Polen nedir ? Polenin besin değeri ve Polenin kullanım alanları nelerdir?
Hepimizin bildiği gibi bitkiler toprağa bağımlı olarak yaşayabilen yer değiştirme özellikleri ancak tohumlarının farklıyerlere ekimi veya saçılması sonucu olabilen canlılardır.
Bitkilerir nesillerini bu tohumlar sayesinde sürdürmektedirler. Bitkide tohumlar oluşmadan önce açan çiçeklerin orta kısmında erkek üreme organlarının başçık kısmında bitkinin tüm kalıtsal özelliklerini taşıyan küçük hücrelerden oluşan tozlar vardır. İşte bu çiçek üreme hücrelerine “polen” adı verilmektedir.
“Polen” kelimesini ilk olarak 1760 yılında İsveçli botanikçi Linne kullanmıştır. Latince’de polen “ince toz, un” anlamına gelmektedir.
Polen çiçekli bitkilerin erkek cinsiyet hücreleri olup, dişi organın tozlaşmasını sağlamaktadır. Yine polenler bitkilerin çiçeklenme dönemleri boyunca görülmekte olup, kremden siyaha kadar değişebilen farklı renklerde olabilmektedirler. Polen renk çeşitliliği konusunda, özellikle son yıllarda çalışmalar yapılmaya başlanmış olup, polen renk katalogları oluşturulmuştur.
Bu kataloglar yakından incelendiği zaman polen renk çeşitliliğinin sarıdan siyaha, mordan maviye, yeşilden kırmızıya birçok renkte ve farklı tonda olduğu gözlenmektedir. Polene bu renkleri veren renk maddeleri karotenoidler olup, polende klorofil bulunmamaktadır.
Bal arıları bitkilerin üremesinde aktif olarak rol oynayan taşıyıcılardan yanlzca birtanesidir. Bal arıları kendi gereksinimini karşılamak amacıyla bitkiden polen ve nektar alma çalışmasını yürütürken aynı anda bitki çiçeklerinin de tozlaşmasını yani polinasyonunu sağlamaktadır.
Arılar çiçekli bitkilerden balözünü (nektar) alırken aynı zamanda polen tozlarını da arka bacakları yardımıyla polen sepetçiklerinde depolanmakta ve kovana geri dönüldüğünde de petek gözleri içine bırakılmaktadırlar.
Polen taneleri genellikle mikroskobik olup (6-200 μm) sıkıştırılmış polen tozlarından meydana gelmektedir.
Polen arıların büyüyüp gelişmelerini tamamlayabilmeleri ve salgı bezlerinin gelişmesi için gerekli olan başlıca protein kaynağıdır. Polen yokluğunda koloninin yavru üretip kendi devamlılığını sağlanması mümkün değildir.
Polen kaynağın cinsine bağlı olarak bir arının bir seferde taşıdığı polen yükünün ağırlığı 12–30 mg arasında değişmekle beraber; ortalama 15 mg civarındadır. Yani her bir bal arısı bir seferde 15 mg polen getirebilir. Kuvvetli bir kovanda yılda 35–40 kg polen toplanabilir. Bir arı günde ortalama 5–8, en fazla 11–20 polen seferi yapabilir. Her defasında 14 mg polen taşıyan ve günde 5 sefer yapan bir arı gün boyunca 70 mg ve 8 sefer yapan bir arı ise 112 mg çiçek tozu taşır.
Bitki polen kaynağının yeterli olduğu dönemlerde bir koloniden günde 250-1000g, 2-3 aylık polen akım döneminde ortalama 8-10 kg, yıl boyunca yaklaşık 35–40 kg civarındadır. Kullanılan polen kaynağının tirfil türleri ve karaağaç olması durumunda arının polen toplama yükü ortalama 12 mg iken, mısırda 14 mg, elmada 25 mg ve akça ağaçta ortalama 29 mg'dır.
Eski zamanlarda polenin, Yunanlılar, Mısırlılar, Persler, Çinliler ve Amerika yerlileri tarafından yenildiği tahmin edilmekle birlikte polen kullanımına ilişkin yeterli kaynak bulunmamaktadır. Bilinen en erken kayıtlarda, polenin İspanya’da, Arap ve Yahudi doktorlar tarafından ilaç olarak kullanıldığı bilinmekle birlikte, Mısır Sultanlığı’nda yahudi bir doktor olan Maimonides (1135–1204), poleni yatıştırıcı bir tonik olarak tavsiye etmiştir. 1200‘lü yılların başında Ibn el-Beithar poleni bir afrodizyak ve aynı zamanda mide, bağırsak ve kalp sağlığı için yararlı olarak tanımlamıştır.
Bileşiminde insan sağlığı açısından önemli maddeler bulunduran polenin morfolojik ve kimyasal içeriği bitkiden bitkiye farklılıklar göstermektedir. Polenler bitki taksonlarına göre ayrılmadan karışık halde kimyasal analizleri yapıldığı zaman, elde edilen analiz sonuçları, oldukça karmaşık olmakta ve alınan verilerin hangi bitki taksonuna ait polenle ilgili olduğu bilinmemektedir. Bu nedenle polen içeriği verilirken birçok polen kaynağının ortalamasından yararlanılarak, sonuçlar yaklaşık değerler olarak verilmektedir.
Arı poleninden bitkisel kaynaklı 250’ den fazla biyolojik aktif madde izole edildiği bildirilmektedir. Yapısında bulunan fenolik maddeler (gallik, kafeik, ferulik, klorogenik, kumarik asit) ve flavonoidler (kuarsetin, myrisetin, kamferol, galangin) nedeniyle doğal bir antioksidandır.
Değişik oranlarda protein (%25-30), karbonhidrat (%30-55), lipit (%4.8), vitamin ve mineral maddeleri, ayrıca esansiyel aminoasitler, organik asitler, enzimler, nükleik asitler ve gelişme düzenleyicileri yapısında bulundurmaktadır. Arı poleni serbest aminoasitler için zengin bir gıda ve mükemmel bir enerji kaynağıdır
Buna göre, ortalama olarak polenin, yaklaşık %25’i, en az 18 amino asit içeren, proteindir. Buna ek olarak, polen de çeşitli vitaminler, 28 farklı mineral, 11 enzim ya da koenzim, 14 yağ asidi, 11 karbonhidrat ve hormon bulunmakta olup, kalorisi düşüktür. Polenin, bal arısı larvasının beslenmesi için çok önemli olan B vitaminlerince de zengin (B1, B2, B3, B5, B6) olduğu ve vitamin C, A, E, karotenoidler, folik asit, rutin, biotin, niasin, riboflavin, HGH (insan büyüme hormonu) ve gonadotropin içerdiği de saptanmıştır.
Polenin kimyasal kompozisyonu, bitki türleri arasında çeşitlilik gösterir. Ayrıca polen gelişirken oluşan iklimsel çevre ve depolama metotları da polenin içeriğinin değişmesinde etkili olmaktadır.
Polenin Total Yağ İçeriği
Polenin çeşitli bölümlerinde lipit materyali lokalize olmuştur. Polenlerin çoğunda yapışkan viskoz yağ tabakası ekzini kaplamıştır. Gerçekte, ekzin ve intin tabakalarında, uzun yağ asidi zincirlerinin, alkollerin ve mumlu esterlerin bulunduğu bildirilmiştir.
Polen insan metabolizması için çok değerli besin maddelerini içermektedir (Tablo 1). Esas olarak yüksek derecede protein ve karbonhidrat kaynağı olmakla birlikte zengin vitamin ve mineral madde deposudur.
Polende bulunan vitaminler
Provitamin A (karotenoidler, %5-9 mg),
B1 Vitamini (thiamine, %9,2 μg), B2
Vitamini (riboflavin),
B3 Vitamini(niacin),
B5 Vitamini (pantotenic asit),
B6 Vitamini (pridoksin, %5 μg),
B12 Vitamini,
C Vitamini (askorbik asit),
D Vitamini,
E Vitamini,
Vitamin H (biotin),
Vitamin K (kolin, inositol),
folik asit (%5 μg),
pantotenik asit (20-50 μg/g).
Polende bulunan mineral maddeler
Polenin mineral kompozisyonu sadece bitki kaynağına bağlı olmayıp aynı zamanda toprak, coğrafik köken gibi büyüme koşullarına da bağlı olmakta ve yüksek derecede değişkenlik göstermektedir. Polen normal olarak bitki dokularında bulunan temel elementleri ve aynı zamanda iz miktardaki, minör elementleri de içermektedir. Polende inorganik elementler nispeten az miktarlarda olmasına rağmen, temel enzim sistemi olarak vücut için yararlıdır.
Kalsiyum, fosfor, demir, bakır, potasyum, magnezyum, manganez, silis, sülfür, sodyum, nikotinamid, iyot, klorin, bor ve molibden polende bulunan mineral maddelerdir. Herbert and Miller-Ihli, (1987)’in belirttiğine göre, polende potasyum(K), magnezyum(Mg) ve kalsiyum(Ca) mineralleri önemli miktarlarda bulunurken, manganez(Mn), çinko(Zn), bakır(Cu) ve demir(Fe) mineralleri daha az miktarlarda bulunmaktadır.
Tablo1. Polenin Kimyasal İçeriği (Schmidt, 1996).
Polende bulunan iz elementler ise alüminyum, titanyum, çinko ve nikeldir. Polenin besin değerini günlük hayatta aldığımız besinlerin değerleriyle karşılaştırırsak ortaya şu şekilde bir tablo çıkmaktadır.
Tablo 2. Çeşitli Yiyeceklerle Polenin Karşılaştırılması.
Bütün bu saydıklarımızın yanı sıra polende Alanin, arginin, sistin, glisin, histidin, izolösin, lösin, lisin, fenilalanin, mefiyonin, prolin, serin, threonin, triptofan, trisin ve valin gibi değerli toplam 22 çeşit aminoasit bulunan polende, 27 çeşit madensel tuz, karotenoidler, steroidler, flavonoidler, esansiyel yağ asitleri ve hormon benzeri büyüme faktörleri, diastaz, fosfotaz ve amilaz gibi değerli enzimler, renk maddeleri de tespit edilmiştir.
Polenin Kullanım Alanları Nelerdir ?
- Vücudumuzu zinde tutmak ve dengeli beslenmek için günlük ihtiyacımız olan eksik maddeleri tamamlamada,
- Küçük çocukların sabah kahvaltılarında ılık su ve bal ile karışım olarak iştah açmada,
- Apiterapide
- Tıpta polen alerjisinin tedavisinde, ilaç sanayinde
- Gıda sanayisinde pasta, kek, börek ve çörek yapımlarında,
- Bombus arısı yetiştiriciliğinde,
- Kovan içindeki larvaların beslenmesinde,
- Evcil hayvanların özellikle yarış atlarının beslenmesinde ve laboratuar böceklerinin yemlerine katılarak büyüme hızlarını artırmada,
- Kozmetik sanayinde krem, temizleme sütü, yüz temizleme losyonu, cildi besleyici olarak,
- Polinasyon çalışmalarında,
- Çevre kirliliği çalışmalarında kullanılmaktadır.
Polenin Faydaları Nelerdir?
Yapılan araştırmalar, polenin proteince zengin, yağ oranı düşük, mineral ve vitaminlerce zengin olduğunu göstermektedir. Günlük 15 g (yaklaşık bir çorba kaşığı) polenin insan vücudu için gerekli minimum amino asit ihtiyacını karşıladığı bildirilmiştir .
Polen, lahana, domates, elma, biftek, tavuk, buğday ve fasulye olmak üzere toplam 7 ürünün besin içeriğiyle karşılaştırılmıştır. Polenin besin değeri karşılaştırılan yiyeceklerin (genellikle domatesin ve lahananın en çok besinsel değere sahip oldukları düşünülmesine rağmen) hemen hepsinden daha yüksek düzeydedir. Protein içeriği bakımından polen 2. sırada olup, tavuk etinden sonra yer almaktadır.
Araştırmacılar arı poleninin, bağışıklık sistemini güçlendirdiğini, X ışınlarına karşı dirençli kıldığını, antibakteriyel ve antiviral özelliklere sahip olduğunu, özellikle ciddi hastalıklara neden olan Escherichia coli ve Proteus mikroorganizmalarına karşı belirli bir antibiotik özelliğinin varlığını saptamışlardır.
Polen, ayrıca vücudu gençleştirip, organları ve bezleri uyararak, yaşama direncini yükseltir ve yaşam süresini uzatır. Polenin sürekli olarak alınabilir olması, göze çarpar bir enerji artışına neden olur. Polen, dünya atletleri arasında favori bir besin maddesi olarak tüketilmektedir. Bu durum performans kalitesini yükseltmesi ve sürdürmesi ile ilgilidir. Ayrıca polen alerjisi olan çocukların tedavisinde ve prostat hastalarında da kullanılmaktadır.
Genel sağlığımızın korunması ve vücut direncimizin arttırılmasından başka dengeli beslenmek amacıyla da tüketilen taze polenin bilim adamları tarafından da öne sürülmüş etkileri şu şekilde maddelenebilir.
a. Kansızlığın giderilmesinde; alyuvar (kırmızı kan hücreleri) sayısını %25-30, hemoglobini %15 oranında yükseltir;
b. Vücudumuzu zinde tutar,
c. Sporda yüksek performans sağlar,
d. İçinde bulundurduğu doğal antibiyotiklerle inatçı bağırsak iltihaplarını, yaralarını iyileştirir,
e. Kabızlık ve bağırsak tıkanmalarını ortadan kaldırır ve hemoroidi (basur) iyileştirir,
f. Ülseri, mide yaralarını iyileştirir; geleneksel tıbbi tedavi gören ülserli hastaların %29‘u iyileşirken polenli kürle beslenen hastaların iyileşme oranı ise %59.2’dir.
g. Yara ve yanıkların iyileştirilmesinde kullanılır; günde 2 g polen yenmesiyle yara ve yanıkların iyileşmesinde %30’luk bir hızlanma ve artış gözlenmiştir.
h. Aşırı sinir ve stresten kurtulup rahatlatır,
i. İnatçı ishalleri tedavi eder,
j. Gelişme ve büyümeyi hızlandırır,
k. Görme sorunu olanlarda, görme yeteneğini artırır,
l. Saç dökülmesini önleyip saç sayısını artırır,
m. Prostat hastalarında iyileştirici etki yapar,
n. Kılcal damarları etkileyip fazla kanamaya engel olur, kalp kasının çalışmasını güçlendirir,
o. Hücre yenileyicidir, yaşlanmayı geciktirir, güzellik kremi olarak cildi besler ve yumuşak tutar,
p. Yüksek tansiyon ve soğuk algınlığında iyileştiricidir,
q. Düşünme yeteneğini arttırır, zekayı güçlendirir;
r. Kısa sürede hasta kişileri enerji ve canlılığa kavuşturur,
s. Mikrop öldürücüdür,
t. Deri ve göz kapağı iltihaplarını önler,
u. Solunum yolu hastalıkları ve iltihaplarının iyileştirilmesinde faydalıdır,
v. Aşırı yorgunluk ve stresten kaynaklanan cinsel isteksizliği giderir, kısırlık sorununun giderilmesinde faydalıdır,
w. Hayvancılıkta özellikle yarış atlarının, balıkların, kafes kuşlarının, civciv ve tavukların aktivitelerinin, verimliliklerinin, hızlı gelişmelerinin ve sindirim kolaylığı sağlamalarında
kullanılmaktadır,
x. Hayvanları ve insanları radyasyon ve X ışınlarının zararlı etkilerinden korur,
y. Yemeklerden yarım saat önce alınması halinde hem yenilen yemeğin yarayışlılığını arttırır hem de iştah açar, kilo aldırır.
Polenin Tüketim Şekli Nasıldır ?
Polenler ya taze olarak kullanılmalı ya da taze kalması amacıyla hemen -18oC’deki derin dondurucuda poşet veya cam kavanoz içerisinde saklanmalıdır. Taze olarak kullanılacak polenler serin ve rutubetsiz bir ortamda tercihen de ambalajı içinde buzdolabında saklanmalıdır.
Polen, daha önce de bahsedildiği üzere canlının gelişmesi ve büyümesi için günlük alınması gereken tüm gerekli maddeleri uygun denge içinde bulunduran yegâne doğal besindir. Bu bakımdan insan sağlığı ve beslenmesinde ve genel vücut direncinin korunmasında büyük öneme sahiptir. Polen, sabahları aç karnına, kahvaltıdan en az yarım saat önce ya da akşam yemeğinden en az 4 saat sonra tercihen yatmadan önce sade olarak veya ılık süt ve meyve suları içinde alınmalıdır. Günlük alınması gereken doz duruma göre, yetişkinlerde 15-40 g, 6-12 yaş grubu çocuklarda 10-15 g, 3-5 yaş grubu çocuklarda ise 5-15 g'dır. Bir yemek kaşığı kuru polen yaklaşık 10 g'dır.
Uygulanabilecek bir polen kürü şöyledir. Birinci hafta 15 gram polen sabahları aç karnına alınmalıdır, iki ve üçüncü hafta günde 30 gram sabah kahvaltısından 15 dakika önce yarısı ve akşam yemeğinden 15 dakika önce diğer yarısı alınmalı, dördüncü haftada ise uygulama birinci haftada olduğu gibi tekrarlanmalıdır. Bu küre ilave olarak her sabah kahvaltısında bir dilim ekmeğe polenli bal sürülmeli ve bu yolla da 8 gram polen alınmalıdır.
Kayaklar:
1-Bonhevi SJ, Jorda EJ. Nutrient composition and microbiological quality of honeybee- collected pollen in Spain. Agric Food Chem 1997;
2-.Stajko AR, Stajko J, Kurek-Gorecka A, Gorecki M, Kabala-Dzik A, Kubina R, Mozdzierz A, Buszman E. Polyphenols from bee pollen: Structure, absorption, metabolism and biological activity. Molecules 2015; 20(12): 21732-49.
3-Korkmaz., A ve Çamkaya .,N "Polen" Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitü Müdürlüğü Samsun / Mayıs 2008
4-Bognadov S. Quality and standard of pollen and beeswax. Apiacta 2004;
5-Feas X, Vazquez-Tato MP, Estevinho L, Seijas JA, Iglesias A. Organic bee pollen: Botanical origin, nutritional value, bioactive compounds, antioxidant activity and microbiological quality. Molecules 2012;
6-Gonzalez G, Hinojo MJ, Mateo R, Medina A, Jimenez M. Occurrence of mycotoxin producing fungi in bee pollen. Int J Food Microbiol 2005; 105 (1):1-9.
7- https://www.tab.org.tr/polen
8- https://ankara.tarimorman.gov.tr/Belgeler/liftet/polen.pdf
Sağlık Haberleri
-
Sivri sineklerin neden olduğu bazı hastalıklar
-
Dang humması nedir? Nasıl bulaşır ?
-
Uyku apnesi nedir?
-
Narkolepsi Nedir?
-
Çiçek Aşısının Keşfi: Tarihte Bir Dönüm Noktası ve Küresel Sağlık Başarısı
-
Çocukluk Döneminin Meydana Getirdiği Sık Görülen Hastalıklar ve Önleyici Sağlık Tedbirleri
-
Salgınların İzinde: Tarihin Dönüm Noktaları ve İnsanlığın Mücadelesi
-
"Kızamık Aşısının Keşfi: Hastalığın Kontrolünde Bir Dönüm Noktası"
-
Siyah Ve Yeşil Çay İçmenin Sağlığımıza Faydaları
-
Beyin ölümü ne anlama geliyor? Bilim, yaşamın sonunu nasıl tanımlıyor?
-
Virüsler hücreler arası iletişimi bozarak bağışıklık sistemini atlatıyor
-
Bağırsak bakterilerinin kilo almayla ilişkisi var mı?
-
Maymun çiçeği virüsü
-
Akciğer Kanseri
-
Kleefstra sendromu del(9q34)