Anopheles Türlerinin Biyolojisi
Larvaları her çeşit durgun veya yavaş akan tatlı sularda gelişebilmektedirler. Larvaların yaşayabildikleri durgun sular, büyük, küçük, derin ya da sığ olabilirler. Ayrıca, güneşli-güneşsiz, pirinç tarlaları, bataklık, meralar üreme ve gelişme habitatları arasındadır. Larvalar ince su yosunlarının ya da değişik su bitkilerinin bol olduğu bu sularda rahatça yaşar ve gelişirler. Sıcak bölgelerde biraz tuzlu olan sularda da bulunabilirler. Yazın kurak aylarında en küçük su birikintisinde bile larvaları görmek mümkündür.
Ergin olarak sıcak barınaklarda seyrek olarak da kırsal alanda ve yabanıl hayvan yuvalarında kışlarlar.
Gelişmeleri için en düşük sıcaklık 1O C'dir. Bir dişi ülkemiz koşullarında 2-4 kez döl verebilmektedir. Genellikle insan topluluklarının yerleşme yerlerinde ya da buralara yakın yerlerde kümelenirler. En çok evcil hayvanlardan, daha az olarak insanlardan kan emerler.
Coğrafi yayılışı
Tür, Dünya'nın kuzey yarısında Palearktik iklim bölgesinde geniş bir yayılış gösterir. Kuzeydoğu Çin, Rusya'nın büyük bir bölümü, Moğolistan, Orta Asya, Kuzey Afganistan, Güneybatı Asya, Kuzey Afrika ve Basra Körfezi'nin çevresinde geniş bir yayılımı vardır (Horstall, 1955; Parrish, 1959; Postiglione et al., 1973; Merdivenci, 1984; Terek and Brazda, 1986; Terteryan and Mirumyan, 1989; Zarechnaya et al., 1989; Tovornik, 1990; Zaim and Saebi, 1991).
Avrupa'da, Norveç, İsveç, İngiltere, Hollanda, Belçika, Almanya, Polonya, Fransa (özellikle Korsika), İsviçre, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, İspanya, İtalya (sadece Sardunya'da bir kayıt vardır), Arnavutluk, Yugoslavya, Yunanistan, Rusya'nın Avrupa kısmı ve Türkiye'de yaygındır {Jaenson, 1986)
Türe ait varyasyonlar ve populasyonlar özellikle kıyı şeritlerimiz olmak üzere, Türkiye'nin hemen hemen her bölgesinde bulunabilir. Ülkemizde 2300 m yüksekliğe kadar yayılmıştır.
Anopheles ( Anopheles) sacharovi Favre, 1903
Yayılış bölgelerinde sıtma parazitlerinin en önemli vektörüdür. Ülkemiz'de sıtmayı en fazla yayan sivrisinek türüdür.
Türü, A. maculipennis 'den tamamıyla ayırmak çok zordur. Orta boylu bir Anopheles 'dir. Vücudu daha açık renktedir. Orta gövdenin sırt ortası hemen hemen aynı açık renkte pullarla örtülüdür. İki yanı ise açık sarı-kahverengidir.
Kanatlardaki koyu benekler belli belirsizdir. Kanat kenarlarını çevreleyen pullar aynı renkte olup, kanat uçlarında açık renkte benek yoktur.
Yumurta düz boz renktedir. Özel yüzgeçleri yoktur; eğer, varsa çok küçük ve belli belirsizdir
Biyolojisi
Ergin olarak sıcak barınaklarda kışlarlar. Kan emmek için genellikle insanları tercih ederler. Günün değişik saatlerinde gölgelik yerlerde; ancak, genellikle güneş battıktan sonra 2O°°-2400 saatleri arasında insanlardan kan emebilirler (Postiglione et al., 1973; Alten, 1989; Boşgelmez ve ark., 1994). Antropofilik ve endofilik bir türdür (Barkai and Saliternik, 1968).
Larvaları bol yosunlu, temiz, sığ, bol sazlıktı, su bitkili ve hafif tuzlu sularda yaşayabilirler. Tuzluluk oranı % 0.8-1.5 arasında değişebilir (Barkai and Saliternik, 1968; Alten, 1989). Üzeri açık sarnıçlar, sulama suları ve drenaj kanalları, bataklıklar, pirinç tarlaları ve meralar bu türün önemli üreme alanları arasındadır {Horsfall, 1955; Merdivenci, 1984; Alten, 1989, Aldemir, 1997).
Coğrafi yayılışı
Tür, Palearktik İklim bölgesinin Akdeniz alt iklim bölgesinde, bu bölgenin özellikle doğu kesiminde geniş bir yayılım gösterir.
Dünya'da, Aral Gölü, Gürcistan sıradağlarına kadar Kafkaslar, Dağıstan, Afganistan, Kazakistan, Çin, İran, Irak, Suriye ve İsrail yayılma alanı içerisindedir (Pener and Kitron, 1985).
Avrupa'da, Korsika'nın özellikle deniz kıyısında, Sardunya'nın kuzeyinde, İtalya yarımadasının kıyı kesimlerinde, Arnavutluk'un kıyı kesiminde, Yugoslavya'da, Yunanistan'da, Romanya'nın Karadeniz kıyısında, Bulgaristan'da ve Türkiye'de yayılmıştır (Zotta et al., 1940; Aitken, 1954; Bruce-Chwatt and Zulueta, 1980).
Türkiye'de, Akdeniz iklim bölgesinin Adana ve Antalya yörelerinde, Ege bölgesinin Afyon ve Aydın, Marmara bölgesinin İzmit, İç Anadolu bölgesinin Ankara ve Konya, Karadeniz bölgesinin Samsun yörelerinde ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin büyük bir kısmında, özellikle GAP ve çevresinde bulunmaktadır. Aslında, ülkemizin hemen her yöresinde düşük ya da yüksek populasyonlarla temsil edilir. Sahil çizgisinden 1200 m yüksekliklere kadar yayılmıştır (Postiglione et al., 1973; Merdivenci, 1984; Alten, 1989)
Anopheles (Anopheles) claviger Meigen, 1804
Sıtma etkeninin ormanlık bölgelerdeki en önemli vektörüdür. Genel görünümde sarımsı-kahverengidir. Diğer Anopheles türlerinden en önemli ayrımı kanatlarında beneklerin olmamasıdır. Bu türün A. plumbeus 'tan ayırt edilmesi oldukça güçtür. Ancak, A. claviger diğerine göre daha büyük bir türdür. Ayrıca, gövde sırt bölgesinde yer alan scutellumlarında bazı farklılıklar bulunur (Şekil 45).
Başın iki yanı koyu kahverengi pullarla örtülüdür. Alında öne sarkan açık bal renginde bir demet ince pul vardır. Tepenin arka kısmında ince uzun beyaz pullar görülür.
Bu türün en önemli ayırıcı özelliklerinden bir tanesi, gövdenin sırt bölgesinde boydan boya, birbirine paralel beyaz ya da açık sarımsı renkli pullardan oluşmuş çizginin olmasıdır.
Karın kahverengi olup, son bölümleri çok koyu renkte ve oldukça uzun açık kahverengi pullarla örtülüdür.
Yumurta uzun olup, iki yanında çok sayıda hava bölmesi vardır. Bölmeler arasında enine çizgilenme yoktur. Bu türün bazı kuşakları hiç kan emmeden ilk yumurtlamalarını yapabildikleri saptanmıştır.
Biyolojisi
Larva evresinde kışlarlar. Üçüncü ve 4. evre larvalarına, kışın dip kısmına kadar donmayan sularda rastlanabilir (Kasap, 1979). Kırsal alanlarda hayvanların bol olduğu yerlerde hayvanlardan, insan populasyonunun bol olduğu; ancak, hayvanların az olduğu yerlerde insanlardan kan emerler (Postiglione et al., 1973). Endofilik ağırlıklı ekzofilik davranış gösterirler. Larvalar gelişme için soğuk suya ihtiyaç duyarlar; fakat, değişik çevresel faktörleri tolere ederek, küçük göl, havuz, ırmak kenarları, pınar suları, yağmur ve hendek suları, özellikle güneş ışınlarından korunmuş gölgelik suları tercih ederler (Snow, 1990).
Coğrafi yayılışı
Palearktik iklim bölgesinde, tüm Avrupa'da, Akdeniz kıyı ülkeleri, Kuzey Afrika, Rusya'nın Avrupa kesimi, Kafkaslar, Azerbeycan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, İran ve ülkemizde deniz seviyesinden 2300 m yüksekliklere kadar yayılmıştır (Parrish, 1959; Tovornik, 1990).
Ülkemizde, Akdeniz'de Doğu Toroslarda, Çukurova'da ve Osmaniye'de, Ege'de, Aydın, Marmara bölgesinin Tekirdağ yörelerinde bulunmuştur. Ancak, ülkemizin hemen hemen her iklim bölgesinde yayılmıştır.
Anopheles (Cellia) superpictus Grassi, 1899
Bu türün özellikle kanat ve bacak renklerinde yaşadığı ortama göre değişmeler olabilmektedir. Kanat renkleri nedeniyle bu türe süslü sıtma sineği denilmektedir (Merdivenci, 1984)
Başın iki kenarı kahverengi pullarla örtülü olup, üst kısmında sarkan beyaz pullar bulunur. Hortumu ince uzun ve ucu parlaktır.
Gövdenin orta sırt kısmı parlak kahverengi olup, iki yanı biraz daha koyudur. Üzeri, özellikle ön kısmı sık ve dar beyazımsı pullarla örtülü olup seyrek parlak-kahverengi kıllar da bulunur.
Kanatlarının rengi oldukça değişkendir. Ön kıyılarında genellikle dört tane beyaz pullu benek bulunur.
Bacakları koyu kahverengidir. Baldırla diz, dizle diğer eklem ve ayak segmentleri arasında dar beyaz halkalar vardır.
Karın kahverenginde olup oldukça uzun, ince ve parlak sarımsı renktedir.
Biyolojisi
Türün dişileri konak ayrımı yapmadan insan ve hayvanlardan kan emerler. Dişisi insana genellikle ev içinde saldırır. Gündüzleri ahırlar içerisine girer ve buralarda birikirler. Evler içinde loş, karanlık köşelere, boş odalara, boş kaplara, açık giysi dolapları gibi yerlere girerek ev içinde kalırlar. Konutlar dışında ise kemirgen, kuş yuvaları, ağaç kovukları, yarıkları, çatlakları, mağaralar ve taş yığınları gibi yerlerde dinlenir ve gizlenirler. Akşamları özellikle alacakaranlıkta çok aktif olan dişinin bu hareketi geceleri karanlıkta azalır; ancak, devam eder. Konut ve ahır içlerinde yerleşen dişiler kışın da sokar ve kimileri birkaç kez kan emerler.
Dişi yumurtalarını genellikle ağır akan ve temiz sulara bırakır. Larvalar, ağır akan, durgun, duru, iyi güneş alan pınar ya da ark sularında yaşar ve gelişirler. Ayrıca suyu kurumuş akarsuların derin yerlerinde kalan dip sularında çeşitli toprak çukurlarında ya da evcil hayvan izlerinin suyla dolu çukurlarında gelişebilirler. Hızlı akan derelerin kıyılarında yosun, ot ve kayaların aralarında da larvalar gelişebilmektedir.
Larvalar tuzlu suya çok dayanıklıdır. Ancak, organik kirliliğin olduğu sularda yaşayamazlar. Çok az sayıda larva kışlayabilir.
Coğrafi yayılışı
Tür Palearktik hayvan coğrafyası bölgesinin Akdeniz alt iklim bölgesinde geniş bir yayılım gösterir. Genellikle kurak iklimli yörelerde görülür. Asya'da, Suriye, Filistin, Irak, İran, Afganistan, Pakistan, Hindistan, Dağıstan, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Güney Kırgızistan ve Kazakistan'da, Kuzey Afrika'da, Cezayir'den Nil Irmağı'na kadar yayılış gösterir (Merdivenci, 1984).
Avrupa'da, İspanya, Korsika, Güney İtalya, Sardunya, Sicilya, Romanya, Güney Bulgaristan, Arnavutluk, Yugoslavya'nın Dalmaçya kıyıları, Makedonya, Kosova, Yunanistan ve Türkiye'de
bulunmaktadır (Rageau et al., 1970; Jetten and Takken, 1994) (Şekil 50).
Türkiye'de, Ege iklim bölgesinde Aydın ve Afyon, Akdeniz'de Adana, İçel ve Antalya, İç Anadolu'da Ankara, Konya, Eskişehir, Marmara'da, Tekirdağ, Bursa ve İznik, Karadeniz'de Samsun yörelerinde bulunmaktadır.
Parazitoloji
-
Parazitizm tipleri nelerdir ?
-
Parazitlerin vücuda giriş yolları nelerdir?
-
Parazitlerin bulaşma yolları nelerdir ?
-
Parazitliğin (parasitismus’un) çeşitleri
-
TATARCIK MÜCADELESİ
-
Tatarcıkların Biyoekolojisi Üzerine Bilgiler
-
Tatarcıkların Genel Entomolojik Özellikleri
-
Türkiye'de Bulunan Tatarcık Türleri
-
Leishmania ve sağlık açısında önemi
-
TATARCIKLAR ÜZERİNE GENEL BİLGİLER
-
Parazit Vektör Ekolojisi ve İlişkili Faktörler
-
Türkiye'de sıtmanın durumu
-
Avrupa'da sıtmanın durumu
-
Sıtmanın biyolojisi ve epidemiyolojisi
-
Sivrisineklerin Sağlık Açısından Önemi