Transjenik Bitki ve Hayvanlar
Modern biyoteknolojinin, genetik modifiye mikroorganizmalara önemli alternatifleri transjenik bitki ve hayvanlardır. Transjenik bitkiler, emniyetlimi değilmi? Biyoçeşitliliği etkileyecek mi? ne yönde etkileyecek? vb. gibi birçok soruya karşın üretime girmiş durumdadır. Genetik modifiye tohumlarla ziraat, ticari ölçekte 1992’de Çin’de tütün üretimi ile başlamıştır. 1994’de ABD’de izin alınmıştır ve bu ülke de özellikle ziraai ilaç kullanımını azaltan, herbisit toleranslı ve insektlere dirençli soya fasulyesi, mısır, pamuk ve kanola üretimi hızla artmıştır. Bugün bu dört bitki için kullanılan toplam 271 milyon hektarlık alanın yaklaşık %16 sında genetik modifiye formlar ekilmektedir.
Mikroorganizmalar ile polimer üretimi teknolojisini bitkilere de uygulamak mümkündür. Özellikle mısır’ın çok da değerli olmayan koçanında ve kabuğunda polimerler biriktirilebilir.
Transjenik hayvanların ilk kullanım amacı deneysel tıpta deney hayvan modeli yaratmaya yönelik olmuştur. İnsan kanser geni taşıyan genetik modifiye fareler 1988’de patentlenerek kullanıma sunulmuştur. (Şekil 5). Bu fareler sırtlarındaki sarı bölge ile tanınmaktadırlar.
Transjenik hayvanlar ile ilgili çok ilginç bir örnek de yine polimerlerle, doğal bir polimer olan ipekle ilgilidir. Böcekler ipeği esas olarak çoğalmak için hazırladıkları koza yapımı için üretmektedirler. Ancak, doğada en başarılı ipek üreticisi örümceklerdir. Şekil 6’da gösterildiği gibi örümceklerin üretim portföyü çok daha geniştir. Amaca uygun olarak farklı kimyasal ve fiziksel yapıda ipek fiberi üretmekte ve bunu yine amaca uygun olarak örüp şekillendirmektedirler. Bu ipek fiberlerinin çok özel bir yapısı vardır. Polimerik kristaller kauçuğumsu bir polimer faz içinde dağılmış durumdadır. Dolayısıyla hem çok güçlü ve sağlam hem de esnek, üstelik yapışkan da olabilmektedir. Araştırmacıların bir kısmı hangi örümcek neleri nasıl üretiyor üzerinde çalışırken, bir başka kısmı ise bunlar nasıl kullanılır, teknolojik olarak nasıl üretilir sorusunun cevabını bulmaya çalışmaktadır.
Kanada’nın konusunda en önde gelenlerinden olan “Nexia Biotechnologies Inc.” firması (bu bir tranjenik hayvan firmasıdır) konuya farklı bir açıdan yaklaşmaktadır., Kanada’daki çiftliklerinde özellikle transjenik keçi beslemektedirler. Bu firma 1997 Ekim ayında ABD’nin ünlü “Genzyme Transgenic Corporation” adlı şirketi ile keçi sütünden biyofarmasötik “TransGeneric ä ” i üretmek için anlaşma imzalamıştır.. Burada kullanılacak olan Nexia’nın BELE â (Breed Early Lactate Early) keçi teknolojisidir. Bu keçiler çok çabuk olgunlaşmakta ve dolayısıyla çok hızlı çoğalmaktadırlar. Bunlara ilave olarak istenilen proteini üretmekte ve proteini sütünde barındırmaktadır. Süt sağıldıktan sonra yalnızca protein izolasyon işlemi gerekmektedir. Nexia İpek üretimi konusunda ise farklı bir yaklaşımda bulunmaktadır. Örümcek ipek fiber proteinini üretecek genetik bilgi 2 keçiye aktarılmıştır. Peter ve Webster . Sütlerinden elde edilen ürünün adı BioSteel ä dir. Çelik fiberlerden 10 kez daha güçlü (kopma dayanımı: 2700 MPa), çok daha hafif, ve esnektir.
Biyoteknoloji
-
Biyolojik Silah Nedir ve Nasıl Uygulanır ?
-
BİYOLOJİK SİLAH NEDİR ?
-
RETROVİRÜSLER
-
İlaç sektöründe biyoteknoloji
-
Biyoteknolojide Türkiye’nin durumu
-
BİYOTEKNOLOJİ VE MOLEKÜLER BİYOLOJİ ALANINDAKİ GELİŞMELER VE MODERN TIP ALANINA ETKİLERİ
-
Genetik hastaliklarin teşhis ve tedavisinde kullanilan bilimsel ve teknolojik yöntemler nelerdir?
-
Proteinler - Protein Nedir - Protein çeşitleri - Proteinin yapısı
-
Glikoproteinlerin Yapısı ve Fonksiyonları
-
Kimyasal Bağlar
-
Karsinojenezis Mekanizması
-
PROTEİN SAFLAŞTIRMADA ÇÖKTÜRME YÖNTEMİ
-
Moleküler floresans spektroskopisi
-
RAPD-PCR protokolü
-
TRANSLASYON