Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

  • [protected email address]

Toplam 257 içerik listeleniyor

  • Sonuçta o kadar da farklı değiliz; İnsanlardaki hücreler ve sağlam mikroplar ortak bir atayı paylaşıyor

    Sonuçta o kadar da farklı değiliz; İnsanlardaki hücreler ve sağlam mikroplar ortak bir atayı paylaşıyor

    Bir araştırma ekibi, arkeal ve ökaryotik hücrelerin genetik materyalini nasıl paketlediğini ve depoladıklarını gösteren çarpıcı paralellikler buldu. Credit: Santangelo and Luger Labs

    https://www.biyologlar.com/sonucta-o-kadar-da-farkli-degiliz-insanlardaki-hucreler-ve-saglam-mikroplar-ortak-bir-atayi-paylasiyor
  • RNA İnterferansı: Ökaryotlarda Genin Susturulması

    RNA İnterferansı: Ökaryotlarda Genin Susturulması

    1-miRNA: Hücre içersinde, genom tarafından RNA polimeraz enziminin katalizlemiş olduğu reaksiyonla kodlanan çift iplikçikli miRNA’lar, RNA mekanizmasının temelini oluşturmaktadır. 2-siRNA: Small interfering RNA ya da short interfering RNA olarak bilinen siRNA’lar 20-25 baz çifti uzunluğunda, in vitro* sentezlenen RNA’lardır. Bu RNA’lar hücre içiersine girdiği zaman ‘Dicer’ enzimi tarafından tanınır ve yaklaşık 21-23 nükleotidlik küçük parçalara...

    https://www.biyologlar.com/rna-interferansi-okaryotlarda-genin-susturulmasi
  • RNA İnterferansı: Ökaryotlarda Genin Susturulması

    RNA İnterferansı: Ökaryotlarda Genin Susturulması

    1-miRNA: Hücre içersinde, genom tarafından RNA polimeraz enziminin katalizlemiş olduğu reaksiyonla kodlanan çift iplikçikli miRNA’lar, RNA mekanizmasının temelini oluşturmaktadır. 2-siRNA: Small interfering RNA ya da short interfering RNA olarak bilinen siRNA’lar 20-25 baz çifti uzunluğunda, in vitro* sentezlenen RNA’lardır. Bu RNA’lar hücre içiersine girdiği zaman ‘Dicer’ enzimi tarafından tanınır ve yaklaşık 21-23 nükleotidlik küçük parçalara...

    https://www.biyologlar.com/rna-interferansi-okaryotlarda-genin-susturulmasi
  • Mitokondrial MTND1 Gen Mutasyonu İle İlişkili Lohn/Melas Örtüşme Sendromu

    Mitokondrial MTND1 Gen Mutasyonu İle İlişkili Lohn/Melas Örtüşme Sendromu

    Mitokondrial MTND1 genindeki patojenik nokta mutasyonları daha önce iki farklı klinik fenotiple ilişkili olarak tanımlanmıştır –LHON ve MELAS -.Burada MTND1 geninde ,hem LHON hem de MELAS’ın klinik özelliklerini içeren bir örtüşme sendromu ile ilişkili ilk heteroplazmik mitokondrial DNA nokta mutasyonunu rapor ediyoruz.Kas histokimyasında ince mitokondrial anormallikler ortaya çıkmışken biyokimya analizinde izole bir kompleks I eksikliği...

    https://www.biyologlar.com/mitokondrial-mtnd1-gen-mutasyonu-ile-iliskili-lohnmelas-ortusme-sendromu
  • Mitokondrial MTND1 Gen Mutasyonu İle İlişkili Lohn/Melas Örtüşme Sendromu

    Mitokondrial MTND1 Gen Mutasyonu İle İlişkili Lohn/Melas Örtüşme Sendromu

    Mitokondrial MTND1 genindeki patojenik nokta mutasyonları daha önce iki farklı klinik fenotiple ilişkili olarak tanımlanmıştır –LHON ve MELAS -.Burada MTND1 geninde ,hem LHON hem de MELAS’ın klinik özelliklerini içeren bir örtüşme sendromu ile ilişkili ilk heteroplazmik mitokondrial DNA nokta mutasyonunu rapor ediyoruz.Kas histokimyasında ince mitokondrial anormallikler ortaya çıkmışken biyokimya analizinde izole bir kompleks I eksikliği...

    https://www.biyologlar.com/mitokondrial-mtnd1-gen-mutasyonu-ile-iliskili-lohnmelas-ortusme-sendromu
  • Böbrek Naklinde Organ Doğurtma Dönemi Başlıyor

    Böbrek Naklinde Organ Doğurtma Dönemi Başlıyor

    İspanya’da bulunan Barcelona Üniversitesi’ne bağlı Hospital Clinic’in Böbrek Nakli Merkezi Nefroloji ve Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Josep M. Campistol ve ekibi ‘Transvajinal Yöntemle Böbrek Vericisi Operasyonu’nu 65 kadın verici üzerinde başarıyla uygulamıştı. Aynı yöntemin 2012 yılı sonunda Medical Park Göztepe Organ Nakli Merkezi’nde de uygulanması planlanıyor. Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Organ Nakli Merkezi Bölüm Başkanı Doç. Dr....

    https://www.biyologlar.com/bobrek-naklinde-organ-dogurtma-donemi-basliyor
  • Bütün hücresel membranlar neden çift katlı lipid tabakasından oluşmuştur?

    Nedenlerden birisi lipid moleküllerinin özel karakteridir. Bu moleküller sıvı bir ortamda hücre dışında bile çift tabaka oluştururlar. Hücre zarı hücrelerin işlevlerine uygun olarak bazı özel şekiller kazanırlar. Bu şekillere hücre yüzey farklılaşmaları denir. Yüzey farklılaşmaları ile ilgili geniş bilgileri epitel dokusunda göreceksiniz. Şekil 2.6: Hücre Ultrastrüktürünün şematik görünümü 1-Golgi kompleksi 2-Salgı granülleri 3- Sentrozom...

    https://www.biyologlar.com/butun-hucresel-membranlar-neden-cift-katli-lipid-tabakasindan-olusmustur
  • HÜCRELERARASI BAĞLANTILAR

    Epitel hücreleri birbirlerine sıkıca yapışmıştır, ayırmak için oldukça büyük bir mekanik güç gerekir. Hücrelerarası yapışma özelliği, çekme kuvvetine ve basınca maruz kalan epitelyal dokularda (deri) belirgindir. Yapışma; kısmen plazma membranının membran proteinlerinden olan glikoproteinlerin bağlayıcı özelliğinden (cell adhesion molecules) ve az miktardaki hücrelerarası proteoglikanlarla sağlanır. Bazı glikoproteinler, ortamda Ca++ bulunmadığında...

    https://www.biyologlar.com/hucrelerarasi-baglantilar
  • Hangi yapılar hücrede paraplazmik maddelerdir?

    Besin maddeleri, salgı granülleri ve pigmentler hücre içindeki paraplazmik maddelerdir. Sitoplazmada şekilli unsurlar olarak isimlendirilen yapılardan hücre organellerini, endoplazmik retikulum, ribozomlar, Golgi kompleksi, lizozomlar, peroksizomlar, mitokondriyonları sırası ile ayrıntılı olarak inceleyelim.

    https://www.biyologlar.com/hangi-yapilar-hucrede-paraplazmik-maddelerdir
  • TESPİT EDİLMİŞ DOKULARI BOYAMADAKİ GENEL FAKTÖRLER

    1-Fiksasyonun Boyama Üzerine Etkileri: Fiksasyon, dokularla boyaların etkileşimine yardım eder. Formaldehit ve civa klorür, bazik boyaları tercih ederken, trikloroasetik asit, pikrik asit ve krom bileşikleri asidik boyaların hareketini kolaylaştırır. Etil alkol veya asetik asitle fiksasyondan sonra hem asidik hem de bazik boyalar dokular tarafından kolaylıkla alınır.Çekirdek boyası olan carmalum, civa klorür fiksasyonundan sonra daha çok, formalinden sonra ise daha az boyar....

    https://www.biyologlar.com/tespit-edilmis-dokulari-boyamadaki-genel-faktorler-2
  • Serum Protein Analizleri

    Proteinler azot, karbon,oksijenin yani sira fosfat,kukurt ve diger bazi elementleri de tasiyan organik bilesiklerdir.Hucrenin kuru agirliginin ¾ unu olustururlar.Enzimatik aktivite, savunma,tasima,depolama,mekanik hareket,mekanik destek,biyolojik sinyal,buyume ve farklilasma iletimi gibi fonksiyonlarinin yani sira yapisal bilesen olarak da davranirlar. Proteinler,amino asit polimerleridir.Protein yapisinda yer alan aminoasitlerin belirli sayi ve sirada dizilisi ve daha sonra uc boyutlu yapinin...

    https://www.biyologlar.com/serum-protein-analizleri-1
  • SALGININ KİMYASAL YAPISINA GÖRE BEZLER

    Seröz (Albuminöz ) Bezler: Seröz salgı, berrak, sulu ve protein yapısındadır. Çoğu seröz glandlar, sindirim enzimlerinden bir veya birkaçını içerirler. Asinuslardaki salgı hücreleri genellikle piramidal şekilli, yuvarlak nukleuslu hücrelerdir. Bazal infranükleer bölgede bu hücreler yoğun bazofili gösterir (GER+polizomlardan dolayı ) (muköz bezlerden ayırma ölçütü), Apikal kısımda iyi gelişmiş Golgi kompleksi ve yuvarlak membranlı salgı granüllerini içerir....

    https://www.biyologlar.com/salginin-kimyasal-yapisina-gore-bezler
  • Besiyeri Hazırlanmasında Kullanılan Maddeler

    Besiyeri bileşimine giren maddeler gelişme açısından; a) Gelişme için gerekli olanlar, b) inhibitörler olarak 2 gruba ayrılabilir. Gelişme için gerekli olan maddeler doğrudan mikroorganizmaların beslenme şekilleri ile ilgilidir ve bu maddeler besiyeri içinde bir anlamda zorunlu olarak bulunurlar. İnhibitörler ise gelişmesi istenmeyen mikroorganizmalar için gerektiğinde selektif besiyerlerine ilave edilirler. Besiyerlerine giren kimyasal maddeler hakkında aşağıda kısaca...

    https://www.biyologlar.com/besiyeri-hazirlanmasinda-kullanilan-maddeler
  • Golgi Kompleksi

    Golgi kompleksi, Golgi apparatus ya da Golgi cisimciği olarak da isimlendirilir. Hücrede çekirdeğin yakınında bulunan yassı keseler ve bunlara eşlik eden veziküllerden oluşmuştur (Şekil 2.3). Eritrositler ve keratinize epitel hücreleri hariç tüm hücrelerde bulunur. Golgi kompleksinin boyutları hücre tipine ve salgı aktivitesine göre değişir. Bazı hücrelerde büyük bir tane bulunuyorken bazı hücrelerde birbirine bağlı çok sayıda (=karaciğer hücresinde en fazla 50...

    https://www.biyologlar.com/golgi-kompleksi
  • Granüllü endoplazma retikulumu ve Golgi kompleksi ilişkisi nasıldır?

    Granüllü endoplazma retikulumunda sentezlenen ürünler taşıyıcı veziküller aracılığı ile Golgi kompleksinin şekillenme yüzüne gelir. Belli işlemlerden geçirildikten sonra ise olgunlaşma yüzüne ulaşarak ürünler cisimciği terkederler. Giriş yüzü endoplazma retikulumu ile ilişkilidir. Çıkış yüzü ise materyalin iletileceği yöndedir. Proteinler ve lipidler Golgi kompleksi lümenine giriş yüzünden zar kaynaşması sonucu girerler, daha sonra çıkış yüzüne...

    https://www.biyologlar.com/granullu-endoplazma-retikulumu-ve-golgi-kompleksi-iliskisi-nasildir
  • Lizozom zarının geçirgenliği bozulursa ne olur?

    Hücre kendi kendini yok eder; başka bir deyişle eritir. Lizozomlar hücrenin sindirim organeli olarak düşünülebilir. Golgi kompleksinin çıkış yüzünden ayrılan içi eritici enzimlerle dolu veziküller homojen görünümlü primer lizozomlardır. Şekil 2.8: Lizozomlar ve Fonksiyonları Hücre dışından hücre içine fagositoz ya da pinositoz yoluyla alınan yapılar (örneğin bakteri ya da besinler) sindirilmek istendiğinde, primer lizozom zarı ile bu maddelerin...

    https://www.biyologlar.com/lizozom-zarinin-gecirgenligi-bozulursa-ne-olur
  • Pürivat dehidrogenaz <b class='text-danger'>kompleksi</b> ve Krebs Döngüsü
  • Bağ Dokusu Hücreleri Nelerdir

    Sabit ( fibroblast, yağ hücreleri) ve başka bölgelerden bağ dokusuna gelip bağ dokusunda geçici olarak kalan hareketli hücreleri içerir. Fibroblastlar: En fazla bulunan hücrelerdir. Bağ dokusununun ana hücreleridir. Lifleri ve hücrelerarası maddeyi sentezlerler. Bağ dokusunun onarımından sorumlu hücrelerdir. Onardıkları alanda scar dokusu şekillenir. Bu hücrelerin aktif formu fibroblast; inaktif formları ise fibrosit olarak adlandırılır. Normal şartlar altında...

    https://www.biyologlar.com/bag-dokusu-hucreleri-nelerdir
  • Vitaminlerin görevleri nelerdir

    Vitaminler vücutta pek çok fizyolojik olayın sürdürülmesi için gereklidir. Pek çok enzim reaksiyonunda koenzim ya da kofaktör gibi rol alırlar. Bunun dışında antioksidan etkileri vardır. Bazı vitaminler de hormon olarak etki ederler. Vitaminler ve görevleri A Normal görme ve karanlığa adaptasyonda, sağlıklı cilt, saç, diş ve diş etlerinde önemlidir. D Kuvvetli diş ve kemikler için. Eksikliğinde kemik deformasyonu görülür. E Güçlü antioksidan özelliği ile...

    https://www.biyologlar.com/vitaminlerin-gorevleri-nelerdir
  • MAKROFAJ SiSTEMi (Mononükleer Fagositik Sistem)

    Ortak fonksiyonları fagositoz ve pinositoz ile vücut savunması ve çöpçülük; kökenleri kemik iliği kanda monosit bağ dokularında makrofaj olan ve ortak morfoloji olarak bol lizozom, GER, iyi gelişmiş Golgi kompleksi ve pseudopodlara sahip hücrelerin oluşturduğu bir sistemdir. Bu sistemin hücreleri normalde bağ dokularında histiyosit , aktive olduklarında aktive edilmiş makrofaj şeklinde bulunurlar. Hücreleri; *Karaciğerde Kuppfer hücreleri *MSS’de mikroglia...

    https://www.biyologlar.com/makrofaj-sistemi-mononukleer-fagositik-sistem
  • Auramin - Rhodamin ile Boyama Yöntemi

    Direkt mikroskopi teknikleri konusunun giriflinde verilen genel bilgiler ve yayma preparatın hazırlanması aflamaları hem karbol fuksin boyama hem florokrom boyama yöntemlerinde aynıdır. Rutinde tanı amaçlı en sık karbol fuksinli (Erlich Ziehl Neelsen- EZN , Kinyon) boyama kullanılmakla birlikte, daha duyarlı ve hazırlanan preparatın daha hızlı taranmasını sağlayan florokrom boyalar da kullanılabilir. Bu boyama yöntemlerinde, daha küçük bir büyütme ile daha genifl bir...

    https://www.biyologlar.com/auramin-rhodamin-ile-boyama-yontemi
  • 6. Kromozom

    6. Kromozom

    6. kromozom toplamda 22 çift olan otozomal insan kromozomlarından ondördüncüsüdür. İnsanlarda normalde bir çift halinde bulunur.  170 - 171 milyon baz çiftine ve toplam hücre DNA'sının  %5.5'ine ya da %6 sına sahiptir  6. kromozom  muhtemelen 1100 ile 1600 gen içermektedir. Diğer bazı kaynaklara göre bu rakam  "1000 - 1100" olarak değişmektedir. Her bir kromozomdaki genlerin belirlenmesi, aktif bir genetik araştırma alanıdır. Araştırmacılar, her kromozomdaki gen...

    https://www.biyologlar.com/6-kromozom
  • Hücre Fizyolojisi

    Hücreler yaşayan organizmaların yapısal ve fonksiyonel birimleridir. Hücreler küçük fakat kompleks yapılardır. Yaşamın bu temel birimi hakkında ayrıntılı bilgiler ilk kez 17. Yüzyılda ışık mikroskobunun geliştirilmesi ile edinildi. Bir müze müdürü olan İngiliz Robert Hooke 1663 yılında mantar ve diğer bitki örneklerini bir jiletle keserek mikroskop altında 30 kat büyüterek inceledi. Bu incelemeler sonucunda bitkilerin "hücre" adını verdiği küçük...

    https://www.biyologlar.com/hucre-fizyolojisi
  • Biyokimya 2 vize soruları

    1-glikolitik yolu anlat(formülleri çizin ve enzimleri eksiksiz yazın) 2-glikolitik yol ile glukoneogenezi karşılaştırın 3-enzim sınırlayıcı tepkime nedir?örnek ver 4-glikolitik yoldaki kontrol noktalarını anlat 5-sitrik asit döngüsündeki kontrol noktolarını anlat 6-PFK-2, pirüvat dehidrogenaz kompleksini,yağ açili sentazı anlat 7-fruktozun glikolitik yola giriş yollarını anlat 8-pentozfosfat yolunun önemi nedir 9-anaplerotik tepkimeleri yazıp ne işe yaradığını...

    https://www.biyologlar.com/biyokimya-2-vize-sorulari
  • Mikrotübüller

    Mikrotübüller protein yapıda olan, uzun, içi boş silindirik yapılardır. Çapları 24 nm'dir. Başlıca görevleri hücresel asimetreyi korumak, hücre içi organel iletimine yardımcı olmak, bölünme olayında kromozom hareketlerini sağlamak ve Golgi kompleksi ile endoplazmik retikulum arasında materyal iletimini sağlamaktır. Mikrotübüller bazı kompleks hücre organellerinin yapısına katılırlar. Bunlar hareketli silya (kinosilya) kamçı (flagella) ve sentriollerdir....

    https://www.biyologlar.com/mikrotubuller
  • Hayvan Fizyolojisi Vize Soruları Ankara üniversitesi

    B 303 Hayvan Fizyolojisi Soruları Açıklama: Aşağıdaki 13 sorudan istediğiniz 10 tanesini seçerek cevaplandırınız. cevplandırdığınız soruları mutlaka soru kağıdında işaretleyiniz. 10 dan fazla soru cevaplandırmanız durumunda en iyi cevapladığınız sorular değerlendirmeye alınmayacaktır. 1) Hücre dışında K+ konsantrasyonu artarsa bu durum dinlenme zar potansiyelini nasıl etkiler. Açıklayınız. 2) Bir kaza sonucu ( veya ağır bir enfeksiyon sonucu )...

    https://www.biyologlar.com/hayvan-fizyolojisi-vize-sorulari-ankara-universitesi
  • Sitoloji Soruları

    1. Hücrede enerji üretiminin (ATP sentezi) yapıldığı organel hangisidir? A) Lizozom B ) Golgi Kompleksi C) Mitokondriyon D) Sentrozom E) Ribozom 2. Hücre zarının yapısı nasıldır? A) Lipidlerden oluşmuştur B ) Karbonhidratlardan oluşmuştur C) Proteinlerden oluşmuştur D) Lipidler ve proteinlerden oluşmuştur E) Elektrolitlerden oluşmuştur 3. Çekirdeği ökromatini egemen görünen hücre için ne düşünürsünüz? A) Metabolizması çok hızlı B ) Kalıtım materyali...

    https://www.biyologlar.com/sitoloji-sorulari
  • Mantarların beslenmesi, fizyolojisi ve metabolizması

    Mantarların kendilerine özgü bir beslenme tarzları bulunmaktadır. Enerji kaynağı için organik bileşiklere ve biyosentez için de karbonlu kaynaklara gereksinim duyarlar. Mantarlar, genel olarak, heterotrofik organizmalar olarak kabul edilirler. Basit organik moleküller (monosakkaridler, amino asitler, organik asitler, vs.) hücre membranlarından kolayca içeri girebilirler. Buna karşın, makromoleküller ise (disakkaridler, polisakkaridler, polipeptid ve proteinler, vs.)...

    https://www.biyologlar.com/mantarlarin-beslenmesi-fizyolojisi-ve-metabolizmasi
  • Transplantasyon immünolojisi

    TRANSPLANTASYON İMMÜNOLOJİSİ VE TARİHÇESİ İmmünoloji İnsan İmmün (Bağışılık) sistemi zararlı olan organizmaları vücuttan uzaklaştırmaktadır. Bu sistem, vücudumuzun yaklaşık iki trilyon hücresini koruyan, antibadi ve sitokinler üreten hareketli askerleridir. Virüs, bakteri ve tümör hücreleri veya transplante edilmiş hücreler gibi yabancı ya da vücuda ait olmayan hücrelerle koordineli bir biçimde hızlıca çok yönlü bir atağa geçmektedir. Her ne...

    https://www.biyologlar.com/transplantasyon-immunolojisi
  • TESPİT EDİLMİŞ DOKULARI BOYAMADAKİ GENEL FAKTÖRLER

    1-Fiksasyonun Boyama Üzerine Etkileri: Fiksasyon, dokularla boyaların etkileşimine yardım eder. Formaldehit ve civa klorür, bazik boyaları tercih ederken, trikloroasetik asit, pikrik asit ve krom bileşikleri asidik boyaların hareketini kolaylaştırır. Etil alkol veya asetik asitle fiksasyondan sonra hem asidik hem de bazik boyalar dokular tarafından kolaylıkla alınır. Çekirdek boyası olan carmalum, civa klorür fiksasyonundan sonra daha çok, formalinden sonra ise daha az...

    https://www.biyologlar.com/tespit-edilmis-dokulari-boyamadaki-genel-faktorler
  • MİNERAL (İYON) METABOLİZMASI

    Bitkilerin kimyasal kompozisyonu: Bitkilerin % 75 su ve % 25 kuru madde Kuru maddenin % 90’ ı organik % 10’ u inorganik Organik maddelerin başlıcalarını karbonhidrat, yağ ve protein olduğu, yağ ve karbonhidratların C, H, O ve N’ dan oluştuğu yani organik maddelerin 4 temel elementten meydana geldiği bilinmektedir. Bu 4 elementi sırasıyla P, S, K, Ca ve Mg izler. Yapılan analizlerde bitkilerde 60’ dan fazla elementin bulunduğu test edilmiştir. Bunlardan 16 elementin...

    https://www.biyologlar.com/mineral-iyon-metabolizmasi
  • BİTKİLERDE İÇTEN VE DIŞTAN GELEN SİNYALLERE VERİLEN YANITLAR

    Bitki yaşamının her evresinde, çevreye duyarlılık ve yanıtlarında koordinasyon vardır. Bitkinin bir kısmından, diğer kısımlarına sinyaller gönderilebilmektedir. Örneğin; bir sürgün ucundaki tepe tomurcuğu birkaç metre uzaklıktaki yanal tomurcukların büyümesini baskı altına alabilir. Bitkiler, zamanı günlük ve yıllık olarak izlemektedirler. Yer çekimini ve ışığın yönünü algılarlar. Bitkinin morfolojisi ve fizyolojisi, çevresindeki değişkenlere göre...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-icten-ve-distan-gelen-sinyallere-verilen-yanitlar
  • ANTİSENS TEKNOLOJİLERİ HAKKINDA BİLGİ

    ANTİSENS TEKNOLOJİLERİ HAKKINDA BİLGİ

    Antisens teknolojisi insan, hayvan ve bitkilerdeki hastalıkların daha spesifik tedavisi ve yeni keşifleri için ayrıca, fonksiyonel genomik çalışmalar için çok güçlü silahlardan oluşan uygun tekniklerdir. Antisens teknoloji olarak bilinen yöntemde, antisens RNA moleküllerinin hedef genin RNA mesajına spesifik olarak bağlanarak gen ifadesinin moleküler düzenlenişine engel olunmaktadır. Hastalıkların oluşumunda büyük bir paya sahip olan proteinlerin üretimini durdurmak...

    https://www.biyologlar.com/antisens-teknolojileri-hakkinda-bilgi
  • Türkiye'de Bulunan Bazı Anopheles Türlerinin Genel Özellikleri

    Anopheles türleri, Diptera takımı, Nematocera alt takımı, Culicidae ailesi ve Anophelinae alt ailesine bağlıdır. Anopheles türlerini diğer sivrisinek türlerinden ayıran en tipik karakterlerinden birisi dinlenme duruşlarıdır (Şekil 5). Genel bir tanım olarak, tüm türlerde hortum, kafa, gövde ve abdomen bir eksen doğrultusunda durur. Buna ek olarak, Anopheles türleri erginlerinin su yüzeyine paralel durmaları onları diğer Culicidae türlerinden ayırır {Bruce-Chwatt,...

    https://www.biyologlar.com/turkiyede-bulunan-bazi-anopheles-turlerinin-genel-ozellikleri
  • ZEHİRLİ MANTARLAR

    Mantarlarla zehirlenme sonucu görülen ölümlerin toplam zehirlenme olaylarının % 1 ile 4’ünü oluşturduğu bazı ülkelerde istatistiklerle saptanmıştır. Yurdumuzda bu konuda istatistiksel bilgiler olmamakla birlikte bahar aylarında mantar zehirlenmesi sonucu ölümler sıklıkla görülmektedir. Zehirli mantarların çoğunu yenen türlerden ayırmak zordur. Örneğin Amanita phalloides’in iyi bir tadı olduğu söylenmektedir. Yenebilen bir mantarın zehirli türden ayrılması...

    https://www.biyologlar.com/zehirli-mantarlar-1
  • Anophelinae Alt Ailesine bağlı Türkiye'de Bulunan Türlere Ait Sucul Evrelerin Ekolojisi

    Anopheles türleri yumurtaları su yüzeyine tek tek bırakır. Yumurtalar su yüzeyinde birbirlerine değerek sanki bir dantel gibi beşli ya da altılı gruplar yaparlar. Yumurta inkübasyon (gelişme) süresi yüzey suyunun sıcaklığına bağlıdır. Yumurtaların kuruluğa dayanıklılığı, yaşlarına, türlere ve çevre koşullarına göre değişir (Horsfall, 1955). Erginlerin verimliliği onların büyüklüğüne ve fizyolojik yaşlarına bağlıdır {Shannon and Hadjinicalao,...

    https://www.biyologlar.com/anophelinae-alt-ailesine-bagli-turkiyede-bulunan-turlere-ait-sucul-evrelerin-ekolojisi
  • BİYOKİMYA DERSİ ÇALIŞMA SORULARI ( 445 soru )

    1) Biyokimyanın tanımı nasıldır? Canlı hücrelerin kimyasal yapı taşlarını ve bunların katıldığı reaksiyonları inceleyen bilim dalı… 2) Biyokimyanın amacı nedir? Canlı hücrelerle ilgili kimyasal olayların moleküler düzeyde tam olarak anlaşılmasını sağlamak 3) Biyokimyanın konuları nelerdir? Hücre bileşenlerinin doğası hakkındaki bilgilerin toplanması Hücre içinde sürekli olarak meydana gelen kimyasal dönüşümlerin incelenmesi 4) Canlı...

    https://www.biyologlar.com/biyokimya-dersi-calisma-sorulari-445-soru-
  • Gen Klonlanmasında Rekombinant DNA Teknolojisi

    Gen Klonlanmasında Rekombinant DNA Teknolojisi

    Daha önceki bölümlerde aşamalarını anlattığım ve oluşturulan rDNA 'ların hücrelere aktarılması sırasında çeşitli yöntemler kullanılır. Rekombinant DNA moleküllerin hücreye aktarılması sırasında(bu hücreler konak hücrelerdir) rekombinant molekülün aktarılacağı organizmaya bağlı olarak çeşitli aktarım (transfer) yöntemleri mevcut olup, aktarım işlemi, "transformasyon" adını alır. Bu yöntemler; 1)Kimyasal teknikler(kalsiyum-fosfat transfeksiyonu) ...

    https://www.biyologlar.com/gen-klonlanmasinda-rekombinant-dna-teknolojisi
  • Alveoller

    Alveoller polihedral veya hegzagonal şekillidir ve tek duvara sahiptir. Bu duvar, solunum bronşiolleri, duktus alveolaris, atrium veya alveolar keselere açılarak havanın akışına izin verir. Yan yana bütün alveoller açıldığında yaklaşık 150 m 2 genişliğinde gaz değişim alanı oluştururlar. Alveoller sıkıca paketlenmişlerdir ve her bir alveolün duvarı tam değildir. Bunun yerine komşu alveoller birbirlerinden interalveolar septum ile ayrılmışlardır. Herbir alveol...

    https://www.biyologlar.com/alveoller
  • Alveolar Makrofajlar

    Alveolar makrofajlar (alveolar fagositler veya toz hücreleri – dust cell) sadece interalveolar septumun interstisyumunda bulunmazlar, aynı zamanda alveolar yüzey ve alveolar boşlukta da bulunabilirler. Oldukça geniş olan bu hücreler 15-40 µm çapa sahiptir. Düzensiz şekilli olan bu hücreler düzensiz bir çekirdek ve bir çekirdekçik içerirler. Sitoplazmaları granüler veya vakuollü (köpüksü) görülebilir. Bilinen organellere ilaveten belirgin bir Golgi kompleksi, primer...

    https://www.biyologlar.com/alveolar-makrofajlar
  • Fotosistem Nedir, Fotosistemler

    Klorofil ve karonitoidlere sadece plastidlerde rastlanır. Bunlar fotokimyasal reaksiyon üniteleridir ve “renkmaddesi bütünü” veya “fotosistem” diye adlandırılır ve birarada bulunurlar. Kloroplastı tilakoid renk membranlarının içine yerleşen bu maddelerden her biri, 300 renk maddesi molekülünden oluşur. Bir fotosistemdeki tüm renk maddesi molekülleri ışık enerjisini emer; ama buenerjiyi sistemde sadece bir tane aktif klorofil molekülü, gerçek fotosentez...

    https://www.biyologlar.com/fotosistem-nedir-fotosistemler
  • Apoptozis ve kaspazlar

    Apoptozis, organizma tarafından düzenlenen enerji bağımlı hücre ölümüdür. Programlı hücre ölümü olarak da adlandırılan bu süreç, doku homeostazının korunmasında kritik bir role sahip olduğu gibi, fetal gelişim ve erişkin dokulardaki pekçok fizyolojik olayda da önemli rollere sahiptir. Apoptozis terimi ilk kez 1972 yılında Kerr ve arkadaşları tarafından kullanılmıştır (1). Kerr, fizyolojik olarak ölen hücrelerin çekirdeklerinde yoğunlaşmış kromatin...

    https://www.biyologlar.com/apoptozis-ve-kaspazlar
  • Klinik mikrobiyolojide kullanılan kültür yöntemlerini ile İn vitro kültür değerlendirmeleri kaç şekilde yapılmaktadır

    Mikobakterilerin ikiye bölünmesi için gerekli süre 16-18 saat kadardır ve izole edilmeleri için besiyerlerinin uzun süre inkübe edilmesi gerekir.Zorunlu aerop olan mikobakterilerin bulunduğu ortamda oksijen miktarının azalması,üreme hızlarının da azalmasına neden olur.Uygun sıvı ve katı besiyerlerinde 7-21 gün gibi uzun bir sürede ürerler ve uygun üreme 35-37 °C’de sağlanır.Kültür süreleri ise 6-8 hafta kadardır. Mikobakterilerin izole edilmeleri ve çeşitli...

    https://www.biyologlar.com/klinik-mikrobiyolojide-kullanilan-kultur-yontemlerini-ile-in-vitro-kultur-degerlendirmeleri-kac-sekilde-yapilmaktadir
  • Nükleik asitlerin biyolojik fonksiyonları

    Nukleik asitlerin hücre içindeki en önemli görevlerinden birisi de, kuşkusuz, DNA'nın replikasyonu ve bu sayede genetik bilgilerin nesillere aktarılması ile genlerin ekspresyonu (transkripsiyon ve translasyon)'dur. 02. DNA Replikasyonu Hücreler, tek kromozomlu (prokaryotik) veya çok kromozomlu (ökaryotik) olsunlar, DNA'lar genetik bilgileri taşıdıklarından, her hücre bölünmesinde, bunların da çok az hata ile replike olması ve yeni sentezlenen DNA'nın kardeş hücrelere...

    https://www.biyologlar.com/nukleik-asitlerin-biyolojik-fonksiyonlari
  • “Hayat Molekülleri”nin Temelleri, Oluşumları ve Koaservatların Gelişimi

    Hayat Molekülleri, ya da diğer bir ismiyle organik moleküller en azından bizim bildiğimiz ve tanımladığımız anlamıyla canlılığın var olabilmesi ve varlığını sürdürebilmesi için gereken moleküllerdir. Temel olarak nükleotitler, lipitler, proteinler ve karbonhidratlar "hayat molekülleri"dir. Bu moleküllerin hepsinin genel formları üç aşağı beş yukarı benzer olsa da, işlevleri kimyasal ve fiziksel özelliklerinden dolayı birbirlerinden tamamen farklıdır. Ve bu...

    https://www.biyologlar.com/hayat-molekullerinin-temelleri-olusumlari-ve-koaservatlarin-gelisimi
  • "Canlılık" Oluşumu ve Evrim'in Bu Süreçteki Rolü

    Size bundan önceki 4 yazımızda canlıları cansızlardan ayıran özelliklere sahip molekülleri tanıtmaya ve "canlılığın" nasıl başladığını anlatmaya çalıştık. Umarız bir miktar da olsa başarılı olabilmişizdir. Çünkü bu yapıları anlamak ve tanımak, bizlerin “neden” canlı olduğumuzu anlamaktaki en temel noktadır. Bunu anladıktan sonra üzerine bilgileri kurmak çok daha kolay olacaktır. Şimdi Dünya’nın ilk koşullarını düşünün. Bunu sizlerle...

    https://www.biyologlar.com/canlilik-olusumu-ve-evrimin-bu-surecteki-rolu
  • Jukstaglomerular Apparatus

    Afferent arteriol glomerulusa ulaştığında tunika mediasındaki düz kas hücreleri “epiteloid” karakter kazanırlar. Çekirdekleri yuvarlaklaşır ve sitoplazmalarında granüller oluşur. Granüller sıradan hematoksilen-eozin preperasyonlarında gösterilemezler, fakat PAS, metilen mavisi ve bazik fuksin boyamalarından sonra görülebilirler. Jukstaglomerular (JG) hücreler adını alan bu hücrelerde iyi gelişmiş granüler endoplazmik retikülüm, belirgin bir Golgi apparatus ve...

    https://www.biyologlar.com/jukstaglomerular-apparatus
  • Moleküler Kompleksin Evrimi

    ‘Moleküler zaman yolculuğu’ kullanılarak karmaşıklığın evrimi tekrar yaratıldı. Canlı hücrelerin çoğunun yaptıkları işler “moleküler makineler”ce gerçekleştirilir. Bunlar biyolojik bir fonksiyonu yerine getirmek için birlikte çalışan özelleşmiş proteinlerin oluşturdukları fiziksel topluluklardır. Bu yapıların oluşumunu sağlayan evrim basamakları uzun zamandır bilim insanlarını şaşırtıyor ve yaratılışçıların da favori hedefleri oluyordu. 8...

    https://www.biyologlar.com/molekuler-kompleksin-evrimi
  • İlk plazmid nasıl oluşmuştur

    *Plazmidler, çoğu bakteri türünde bulunan,ancak her suşta bulunmayan halkasal veya süper sarmallı DNA molekülleridir. *Plazmitler, küçük moleküllerdir; bu açıdan bir karşılaştırma yapılırsa, bakteriyel kromozomun %20’si ile %4′ü arasında büyüklüklerde olduğu görülür. *Plazmidler, bazı üreme koşullarında konakçı hücre için mutlaka taşınması gereken yapılar değildir. Bununla birlikte, pek çok plazmid, özel koşullara uyum sağlamak için önemli...

    https://www.biyologlar.com/ilk-plazmid-nasil-olusmustur
  • Makula Densa

    Distal tübülün özelleşmiş bölgesi olana makula densa, juksta glomerüler kompleksin (apparatus) de bir parçası olup, afferent ve efferent arterioller arasında, kısa bir bölümden oluşur. Bu bölgede makula densa hücreleri, JG hücreler ve ekstraglomerular mesangial hücreler (Lacis hücreleri) ile komşudurlar. Tübülün afferent arteriole değdiği bölgede distal tübül hücreleri birbirlerine paralel tarzda sıkıca paketlenmişlerdir. Bu hücrelerin çekirdekleri koyu...

    https://www.biyologlar.com/makula-densa
3WTURK CMS v8.1