Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

  • [protected email address]

Toplam 63 içerik listeleniyor

  • HÜCRELERARASI BAĞLANTILAR

    Epitel hücreleri birbirlerine sıkıca yapışmıştır, ayırmak için oldukça büyük bir mekanik güç gerekir. Hücrelerarası yapışma özelliği, çekme kuvvetine ve basınca maruz kalan epitelyal dokularda (deri) belirgindir. Yapışma; kısmen plazma membranının membran proteinlerinden olan glikoproteinlerin bağlayıcı özelliğinden (cell adhesion molecules) ve az miktardaki hücrelerarası proteoglikanlarla sağlanır. Bazı glikoproteinler, ortamda Ca++ bulunmadığında...

    https://www.biyologlar.com/hucrelerarasi-baglantilar
  • İdrar Analizi

    İdrar analizi renal veya sistemik bir hastalık olup olmadığını, bu hastalığın türünü, nasıl bir gidiş gösterdiğini tahmin etmek için başvurulan basit, noninvaziv  önemli bir testtir. İdrar analizi genel uygulamada; 1-Genel ve kimyasal özelliklerine (strip ile) göre 2-Mikroskopik özelliklerine göre analiz edilir. İdrarın Genel Karakteristiğinin İncelenmesi 1.Rengi 2.Görünümü 3.Dansitesi 4.Ph'na bakılır 1.İDRAR RENGİ İdrar görünüşü ve rengi...

    https://www.biyologlar.com/idrar-analizi
  • HÜCRE ZARINDAN MADDE GEÇİŞİ

    Hücre zarı,seçici geçirgen bir yapıya sahiptir.Molekülün büyüklüğüne,yağda veya suda çözünmesine,polaritesine, ortamdaki yoğunluğuna veya türüne göre zar üzerinden madde taşınmasını dört farklı şekilde gerçekleştirir. Hücre zarından madde geçişi • Pasif Taşıma • Difüzyon • Kolaylaştırılmış Difüzyon • Osmoz • Plazmoliz • Deplazmoliz • Diyaliz • Aktif taşıma • Endositoz • Fagositoz • Pinositoz • Ekzositoz Pasif taşıma ...

    https://www.biyologlar.com/hucre-zarindan-madde-gecisi
  • KALP TULUMUNUN OLUŞUMU

    Kalp, başlangıçta, perikardiyal boşlukta bulunan düz bir tüp şeklindedir. İntraperikardiyal kısım, gelecekteki bulboventriküler kısımdır. Atrial kısım ve sinus venosus hala çifttir ve septum transversum mezenşimindeki perikardiyum dışında uzanır. Kalp tüpü uzamaya devam eder ve kıvrılmaya başlar. Tüpün sefalik parçası ventral ve kaudal yönlerde ve sağa doğru kıvrılırken, kaudal atrial kısmı ise dorsokraniyal yönde ve sola doğru taşınarak kalp tulumu...

    https://www.biyologlar.com/kalp-tulumunun-olusumu
  • KALBİN İLETİM SİSTEMİNİN GELİŞİMİ

    Önceleri, kalbin pacemaker'i sol kardiyak tüpün kaudal kısmındadır. Daha sonra sinüs venosus bu işlevi üstlenir ve sinüs venosus sağ atriuma katıldığında pacemaker dokusu vena kava superiorun açılma yeri yakınındadır. 5.hafta sırasında sinoatrial nod gelişir. Atrioventriküler nod ve demet (His demeti), sinüs venosusun sol duvarındaki hücreler ve atrioventriküler kanalın duvarındaki hücreler olmak üzere iki kaynaktan gelişir. Sinus venosus, sağ atriuma...

    https://www.biyologlar.com/kalbin-iletim-sisteminin-gelisimi
  • VİTELLİN ve UMBLİKAL ARTERLER

    Vitellin arterler başlangıçta vitellus kesesini besleyen az sayıda çift damarlardır. Giderek kaynaşırlar ve bağırsağın dorsal mezenterinde yerleşik arterleri oluştururlar. Erişkinde, celiac, superior mezenterik ve inferior mezenterik arter olarak bulunurlar. Bu damarlar sırasıyla ön, orta ve son bağırsağın türevlerini kanlandırırlar. Umbilikal arterler dorsal aortanın çift ventral dallarıdır ve allontoisin yakın komşuluğunda plasentaya yönelirler. 4. hafta...

    https://www.biyologlar.com/vitellin-ve-umblikal-arterler
  • NEONATAL DOLAŞIM NEDİR

    • Plasenta bağlantısı yok ve akciğerler artık fonksiyoneldir. • Artık foramen ovale’ye, ductus arteriosa, duktus venosusa ihtiyaç yoktur. • Duktus venosus’taki sfinkter sıkışır ve tüm kan hepatik sinüzoidlerden geçer. • Plasental dolaşımın kapanması, vena cava inferior ve sağ atriumdaki kan basıncında ani düşüşe yol açar. • Pulmoner kan akışında artış, pulmoner arter duvarlarında giderek incelme gözlenir. • Akciğer hacmi birkaç nefesten sonra...

    https://www.biyologlar.com/neonatal-dolasim-nedir
  • Duktus Alveolaris

    Duktus alveolarisler koni şekilli, ince duvarlı tüpler olup yassı epitel ile döşelidir. Bu epitel ışık mikroskobu ile ayırt edilemeyecek kadar incedir. Epitelin dış tarafında, duvar fibroelastik dokudan oluşmuştur. Alveolar duktustan çevreye çok sayıda alveolar kesecikler açılır. Özellikle alveollerin ve alveolar keseciklerin ağızlaşma gösterdiği yerlerde olmak üzere düz kas lifleri oldukça belirgindir. Şüphesiz alveolar duktuslardan köken alan alveollerin...

    https://www.biyologlar.com/duktus-alveolaris
  • NEFRON

    Her bir böbrekte 1-2 milyon arası nefron bulunmaktadır. Her bir nefron basitçe, epitel ile döşeli uzun bir tüp olup, kör bir şekilde başlar ve bir boşaltıcı duktus ile birleşerek sonlanır, fakat nefronların oldukça kıvrıntılı olması onların kesitlerde şekilleri hakkında açık bir fikre sahip olunmasını önlemektedir. Nefronların şekilleri hakkında bilgi ya seri kesitlerle veya maserasyon sonucu ferdi nefronları böbrekten izole ederek elde edilebilir. Her bir...

    https://www.biyologlar.com/nefron
  • Renal Cisimcik ( Corpusculum Renales Malpighi )

    Nefronun epitel ile döşeli genişlemiş kısmı olan Bowman kapsülü kapiller yumak tarafından işgal edilmiştir, kapiller yumak glomerulus adını almaktadır. Renal cisimcik bu şekilde çift duvarlı bir fincan şeklini kazanmış olur. Kapiller yumağı sıkıca saran Bowman kapsülünün dış ya da parietal yaprağı (kapsüler epitel) ile iç ya da visseral yaprağı (glomerular epitel) arasında dar bir boşluk (kapsüler boşluk) bulunur. Bütün renal cisimcik (Bowman kapsülü +...

    https://www.biyologlar.com/renal-cisimcik-corpusculum-renales-malpighi-
  • Proksimal Kıvrıntılı Tübül (Tubulus Contortus Proximalis)

    Bir renal cisimciğin üriner kutbundan başlayan proksimal kıvrıntılı tübül (tübülüs proksimalis kontortus) yaklaşık 14 mm uzunluğa sahiptir ve toplam tübül çapı duvar kalınlığı ile birlikte 50-60 mikron kadardır. Adından da anlaşılacağı üzere kıvrıntılı bir şekilde seyreder ve pek çok minor bükülmeler ve kıvrılmaları yanında böbrek kapsüler yüzeyine doğru geniş bir viraj alır. Düzleşerek sonlanır ve en yakın medullar ışına girerek burada...

    https://www.biyologlar.com/proksimal-kivrintili-tubul-tubulus-contortus-proximalis
  • Henle Kulpu

    Henle kulpu inen ayakta proksimal tübülün düz kısmı, inen ve çıkan ayaklarda ince bölüm ve çıkan ayakta distal tübülün düz kısmından meydana gelmiştir. İnen ve çıkan ayaklar birbirlerine çok yakın olmak üzere böbrek içerisinde radyal düzenlenmişlerdir. İnsanlarda Henle kulpunda bazı farklılıklar görülmektedir. Juxtamedullar nefronların Henle kulpları uzun olup medullar papillanın apeksine kadar uzanabilir. Subkapsüler nefronların Henle kulpları daha...

    https://www.biyologlar.com/henle-kulpu
  • Distal Kıvrıntılı Tübül (Tübülüs Contortus Distalis)

    Nefron makula densa bölgesinden distal kıvrıntılı tübül olarak devam eder. Bu tübül kortekste oldukça kıvrıntılı bir şekilde kısa bir müddet seyreder ve toplayıcı duktus ile birleşerek bir medullar ışın yakınında sonlanır. Distal kıvrıntılı tübül proksimal kıvrıntılı tübülden kısadır ve dolayısı ile kesitlerde daha az sayıda görülürler. Dış çapı daha azdır; hücreleri daha küçüktür, kübiktir ve çizgili sınıra sahip değildir. Enine...

    https://www.biyologlar.com/distal-kivrintili-tubul-tubulus-contortus-distalis
  • Toplayıcı Tübüller

    Toplayıcı tübüller ya da boşaltıcı duktuslar nefronun bir parçası olarak kabul edilmemektedir. Her bir distal kıvrıntılı tübül, kısa bir toplayıcı tübül yan dalı vasıtası ile bir toplayıcı tübüle açılır. Bu şekilde pek çok yan dal bulunmaktadır. Toplayıcı tübül medullar ışına girerek aşağı, medullaya doğru iner. Medullanın daha merkezi kısımlarında pek çok toplayıcı tübül birleşerek geniş bir duktus oluşturur, bu da bir papillanin apeksine...

    https://www.biyologlar.com/toplayici-tubuller
  • Ürin Konsantrasyonu ve Dilusyonu

    Vücut su dengesi, konsantre ürinin atılması veya dilue ürin yapımı ve fazla suyun atılması ile korunabilir. Bu olay böbrekte olmaktadır ve Henle kulpunda karşıt akım çoğaltıcı sistem ve vasa rekta ile toplayıcı duktuslarda karşıt akım değişim sistemini içerir. Daha önce de belirtildiği gibi ürin proksimal kıvrıntılı tübülde konsantre olmaktadır (suyun % 85’i ve sodium klorid resorbe olmaktadır), fakat volüm azalsa da osmolarite değişmemektedir....

    https://www.biyologlar.com/urin-konsantrasyonu-ve-dilusyonu
  • Hücre zedelenmesinin nedenleri ve zedelenmeye karşı hücrenin verdiği uyum yanıtları nelerdir; hasara uğrayan dokunun onarılması nasıl gerçekleşir?

    Hücre Zedelenmesinin Nedenleri Hücre zedelenmesinde pek çok etken söz konusudur. Trafik dahil pekçok kazanın neden olduğu gözle görülen fiziksel travmalardan, belli bazı hastalıklarda neden olabilen defektli enzimleri oluşturan gen mutasyonlarına kadar sıralanabilir. Zedeleyici etkenler aşağıdaki gibi, sınıflanabilir. Oksijen Kayıpları: Hipoksi (oksijen azlığı- oksijen yetersizliği), hücre zedelenmesi veya ölümünün en önemli ve en çok görülen nedenidir....

    https://www.biyologlar.com/hucre-zedelenmesinin-nedenleri-ve-zedelenmeye-karsi-hucrenin-verdigi-uyum-yanitlari-nelerdir-hasara-ugrayan-dokunun-onarilmasi-nasil-gerceklesir
  • Böbrek Embriyolojisi

    Gelişme sırasında böbrek posterior abdominal duvar içerisinde bulunan ara mezodermden doğar. Primitif nefronlar mezenşimal hücre sütunlarından gelişir ve bir lümene kavuşur, nefronun kör genişlemiş ucu (gelecekteki Bowman kapsülü) bir kapiller yumak ile işgal edilmiştir. Bir divertikülüm olan üreterik tomurcuk mezonefrik ya da Wolfian duktustan doğar, gelişen böbrek yığını ya da metanefroz, içerisine doğru büyür. Mezonefrik duktus sonradan genital duktus ile...

    https://www.biyologlar.com/bobrek-embriyolojisi
  • ÜRETRA

    İdarar kesesini dış ortama bağlayan terminal üriner boşaltım yolu uretradır. Erkek uretrası ile dişi üretrası arasında belirgin farlılıkları vardır. Erkek Üretrası Erkek üretrası 15-20 cm uzunluktadır ve 3 bölgeye ayrılır: 1- Pars Prostatika: İdrar kesesinin internal üretral orifisinden inferior olarak başlar ve prostat bezini kateder. Bu kısma iki duktus ejekülatorius ve prostat bezleri duktusları açılır. 2- Pars Membranasea: Sadece 2 cm uzunlukta olan bu...

    https://www.biyologlar.com/uretra-1
  • Parotis Bezleri

    Ana tükrük bezleri içerisinde en büyüğü olan parotis bezleri (kulak altı tükrük bezi) kulağın önünde ve aşağısında yer alır. Arkada mastoid çıkıntı ve önde mandibular ramus arasındadır. Zigomatik arkusun altında yüze doğru anterior bir uzantı vardır. Ana duktus olan Stensen duktusu bu sınırdan ileri doğru uzanır, yanağı geçer ve ikinci üst molar dişin karşısında ağız boşluğuna açılır. Fasial sinir (kranial sinir VII) bezi boydan boya kateder ve...

    https://www.biyologlar.com/parotis-bezleri
  • Submandibular (Submaksillar) Bez

    Ağız tabanında boynun submandibular üçgeninde yerleşim gösteren submandibular (çene altı tükrük bezi) bezin ana duktusu olan Wharton duktusu alt insisor dişin arkasında ve dil ucunun altından ağız boşluğuna açılır. Bu bez de tübüloasinar ya da bileşik asinardır ve asinuslarının çoğunluğu serözdür. Geriye kalanları ise müköz olup genellikle seröz yarım aylara sahiptir (karışık asinuslar). Karışık asinuslarda (miks) müköz bir asinusun etrafı seröz...

    https://www.biyologlar.com/submandibular-submaksillar-bez
  • SİNDİRİM YOLLARI TABAKALARI

    Sindirim kanalı özofagus proksimalinden anal kanal distaline kadar uzanan içi boş bir tüptür. Bu sindirim yollarının her bir bölümü aynı organizasyona sahiptir. Ancak bu tabakaların yapı ve kalınlıkları gördükleri fonksiyonlardan dolayı değişik bölgelerde farklılık gösterir ve esas olarak 4 tabakadan oluşur. İçten dışa doğru genel sindirim yolları tabakaları: 1- Tunika mukoza (müköz membran) 2- Tunika submukoza (submukoza) 3- Tunika muskularis (muskularis...

    https://www.biyologlar.com/sindirim-yollari-tabakalari
  • MİDENİN HİSTOLOJİK YAPISI

    Her ne kadar boşken kalın barsaktan biraz daha genişse de mide oldukça fazla genişleyebilme özelliğine sahiptir. Genişlediğinde mide 2-3 litre materyal alabilir. Özofagusun mideye açıldığı yerde bulunan bir sfinkter (özofagogastrik veya kardiak sfinkter) sayesinde gıda maddelerinin tekrar özefagusa gitmesi önlenmiş olur. Daha kuvvetli diğer bir sfinkter (pilorik sfinkter) mide-ince barsak kavşağında bulunur. Özofagusun mideye açıldığı kardiak orifisin solunda ve...

    https://www.biyologlar.com/midenin-histolojik-yapisi
  • Midenin Epitelyal Hücreleri

    Midenin Epitelyal Hücreleri

    1-Yüzey prizmatik hücreler: Mide tek tip uzun, prizmatik hücrelerden meydana gelmiş epiteli ile diğer sindirim yolları bölgelerinden ayırt edilir. Mide epiteli kardiada özefagusun stratifiye yassı epiteline bitişik ve keskin şekilde başlar ve pilorusta barsak epiteli ile devam eder. Prizmatik hücreler koruyucu görevinin yanısıra çözünmez yapıdaki musini de salgılarlar, salgılanan nötral mukopolisakkarit materyal, içerdiği bikarbonat ve potasyum konsantrasyonuyla...

    https://www.biyologlar.com/midenin-epitelyal-hucreleri
  • İnce Barsak Mukozal Yüzey Özelleşmeleri

    1- Sirküler Plikalar (Plicae Circulares, Kerckring Kapakçıkları) Submukoza ile birlikte mukozanın kalıcı, sirküler veya spiral katlantılarıdır. Bu katlantılar barsak çevresinin 2/3 veya daha fazlasına kadar uzanır, ender olarak da bütün lümeni çevirebilir. Bazı plikalarda dallanma görülebilir. Plikalar duodenumda pilorusa 5-6 cm kadar uzaklıkta başlar, maksimum gelişmesine terminal duodenum ve proksimal jejunumda ulaşır, sonradan azalarak ileumun distal yarısında...

    https://www.biyologlar.com/ince-barsak-mukozal-yuzey-ozellesmeleri
  • Brunner’in Duodenal Bezleri

    Duodenumun submukozal bezleri bileşik tübüler veya tubuloalveolar tip olup koyu, düzleşmiş, bazal çekirdek ve berrak, vakuollü sitoplazmaya sahip uzun, kübik hücrelerden meydana gelmiştir. Bezsel kısım alçak boylu kübik hücreler ile döşenmiş duktuslar ile devam eder. Duktuslar muskularis mukozayı delerek intestinal bezlere açılır. Muskularis mukoza çoğunlukla bezlerin üzerinde bütün bir tabaka oluşturmaz ve düz kas şeritleri glandular ünitler arasındaki bağ...

    https://www.biyologlar.com/brunnerin-duodenal-bezleri
  • LEVREK (Dicentrarchus labrax Lin., 1758) BALIĞININ BİYOLOJİSİ VE YETİŞTİRME TEKNİKLERİ

    Yrd.Dç.Dr. Kürşat FIRAT & Şahin SAKA Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Yetiştiricilik BölümüYetiştiricilik Anabilim Dalı İskele-Urla, 35440 İZMİR GİRİŞ Su ürünleri yetiştirme teknolojisinin gelişimi ile beraber levrek kültürü üzerindeki çalışmalarda yoğunlaşmıştır. Ülkemizde önceleri çipura balığının besiye alınması ve daha sonrada larva üretimine geçilmesini takiben, levrek larvalarının kültür çalışmalarında yoğun artışlar...

    https://www.biyologlar.com/levrek-dicentrarchus-labrax-lin-1758-baliginin-biyolojisi-ve-yetistirme-teknikleri
  • EKSTRAHEPATİK SAFRA YOLLARI

    Ekstrahepatik Duktuslar Ekstrahepatik duktuslar müküs salgılayan uzun prizmatik epitel ile döşelidir. Altında elastik liflerin çoğunlukta olduğu ve belirgin lenfoid yatkınlığa sahip bir subepitelyal bağ dokusu tabakası bulunmaktadır. Epitelden lümene göç eden pek çok lenfositler ve ender olarak da granülositler görülmektedir. Subepitelyal tabakada tubuloasinar bez kümelerine rastlanabilir, bu bezlerin çoğunluğu müköz tiptir. Bu tabakada kan damarları ve sinirler...

    https://www.biyologlar.com/ekstrahepatik-safra-yollari
  • YARDIMCI GENİTAL BEZLER

    Testislerin duktus sistemleri ile ilişkili olan bezler seminal vesiküller, prostat ve bulbouretral bezlerdir (Cowper bezleri). Seminal Vesiküller Seminal veziküller, ampullar bölgede mezonefrik (Wolffian) kanalın evaginasyonuyla gelişir. Prostat bezinin posteriorunda yerleşim gösteren seminal vesiküllerin her biri duktus deferensin sonlanma kısmı olan ampullar bölgeye paralel seyreden, kıvrıntılı, ince, uzun bir divertikülümdür. Vesikülün alt kısmı dar, düz bir duktus...

    https://www.biyologlar.com/yardimci-genital-bezler
  • Lysimachia atropurpurea - Mor Altınkamış, Mor Kargaotu
  • Mitokondrial Kalıtım

    Eğer nükleus bir kadından alınmış ve o kadının yumurta hücresine aktarılmışsa, klonun vericiye tamamen benzeyeceğini söyleyebiliriz. Ama nükleus başka bir kişiden alınmış örneğin erkekten alınmışsa ve bu nükleus bir kadının yumurta hücresine aktarılmışsa klon nükleus vericisine benzemeyebilir Bunun sebebi nükleus dışında kalıtım materyali içeren organların yani mitokondrinin bulunması, ayrıca bireyin erken gelişiminde yumurta ile taşınan maternal...

    https://www.biyologlar.com/mitokondrial-kalitim
  • İDRAR VE ÜREME SİSTEMİ

    Embriyolojik ve fonksiyonel ortaklık (özellikle erkek idrar ve üreme organlarında) nedeniyle iki grup sistemi bu konu (İdrar ve üreme sistemi-Systema ürogenitale) içinde inceleyeceğiz. Systema ürogenitale’deki fonksiyonlardan biri idrarın yapılması ile iletilip dışarı atılmasıdır ki bu işi yapan organlara organa urinaria (İdrar organları-üriner organlar) denir. Üriner organlar birçok anatomist tarafından idrar sistemi (Systema renale) başlığı altında ele...

    https://www.biyologlar.com/idrar-ve-ureme-sistemi
  • BÖBREKLER HAKKINDA BİLGİ

    Böbrekler (Tekil L.ren . Gr.nephros), filtrasyon, resorpsiyon ve eksekresyon fonksiyonları ile günde kendilerine gelen 1700 L kandan 2 – 2.5 L idrar oluş­turduklarından “idrar üreten organ anlamında organa üropoetica olarak adlandırılır. Sağlı-sollu bir çift organ olan böbrekler.peritonun arkasında (Retroperitoneal konumda) olarak.omurganın iki yanında karın arka duvarına yaslanmış şekilde bulunurlar.Skeletotopik olarak.sağ böbrek T 12 – L 3. sol böbrek T 11 L2...

    https://www.biyologlar.com/bobrekler-hakkinda-bilgi
  • DUYU ORGANLARI

    İnsanlar daima değişen bir çevre içinde yaşarlar.çevredeki değişen her durum ,içinvücudun bütün sistemleri kendini ayarlamak zorunda kalır.yani vücut dışardan gelen bilgilerizamanında değerlendirerek bunlara anlamlı ve uyumlu cevaplar çıkarır .Bu açıdan baktığımızda insanı çevresiyle devamlı bilgi aliş verişi içinde görürüz.Dış ortamdan gelen bilgiler duyu organları yoluyla sinir sistemine taşınır.Duyu organları içide özelleşmiş hücre grupları...

    https://www.biyologlar.com/duyu-organlari-1
  • DERİ (Cutis)

    Deri, insan vücudunun en büyük organı olup, yaklaşık alanı 1,5 – 2 m2, ortalama kalınlığı 1-2 mm (Göz kapaklarının derisi 0,5 mm, sırtın üst bölüm derisi 5 mm kalınlığında) ‘dir. Vücudu, mekanik, osmotik, kimyasal, ışık ve termal zararlı etkenlere karşı koruyan deri, vücut ısısının düzenlenmesinde (Termoregülasyon) de rol oynar. Ultraviyole ışığının etkisi ile D vitamininin oluşumu deri sayesinde gerçekleşir. Deri, sahip olduğu ter ve yağ...

    https://www.biyologlar.com/deri-cutis
  • İNSAN ANATOMİSİ VE İSKELET

    Anatomik Duruş Baş dik ve alın öne bakan, kollar yanda ve sarkık olan, avuç içleri öne dönük, ayaklar birleşik ve ayak uçları öne doğru olan vücut duruşuna anatomik duruş denir. Anatomide kullanılan terimler vücudun bu durumuna göre tanımlanır ve adlandırılırlar. İnsan Vücudunun Ana Bölgeleri Vücudu yapan organ ve oluşumların daha iyi kavranılması, yerlerinin belirlenmesi ve hastalıkların kolay tanımlanması için vücut, bölgelere ayrılarak incelenir. ...

    https://www.biyologlar.com/insan-anatomisi-ve-iskelet
  • EL KEMİKLERİ (Ossa manus)

    EL KEMİKLERİ (Ossa manus)

    Elkemikleri toplam 27 kemikten meydana gelmektedir. Bu kemikler 3 grupda ele alınırlar. Ayrıntılar için resmi inceleyebilirsiniz.

    https://www.biyologlar.com/el-kemikleri-ossa-manus
  • EKLEMLER HAKKINDA BİLGİ

    ARTHROLOGIA (EKLEMBİLİM) Vücudumuzdaki kemikler iskeleti oluşturmak üzere birbirleriyle birleşmişlerdir. Hareketli olsun veya olmasın kemiklerin herhangi bir şekilde birbirleriyle birleştikleri yerlere eklem (L.articulatio, Art. ; Gr.arthron) denir. Eklemlerin, morfolojik ve fonksiyonel sınıflamaları yapılmıştır. Fonksiyonel sınıflamada: eklemler hareket olanakları dikkate alınarak oynamaz (Syn­arthrosis). Yarı oynar (Amphiarthrosis) ve oynar eklemler (Enarthrosis)...

    https://www.biyologlar.com/eklemler-hakkinda-bilgi
  • Üst ekstremite eklemleri

    l. Omuz eklemi (Art.humeri.glenohumeral eklem) : Humerus başı ile scapula’daki glenoidal çukur arasında oluşmş, sinouiyal-sferoid bir eklemdir. Sığ olan glenoidal çukurluk, labrum glenoidale ile artırılmıştır. Omuz eklemi, gevşek ve yer yer incelmiş bir eklem kapsülüne sahiptir. Kapsülün en zayıf yeri alt bölümüdür. Kapsül arkadan dört kısa kasın (M. supraspinat us, m. infraspinatus, m. teres minor.m.subscapularis) tendonları ile desteklenmiştir. Bu dört kas...

    https://www.biyologlar.com/ust-ekstremite-eklemleri
  • ÖNKOL KEMİKLERİ

    Dirsek ile el bileği arasındaki üst ekstremite bölümüne önkol (Antebrachium) denir. Önkol iskeleti Radius ve ulna olarak adlandırılan iki kemik tarafından oluşturulur. Radius (Döner kemik): Radius, önkol un dışyan tarafında yer alan, ulna’ya göre daha kısa bir kemiktir. Üst ve alt uç ile bir gövdeden ibarettir. Üst uç disk şeklinde bir baş (Caput radii) sahiptir. Caput radii, yukarıda humerus’un alt ucundaki capitullum radii, içyanda ulna ile eklem yapar....

    https://www.biyologlar.com/onkol-kemikleri-1
  • DERİ VE EKLENTİLERİ

    Deri ile eklentileri olan kıllar, tırnaklar, deri bezleri ve deride bulunan genel duyu reseptörleri integumentum commune (L. integumentum=örtü) veya İNTEGUMENTER SİSTEM başlığı altında ele alınır. Deri ve eklentilerini ayrı ayrı inceliyeceğiz. a.DERİ (Cutis) : Deri, insan vücudunun en büyük organı olup, yaklaşık alanı 1,5 – 2 m2, ortalama kalınlığı 1-2 mm (Göz kapaklarının derisi 0,5 mm, sırtın üst bölüm derisi 5 mm kalınlığında) ‘dir. Vücudu,...

    https://www.biyologlar.com/deri-ve-eklentileri
  • BÖBREKLER HAKKINDA KAPSAMLI BİLGİ

    Böbrekler (Tekil L.ren . Gr.nephros), filtrasyon, resorpsiyon ve eksekresyon fonksiyonları ile günde kendilerine gelen 1700 L kandan 2 – 2.5 L idrar oluş­turduklarından “idrar üreten organ anlamında organa üropoetica olarak adlandırılır. Sağlı-sollu bir çift organ olan böbrekler.peritonun arkasında (Retroperitoneal konumda) olarak.omurganın iki yanında karın arka duvarına yaslanmış şekilde bulunurlar.Skeletotopik olarak.sağ böbrek T 12 – L 3. sol böbrek T 11 L2...

    https://www.biyologlar.com/bobrekler-hakkinda-kapsamli-bilgi
  • Kanın Bileşenleri ve Oluşumu

    Kan temel olarak iki bölümden oluşur. – Plazma olarak adlandırılan sıvı bölüm ve şekilli elemanlardan olusan katı bölümden oluşur. Plazma • Kanın sıvı bölümü plazma olarak isimlendirilir. • Plazma tüm kanın % 55 ini olusturur. • Plazmanın % 90 ı sudur ve plazma içerisinde besinlerin çözünerek tasınmasını sağlar. • Plazmanın % 7 sini plazma proteinleri olusturur. Bunlar – albumin (% 60), – globulin (% 36) ve – fibrinojendir (% 4). • Geriye...

    https://www.biyologlar.com/kanin-bilesenleri-ve-olusumu
  • Hücre Yüzeyindeki Bazı Yapılar

    Hücrenin işlevi île ilgili ya da diğer hücrelerle ilişkisini sağlayan yapılardır. Hücrenin yaptığı işe ve bulunduğu yere göre farklılıklar gösterirler. Mikrovillus Özellikle emme görevi fazla olan hücrelerde, örneğin bağırsak epitelinde, hücre dış yüzeyini artırmak için, hücre zarının bir miktar sitoplazma ile beraber dışarıya doğru meydana getirdiği, parmak şeklinde 0.6-0.8 mikron uzunluğunda 0.08-0.1 mikron kalınlığındaki çıkıntılardır,...

    https://www.biyologlar.com/hucre-yuzeyindeki-bazi-yapilar
  • Omurgalılarda Boşaltım yapıları

    Omurgalılarda üç tip böbrek yapısı vardır. 1-Pronefroz tip: Boşaltım birimi nefridyumdur.Boşaltım maddeleri glomerulus denen kılcal damar yumağından silli huni ile başlayan nefridyuma geçerler.Nefridyumlar segmantal diziliş gösterirler.Bu tip böbrek yapısı bütün omurgalıların embriyonal döneminde ve kıkırdaklı balıkların ergin döneminde görülür.Nefridyumlar ayrı ayrı wolf kanalına açılır.(Pronefroz kanal) 2-Mezonefroz tip: Boşaltım birimi glomerulus...

    https://www.biyologlar.com/omurgalilarda-bosaltim-yapilari
  • İDRAR OLUŞUMU

    Kılcal damarlardaki sıvıların dışarıya çıkması, damarın içinde bulunan basınca (hidrostatik basınç)i dışarıdaki sıvıların damarlara girmesi ise, kan sıvısı içerisinde bulunan bileşiklerin (başta proteinli) meydana getirdiği ozmotik basınca göre olur. Arteriyollerde kan basıncı dolayısıyla hidrostatik basınç fazladır. Bu nedenle kapiller sistemin arteriyoller kısmında hidrostatik basınç ozmotik basınçtan fazla olduğu için sıvılar dokulara, venüller...

    https://www.biyologlar.com/idrar-olusumu
  • SU VE TUZ DENGESİ

    Omurgalılardaki nefronlar aşağı yukarı yapısal ve işlevsel olarak aynıdır. Bazı ilkel omurgalılarda nefronlar, glomeruluslarla bağlantılı olmalarının yanı sıra, nefrostomları aracılığıyla bir taraftan da sölom boşluğu ile ilişkidedirler ve artık maddeleri sölom sıvısı içerisinden doğrudan alabilirler. Bu, toprak solucanlarındaki nefridyumlara analogtur. Malpigi cisimciklerinin büyüklüğü ve nefronların diğer ayrıntıları, hayvanın yaşadığı ortama...

    https://www.biyologlar.com/su-ve-tuz-dengesi
  • Glomerulus

    - Küçük kan damarları ya da sinir liflerinin küme sidir. Özellikle bir böbrek tüpçüğünün proksimal ucundaki kapiller yumağı. - Böbrekteki nefronların bowman kapsülü içinde bulunan kılcal kan damarları ağı.

    https://www.biyologlar.com/glomerulus
  • Henle Kulpu

    Memeli böbrek tübülündeki 'U' şeklinde medullaya kadar inen ilmik. Proksimal ve distal kısımlar arasında yer alır.

    https://www.biyologlar.com/henle-kulpu-1
  • Hayvanlarda Boşaltım

    Hayvanlarda Boşaltım

    Canlılığın varlığı ve devamı için hücrelerde sindirim sonucu oluşan artık ve zehirli maddelerin, solunum sonucu oluşan CO2 ve NH3 ve suyun hücreden, daha sonra da vücuttan uzaklaştırılması gerekir.Bu olaya boşaltım denir.Boşaltım olmasa homeostasi bozulur canlılar hayatta kalamazdı.Tek hücrelilerde boşaltım özel kofullarla sağlanırken hayvanlarda boşaltım yapıları ve sistemler gelişmiştir.Canlı organizmalarda üretilen azotlu boşaltım...

    https://www.biyologlar.com/hayvanlarda-bosaltim
  • Safra Yolu Kanseri

    Safra Yolu Kanseri

    Bu kanserler gerek tanı gerekse tedavi açısından oldukça problem yaratmaktadırlar. Son yıllarda safra kesesi kanserlerinden daha sık görülmektedir.

    https://www.biyologlar.com/safra-yolu-kanseri
3WTURK CMS v8.1