Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

  • [protected email address]

Toplam 7012 içerik listeleniyor

  • Granüllü endoplazma retikulumu ve Golgi kompleksi ilişkisi nasıldır?

    Granüllü endoplazma retikulumunda sentezlenen ürünler taşıyıcı veziküller aracılığı ile Golgi kompleksinin şekillenme yüzüne gelir. Belli işlemlerden geçirildikten sonra ise olgunlaşma yüzüne ulaşarak ürünler cisimciği terkederler. Giriş yüzü endoplazma retikulumu ile ilişkilidir. Çıkış yüzü ise materyalin iletileceği yöndedir. Proteinler ve lipidler Golgi kompleksi lümenine giriş yüzünden zar kaynaşması sonucu girerler, daha sonra çıkış yüzüne...

    https://www.biyologlar.com/granullu-endoplazma-retikulumu-ve-golgi-kompleksi-iliskisi-nasildir
  • Artropodların Zararlı Etkileri

    Artropodların konaklarına (Konak: Artropodları üzerinde veya içinde taşıyan omurgalı canlılar yani insan ve hayvanlara verilen isimdir.) zararlı etkileri 2 grupta toplanmaktadır. Bunlar; A) Artropodların direkt olarak neden olduğu zararlı etkiler: a-1) Konaklarını rahatsız etmeleri: Ektoparazit artropodlar genellikle konak üzerinde gezerken ya da yakınında uçarken onu rahatsız eder ve normal fonksiyonlarını görmesini engeller. Örneğin Mallophaga takımındaki bitler...

    https://www.biyologlar.com/artropodlarin-zararli-etkileri
  • Bitki Kök Tipleri ve Özellikleri

    Bitki Kök Tipleri ve Özellikleri

    Bazı bitkiler neden çiçek açarlar? Kendi açımızdan baktığımızda bu soruya güzel görünmek, güzel kokmak cevabı verilebilir. Ancak bu nedenler gerçek cevap değildir.

    https://www.biyologlar.com/bitki-kok-tipleri-ve-ozellikleri-odev-ariyorum
  • HİSTOLOJİ LABORATUVARI TEMEL BOYAMA YÖNTEMLERİ

    Boyanmamış preperatlarda çoğu doku elemanları renksizdirler. Değişik kırma indeksine sahip olmaları nedeniyle ışık mikroskobu ile hücresel detayı görmek güçtür. Farklı morfolojik kısımların, farklı boyalarla boyanması gereklidir. Bu durumda çekirdek sitoplazmadan, kas bağ dokusundan farklı boyanarak, morfolojik inceleme kolaylaşır. Boyalar histokimyasal işlemlerle, dokuların kimyasal reaksiyonlarını ortaya koyar.Histolojik Boyamanın Kimyasal Temeli:Genel olarak...

    https://www.biyologlar.com/histoloji-laboratuvari-temel-boyama-yontemleri
  • Sap Gözlü Sinek

    Sap Gözlü Sinek

      9 Eylül 2001. Bazı karşılaşmalar vardır, her hatırlayışınızda tüm ayrıntısıyla gözünüzün önündedir. Sap gözlü sinek ile olan tanışmam tam da böyledir. Doktora projem doğrultusunda Kosta Rika’nın La Selva biyoloji istasyonunda arazi çalışmaları yürütmekteydim. Türlü terslikler sonucu araziye geç çıkmam nedeniyle orman içinde yosun tutmuş ince beton yolda alet edevat yüklü bir bisiklet üstünde son hız giderken, yolumun iri bir ağacın...

    https://www.biyologlar.com/sap-gozlu-sinek
  • 13. Kromozom

    13. Kromozom

    13. kromozom toplamda 22 çift olan otozomal insan kromozomlarından ondördüncüsüdür. İnsanlarda normalde bir çift halinde bulunur.  113 - 115 milyon baz çiftine ve toplam hücre DNA'sının  %3,5'ine sahiptir  13. kromozom muhtemelen  300 ile 700 gen içermektedir. Diğer bazı kaynaklara göre bu rakam  "300 ila 400" olarak değişmektedir. Her bir kromozomdaki genlerin belirlenmesi, aktif bir genetik araştırma alanıdır. Araştırmacılar, her kromozomdaki gen sayısını...

    https://www.biyologlar.com/13-kromozom
  • Bir Haftada 67 Dinozor!

    Dinozorların gelişimsel biyolojisini ayrıntlarıyla incelemek isteyen paleontologlar için, bir haftada tam 67 dinozor iskeletini eksik gedikleriyle de olsa tamamlayacak kadar fosil elde etmek, bulunmaz bir şans olsa gerek. Bu dinozor hazinesi Gobi Çölü’nde; hazine avcıları da ABD ve Moğolistan’dan bilim insanları. Buna tümüyle şans demek belki de hata olur; çünkü bilimcileri bölgeye çeken, geçen yıl da burada ortaya çıkarılan 30 iskelet. Bu şekilde yaklaşık 100...

    https://www.biyologlar.com/bir-haftada-67-dinozor
  • THULE KARA KÖPRÜSÜ

    Üst Paleosen ve Alt Eosen'de Kuzey Amerika ile Avrupa arasındaki kara bağlantısı, Kuzey Atlantik üzerinden devam ettiği ve bu yolda iklim uygun olduğu için birçok hayvanın karşılıklı geçişine izin verilmiştir. Daha sonra kıtaların birbirinden ayrılması nedeniyle bu bağlantı koparılmıştır. Bu evreden sonra geçişler, sınırlı olarak Bering Boğazı'ndan yapılmaya başlamıştır. Bu bağlantı konusunda bildiklerimiz çok yetersizdir. Büyük bir olasılıkla bu...

    https://www.biyologlar.com/thule-kara-koprusu
  • B12 Vitamini

    Yararları: Suda eriyen B12 özellikle sinir sistemi fonksiyonları için gereklidir. Folik asit ile birlikte doğum defektlerini önlemekte önemli rol oynar. Yine folik asit ve B6 vitamini ile birlikte kalp hastalıklarını ve damar tıkanıklığını önleyici rol oynamaktadır. Asetilkolin üretimini arttırdığı ve beyinde sinir iletimini düzenlediği için Alzheimer hastalığında koruyucu rolü olabileceği düşünülmektedir. Normal büyüme gelişmede olumlu rol oynar. Sinir...

    https://www.biyologlar.com/b12-vitamini
  • Bitkilerde Mineral Madde Beslenmesi Mekanizmaları

    Elektroosmozun bir iyon iletimi mekanizması olduğu, hidrate iyonların su moleküllerini sürükleyen ve membranlardaki porlar, kapilerler boyunca yaratılan elektrik alanları, yani potansiyel farklılıkları ile iyonik madde taşınması gerçekleştirdiği belirtilmişti. Elektriksel potansiyel farkı DE, elektriksel yükün bir noktadan diğerine gitmesi ile yapılan işin ölçütüdür. Daha önce değinildiği üzere yukarıda kısaca incelenmiş olan itici güçlerden de çok daha...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-mineral-madde-beslenmesi-mekanizmalari
  • Toprak Kirliliği ve Çözüm yolları

    1-Hızlı Nüfus Artışı - Toprak İlişkileri : Hızlı nüfus artışı çok sayıda sosyoekonomik ve politik sorunların ortaya çıkmasına yol açmanın yanında, yanlış arazi kullanma ve toprak kayıpları nedeniyle ekonomimize ve kalkınmamıza önemli etkileri olan sorunlar da yaratmaktadır. Diğer yandan hızlı nüfus artışı gereksinimlerin karşılanması açısından, üretim ve tüketim ilişkilerini de olumsuz yönden etkileyecektir. Özellikle tarımsal üretimde birim...

    https://www.biyologlar.com/toprak-kirliligi-ve-cozum-yollari
  • Köpek Hastalıkları

    Tüm hayvanlar yaşamları boyunca çeşitli enfeksiyonlara maruz kalırlar.Anneden alınan antikorların etkisi sona erdiğinde enfeksiyonlara karşı zayıf hale gelirler.Enfeksiyona yakalanmadan önce,kendi bağışıklıklarını geliştirmeleri için gerekli olan yeterli miktarda antikoru üretecek B hücrelerine sahip olmaları gerekir.Özellikle köpek üretim merkezleri,barınaklar,pansiyonlar,pet shop ve dog showlar gibi kalabalık çevrelerde bulunan yavrular yüksek risk...

    https://www.biyologlar.com/kopek-hastaliklari
  • Stomaların Çalışma Mekanizması

    Stomalardan gaz değişiminin sağlanması stomaların açılıp kapanmasıyla gerçek-leştirilir. Bu mekanizmanın çalışmasıhem stoma hücrelerinin hem de çevrelerinde-ki epidermis ve mezofil hücrelerinin turgor durumuna bağlıdır. Bu hücrelerdeki os-motik konsantrasyonun değişmesi ile oluşan difüzyon farkına bağlı olarak su, yastoma hücrelerine doğru ya da stoma hücrelerinden komşu epiderma hücrelerinedoğru hareket eder. Su komşu epidermis hücrelerinden stoma...

    https://www.biyologlar.com/stomalarin-calisma-mekanizmasi
  • Taksonomik Karakterler Nelerdir ?

    Karakterler her canlı grubu için farklılık gösterebilir. Tüm canlılar için birçok karakter ortaktır. Bir türü diğerlerinden ayırmak için önce onun taksonomik karakterlerine bakmak gerekir. Dünyada yaşayan canlıların birçoğu birbirlerinden birçok yönlerden ayrılabildiği gibi birçok yönden de birbirlerine çok benzerler. Canlıların birbirlerinden farkı az veya çok olabilir. Kısaca söylemek gerekirse, taksonomik karakterler, “bir canlının sınıflandırmadaki...

    https://www.biyologlar.com/taksonomik-karakterler-nelerdir-
  • SU EKOSİSTEMLERİNİN DOĞAL SİSTEMLERİN İŞLEYİŞİNE ETKİSİ

    Su ekosistemleri ikiye ayrılır: 1) Karasal (Göl ekosistemleri, Nehir ekosistemleri, Bataklık ekosistemleri) Göl Nehir Bataklık 2) Denizel (Okyanus ekosistemleri, Deniz ekosistemleri) Su ekosistemlerini kara ekosistemlerindeki gibi, coğrafi sınırlarla belirlemek çok zordur. Çünkü sular, atmosferik olaylardan, karaların etkilendiği oranda etkilenmemektedirler. Ancak, deniz, tatlı su ve haliç gibi su havzalarının derinlikleri ve bileşimlerindeki farklı maddeler nedeniyle,...

    https://www.biyologlar.com/su-ekosistemlerinin-dogal-sistemlerin-isleyisine-etkisi-1
  • Yüksek Organizasyonlu Deniz Canlıları

    Yüksek organizasyonlu canlılar çok sayıda türleri kapsamakla birlikte biz en çok bilinen " Köpek balıkları " ve " Balina " türlerine örnekler verdik. Köpek balıkları belgesellerde ve filmlerde gördüğünüzden çok daha mükemmel ve gizemli yaratıklardır.Köpek balıklarının kendi içerisinde birçok alt türleri vardır. Örneğin mamuzlu köpek balığı, boğa köpek balığı ve çekiç başlı köpek balığı gibi.Fakat köpek balıklarının bazıları çok uysal...

    https://www.biyologlar.com/yuksek-organizasyonlu-deniz-canlilari
  • Kanser Tedavisinde Yeni Silahlar

    Kanser Tedavisinde Yeni Silahlar

    İnsanlık, bildiğimiz kadarı ile, yazılı tarih boyunca kendi tarihi kadar eski ve bir o kadar da ürkütücü kanserle mücadele etmiş ve hala bu mücadelesine devam etmekte. M.Ö. 3000 yıllarında yazıldığı tahmin edilen eski Mısır metinlerinde meme ülserlerinin (o zaman henüz kanser kelimesi literatürde yoktu) koterle yakılarak alındığı anlatılıyor. Günümüzde ise kanser hastaları radyoterapi, kemoterapi ve cerrahi müdahaleler ile tedavi edilmeye çalışılmakta....

    https://www.biyologlar.com/kanser-tedavisinde-yeni-silahlar
  • KUŞCENNETİ MİLLİ PARKI

    KUŞCENNETİ MİLLİ PARKI

    İli : BALIKESİR Adı : KUŞCENNETİ MİLLİ PARKI Kuruluşu : 1959 Alanı : 24.047 ha. Konumu : Milli park; Marmara Bölgesi’nde, Balıkesir ili, Bandırma ilçesi içerisindeki Kuş Gölü’nün (Manyas Gölü) kuzeydoğusunda yer alır. Ulaşım : Bandırma’ya 19 km uzaklıkta bulunan milli parka, Balıkesir-Bandırma karayolu ile ulaşılır. Kaynak Değerleri :           Kış mevsiminin sonlarına doğru Kuş Gölü’nün suları yükselmeye başlar ve kuzeybatı...

    https://www.biyologlar.com/kuscenneti-milli-parki
  • Mikrobiyolojide kullanılan boyalar ve boyama yöntemleri

    BOYALAR Boyalar doğal ve sentetik olmak üzere iki gruba ayrılır: a. Doğal boyalar: Doğal boyalar bitkisel ve hayvansal orijinli olabilirler. Bunlardan bitkisel orijinli olanlara  hematoksilen ve orcein, hayvansal orijinli olanlara ise carmen örnek gösterilebilir.Doğal boyalar daha ziyade histolojide kullanılmaktadır. b. Sentetik boyalar: Bunların sayıları oldukca çoktur.  Eosin, asit fuksin, asit pikrik, oranj gelb, eritrosin,  kongo kırmızısı, light green,  metilen...

    https://www.biyologlar.com/mikrobiyolojide-kullanilan-boyalar-ve-boyama-yontemleri
  • İdrar sedimenti hazırlama

    Gerekli Araç ve Gereçler İdrar toplama kabı: Laboratuvarımızda plastik bardakları bu iş için kullanmaktayız. Eldiven: Laboratuvarımızda Plus Med marka latex ve plastik eldiven kullanmaktayız. Deney tüpü: Laboratuvarımızda 12mL'lik cam tüpler kullanmaktayız. Lam- lamel: Laboratuvarımızda İsolab marka 76x26mm lam ve 18x18mm lamel kullanmaktayız. Santrifüj: Laboratuvarımızda Hettich Zentrifugen Rotina 35 marka/modelde santrifüj aletini kullanmaktayız. Mikroskop:...

    https://www.biyologlar.com/idrar-sedimenti-hazirlama
  • Davranışta kalıtımın rolü

    İnsan davranışının ortaya çıkması için gerekli alt-yapının hazırlanmasında ve işleyişinde büyük bir öneme sahip oldukları artık kabul edilmekle birlikte, genlerin insanın toplumsal davranışının belirlenmesinde ne gibi bir rol üstlendikleri henüz yeterince bilinmemektedir. Maymunlarda yapılan bir çalışmada, yeni doğan maymunlar, annelerinden ve diğer maymunlardan ayrılmışlar ve verecekleri tepkileri ölçmek üzere, onlara birçok fotoğraf gösterilmiştir....

    https://www.biyologlar.com/davranista-kalitimin-rolu
  • Darwin Neyi Öğretti

    Darwin Türlerin Kökeni`ni yazdığı sıralarda insanlar, yeryüzünün ve canlıların geçmişte nasıl yaratılmışlarsa aynı biçimde hiç değişmeden var olmaya devam ettiklerine inanıyorlardı. Yüce bir irade dünyaya `ol` demişti ve o, en tamam haliyle oluvermişti. Bu değişmez doğa inancı insanlığı 19. yüzyıla kadar idare etti. Sonra Darwin`in kitabı çıktı ortaya. Tam da büyük altüst oluşlarla insanlığın makus talihinin değişmeye başladığı dönemdi. Ve...

    https://www.biyologlar.com/darwin-neyi-ogretti
  • DE GEER KÖPRÜSÜ

    Tersiyer'in başında Kuzey Amerika ile İskandinavya arasındaki bağlantıdır. Bu bağlantı bir yanda Norveç, öbür yanda Grönland ve Spitzberg olacak şekildedir. Büyük bir olasılıkla tüm Tersiyer boyunca, kısıtlı da olsa bir yandan Kanada ile Grönland, öbür yandan da Spitzberg ile Norveç arasındaki karasal fauna ve flora değiş tokuşu sürmüştür. Fakat Grönland ile Spitzberg arasındaki kara bağlantısı, Oligosen'in başından bu yana, araya deniz girmesi nedeni...

    https://www.biyologlar.com/de-geer-koprusu
  • E Vitamini

    Yararları: En iyi antioksidandır. Serbest radikallerin oluşmasını engelleyerek kanser gibi dejeneratif hastalıkların oluşmasını engeller. Hücre zarı ve taşıyıcı moleküllerin lipid kısmını stabilize ederek hücreyi serbest radikaller, ağır metaller, zehirli bileşikler, ilaç ve radyasyonun zararlı etkilerinden korur. Bağışıklık sisteminin aktivitesi için gereklidir. Timus bezini ve alyuvarları korur. Virütik hastalıklara karşı bağışıklık sistemini...

    https://www.biyologlar.com/e-vitamini
  • Donnan Dengesi Nedir

    Donnan Dengesi Nedir

    Benzer şekilde örneğin bitki hücre çeperindeki orta lamelde yer alan pektik asitlerin karboksil kökü, membran lipidleri arasındaki fosfolipidler gibi sabit iyonların yerleştiği iyon kanalları kütle akışı ile mineral iyonlarının ile geçişine elektrokimyasal direnç gösterir.

    https://www.biyologlar.com/donnan-dengesi-nedir
  • Trematoda

    Trematoda sınıfına kelebeklerde denir. - Vücutları dorso-ventral basıktır. - Vücut boşluğu yoktur. - Tüm vücut tek bir bölümden oluşmuştur. - Tüm organlar tek bir paranşim içinde toplanmıştır. -Çekmen/çengelleri vardır. -Genellikle anüsleri yoktur. -Schistosomatidae ailesi dışındakiler hermafrodittir. -Direk/indirek gelişirler. 3 tane alt sınıf vardır : -Monogenea -Aspidogastrea - Digenea MONOGENEA : - Soğukkanlı ve suda yaşayan hayvanlarda (balık,...

    https://www.biyologlar.com/trematoda
  • FIP Nedir ?

    FIP kısaltması bu hastalığa neden olan “feline infectious peritonitis” virüsün isminden geliyor. Feline infectious peritonitis, aslında corona virus’ın mutasyona dönüşmesi sonucu ortaya çıkan bir virüs. FIP hastalığı kediler için öldürücü bir hastalık, ne yazık ki hala çaresi bulunmuş değil. Hastalığın kesin tanısı otopsi ile konulabiliyor ve hastalığın teşhisi otopsi haricinde çok zor. Sadece farklı testlerden gelen sonuçlardan hareketle teşhis...

    https://www.biyologlar.com/fip-nedir-
  • Koyun Ve Keçilerde önemli Hastaliklar

    BRUSELLOSİS ( Brusella, (Koyun Ve Keçilerin Bulaşıcı Yavru Atma Hastalığı, Düşük, Bırakma, Sıkıt, Mal Hastalığı) Koyun ve keçilerde yavru atımına sebep olan Brusella mikroplarının meydana getirdiği bulaşıcı bir hastalıktır. Brusella mikropları hayvanlarda hastalık yaptıktan sonra meme ve üreme organlarına yerleşir. Brusella, hastalıklı hayvanların çiğ sütlerini içen ve bu sütlerden yapılan krema, tereyağı, kaymak, taze peynir yiyen insanlara da...

    https://www.biyologlar.com/koyun-ve-kecilerde-onemli-hastaliklar
  • DOKU SIVISI NEDİR

    DOKU SIVISI NEDİR

    *Kan plazmasına benzer . *Normal şartlarda ihmal edilebilir düzeydedir. *Doku sıvısı: düşük molekül ağırlıklı protein,su ve küçük moleküllü maddeler içerir. *Patolojik koşullarda doku sıvısı çok artar. Histolojik olarak bağ dokusu bileşenleri arasında geniş boşluklar oluşur. Bu durum ödem olarak bilinir. Ödem nedenleri *Venöz akışta azalma (konjestif kalp hastalıklarında olduğu gibi) *Kronik açlıkta: protein yetersizliği plazma protein eksikliğine...

    https://www.biyologlar.com/doku-sivisi-nedir
  • MAVİ YEŞİL ALGLER

    Bakteriler, mavi-yeşil algler, rikestsiyalar, aktinomisetler, ve miykoplazmaların gruplarının dahil olduğu; gerçek çekirdek zarları ve membrana bağlı organelleri olmayan, fosfolipid barındıran hücre duvarı ve tek helezonlu DNA molekülü hücre içinde serbest halde bulunan mikroorganizmalardır. Organeller ve karmaşık sitoplazma yapısı bu canlılarda bulunmaz. Mavi-yeşil algler çekirdeksiz hücrelerin en gelişmiş kolunu oluşturur. Hemen hemen hepsi kromozom olarak...

    https://www.biyologlar.com/mavi-yesil-algler
  • Rosa dominica ile ilgili elinde kaynak olan varmı?

    Familyası: Gülgillerden, Rosengaewchse, Rosaceae Drugları: Gül çiçeğinin yaprakları; Rossae flos (eskiden; Flores Rosae Gülün çiçek yaprakları kurutularak çay yapımında veya su buharı ile damıtılarak ve yahut da ekstresi yapılarak Gül yağı (gül esansı) elde edilir. Giriş: Vatanının Türkiye olduğu tahmin edilen Gülün günümüzde 400’ den fazla çeşidi vardır. Bizi ilgilendiren Isparta gülü (Rosa damacena) ve Mayıs gülü (Rosa cenlifloria) en...

    https://www.biyologlar.com/rosa-dominica-ile-ilgili-elinde-kaynak-olan-varmi
  • İdrar Örneği Toplama

    Laboratuvar hatalarının %60-70 sebebi preanalitiktir, yani henüz örnek laboratuvara gelmeden önce çeşitli nedenlerle oluşan bir aksaklıktan dolayı laboratuvar analizi sonuçları hatalı çıkmaktadır. Kısaca idrar örneklerinin doğru olabilmesi için en başta yapılması gereken, uygun şekilde idrar toplanması ve laboratuvara ulaştırılmasıdır. Bu nedenle örnek toplanması ve kabulü idrar analizinde önemli bir basamaktır. İdrar örneği toplamada aşağıdaki konulara...

    https://www.biyologlar.com/idrar-ornegi-toplama
  • Jeofiziksel değil, çevresel bir bariyer: Anadolu Diyagonali
  • Ruhsal rahatsızlıklar ve kalıtım

    Bugün tıbbın alanına giren birçok rahatsızlıkta, belli ölçülerde nesilden nesile geçiş olduğunu biliyoruz. Bu gerçek, ruhsal rahatsızlıklar için de geçerlidir. Ruhsal rahatsızlıklarda kalıtımın rolünün gösterilebilmesi için, ruhsal rahatsızlığı olan ailelerdeki soy ağacı, ikizler, birbirlerinden farklı yerlerde büyütülmüş kardeşler (evlatlıklar) incelenmekte, bu incelemeler kalıtımın rolüne işaret ettiğinde doğrudan doğruya genetik geçişi...

    https://www.biyologlar.com/ruhsal-rahatsizliklar-ve-kalitim
  • Fosil Yaşlarının Hesaplanması

    Arkeolojide kullanılan tarihlendirme yöntemlerini radyoaktif olan ve radyoaktif olmayan diye kabaca iki bölüme ayırmak mümkündür. Radyoaktif olan yöntemler yine kendi içinde iki ayrı bölümde incelenir. Bunlardan birincisi radyoaktif maddelerin miktarının zamanla azalmasına dayanan, Karbon-14 ve Potasyum/Argon gibi yöntemlerdir. İkincisi ise, radyoaktiviteden dolayı çıkan enerjinin madde içinde biriktirilmesi olayına dayanır ki elektron spin rezonans bu tür...

    https://www.biyologlar.com/fosil-yaslarinin-hesaplanmasi
  • Bakteri

    Bakteri

    Üst âlem: Bacteria - Bakteriler Âlem ve şubeler - Âlem: Bacteria - Bakteriler - Şube: Acidobacteria - Şube: Actinobacteria - Şube: Aquificae - Şube: Bacteroidetes - Şube: Chlamydiae - Şube: Chlorobi - Şube: Chloroflexi - Şube: Chrysiogenetes - Şube: Cyanobacteria - Şube: Deferribacteres - Şube: Deinococcus-Thermus - Şube: Dictyoglomi - Şube: Fibrobacteres - Şube: Firmicutes - Şube: Fusobacteria - Şube: Gemmatimonadetes - Şube: Nitrospirae - Şube: Planctomycetes - Şube:...

    https://www.biyologlar.com/bakteri
  • Mikrodizi mi, Mikrodizin mi?

    Başlıkta adı geçen teknolojinin dilimizde nasıl adlandırılması gerektiği konusunda haklı bir kafa karışıklığı var ve bu yazıda doğru karşılığın neden ilki (mikrodizi) olduğunu objektif argümanlarla paylaşmaya çalışacağım. Eğer bu teknolojinin teknik detaylarıyla ilgileniyorsanız Mikrodizi (Microarray) Nedir, Ne Değildir? başlıklı yazıma bir göz atabilirsiniz. İnsan zihni veri aktarımını temsillerle [representation] gerçekleştirir. Kalem kelimesini...

    https://www.biyologlar.com/mikrodizi-mi-mikrodizin-mi
  • Kıtaların Kayma Kuramı (=Continental Drift)

    Günümüzde Wegener (1912)’ın kıtaların kayma kuramı genel bir kabul görmektedir. Bu kuram özet olarak dünya yaklaşık olarak 200-250 milyon yıl önce tek bir kıtadan oluştuğunu ve daha sonra bu kıtanın parçalaranark günümüzdeki kıtaları oluşturduğu şeklinde ifade edilebilir. . Wegener bu bütün kıtaya “Dünya Kıtası” anlamında Pangea adını vermiştir. Tek kıtadan bahsedilince, tek bir okyanustan da bahsetmek gerekir. Okyanuslarda, “Bütün Okyanuslar”...

    https://www.biyologlar.com/kitalarin-kayma-kurami-continental-drift
  • BİTKİLERDE İSTENMEYEN RENK DEĞİŞİMLERİ

    Presteki renk degistiren bitkiyi bulmak veya taze yesil yapragin korunmasi sonucunda, zamanla kahverengimsi renge dogru gidisini gözlemlemek koleksiyoncu için istenmeyen olaydir. Bu arzu edilmeyen renk degisimi neye dayandirila bilinir? Bu kötü görünüse engel olabilmek için ne yapilabilir? Bunun için bitkinin mümkün oldugunca çabuk suyu alinmalidir. Canli bitki hücresinde bir düzen ve harmoni vardir, reaksiyonlar biyokimyasal bir süreç içerisinde cereyan etmektedir. Korunma...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-istenmeyen-renk-degisimleri
  • PROBİYOTİKLER HAKKINDA BİLGİ

    Değişik sebeplerden ileri gelen ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olan farklı oluşumlara karşı uzun yıllardan beri değişik antibiyotikler kullanılmıştır. Antibiyotiklerin belli periyotlarda ve belli dozlardaki kullanımı neticesinde, metabolizmada gözlenen rahatsızlıklar tedavi edilebilmiştir. Ancak zaman içerisinde kullanılan antibiyotik türleri ve bunların tedavideki dozlarının insan metabolizmasında yararlı faaliyetleri olan (özellikle de intestinal...

    https://www.biyologlar.com/probiyotikler-hakkinda-bilgi
  • Atık Yağların Çevreye Zararları

    Bilindiği gibi 1 lt atık yağ 1 milyon litre içme suyunu kirletebilmektedir. Kullanılmış bitkisel atık yağlar evsel atık su kirliliğinin %25’ini oluşturmaktadır. Atık yağlar ekotoksik özelliğe sahiptir; bulunduğu ortamı kirletir, ortamda yaşayan canlılara zarar verir. Atık su kirliliğinin %25 oranında kaynağını, kullanılmış bitkisel ve hayvansal yağlar oluşturmaktadır. Arıtılmayan atık suların içindeki bitkisel ve hayvansal atık yağlar; denizlere,...

    https://www.biyologlar.com/atik-yaglarin-cevreye-zararlari
  • Cestoda (YASSI SOLUCANLAR) Özellikleri

    CESTODA (YASSI SOLUCANLAR) - Sestodlar; vücutları yassı, halkalara ayrılmış şerit şeklindeki PLATHYHELMINTH'lerdir. - Boyları 2-4 mmden 20-25 mye kadar varan değişik ölçülerde olabilir.(Diphylobotrium latum 20-25 m. , Taenia saginata 5-10m. ) - Halka sayısı ise 3'ten 8-10bine kadar çok farklı sayılarda olabilir. (D.latum 8-10 bin halka, E.granulosus 3 halka) Cestodlarda vücut, şekil ve fonksiyon yönünden 3'e ayrılır: SCOLEX:Ön uçta bulunur. Yuvarlak / badem...

    https://www.biyologlar.com/cestoda-yassi-solucanlar-ozellikleri
  • İnsan papilloma virüsü

    İnsan papilloma virüsü, insan papilloma virüs ya da human papilloma virus (HPV veya İPV) papillomavirus ailesine mensup, deri ve mukozal yüzeylerdeki bazal epitelyal tabaka hücrelerini enfekte eden bir DNA virusu. 1970'li yıllarla beraber HPV ve kanser ilişkisi üzerinde çalışmalar başlamış ve pozitif bulgularla beraber günümüzde önemli bir bilgi birikimi elde edilmiştir[1]. Şimdiye dek 100'den fazla HPV tipi saptanmıştır[2]. HPV; serviks, penis, vulva, vajina, anüs,...

    https://www.biyologlar.com/insan-papilloma-virusu
  • Biyolojik Silahlar

    Kimyasal ajanlar gibi, biyolojik silahlar da neyse ki popüler kültürdeki şöhretlerine yakışır şekilde kullanılmış değiller henüz. 1971′de Kazakistan’daki bir iaboratuvardan kaçan ve silah olarak kullanılmak üzere hazırlanan çiçek hastalığı mikrobu yüzünden ölenlerin sayısı yalnızca 3. Üstelik hastalık salgın halinde ilerleme de göstermemiş. 1979′da şimdiki adı Ekaterinburg oian Sverdiovsk’taki bir fabrikadan sızan şarbon mikrobu içeren bir...

    https://www.biyologlar.com/biyolojik-silahlar-1
  • Güvercin Hastalıkları

    Güvercin Hastalıkları

    CİRCOVİRÜS Son yıllarda saptanan bu hastalık oldukça yenidir. Bu nedenle hastalık ve sonuçları hakkında bilinenler fazla değildir. Hastalığa Circovirus adı ile bilinen bir virüs türü neden olmaktadır. Bu virüs daha çok genç kuşları ve yeni yavruları etkilemektedir. Hastalık ilk başlarda solunum yolları sorunları şeklinde kendini gösterir. Ağırlık kaybı ve ishal vardır. Daha ileri aşamalarda tüylerin büyümesinde karakteristik anormallikler ve vücut...

    https://www.biyologlar.com/guvercin-hastaliklari
  • Güvercin Hastalıkları

    Güvercin Hastalıkları

    CİRCOVİRÜS Son yıllarda saptanan bu hastalık oldukça yenidir. Bu nedenle hastalık ve sonuçları hakkında bilinenler fazla değildir. Hastalığa Circovirus adı ile bilinen bir virüs türü neden olmaktadır. Bu virüs daha çok genç kuşları ve yeni yavruları etkilemektedir. Hastalık ilk başlarda solunum yolları sorunları şeklinde kendini gösterir. Ağırlık kaybı ve ishal vardır. Daha ileri aşamalarda tüylerin büyümesinde karakteristik anormallikler ve vücut...

    https://www.biyologlar.com/guvercin-hastaliklari
  • BİTKİLERDE TERLEME VE DAMLAMA

    Terleme, otların biçildikten sonra kuruması olayında açıkça görülür. Kesilen yeri tıkansa bile biçilen bitkilerin otsu kısımları hemen pörsür. Demek ki bitkilerin bütün yüzeyi su kaybetmektedir. Bu su kaybı bitkinin belli bir süre içinde kaybettiği ağırlıkla ölçülebilir.Bu ölçümler şiddetli terleme döneminde nemcil bitkilerde saatte desimetrekare başına 10 gram su, mezofitlerde 1 gram ve kurakçıl bitkilerde 0,1 gram su atıldığını gösterir; 15 metre...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-terleme-ve-damlama
  • FİLOGENETİK SİSTEMATİK

    Taksonomi yeni taksonların tanımlanması (deskripsiyon), adlandırılması (nomenklatur) ve organizmaların uygun bir sınıflandırma sistemi içerisinde düzenlenmesi (sınıflandırma) gibi bir dizi alanı kapsar. Sistematik, biyolojik çeşitliliği sınıflandırmakla yetinmez “neden” ve “nasıl” sorularını cevaplayabilmek için organizmaların evrimi, özellikle türleşme olgusunu teorik ve pratik yönleri ile ele alır. Bu yönüyle sistematik taksonomiyi de içine alan bir...

    https://www.biyologlar.com/filogenetik-sistematik
  • Akdenizde tür çeşitliliği neden fazladır?Akdenizin Tetis Deniziyle ilişkisi ne?

    Günümüzden 165 milyon yıl önce, dünyadaki tek kıta olan Pangea’nın ayrılmaya başlamasıyla birlikte Tethys (Tetis) Denizi ilk iç deniz olarak ortaya çıktı. Oldukça büyük bir alanı kaplayan Tethys Denizi, ekvator çizgisine yakın olduğundan, tropik özellikte olan bir denizdi. Jeolojik devirler içinde (milyonlarca yıl) yer hareketleri sonucunda yavaş yavaş kuzeye itilen Tethys Denizi’nin içinden, kara parçalarının yükselmesiyle Akdeniz ortaya çıktı (65 milyon...

    https://www.biyologlar.com/akdenizde-tur-cesitliligi-neden-fazladirakdenizin-tetis-deniziyle-iliskisi-ne
  • Crustacea Sınıfı (Kabuklular)

    Bu sınıftakilerin büyük bir kısmı sularda yaşarlar. Solungaçlarla solunum yaparlar. İki çift antenleri (Diantennata) vardır. Aynca thorax ile abdomenden çıkan çok sayıda ayakları bulunur. Crustacea 'ların üzerlerinde kireç birikmesiyle sertleşmiş bir kabuklan vardır, Bunun için bu sınıftaki artropodlara kabuklular adı verilir. Büyük bir kısmı sularda serbest olarak yaşarlar. Ancak tesbih böcekleri gibi bazı türleride karada yaşar. Bu sınıfa bağlı iki alt...

    https://www.biyologlar.com/crustacea-sinifi-kabuklular
3WTURK CMS v8.1