Veba
Günümüzde malum Corona virüsü pandemisiyle karşı karşıyayız. Aslında Dünya tarihinde henüz bakteri, virüs nedir bilinmezken günümüzde yaşadığımız gibi kitlesel salgınlar gerçekleşti ve şu anki nüfus yoğunluğu için bile fazla sayılabilecek ölümler gerçekleşti.
Aslında insan dediğimiz 'Homo sapiens' türü Dünya üzerinde yaşadığı tahmin edilen 10 milyon ökaryotik ("karmaşık"/"gelişmiş"/zarlı hücre yapılı) türden sadece bir tanesidir. Prokaryotik ("basit"/zarsız hücre yapılı) tür sayısının ise 100 milyondan fazla olduğu düşünülüyor. Yani yaşayan tür sayısı bakımından ezici üstünlük mikroorganizmalarda... İnsanoğlunu bir virüs tahtından indirebiliyor. Salgınlar arada bir çıkıp ne olduğumuzu ya da ne olmadığımızı bizlere hatırlatıyor. Gelin hep birlikte Dünya salgın tarihinden bazı kesitlere birlikte göz atalım.
Resimde görmüş olduğunuz “karga maskesi” ortaçağda Veba’dan etkilenmeyen kargalardan esinlenerek hastalıktan korunmak için üretilip, insanlar tarafından kullanılmıştır.
İnsanların şehirlerde bir arada ve yakın yaşamaları, uzun mesafeli ticaretin yayılması “pandemi” dediğimiz büyük salgınları ortaya çıkardı. Koskoca Roma İmpratorluğu’nun eski ihtişamlı günlerine dönmesine bile bir veba engel olmuştu: Jüstinyen Vebası. Eski Ahit’te bile adı geçen “Veba” farklı ölümcül salgınlar için kullanılan bir terimdir. Jüstinyen Vebası esasen MS 541-544’te sıçanlar ve pireler tarafından yayılan, koltukaltı ile kasıklarda siyah şişlikler çıkmasına sebep olan Yersinia pestis isimli bakterinin yol açtığı Hıyarcıklı (Bubonik) Vebasıydı. Bu salgın Roma İmparatorluğu’nu, eski gücüne yeniden kavuşabilecekmiş gibi göründüğü bir zamanda vurmuş ve Akdeniz’in her tarafına yayılarak bölge nüfusunun yaklaşık dörtte birini öldürmüştür.
Batı Roma İmparatorluğu önceki yüzyılda Germen kabileleri tarafından istila edilmiş olsa da, Doğu Roma İmparatoru Jüstinyen hırsı ile yeniden bir fetih seferine atıldı. Ancak vebanın yaydığı kaos ve yıkım yeniden birleşmeye dair bütün hayalleri paramparça etti. Yani salgın Roma İmparatorluğu’nun belki de ömrünü kısalttı…
Orta Çağ’da, nüfusun yoğunlaştığı ülkelerin çoğunda veba yayıldı. Yaklaşık 100 milyon insanın birkaç yılda vebadan öldüğü hesaplandı. O dönemlerde dünya nüfusu bugünkünden çok azdı. Salgından önce 450 milyon olan dünya nüfusunun 350 milyona düştüğü hesaplandı. Avrupa’nın nüfusu 75 milyondan fazla iken Avrupa halkının üçte biri salgında ölünce nüfus 50 milyona düştü. Afrika kıtasının nüfusu 80 milyondan 70 milyona indi. Çin’de salgın öncesinde 123 milyon olan nüfus, 65 milyona geriledi. Kuzey Almanya, Polonya, Macaristan ve Rusya gibi nüfus yoğunluğu az olan soğuk ülkelere salgın az zarar verdi. Avrupa, açlık ve hastalıklar nedeniyle salgından 200 yıl sonra toparlanabildi ve halk yok olmaktan zor kurtuldu.
Günümüzde kitlesel salgınlar olmadığından ve savaşlara sürekli maruz kalmamızdan kaynaklanan yanlış bir algı söz konusudur. Ancak salgınlar devrimleri bile yaratacak kadar etkilidir ve bir o kadar da ölümcüldür.
14. yüzyılda Asya’dan yayılan ve Avrupa nüfusunun yaklaşık üçte birini öldüren Kara Ölüm, muhtemelen hıyarcıklı, zatüreeli ve septisemik vebanın bir karışımıydı. Kara Ölüm Avrupa’nın sosyal, ekonomik ve entelektüel tarihinde bir dönüm noktasıydı. Tarımsal iş gücünün çok büyük kısmı öldüğünden, hayatta kalanlar daha yüksek ücretler talep edebildi. Toprak sahipleri direnç gösterdi ve bu da köylü isyanlarına yol açtı. Pek çoğu Kara Ölüm’ü Tanrı’nın hem kullarından hem de Kilise’den memnun olmadığına dair bir işaret olarak aldı. Pek çok grup bunun sonucunda papalığın otoritesini sorgulayarak 16. yüzyıldaki Protestan Reformu’nu bekledi.
Kara Ölüm Avrupa’ya Karadeniz’den Cenovalı tüccarların gemileriyle yayıldı. 16. yüzyılda Yeni Dünya’ya Avrupalıların çıktığı “keşif gezileri” de benzer yıkıma yol açtı.
20. yüzyılın başında hastalığın nedenlerine dair algımızda bir devrim yaşandı fakat bu yeni pandemilerin çıkmasını engelleyemedi. Grip salgınları yüzyıllardır yaşansa da 1918-1919’da Dünya’yı silip süpüren “İspanyol Nezlesi” emsalsiz bir tahribata yol açtı. Ölüm oranı tahminleri 50 ila 100 milyon arasındadır ve pek çoğu Birinci Dünya Savaşı’nın ölü sayısından (yaklaşık 17 milyon) fazladır. Diğer nezle salgınları’nın aksine, kurbanların çoğu yirmi ila kırk yaşlarındaydı, bu da demografik etkiyi en yüksek düzeye çıkardı.
Hazırlayan: Öğr. Gör. Sedat Yelkovan (Arı ve Doğal Ürünler Ar-Ge ve Ür-Ge Merkezi-Arı Hastalıkları Laboratuvarı-Bingöl Üniversitesi)
Kaynaklar:
1. Crofton I., & Black J., Bir Solukta Evren ve Dünya Tarihi (Orijinal Adı: The Little Book of Big History); Çeviren: Ilgın Yıldız. Say Yayınları 2. Baskı.
2. Waller J., Mikrobun Keşfi-Hastalıklar hakkında düşüncelerimizi değiştiren yirmi yıl; Çeviren: Fahri Öz. Tübitak Popüler Bilim Kitapları.
3.https://evrimagaci.org/dunya-uzerinde-kac-tur-var-3602
4. Akbulut U., Veba Salgını Ortaçağda Avrupa’yı Yok Edecekti.
5. Resim Kaynağı: https://www.youtube.com/watch?v=VzzRfV8F074
Makale kaynağı: Nucleus Biyoloji ( Facebook)
Mikrobiyoloji, Parazitoloji ve Viroloji
-
Mısır Mumyalarındaki Bakteri ve Virüsler Hastalığa Yol Açabilir mi?
-
Neandertal Kemiklerinde Bilinen En Eski İnsan Virüsleri Keşfedildi
-
Mısır Mumyaları Sıtma, Parazitik Kurtlar ve Bitlerle Dolu
-
Araştırmacılar yeşil algler ve bakterilerin birlikte iklimin korunmasına katkıda bulunduğunu ortaya koyuyor.
-
Bilim İnsanları Kretase kehribarında hapsolmuş endoparazit deniz tenyasını keşfettiler.
-
Saç Bitleri, Amerika’ya İlk İnsan Göçleriyle Birlikte Yayılmış
-
E. coli'de ısı şoku tepkisinin altında yatan yeni mekanizmanın ortaya çıkarılması
-
Parazitlerle Enfekte Olmuş 200 Milyon Yıllık Dışkı Fosili Bulundu
-
"Virüsler ve Sağlığımız: Viral Hastalıkların Altında Yatan Gerçekler"
-
Sibirya’da Bulunan 46.000 Yıllık Yuvarlak Kurtlar Canlandırıldı
-
Virüsler hücreler arası iletişimi bozarak bağışıklık sistemini atlatıyor
-
Sıcağı seven deniz bakterisi, asbestin zehirleyici etkisini yok edebilir
-
Bağırsak bakterilerinin kilo almayla ilişkisi var mı?
-
Maymun çiçeği virüsü
-
C. elegans solucanlar zehirlenmekten nasıl korunuyor?