Ötrofikasyon Nedir
Akarsu ve göllerdeki yaşam niteliği ve kalitesi bu sistemlere giren besin maddeleri, diğer bir deyimle besin tuzları miktarı ile yakından ilgilidir.
Su kaynaklarımıza, dışarıdan çeşitli enerji düzeylerinde maddeler girmektedir. Nitratlar ve fosfatlar gibi besin tuzları akarsuların drenaj alanları ile, arıtımdan geçmemiş kentsel kanalizasyon ve endüstriyel sular yolu ile ortama katılırlar. Bu besin maddeleri su ortamında alglerin büyümesine neden olarak primer besin döngüsünde aşırı üretime neden olurlar. Su ortamında, besin maddelerinin bol olduğu ortamlar ötrofik sular olarak tanımlanır. Oligotrofik sularda ışık geçirgenliği 15 m ye kadar ulaşırken, ötrofik sularda bu değer 1.5 m veya daha azdır. bu nedenle güneş ışınları sadece suyun en üst tabakalarına sızabilirler ve fotosentez sadece bu kısımlarda görülür. Besin maddelerinin zenginliği nedeniyle bu sınırlı bölgede çok yoğun bir su yaşamı oluşur. Sonuç olarak ortaya çıkan yoğun üretim nedeniyle ürün kalıntıları suyun derin tabakalarına çökelerek burada çözünmüş oksijen derişiminde önemli azalmalara neden olurlar. Bunun yanında üst katmandaki fotosentez olayının günlük periyodik değişimleri tüm su kütlesinde geceleri O2 nin tamamen yok olmasına neden olabilir. Oksijenin bu şekilde tükenmesi, sucul yaşamın önemli bir bölümünün ani ölümüne ve ortamda uzun süreli anaerobik durumların ortaya çıkmasına neden olur.
Antropojenik etkilerle oligotrofik göller, kirlenip hızlı bir gelişme göstererek birkaç yıl içinde anaerob karakter gösterebilen ötrofik göller haline gelirler
Ötrofikasyon terimi, zengin anlamına gelen yunanca bir kelimeden türemiştir. Ötrofik suların inorganik ya da organik fosfor ve daha az miktarda azot formlarıyla zenginleşmesi anlamına gelmektedir. Bu besin elementlerinin artışı mikro alglerin aşırı gelişmesine neden olurlar.
Burada iki etki söz konusu olabilir:
• Sudaki oksijen tüketimi,
• İstenmeyen koku ve tad'dır. Bunun sebebi sülfitler, balıkların ve dayanıksız mikroorganizmaların ölümüdür. Böyle sularda dayanıklı mikroorganizma populasyonu oluşmaktadır.
Ötrofikasyon doğal olarak cereyan eden bir olay olmakla beraber antropojen etkilerle hızı artmaktadır. Bundan dolayı ötrofikasyon yağmur suyu, doğal arazilerden gelen yüzey suları, kayaların aşınması ve bitki polenleri gibi nedenlerle oluşuyorsa doğal ötrofikasyon dan söz edilebilir. Ancak çoğunlukla insan aktiviteleri sonucu, örneğin arazi kullanımı (tarımsal), kanalizasyon ve endüstriyel atık suların su ortamına ulaşması gibi nedenlerle yapay olarak meydana gelmektedir.
Ötrofikasyon terimini şu şekilde açıklayabiliriz:
Ötrofikasyon, göl ve nehirlerde bitki, hayvan ve mikroorganizma
gelişmesinin artmasıdır ve doğal bir olaydır. Ancak bu olayın kesintisiz devamına izin verildiği takdirde, sularda oksijen noksanlığı ortaya çıkar. Böylece anaerobik koşullarda yaşayan mikroorganizmalar, aerobik mikroorganizmanın aleyhine olarak, gittikçe çoğalırlar. Bu koşullar altında organik maddenin H2O ve CO2 'e parçalanma işlemi tamamlanamaz, indirgenmiş formda birikmeye başlar. Bu organik bileşiklerin birikimi yanında, anaerobik mikroorganizmaların metabolizma ürünleri olan düşük molekül ağırlıklı bileşikler oluşur. Bu bileşikler aerobik mikroorganizmalar için şiddetli toksiktir.
Su sirkülasyonunun sadece üst tabakalarda cereyan ettiği göllerde yaşayan algler, fotosentetik bakteriler ve anaerobik bakteriler arasındaki etkileşimler şu şekilde bir denge içindedir.
Üst su katmanlarında, algler ve fotosentez yapan diğer yeşil bitkiler vardır. Bu bölge suyun havalanan, aerobik bölgesidir.
Dipte, ölü bitki artıklarının biriktiği ve su sirkülasyonu olmadığı için havasız, anaerobik bölge bulunmaktadır. Bu iki bölgenin arasında üstten yeterince ışık alan, ancak havasız bir bölge vardır ki burada anaerobik fotosentetik bakteriler, göl dibinde bulunan organik artıkları parçalayan anaerobik bakterilerin metabolizma ürünleri olan H2S, bütrik asit ve diğer yağ asitlerini fotosentezde elektron vericisi olarak kullanırlar ve böylece yeşil bitkiler için toksik olan bu bileşikler parçalanarak kaybolur. Böylece göl dibine inen organik artıklar parçalanırken oluşan toksik bileşikler üst katlarda bitkilere ve diğer canlılara uluşmadan aradaki anaerobik fotosentez yapan bakteriler tarafından tutulur. Bu biyolojik denge bazen üst sularda yaşayan alg populasyonunda aşırı bir artma sonucunda bozulur. Genellikle sudaki fosfor miktarının azlığı alg populasyonunu sınırlandıran en önemli etkendir. Herhangi bir nedenle suda fosfor konsantrasyonunun artması, alglerin aşırı üremelerine neden olur. Bu durumda göl dibinde biriken fazla miktardaki alg artıklarının anaerobik parçalanmasıyla oluşan toksik bileşiklerin miktarı, ara katmandaki fotosentetik anaerob bakterilerin tutamayacağı boyutlara ulaşır. Üst katlara ulaşan bu toksik bileşikler, buradaki balıklar da dahil olmak üzere canlı hayatı yok eder. Sularda ötrofikasyona neden olacak P konsantrasyonu için kritik seviye 0.01 ppm ve azot düzeyi ise 0.3 ppm dir .
Genellikle bir su kütlesinde ötrofikasyon aşağıdaki olaylarla gözlenir:
• Su organizmaları ve bitki kütlesindeki artış,
• Organizma tipinde değişim, örneğin yeşil alglere ilaveten mavi-yeşil alg üremesi ve salmon balığı yerine daha kaba balık türlerinin çoğalması,
• Göl derinliği boyunca günlük oksijen derişimi ölçümlerinde maksimum, minimum değerler gözlenmesi,
• Suyun ışık geçirgenliğinin azalması ve renk artışı,
• Tabakalaşmanın olduğu dönemlerde derin bölgelerde oksijen derişiminin azalması,
• Çözünmüş N ve P derişiminde artış.
Eutrophication Animasyon
Eutrophication Animasyon
Ekoloji
-
Ekosistem hizmetleri
-
Biyoremediasyon Nedir ? Biyoremediasyon Teknikleri Nelerdir ?
-
Enerji Bağımsızlığı Nedir ?
-
İklim Araştırmaları
-
Sera Etkisi - Atmosferdeki karbondioksitin sera gazı etkisindeki yeri nedir?
-
CO2 Salımları
-
İklim Bilimi - İklimi Nasıl Değiştiriyoruz
-
Ağır Metallerin Sağlık Üzerine Etkileri
-
Küresel Isınmanın Sonuçları
-
Asit Yağmurlarının Çevre Üzerine Etkileri
-
Tür Çeşitliliğinin Korunması
-
Biyolojik Mücadele Kavramı
-
Atık Suların Kullanım Alanları
-
Sera gazı ile küresel ısınma arasında nasıl bir ilişki vardır? Kaynak: Sera gazı ile küresel ısınma arasında nasıl bir ilişki vardır?
-
Canlı Türlerinin Yok Olmasının Doğal Dengeye Etkisi