TRAKE
Trake 10-12 cm uzunluğunda ve 2-2,5 cm çapında rijid bir tüp olup yukarıda krikoid halka ile devam eder. Aşağıda ise süperior mediastinum içinde, sağ ve sol ana bronşlara ayrılana kadar devam eder. Nispeten ince bir duvara sahiptir, solunum ve postural hareketler sonucu uzama ve bükülme özelliklerini gösterir.
Trake 20 kadar at nalı şeklinde kıkırdağın üst, üste gelmesi ile oluşmuştur.
Trakenin posterior kısımları kıkırdaktan yoksundur. Komşu hyalin kıkırdak halkalarının arasındaki nispeten dar aralıklar fibröz bağ dokusu ile doldurulmuştur ve bu bağ dokusu halkaların perikondriumu ile kaynaşır. Fibröz bağ dokusu içerisinde sayısız elastik lif bulunur. Kollajen lif demetleri de bu elastikiyete yardım edecek şekilde dizilim gösterir. Posteriorda at nalı şeklindeki kıkırdak uçları arasındaki açıklık bir örgü şeklinde düz kas lifleri (musculus trachealis) ile kapatılmıştır. Başlıca
transvers düzenlenme gösteren bu kaslar, kıkırdak ve elastik bağ dokusuna yapışmıştır, böylece kasılmayla trakenin çapı azalır. Tüpün dış tarafında adventisya adı verilen gevşek fibröz bağ dokusu bulunur, içerisinde küçük kan damarları ve trakeyi inerve eden otonomik sinir lifleri yer almaktadır.
Kıkırdağın iç tarafında yer alan ve gevşek areolar fibröz bağ dokusu tabakasından oluşan submukoza, pek çok sayıda küçük karışık bezleri ve birkaç seröz salgı ünitlerini içerir. Bu bezler komşu kıkırdak halkaları arasında ve posterior olarak da hem düz kas içerisinde ve hem de düz kas dışında görülürler. Bezlerin duktusları mukozal lamina propriayı delerek epitel yüzeyine açılırlar. Submukozada kan ve lenf kapillerleri zengin pleksuslar oluşturur.
Trakeyi döşeyen müköz membran goblet hücrelerini de içeren psödostratifiye silyalı prizmatik epiteldir, kalın bir bazal lamina üzerine oturmuştur ve lamina propria ile desteklenmiştir.
Elektron mikroskobu ile incelendiği zaman trake epitelinde 6 farklı tipte hücre
ayırt edilir:
1- Prizmatik Silyalı Hücreler; apikal kısımlarında çok sayıda silyum ve mikrovillus
içeren bu hücreler çok yaygındır.
2- Fırçamsı Hücreler; prizmatik şekilli olup, apikal yüzeylerinde kısa, küt mikrovilluslar içerirler. Hücrelerin bazal yüzeyleri afferent sinir sonlanmaları ile sinaptik ilişki kurar. Bu nedenle fırçamsı hücreler reseptör hücre olarak kabul edilir. 7
3- Goblet Hücreleri; müküs salgılayan hücrelerdir, lümene doğru uzamış apeksleri musinojen granülleri ile doludur. Solunum yollarının kronik irritasyonu sonucunda silyalı hücrelerin aksine sayıları artar.
4- Bazal Hücreler; bazal laminaya yakın yerleşirler, lümene kadar ulaşmazlar, küçük, piramidal şekilli hücrelerdir. Farklaşmamış rezerv hücrelerdir ve diğer hücre tiplerinin preküsörleridir (stem hücreler).
5- Ara Hücreler (intermediyer hücreler); bazal hücrelerden daha büyüktür, fakat apeksleri lümene kadar erişmez. Bu tip hücreler bazal hücrelerin goblet veya silyalı hücrelere farklanma safhalarını simgeler.
6- Küçük granül hücreleri (Kulchitsky hücreleri); barsak ve barsaktan gelişen yapılarda bulunan enteroendokrin hücrelerin solunum yollarındaki temsilcileridir. Işık mikroskopta bazal hücrelerden ayırt etmek zordur, ancak gümüş boyaları gibi özel teknikler kullanıldığında görülebilir. Çekirdeği bazal
membrana yakın yerleşimli olup, sitoplazması bazal hücrelerinkinden daha geniştir. TEM ile incelendiğinde sitoplazmalarında dens granüller görülür. Granüllerin bir tipi kaşolaminleri içerir iken diğer bir tipi ise polipeptit hormonları (serotinin, kalsitonin, bombesin) içerir. Bu hücrelerin bazıları
lümene kadar uzanır iken bazıları ulaşmazlar, fakat hepsi 100-300 nm çapında, çok sayıda, küçük dens salgı granülleri içerir.
7- Ayrıca epitel içerisinde, sıklıkla göç etmiş olan lenfositler de bulunmaktadır.
Lamina propria nispeten incedir. Başlıca longitidünal düzenlenmiş olan elastik lifler sıkıca bir araya gelerek submukoza kavşağında belirgin bir elastik tabak oluştururlar. Lamina propriada küçük lenfosit kümelerini yaygın olarak görmek mümkündür. Trake lümeni transvers kesitte karakteristik olarak D şeklinde görülür.
Histoloji
-
Endosülfan ve okratoksin-A’nın birlikte sıçanlarda toksisitesi: histopatolojik değişiklikleri
-
Histoloji Pdf Ders Notları
-
DEKALSİFİYE EDİLMEMİŞ KESİTLERİN HAZIRLANIŞI
-
DEKALSİFİKASYONU TEST ETMEK
-
KELATLAMA AJANLARI
-
ELEKTROLİTİK DEKALSİFİKASYON
-
ASİT DEKALSİFİKASYON SIVILARI
-
Histopatoloji nedir ?
-
KEMİK DOKUSU VE DEKALSİFİKASYON
-
MSS’DE DEJENERE MİYELİNİN GÖSTERİMİ
-
MARKSCHE’DEN BOYASI (Spielmayer, Benda)
-
MSS‘DE MİYELİNİN GÖSTERİMİ
-
KARIŞIK OLAN TEKNİK
-
BİELSCHOWSKY TEKNİĞİ
-
GÜMÜŞ ÇÖKTÜRME YÖNTEMLERİ