kanalların kalpte görevleri çok yönlü ve çeşitlidir mesela kalp kasının başlangıcını indüklemede, kalbin üst ve alt odacıklarının kasılmasını koordine etmede ve normal kalp ritmini sürdürülebilir kılmada önemli görevler üstlenir.
Hastalığın Kalıtım Modeli
Romano-Ward hastalığının kalıtım modeli otozomal dominant olup her hücrede değiştirilmiş genin bir kopyasını içermesi yetiyor anlamına gelmektedir. Hastalığa yakalanmış bireyler mutasyona uğramış geni ebeveynlerden birisinden almaktadır. Vakaların oldukça küçük bir kısmı ilgili genlerin yeni mutasyonundan kaynaklanır. Bu vakalar ailesinde bu hastalığa sahip olmayan yani önceden bu hastalığı yaşamamış kişilerde ortaya çıkar.
Çeviren ve Derleyen: Alper Demirezen
Kaynak
https://medlineplus.gov/genetics/condition/romano-ward-syndrome/
Görsel Kaynak
https://medlineplus.gov/genetics/condition/romano-ward-syndrome/
Genetik Haberleri
-
Son Neandertal’in DNA’sı: 50.000 Yıllık İzolasyon ve Soy İçi Üreme
-
52.000 Yıllık Donmuş Mamut Derisinden Antik DNA Elde Edildi
-
Bu Toplu Mezar, Avrupa Genomunun Oluşumunu Aydınlatıyor
-
Tiny TnpB: Bitkiler için yeni nesil genom düzenleme aracı tanıtıldı
-
Bize Miras Kalan Neandertal DNA’sı, Otizm Duyarlılığını Etkiliyor
-
Papua Yeni Gine Yerlilerinin Genetik Adaptasyonları Keşfediliyor
-
Neolitik Dönemde Y Kromozomu Çeşitliliği Neden Azaldı?
-
Antik DNA ile Avarların Sosyal Yaşamı Ortaya Çıkıyor
-
Allopatrik türleşme nedir ? Nasıl Gelişir ?
-
Maryland’teki “Kölelerin” Yaşayan 42.000 Akrabası Bulundu
-
Araştırmacılar kediler, yunuslar, kuşlar ve düzinelerce başka hayvanın genom haritasını çıkarıyor
-
Kolombiya'da nadir görülen bir kuş türünde "gynandromorphy" gözlemlendi
-
Kurumaya dayanıklı bitkiler için genom veritabanı yayınlandı
-
En son DNA barkodlama teknolojisiyle İsrail'in tatlı su balık türleri listesinin yeniden gözden geçirilmesi
-
İnsanların Daha Önce Bilinmeyen Bir Dokunma Duyusu Keşfedildi