Virüslerin Anatomisi Hakkında Bilgi
Tabiattaki tüm varliklar canli form ve cansiz form olarak iki gruba ayrilmislardir.Cansiz forma dahil olan varliklar, üreyemeyen, solunum yapmayan beslenmeye ihtiyaci olamayan tüm varliklardir. Örnegin denizler, göller, kayalar, bulutlar, daglar vs. ekosistem içerisinde sürekli bir dönüsüm içerisinde olmasina ragmen canli sayilmazlar.
Bir varligin canli sayilabilmesi için, az öncede belirttigimiz gibi üreyebilmesi, beslenebilmesi, solunum yapabilmesi ve diger canlilarla sürekli bir iliski içerisinde olmasi gerekirki ancak böyle bir varliga canli denebilir. Bugün bilim adamlari, canlilari sistematik olarak siniflandirirken virüsün hangi kategoriye konacagi konusunda hala bir ittifak kuramamistir.
Çünki virüsler bazi hallerde canli gibi davranirken diger bazi hallerde tam bir " inorganik " madde gibi davranir.Dolayisiyla ortaya büyük bir tezat çikmaktadir.Virüslerin nasil olupta hem canli gibi davrandiklarini hemde cansiz gibi göründüklerini, düsündürücü yasam döngülerini inceleyerek anlamaya çalisalim.
Virüsün anatomisi:
Virüs, dogadaki en basit canli türlerinden bile daha basit bir yapiya sahiptir.Bildiginiz gibi bakterilerin vücudu yanlizca tek bir hücreden olusan yalin bir anatomiye sahiptir.Fakat virüslerin vücudu bir hücreden bile olusmaz.Yanlizca hücreyi olusturan temel yapitaslarinin çok az bir miktarinin yine kompleks bir yapi olusturmalarindan meydana gelmistir.
Bir hücre proteinlerden, nükleik asitlerden, hücre zarindan, kompleks organellerden (mitekondri, endoplazmik retikulum, golgi aygiti, ribozomlar vs.), nukleus (çekirdek) den ve daha birçok enzim ve sayamadigimiz kimyasal moleküllerden olusan oldukça karmasik bir yapiya sahiptir.
Virüsler ise yukarida saydigimiz hücre yapitaslarindan yanlizca üç tanesinin kompleks olusturmasiyla meydana gelir.Bu yapitaslari protein, enzim ve nükleik asitlerdir.Bazi virüslerde ise yag moleküllerinede rastlanilir.Virüs, yanlizca bu üç yapitasindan olusan basit bir yapiya sahip olmasina karsin ne amaç uguruna kendini çogaltmaya çalistigini ve canli - cansiz formlari arasinda nasil gidip geldigi çözülememis mühim bir problemdir.
Virüsler ancak " elektron mikroskobu " ile görülebilirler.Isik mikroskoplari ile görülmeleri imkansizdir.Öyleki bir virüs bakteriyle kiyaslandiginda, bakterinin yaninda çok küçük kalan bir boyuta sahiptir ve boyu ancak
" nm " (nanometre, yani metrenin milyarda biri) uzunluk birimi ile ölçülebilir.
Virüslerin anatomisi yanlizca bu moleküler yapilardan ibarettir.Fakat buradaki en büyük soru isareti ise bu moleküllerin neden kendilerini çogaltmak istedikleridir.
Moleküller atomlardan olusan maddelerdir.Maddenin ise suuru ve akli yoktur.Fakat gördügünüz gibi yanlizca bir molekül yigini olan virüsler dogada kendilerini çogaltmak için sürekli bir canli hücre arayisi içerisine girmislerdir.Bu esrarengiz yapilar üreseler bile ne beslenebilirler nede soluk alip verebilirler. Bir bakteri bile disaridan aldigi molekülleri isleyerek hayatini sürdürür, solunum yapar ve vücudunda olusan artik maddeleri disari atabilir, fakat virüslerin buna benzer fonksiyonlarida yoktur.
Bakteriler besin ve diger hayati moleküllerin yoklugunda hayatlarini kaybederken virüslerin ölmesi diye birsey söz konusu degildir.
Virüslerin hem cansiz hemde canli özellik gösterdiklerinden bahsetmistik.Virüsü canli yapan özellik üreyebilmesidir.Fakat cansiz olarak görünmesinin sebebi ise, içine yerlesip onu üreme amaciyla kullanacagi bir hücre bulamadigi zaman " Kristal " bir yapiya dönüsmeleridir.Bu sekilde virüs tipki havada süzülen bir toz zerrecigi gibi bir partikül halinde dogada serbest olarak dolanir.Ta ki canli bir hücreye rastgelip onu üreme amaciyla kullanincaya kadar.
Bakterinin içerisinde dolanan RNA molekülü bakteriye ait DNA molekülünün belli bir bölgesine yerlesir.Bu yerlesme belirli genler arasinda konumlanarak gerçeklesir.Örnegin bakteride A geni ile B geni yanyana ise virüs RNA si bu iki genin arasina yerlesir.Yani A geninin içerisinde yada B geninin içerisinde herhangi bir yere yerslesmez.Bakterinin virüs RNA sini içeren sekline ise " Lizogen bakteri " adi verilir.
Bakteri, üremek için DNA sini replike ederken farkinda olmadan virüsün RNA sinida replike eder.Bakteri çogalmaya devam ederken bir yandan da virüsün RNA sinin bir kopyasini üretir.Bu kopyalanan RNA nin içerisinde ise virüsün tüm genetik bilgileri saklidir.Mesela virüsün üzerini örten kilif proteinin aminoasit sifreleri bu RNA da bulunur.Bakteri replikasyonla ürettigi virüs RNA sindan ayni zamanda virüsün örtüsü için gerekli proteinleride translasyon yoluyla yani protien üretim mekanizmalari yoluyla üretir.
Virüs bakteriyi tipki bir köle gibi çalistirarak kendisini çogaltmaya baslar.Bakteri öyle bir duruma gelirki ürettigi virüsleri tasiyamaz olur ve parçalanir.Bu olaya ise " Liziz " denir.Asagidaki sekilde bu olayin meydana gelisi sematize edilmistir.
Insanin karsilastigi mühim problem ise, yanlizca bir RNA ve proteinden olusan virüslerin ne amaçla üredikleri ve bu zekice tasarlanmis üreme planini nasil uygulamaya koyduklaridir.Bir molekül grubundan olusan virüslerin bu plani düsünüp uygulamaya koymasi mümkün degildir, ancak üstün gücün emri dogrultusunda hareket edebilirler.
Virüslerin ortak yönü, bir canli grubuna rastlamasiyla kendini çogaltmaya baslamasidir.Bir virüsün canli bir hücre olmaksizin kendini çogaltmasi ise mümkün degildir.Yani virüs ancak ve ancak canli bir hücre vasitasiyla kendini çogaltabilir.Çünki virüsün sahip oldugu RNA sini kopyalayip desifre edecek bir mekanizmasi yoktur.
Sitemizin " Genlerin dünyasi " bölümünde hücrenin kendini üretmek için kullandigi mekanizmalar üzerinde durmustuk.Bu mekanizmalarin parçalari ise DNA kopyalayici enzimler, tamir edici enzimler, protein üretiminden sorumlu olan ribozomlar, transfer RNA (tRNA) lar, aminoasitler vs. dir.Fakat bir virüste RNA ve bazi eritici enzimler disinda bu mekanizmalarin parçalarindan hiçbirisi yoktur.
Dolayisiyla virüs kendini çogaltamaz fakat bu mekanizmalara sahip bir hücreyi kullanma gibi bir kurnazlik gösterir.
Virüsün kullandigi hücreler yanlizca bakteri hücreleri degildir.Bunun yaninda insan ve diger birçok canlinin hücrelerine girerek bu hücreleri kendi dogrultusunda çalistirmaya baslar.Bazi virüsler vardirki yanlizca belirli hüceler içerisinde çogalabilir.
Buna en iyi örnek " Kuduz " virüsüdür.Kuduz virüsü bir köpek veya bir kedinin vücudunun içerisine girdigi zaman hemen ilk rastladigi hücreye girmez.Kuduz virüsünün çogalabilecegi hücre " Beyin " hücresidir.Bu yüzden bu virüsün beyine kadar ulasmasi gerekmektedir.Dolayisiyla virüs bulastigi hayvani derhal öldürmez.Beyine ulasan virüs beynin belirli bir bölgesindeki hücrelerin içine yerleserek derhal kendini üretmeye baslar.
Bu üreme zamanina kuluçka zamani denir.Ve zamani geldiginde köpek veya kedinin beyninde agir bir tahribat meydana gelirki buda hayvanin ölümüne sebep olur.
Bunun yaninda dogada binlerce tip virüs vardir ve herbiri kendine has özelliklerde olup degisik tiplerde hastaliklara neden olurlar.Yazimizin ilerleyen bölümlerinde AIDS virüsünede deyinecegiz.
Bazi virüs türleri ise insan ve hayvanlara zarar verebildigi gibi bitkilerede zarar verebilmektedir.
Mikrobiyoloji
-
Antibiyotiklerin Etki Mekanizmaları Nelerdir?
-
Azot oksit
-
Petri Kutusunda Agarlı Besiyeri Hazırlanması
-
Tüpde Agarlı Besiyerlerinin Hazırlanması
-
Besiyeri Hazırlarken Dikkat Edilecek Hususlar Nelerdir ?
-
Dehidre Besiyerleri Nedir?
-
Besiyerinin Sahip Olması Gereken Özellikler
-
Besiyeri hazırlanmasında kullanılan maddeler nelerdir ?
-
Besiyerlerin Sınıflandırılması Nasıl Yapılır ?
-
Besiyerinin Tanımı ve Kullanım Amaçları Nelerdir ?
-
Pseudomonas Cinsine ait Türler
-
Veba - Yersinia Pestis
-
Tularemi - Francisella tularensis
-
Şarbon - Bacillus anthracis Enfeksiyonu
-
Bruselloz - Brucella spp