Fonotip Nasıl Ortaya Çıkar
Fenotip, bir canlının sahip olduğu özelliklerin (karakterlerinin) tamamını ifade eder. Ancak fenotip deyince, bir canlının belirli bir veya birkaç karakterinin görünümü anlaşılır. Bu durumda, çalışma amacına bağlı olarak, karakter gruplarına giren özelliklerin tamamı ya da herhangi birisi, fenotipi açıklamada kullanılır. Taksonomistler, çalıştıkları bireyler ya da birey toplulukları hakkındaki ilk bilgileri, onların fenotiplerine bakarak elde ederler. Fenotip, çıplak gözle de görülebilir, moleküler düzeyde de araştırılıp incelenebilir. Örneğin, bir çiçekli bitkinin gözle görülebilen morfolojik özelliklerin bütünü, ya da hergangi biri, o bitkinin fenotipi olabildiği gibi, aynı bitkinin DNA molekülünün dizilim sırası da o bitkinin fenotipini, adı geçen karakteler bakımından tanımlamada kullanılabilir.
Her fenotip, ya da bir bireyin her karakteri, o bireyin genotipi ile çevresinin birbirleriyle değişik derecelerde etkileşimi sonucu ortaya çıkmaktadır. Bunu bir model şeklinde özetlersek;
Model 1. Basit genel bir modeldir. Bu modele göre bir canlının fenotipi [ölçülüp, gözlenebilen karakter(ler)i], potansiyel olarak canlının genotipi (genleri) tarafından ortaya çıkarılmaktadır. Başka bir deyişle, genotip, fenotipi ortaya çıkaran potansiyel bir etkendir. Bu potansiyel etken, çevre faktörlerinin de devreye girmesiyle, canlının fenotipinin ortaya çıkmasını sağlar. Örneğin, karaçam (Pinus nigra) oluşumunda, tohumun anne-babasından aldığı kalıtsal özeliklere bağlı olarak 20-30 metre boy kadar varan bir karaçam ağacını ortaya çıkarma potansiyeli vardır. Eğer bu oluşum, zigot oluşumundan itibaren, çok uygun çevre koşullarında gelişip büyümüşse genotipinde yazılı olan en yüksek potansiyele olaşacak görünüş bakımından boylu poslu bir ağaç olacaktır. Öte yandan, eğer aynı tohum gelişiminden itibaren fidan ve/veya genç ağaç safhalarında, uygun olamayan çevre koşullarında gelişmişse, bozuk yapılı, zayıf, kısa boylu bir ağaç olarak ortaya çıkacaktır. Ama, yetiştiği çevre koşulları ne olursa olsun, ağaç yine karaçam olacaktır. Çevre farklığı ağacın boyunu, tepe çatısını, kalınlığını, genel görünüşünü, erkek çiçek, dişi çiçek, kozalak ve tohum büyüklüğünü, tohum verimini vb. etkilemekte, fakat “karaçama” özgü olan ve kalıtsal olan özelliklerini değiştirememekte, ya da çok dar sınırlar içinde değiştirebilmektedir.
Model 2. Model 1’deki verilen modeli biraz daha ayrıntılarıyla, gen düzeyinden başlayıp ara kademeleri de belirterek, model 2 şeklinde de gösterebiliriz. Burada, bir DNA molekülü veya onun bir parçası olan gen, fenotipi ortaya çıkarmadan önce, bir çok başka ara işlevlerin yerine getirilmesini sağlamaktadır. DNA molekülü, hücre içinde mevcut bir çok başka kimyasalların da katkısıyla, önce RNA molekülünü üretmekte, RNA molekülü, enzim ve proteinlerin üretilmesinde görev almakta, bu enzim ve proteinler, çok çeşitli metabolik, fizyolojik, biyokimyasal işlemlerden ve olaylardan geçtikten sonra, en sonunda ilgili fenotipin ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Tabii ki, bu işlemlerin yürütülmesi sırasında, canlının içinde bulunduğu çevrenin de önemli bir etkisi olmaktadır. Örneğin, değişik metabolik ve fizyolojik etkinliklerin yerine getirilmesi sırasında, canlının bünyesinde bazı mineral besin elementlerinin bulunmaması, ya da yetersiz olması; yetişme ortamının sıcaklığının veya pH derecesinin optimal değerden aşırı yüksek ya da düşük olması vb. çevre faktörleri canlı vücudunda olması gereken söz konusu etkinliklerin ve kimyasal reaksiyonların aksamasına ya da yerine getirilmesine yol açacaktır. Bu ve benzeri çevre faktörlerinin, canlının değişik gelişim aşamalarında, değişik derecelerde ve farklı yönlerde etki yapmasıyla, genetik potansiyel, kendisini fenotipte tam olarak gösterememektedir. Sonuç olarak aynı genotipe sahip olsalar bile, gelişim süreçlerinin ve/veya yaşamlarının şu ya da bu evresinde, zaman ya da mekan içinde, farklı çevre faktörlerine maruz kaldıkları için, daha farklı fenotiplere sahip olabilmektedir.
Model 3. Yukarıda verilen Model 1 ve Model 2, tek bir lokus (bir kromozomda belirli bir noktada varolan gen) tarafından kontrol edilen fenotipler için geçerli olabilir. Oysa, canlıların karakterlerinin büyük bir bölümü, bir değil, çok sayıda gen tarafından kontrol edilir. Başka bir deyişle, belirli bir fenotipin ortaya çıkmasında birden fazla gen, değişik ölçülerde ve değişik yönlerde katkılar yapmaktadır. Bu etkileşimler daha ziyade, sıra ile birbirini izleyen biyosentetik reaksiyonların yerine getirilmesi sırasında katalizör olarak görev alan enzimlerin (ve bu enzimleri üreten genlerin) etkisinden ileri gelmektedir.
Model 3, sadece tek bir genin değil, bir çok genin etkisiyle ortaya çıkan bir fenotipin modelini göstermektedir. Bu modelde, birden fazla sayıda genin, hem birbiriyle hem çevre faktörleriyle etkileşimler yaparak, bir fenotipin ortaya çıkışı izlenebilir
SİSTEMATİK HİYERARŞİ
1. Tüm Dünya’da gerçek ve etkili bir iletişimin sağlanabilmesi için standart bir hiyerarşi gereklidir.
2. Belirli bir kategorik tür, organik çeşitliliği kavrayabilmemiz için esastır. Bundan dolayı hiyerarşideki bütün diğer kategoriler doğrudan ya da dolaylı olarak bu düzeyle ilişkilidir.
3. Bütün canlıların, aynı genel yolla türedikleri kabul edilir (doğal seçim yoluyla evrimsel olarak).
MANTIKSAL YAPI
Linné’nin sisteminde, hiyerarşik yapı sınıf sınıf içinde (veya kutu kutu içinde) bir sistem olarak gözlenir. Linné tarafından geliştirilen hiyerarşinin başarısı tesadüfi değildir. Başarılı kurgusunun ve kullanımının nedenlerinden birisi, o zamanlar kullanılan daha basit hiyerarşilere dayanmasıdır, yani birdenbire keşfedilip ortaya konmamış olmasıdır. Bu ilk hiyerarşiler, başta Aristo olmak üzere eski Yunanlılar tarafından geliştirilen kavramlara dayanır. Linné hiyerarşisinin başarısının ikinci nedeni, Linné’nin ansiklopedik dehasıdır. Linné bizzat kendisinin bildiği bütün bitki ve hayvanları sınıflandırarak göstermiştir. Fakat Linné hiyerarşisinin etkenliğini sağlayan üçüncü ve temel bir neden vardır. İster ilkel, isterse gelişmiş olsun, tüm toplumlar çevrelerindeki nesneleri sınıflandırırlar. İnsan beyni, nesne veya fikirleri koordine veya subordine etmeden aralarındaki bağlantı veya ilişkileri takdir edemez. İnsanın bütün ürünleri, bilgisi, aletleri, gelenekleri, hatta bilimsel teorileri ve ilişkileri bile hiyerarşik olarak kurgulanmıştır. Böyle birkaç nedenden dolayı, Linné hiyerarşisi öğeleri arasında belirli bir kurguya ve ilişkiye sahiptir. Bu hiyerarşinin öğeleri, bir birey, takson ve kategori mantıki olarak analiz edilebilir.
Hiyerarşide iki türlü ilişki söz konusudur:
Dikey ve yatay
İki türlü dikey ilişki vardır.
a. Bireyle dahil olduğu takson ve taksonla bulunduğu kategori,
b. Yüksek bir taksonla alçak bir takson arasındaki.
Birinci tip dikey ilişki bir üyelik ilişkisidir. Örneğin bir insan, Hasan Taş, yüksek düzeydeki Memeliler ile alçak düzeydeki Homo sapiens arasındaki çeşitli taksonların üyesidir (tablo), Buna karşılık, her biri birer kategorinin üyesidir; Memeliler sınıf kategorisinin; Homo sapiens tür kategorisinin üyesidir. İkinci tip dikey ilişki, içerme veya dahil olmadır ki, yüksek ve alçak taksonlar arasındaki bağlantıdır. Örneğin Homo sapiens Homo’ya aynı biçimde Homo’da Hominidae’ye dahildir. (tablo). Yatay ilişki, bireylerde kategoriler arasında olanıdır. Kuşkusuz, hiyerarşinin amaçları bakımından, tüm bireyler denk kabul edilir. Benzer şekilde kategoriler de denktir ve basitçe hiyerarşideki basamakları işaretler. Kategorilerin dikey olarak birbirini içermesi, esasen hiyerarşinin merdivensi yapısı ve faydasını bozar.
Linné hiyerarşisinin, yukarıdaki mantıksal analizinden kaynaklanan zorluklardan birisi “Gregg paradoksu” denilen çelişkili durumdur. Bu monotipik taksonların (yani bir tane alt birimi olan takson) mantıki kabulünden kaynaklanır. Problem mantıksal açıdan şöyle bir ilişki vardır. Ginkgo = cins, Ginkgo biloba = tür, Ginkgo = Ginkgo biloba ve bundan ötürü cins = tür. Eğer bu iki kategori aynı ise, o zaman hiyerarşinin merdivensi yapısı, bozulur. Böyle sorunların bir çözümü olarak, monotipik taksonların en az bir tane bilinmeyen veya fosil takson daha içerdiğini kabul etmek görekmektedir. Böylece “çelişki”den kaçınılabilir.
KAYNAK: www.sistematiginesaslari.8m.com/5.htm
Genel Biyoloji
-
Protista Alemi ve Genel Özellikleri
-
Hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar
-
Ses Nedir ? Ses Nasıl Oluşur?
-
Kültürü Yapılan Fitoplankton Türleri Nelerdir?
-
Apoptoz: Programlı Hücre Ölümü Nedir?
-
Ribozom ve Protein Sentezi
-
Mikrotübüller ve İplikçikler
-
Hücre Zarları
-
Lipid Çift-Katmanın Keşfi
-
Biyoreaktör
-
Telomerler ve İnsan Telomerinin Kristalik Yapısı
-
Hücre Biyolojisinin Tarihsel Gelişimi
-
Hücre biyolojisi nedir ?
-
Biyolojik Çeşitlilik Nedir ?
-
Sinir Sistemi Yapısında Bulunan Hücre Tipleri ve Özellikleri Nelerdir?