Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

  • [protected email address]

Toplam 720 içerik listeleniyor

  • Ribotiplendirme (Ribotyping)

    Bakterilerde, ökaryotlarda ve arkelerde bulunan rRNA moleküllerinin birçoğunun moleküler evrimin gidişatında çok az değişmiş olduğu görülmektedir bundan dolayı bu sekanslara spesifik problar bakterilerin geniş bir sınıflandırmasını, benzer rRNA sekanslarıyla belirleyebilmektedir. Diğer prob tipleri ise belirli türler veya tür içinde sınırlı kalmaktadır. Ribotiplendirmede total genomik DNA bir restriksiyon enzimiyle daha küçük fragmentlere parçalanmakta ve bu...

    https://www.biyologlar.com/ribotiplendirme-ribotyping
  • YARDIMCI GENİTAL BEZLER

    Testislerin duktus sistemleri ile ilişkili olan bezler seminal vesiküller, prostat ve bulbouretral bezlerdir (Cowper bezleri). Seminal Vesiküller Seminal veziküller, ampullar bölgede mezonefrik (Wolffian) kanalın evaginasyonuyla gelişir. Prostat bezinin posteriorunda yerleşim gösteren seminal vesiküllerin her biri duktus deferensin sonlanma kısmı olan ampullar bölgeye paralel seyreden, kıvrıntılı, ince, uzun bir divertikülümdür. Vesikülün alt kısmı dar, düz bir duktus...

    https://www.biyologlar.com/yardimci-genital-bezler
  • ENDOKRİN SİSTEM

    Endokrin sistem, başlıca köken aldıkları epitel ile ilişkilerini kaybetmiş bezlerden meydana gelmiştir. Bu bezlerin duktusları olmayıp salgılarını (hormonlar) direkt olarak ya kan ya da lenf dolaşımına boşaltırlar; dolayısı ile bu tip bezlere duktussuz bezler veya iç salgı bezleri denir. Vücudun endokrin salgı yapan dokuları üç ayrı şekilde görülür: 1- Bağımsız ayrı bezler halinde; bu tip bezler saf endokrin fonksiyona sahiptirler. Örneğin hipofiz, tiroid,...

    https://www.biyologlar.com/endokrin-sistem
  • OMURGASIZ HAYVANLAR SİSTEMATİĞİ

    Canlılarla ilgili problemler ele alındığında organizmalar sınıflandırmak ve onları gruplara ayırmak zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Yeryüzünde milyonlarca canlı varlık vardır ve bunun yanı sıra geniş ölçüde bir çeşitlilik de görülür. Sınıflandırmanın Tarihçesi İnsanlar yaradılışlarından itibaren çevrelerinde bulunan bitki ve hayvanları öğrenmeye çalıştılar. İlk insanlar, bitki ve hayvanları kendileriyle olan ilişkisine göre...

    https://www.biyologlar.com/omurgasiz-hayvanlar-sistematigi
  • REKOMBİNANT DNA TEKNOLOJİSİ , KLONLAMA VE VEKTÖRLER

    KathleenDannave DanielNathanstarafından 1971’de yayınlanan bir makale, rekombinant DNA çağının başlangıcını işaret etmiştir. Makale, bir bakteri suşundanbir enzimin ayrıştırılmasını ve enzimin viral DNA’yı, özgül nükleotitdizilerinden kesmek için kullanılışını tanımlar. Bu proteinler “restriksiyon enzimleri” olarak adlandırılır. Devamı

    https://www.biyologlar.com/rekombinant-dna-teknolojisi-klonlama-ve-vektorler
  • TİROİD BEZİ

    Boynun ön bölgesinde yer alan tiroid bezi birbirleri ile dar olan isthmus aracılığı ile birleşmiş iki lateral lobdan meydana gelmiştir. İsthmus 2. ve 4. trakeal kıkırdaklar arasında yer alır. Yaklaşık 5 cm boyunda 2,5 cm genişliğinde 20-30 gr ağırlığında olan lateral loblar ise trakenin üst kısmı ile larinksin inferioru arasında yerleşim gösterirler. Çoğunlukla bu iki tiroid yan loblarına ilaveten bir üçüncü piramidal lobdan bahsedilir. Bu 3. lob isthmusun...

    https://www.biyologlar.com/tiroid-bezi
  • BAKTERİ GENETİĞİ

    Canlıların tüm özelliklerinin, kalıtsal olarak nesilden nesile aktarıldığı öteden beri bilinen bir gerçektir. Yaşamın temel maddeleri kabul edilen nükleik asitler (DNA=deoxyribonucleic acid, RNA=ribonucleic acid) üzerinde yapılan incelemeler, kromozom haritalarının çizilerek, özellikle mikroorganizmalar arasındaki ilişkilerin ortaya konmasında, tüm canlıların sayısız özellik ve biyolojik fonksiyonlarının açıklanmasında yardımcı olmuştur. Çalışmalar...

    https://www.biyologlar.com/bakteri-genetigi
  • Bakteri nedir?

    Bakteriler tek hücreli mikroorganizma grubudur. Tipik olarak birkaç mikrometre uzunluğunda olan bakterilerin çeşitli şekilleri vardır, kimi küresel, kimi spiral şekilli, kimi çubuksu olabilir. Yeryüzündeki her ortamda bakteriler mevcuttur. Toprakta, deniz suyunda, okyanusun derinliklerinde, yer kabuğunda, deride, hayvanların bağırsaklarında, asitli sıcak su kaynaklarında, radyoaktif atıklarda büyüyebilen tipleri vardırbakteri Tipik olarak bir gram toprakta bulunan...

    https://www.biyologlar.com/bakteri-nedir
  • Genler ve Gen Transferi

    Çok hücreli bir organizmanın herbir hücresi genellikle aynı genetik maddeyi içerir.DNA molekülleri,hücredeki en büyük moleküllerdir ve çoğunlukla kromozom olarak adlandırılan yapılarda paketlenir.Ökaryotik hücreler genellikle birden fazla,çoğu bakteri ve viruslar ise bir tek kromozoma sahiptir.Bir tek kromozom binlerce gen taşıyabilir.Bir hücrenin tüm genleri ve genler arasındaki DNA'ları,birlikte,hücresel genomu oluşturur. Bir tek kromozomda kaç tane gen vardır ?...

    https://www.biyologlar.com/genler-ve-gen-transferi
  • Kalıtım ve Kalıtsal Hastalıklar

    Kalıtım ve Kalıtsal Hastalıklar

    KALITIM Canlılar arasındaki benzerlik ve farklılıkların, ortaya çıkmasını sağlayan, bunların anne babadan çocuğa nasıl geçtiğini, kalıtsal hastalıkları ve tedavileri inceleyen bilim dalıdır.Aynı tür canlılar kendi aralarında görünüş olarak farklılık gösterirler(saç rengi, göz rengi vb. ).Kalıtımın diğer bir adı da soyaçekimdir. Bütün canlılarda görülür. KALITSAL HASTALIKLAR Genlerle yavrulara geçen özelliklere kalıtsal özellikler denir (kan...

    https://www.biyologlar.com/kalitim-ve-kalitsal-hastaliklar
  • Bitki Etiolojisi

    Bitkilerde hastalığa neden olan etmenlerin sınıflandırılmaları, isimlendirilmeleri, yaşayış ve zarar şekilleri ve hayat dönemleri etioloji içinde ele alınmaktadır. Hastalık etmenleri iki grup altında incelenebilir. Olumsuz çevre ve yetiştirme koşullarının ele alındığı cansız hastalık etmenleri ve bitkiler üzerinde yada çevresinde çoğalarak bitki gelişimini sınırlayan canlı hastalık etmenleri, bu iki grubu oluşturmaktadır. Cansız hastalık etmenlerinin...

    https://www.biyologlar.com/bitki-etiolojisi
  • İnsan ömrü giderek uzayacak

    Bilim adamları, insanın biyolojik yapısının sırlarını ortaya koyan gen sıralamasının kalp hastalıkları, kanser, sinir sistemi bozuklukları, enfeksiyonlar ve çevresel etkenlerin yol açtığı hastalıklar ile mücadelede kullanılacağına dikkat çekiyor. İnsan genlerininin sıralanması ile ilgili bilgiler ışığında, bilim adamlarının insan biyolojisi ile ilgili yeni bir başlangıç oluşturduğu ve yeni tedavi uygulamalarınının, devrim yaratacak ilaçlarla gündeme...

    https://www.biyologlar.com/insan-omru-giderek-uzayacak
  • Bitkilerde Hijyen ve Terapi

    Bitkilerde hastalık oluşumuna neden olan cansız ve canlı etmenlerin zararlı etkilerinden bitkileri korumak ve hastalanan bitkileri yeniden sağlıklı hale getirmek için çeşitli yöntemlere başvurulmaktadır. Bitki hastalıklarına karşı etkin bir mücadele yapabilmek için öncelikle hastalık etmeninin doğru olarak teşhis edilmesi gereklidir. Etmen tanındıktan sonra onun özellikleri ve hastalık oluşturma mekanizması dikkate alınarak nasıl bir mücadele programı...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-hijyen-ve-terapi
  • ENDÜSTRİYEL MİKROBİYOLOJİ NEDİR

    Bazı temel besin maddelerinin hazırlanmasından başlayarak fermentasyon yoluyla antibiyotik, vitamin, alkol, enzim ve diğer bazı kimyasal maddelerin elde edilmesine, atık maddelerin değerlendirilmesine, mikrobiyal gübrelemeye, çevre kirliliğinin çözümüne kadar geniş bir alanı ilgilendiren “endüstriyel mikrobiyoloji” son yıllarda mikrobiyoloji anabilim dalının en çok ve hızlı gelişen konusu olmuştur. Mikroorganizmalar kullanılarak yapılan çalışmalar ve elde...

    https://www.biyologlar.com/endustriyel-mikrobiyoloji-nedir
  • MİKROORGANİZMA KÜLTÜR KOLEKSİYONLARI

    Daha önceki derslerimizde bahsettiğimiz gibi, Koch ve Pasteur başta olmak üzere bilim adamları mikroorganizmaların saf kültürlerini elde ederek metabolizma işlevlerini incelemişler ve doğadaki çeşitli olaylarda rolleri bulunduğunu vurgulamışlardır. Bir mikroorganizmanın saf şekilde elde edilebilmesi ve üretilmesi, doğadaki çevre şartlarının ve besinlerinin laboratuvarda sağlanabilmesi ile mümkündür. Ancak doğa şartlarının laboratuvarda aynen sağlanabilmesi...

    https://www.biyologlar.com/mikroorganizma-kultur-koleksiyonlari
  • Gram boyama nedir nasıl yapılır

    Gram boyama nedir nasıl yapılır

    Gram boyama, bakterileri hücre duvarlarının kimyasal ve fiziksel özelliklerine göre iki büyük gruba (Gram-pozitif, Gram-negatif) ayırmak için kullanılan empirik bir yöntemdir.

    https://www.biyologlar.com/gram-boyama-nedir-nasil-yapilir
  • Kök Hücre ve Telomeraz

    Aldıkları sinyale göre farklı hücre türlerine dönüşüyorlar. Bunu kontrol eden unsurlarsa genlerdir. Bir kök hücresinin hangi hücreye dönüşeceğini hücre çekirdeğindeki genler belirlemektedir. Diğer hücreler ölünce veya hasar görünce, kök hücreler hangi hücre türüne ihtiyaç varsa o hücreye dönüşüyorlar. Bu işlem sırasında bazı genler daha aktif hale gelirken, bazıları da baskılanmaktadır. Kendisini yenileme gücüne sahip olan kök hücreler, bir...

    https://www.biyologlar.com/kok-hucre-ve-telomeraz
  • Giberelinler (Gibberellic Asit) - Giberellinlerin bitkiler üzerine etkisi

    Giberellinler ikinci grup bitki hormonudur. 1950’li yıllarda karakterize edilen giberellinler 80’den fazla bileşenin bulunduğu bir gruptur. Giberellinlerin esas etkisi, bitkilerin boyuna büyümesini sağlamaktır. Böylece uzun bir bitki gövdesi aktif giberellinleri, cüce bir bitki gövdesinden daha fazla ihtiva eder. Giberellinlerin sentezi ve kontrolü genetik kontrol altındadır.

    https://www.biyologlar.com/jiberelinler-gibberellic-asit
  • Nükleotid Eksizyon Tamir Genleri

    Memelilerde eksizyon tamir yolunun moleküler mekanizmasını araştırmak amacıyla NER hasarı olan iki mutant hücre hattı kullanılmıştır: Laboratuvarda oluşturulan UV’ye duyarlı hamster hücre hatları ve doğal insan mutantları XP, CS ve TTD’nin hücre hatları. Hücre füzyon çalışmaları sonucunda XP’da XPA, XPB, XPC, XPD, XPE, XPF ve XPG olmak üzere 7; CS’de iki (CSA ve CSB); TTD’de ise üç (XPB, XPD ve TTDA) komplementasyon grubu tanımlanmıştır (6). Bu hasta...

    https://www.biyologlar.com/nukleotid-eksizyon-tamir-genleri
  • HORMON SİSTEMİ

    Organların çalışmalarını yavaş, zayıf ve uzun süreli olarak etkileyen sistemdir. Organların çalışmasını ürettiği hormonlar yardımıyla düzenler. Üzerinde özel mesaj taşıyan protein ve yağ yapılı maddelere hormon denir. Hormonlar özel salgı bezlerinde üretilirler. İhtiyaç anında belli miktarda salgılanıp kanla tüm vücuda yayılırlar. Hormonlar belirli orgaların çalışmasını bir süre etkiler. Hormonların az ya da aşırı miktarda salgılanması...

    https://www.biyologlar.com/hormon-sistemi
  • Azot ve fosforun su bünyesindeki değişimleri

    Hücrelerin yaşamı için gerekli olan fosfat, çeşitli organik formlara bağlı olan ortofosfat bileşikleri şeklinde organik dokuda bulunur. Bu bağların en önemli işlevi enerji transformasyonudur. Azot için biyokimyasal istek bilindiği gibi aminoasit oluşumu içindir. Bunlar protein ve enzimlerin sentezi için gereklidir. Azot ve fosfatın transformasyonunu 3 ayrı alana ayırabiliriz: • Su bünyesine girme • Su da metabolik reaksiyonlar • Sistemden taşınma Fosfat ve azot;...

    https://www.biyologlar.com/azot-ve-fosforun-su-bunyesindeki-degisimleri
  • Vitamin Nedir?

    Vitaminler, sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan organik bileşiklerdir. Vitamin Latince yaşam anlamına gelen “vita” sözcüğünden kaynaklanır. Vitaminler yağda ve suda eriyenler olarak iki gruba ayrılır .Vitaminler, vücutta metabolik olayların normal bir şekilde meydana gelmesi ve sağlıklı durumun sürdürülmesi için gerekli olan ve besinler içinde ufak miktarlarda alınan maddelerdir. Vitaminler iki grupta toplanır : Suda çözünen vitaminler: C ve B...

    https://www.biyologlar.com/vitamin-nedir
  • Helicobacter pylori hakkında bilgi

    Helicobacter pylori (Helikobakter pilori- Hp) mide ve duodenum'um çeşitli alanlarında yerleşen, gram (-), mikroaerofilik bir bakteridir. Yerleştiği yerlerde kronik enflamasyona neden olur. Bu kronik enflamasyon sonucunda duodenum ülseri, mide ülseri ve mide kanseri gelişebilir. Önceleri Campylobacter pylori olarak adlandırılan bu bakteri, yapılan birçok araştırmanın sonucunda 1989 yılında Camplobacter ailesine ait olmadığına karar verilmiş ve kendi adıyla anılan...

    https://www.biyologlar.com/helicobacter-pylori-hakkinda-bilgi
  • Bakteri Genetiği

    Canlıların tüm özelliklerinin, kalıtsal olarak nesilden nesile aktarıldığı öteden beri bilinen bir gerçektir. Yaşamın temel maddeleri kabul edilen nükleik asitler (DNA=deoxyribonucleic acid, RNA=ribonucleic acid) üzerinde yapılan incelemeler, kromozom haritalarının çizilerek, özellikle mikroorganizmalar arasındaki ilişkilerin ortaya konmasında, tüm canlıların sayısız özellik ve biyolojik fonksiyonlarının açıklanmasında yardımcı olmuştur. Çalışmalar...

    https://www.biyologlar.com/bakteri-genetigi-1
  • Plasmid Replikasyonu

    Plasmidler, hücre içinde, aynen bir bakteri kromozomu gibi replikasyon modeline sahiptirler. Üzerinde en fazla çalışılan ColE 1 plasmidin replikasyonu hakkında kısa ve özlü bilgiler verilecektir. ColE I plasmidi (4.3x106 dalton), sirküler, süpersarmal, çift iplikçikli bir DNA molekülüdür. E. coli 'de yaklaşık 15 kopyası bulunur ve her bir 30000 molekül ağırlığında 8 proteini kodlayabilir. Replikasyonu için tümden konakçı proteinlerine gereksinimi vardır. Kendisi...

    https://www.biyologlar.com/plasmid-replikasyonu
  • Gen Terapi

    Gen terapisi hastalıklarla mücadele etmek için tıbbın üzerinde çalıştığı yeni bir yöntem. Temelinde, hasta kişinin genlerini, iyileştirici proteinler üretecek şekilde değiştirmek yatıyor. Gen terapisi denilince ilk akla gelen, ölümcül hastalıkları ve çeşitli bedensel sakatlıkları iyileştirmek olduğu halde hastalıklardan korunmak da, gen terapisi ile mümkün olacağı öngörülen hedeflerden biri. Gen terapisi henüz emekleme aşamasında. Halen bir kaç temel...

    https://www.biyologlar.com/gen-terapi
  • Oksijen ve Canlılar

    En bol bulunan bir element olan oksijen, atmosferimizde fotosentetik canlıların faaliyeti sonucu oluşmaya başlamıştır.Oksijen bütün canlılar için vazgeçilmez bir element olup; hidrojen, karbon, nitrojen ve kükürt ile birlikte organik moleküllerin temel yapısal Atom larını oluşturur. Bunun yanında, aerobik canlıların enerji metabolizmasındaki rolü nedeniyle, oksijen hayati bir öneme sahiptir. Bilinen bütün canlı türleri, organik moleküllerin içindeki şekli ile...

    https://www.biyologlar.com/oksijen-ve-canlilar
  • Genlerin Vücuda Sokulma Yöntemleri ve İlk Gen Terapisi

    Genleri vücuda sokmanın çeşitli yolları vardır: Ex vivo, in vivo ve in situ. Ex vivo gen terapisinde, hastadan alınan hücreler laboratuar ortamında çoğaltılır ve vektör aracılığıyla iyileştirici genler bu hücrelere nakledilir. Daha sonra, başarılı bir şekilde genleri içine almış hücreler seçilir ve çoğaltılır. Son aşamadaysa, çoğaltılan bu hücreler tekrar hastaya verilir. In vivo ve in situ gen terapisindeyse, genleri taşıyan virüsler doğrudan doğruya...

    https://www.biyologlar.com/genlerin-vucuda-sokulma-yontemleri-ve-ilk-gen-terapisi
  • DNA Hakkında Merak Edilenler

    1-) DNA NEDİR VE NEREDE BULUNUR ? DNA "Deoksi Ribo Nükleik Asit" isimli bir tür molekül grubunun kısaltılmış isimidir. DNA'nın çift zincirli ip merdivene benzer. Çift zincirli yapıdaki DNA zinciri oldukça uzun bir zincirdir.Bu zincir hücre içindeki özel enzimler ve proteinler aracılığı ile paketlenir. Nasıl ki uzun bir ipi makaraya düzenli bir şekilde sarıyorsanız, hücrede buna benzer bir mekanizma ile DNA yı paketleyerek çekirdeğinin (Nukleus) içine...

    https://www.biyologlar.com/dna-hakkinda-merak-edilenler
  • Bitki Hastalıkları - Fitopatoloji

    Bitki Koruma içinde yer alan anabilim dallarından biri olan fitopatoloji, kelime anlamı olarak bitki hastalıkları bilimi olarak ifade edilir. Bitki Koruma; Bitkilerde hastalığa neden olan canlı ve cansız faktörleri, hastalıkların oluşumunu, hastalık etmenleriyle hasta bitkiler arasındaki ilişkileri, bitkileri hastalık etmenlerinden koruma yolları ile bitki hastalıklarının tedavi yöntemlerini araştıran bilim dalıdır. Fitopatoloji, bitki hastalıklarını 5 ana...

    https://www.biyologlar.com/bitki-hastaliklari-fitopatoloji-1
  • Gözün yapısı göz anatomisi

    Gözün yapısı göz anatomisi

    Fotoğraf makinasının yapısı, insan gözüne benzetilmiştir. Gözde ışığın içeri girmesine imkan veren ve karanlıkta genişleyip aydınlıkta daralan göz bebegi (iris), gelen ışınların odaklanmasını sağlayan mercek (Iens) ve arkada çok duyarlı film gibi görev yapan sinir tabakası (retina) vardır. Göz merceği ile odaklaştırılan görüntü sinir tabakasını uyarır.Bu görüntü göz siniri yoluyla beynimizin arka kısımlarındaki görme merkezine ulaştırılır....

    https://www.biyologlar.com/gozun-yapisi-goz-anatomisi
  • Hareketli Genler

    Insan genomunun yaklasik yüzde 5’inden daha az bir kisminin protein kodlayan genlerden meydana geldigi tahmin ediliyor. Yaklasik yüzde 45’i ise ‘transposon’ veya ‘siçrayan gen’ adi verilen hareketli DNA parçalarindan olusuyor. Geri kalan yüzde 50 ise ‘non-coding’ denilen, protein kodlamayan ve vazifesi de su an için bilinemeyen DNA dizileridir. Bir zamanlar apandisitin vazifesiz ve evrim artigi bir organ oldugunun iddia edilmesi misâli, genomdaki görevi ve ne is yaptigi...

    https://www.biyologlar.com/hareketli-genler
  • Yüksek Irtifa Için Moleküler Uyum

    Bir enzimin degisik formlari arasindaki islevsel farkliliklar konusunda yorumlar yapabilmek için, o enzim ve biyolojik etkinliklerinin aynntilariyla ilgili bilgilere gereksinmemiz var. aminoasit diziliminde, dört aminoasidin wxyz seklindeki dizilimini de içeren bir protein düsünün. Baska bir türde ayni islevi gören proteinde aminoasit dizilmi wxtz olursa, diger bir deyisle bu kisa dizide 'y' aminoasidi yerine 't' geçmisse, bu önemli bir farklilik midir? Bu soruyu, ancak proteinin...

    https://www.biyologlar.com/yuksek-irtifa-icin-molekuler-uyum
  • Çözülmüş DNA' yı Düzelten: "Motor Protein" Bulundu

    San Diego California Üniversitesi'nden iki biyolog, hücresel motor proteinlerin yeni bir sınıfını keşfetti. Bu motor protein, çift iplikli DNA molekülünün, çözülmüş olan kısımlarını(iplikleri) tekrar başa sarıyor(geri sarıyor). Böylece, kritik genlerin ifade edilmesine engel olan, tıpkı teyp kasetinde dolaşmış olan, bant benzeri dolaşıklığı (ya da ilmekleri) açıyor. Araştırmanın başkanı, UCSD biyoloji Profösörü Jim Kadonaga, çalışması hakkında...

    https://www.biyologlar.com/cozulmus-dna-yi-duzelten-motor-protein-bulundu
  • FOTOTRANSDÜKSİYON

    1. Karanlıkta dış segmente pasif olarak sodyum akımı mevcuttur. Sodyum iç segmentten aktif olarak dışarı atılır. Bu olaya karanlık akımı denir. 2. Fototransdüksiyonda ilk aşama ışık etkisiyle 11-12-cis bağının kopmasıdır. Bu olay opsini aktive eder. Aktif opsin, diğer bir membran proteini trandusini aktive eder. Bu da PDE enzimini aktive ederek, cGMP yi nonsiklik formuna çevirir. 3. Karanlıkta dış segmentte yüksek cGMP düzeyleri bulunur. Bu düzey sodyum...

    https://www.biyologlar.com/fototransduksiyon
  • Apoptozis ve Polimorfizm

    Programlı hücre ölümü olan “apoptozis”,hem hücresel homeostazisin devamlılığı hem de hücre çoğalması ve farklılaşmasında çok önemli olan hücre eliminasyonu için gerekli fizyolojik bir işlemdir. Apoptozis, nekrozis, otofaji, anoikis ve mitotik katastrof gibi programlı veya indüklenen hücre ölümleri tanımlanmış olmasına rağmen, içlerinde sistematik olarak en çok ve en iyi çalışılanı, apoptozisin moleküler işlergesi olmuştur. Apoptozis, genetik...

    https://www.biyologlar.com/apoptozis-ve-polimorfizm
  • Mutasyon Çeşitleri

    Fenotipik olarak kolayca görünebilen özellikler meydana getirirler. Belki gözle görülemezler ama, doku ve kanın incelenmesiyle ortaya çıkarılabilirler. Eğer bu tip bir mutasyon dominant ise birinci dölde görülebilir. İnsan mutasyonlarının oranı üzerindeki çalışmaların çoğu dominant görünebilir mutasyonlara dayanmaktadır. Bunların biri “chondrodystrophic cücelik”tir. Kol, bacak ve yapılarının kısalığıyla tanınırlar. Babası ve anası sağlam olan bir...

    https://www.biyologlar.com/mutasyon-cesitleri
  • DNA’nın Kendini Eşlemesi

    DNA’nın Kendini Eşlemesi

    Kalıtsal karakterleri DNA’nın oğul döllere aktarılabilmesi için kendini eşlemesi gerekir. Bu da kromozom sayısına sabit tutan mitoz bölünme gerçekleşir.Yani DNA molekülü hücre bölünmesinden önce hem miktar olarak hem de nükleotit sayısı olarak iki katına çıkar.Hücre bölüneceği zaman DNA interfaz da kendini eşler. - DNA’nın kendini eşlemesi sırasında, iki zinciri bir ara da tutan hidrojen bağları bir fermuar gibi açılır. Bu ayrılma ile zincirdeki...

    https://www.biyologlar.com/dnanin-kendini-eslemesi
  • RNA’nın Yapısı, Çeşitleri ve İşlevleri

    RNA , tek nükleotit zincirinden oluşur.Yapısında şeker olarak riboz bulunur.Bazları adenin , guanin, sitozin ve urasildir.Çekirdek,kloroplast, mitokondri , stoplazma da bulunur.Ribonükleaz enzimi tarafından hidrolize edilir. Hücrelerde büyüklük ve görev bakımından üç çeşit RNA vardır.RNA sentezi , RNA polimerazın DNA’nın nükleotit ipliğinin birine tutunması ile başlar.RNA polimeraz DNA molekülünün şifrelenecek ipliği boyunca hareket eder.Enzim DNA şifre...

    https://www.biyologlar.com/rnanin-yapisi-cesitleri-ve-islevleri
  • PARENKİMA (ÖZEKDOKU )

    Parenkima bitkilerde çeşitli fizyolojik ve biyokimyasal etkinlikle ilgili, canlı hücrelerden oluşmuş bir dokudur. Para=etrafı ve enchyma=dökülmüş sözcüklerinden türevlenmiş, yarı sıvı bir madde katı bir ortamda bulunan diğer dokuların etrafına dökülmüş anlamım içermektedir. Daha çok bitkilerde bir “dolgu doku” olarak rol oynar. Filogenetik olarak, çok hücreli ilkel bitki yapısı yalnız parenkimadan oluştuğundan bu doku ilkel olarak göz önüne alınır....

    https://www.biyologlar.com/parenkima-ozekdoku-
  • GELİŞEN BİR BİYO-SEKTÖR PROTEİN PAZARI VE BİYO-YATIRIM OLANAKLARI

    İnsan gibi ağzında kesici ve delici dişler taşıyan canlıların asla vazgeçemeyeceği bir ihtiyaçtır protein. Bu makalede Türkiye'deki protein ihtiyacını ve pazarını inceleyeceğiz. Pazardaki boşluklara, yerli üreticilerin durumlarına ve Türkiye'deki devasa protein ihtiyacının özellikle ufak ve yeni girişimciler için yarattığı ticari fırsatlara dikkat çekeceğiz. Makalenin amacı yerli girişimcilere protein işine girebilmeleri için başlangıç noktalarını...

    https://www.biyologlar.com/gelisen-bir-biyo-sektor-protein-pazari-ve-biyo-yatirim-olanaklari
  • Biyolojik Bağımlılık

    Dr. Selim AYDIN Beynimiz ve ruhumuz ile davranışlarımız arasındaki münasebet bugün için henüz tam olarak çözülemeyen ancak bazı ip uçlarını ele geçirdiğimiz, spekülasyonlara açık bir araştırma sahasıdır. Buradaki anahtar soru çok önemlidir. Acaba beynimizdeki organik ve bunun sonucu olarak biyokimyevî bir bozukluk mu davranışlarımızı yönlendirip, ruhî hayatımıza tesir ediyor? Yoksa ruhî hayatımızın bozuklukları mı, bir müddet sonra beynimizin...

    https://www.biyologlar.com/biyolojik-bagimlilik
  • KASLAR VE ÖZELLİKLERİ

    Kas dokusu, hücrelerinde kasılma dediğimiz canlılık olayının ileri derecede geliştiği bir dokudur. İskelete bağlı kasların kasılması sonucunda vücudun bir bütün olarak duruşunun korunması ve anlamlı hareketleri sağlanır. Kalbin devamlı çalışması, solunum, bağırsakların hareketleri gibi yaşam önemi olan birçok olay da kas hücrelerinin kasılmasıyla sağlanır. Kas hücrelerinde, kimyasal enerjinin mekanik işe dönüştürülerek belli bir yönde kısalma...

    https://www.biyologlar.com/kaslar-ve-ozellikleri
  • RNA SENTEZİNİN DNA SENTEZİNDEN FARKLILIKLARI

    RNA SENTEZİNİN DNA SENTEZİNDEN FARKLILIKLARI            1- RNA polimeraz, primere gerek duymadan çalışır.            2- RNA sentezinde, model DNA yerinde kalmakta, sentezi biten RNA, bu modeli terk et-mektedir.              3- RNA polimerazın bilinen nükleaz aktivitesi yoktur.            4- Tüm RNA çeşitleri, E coli’de bir çeşit polimeraz tarafından sentezlenirler (Ökaryotlarda farklı RNA polimerazlar vardır: RNA polimeraz –I,...

    https://www.biyologlar.com/rna-sentezinin-dna-sentezinden-farkliliklari
  • İSKELET KASI

    Bu doku vertebralı vücüdünda en fazla görülen doku olup kas olarak bildiğimiz yapıları oluştururlar. İsteğimiz dahilinde hareketler yapmamızı sağlarlar. İskelet kasının ışık mikroskobu ile de görülebilen birim yapısı ince uzun biçimi nedeniyle kas lifi de denen çok çekirdekli kas hücresidir. Birbirine paralel olarak düzenlenen fazla sayıda lif , çıplak gözle görülebilen fasikülleri oluşturmak üzere gruplar yapar. Fasiküller de bir araya gelerek kasın...

    https://www.biyologlar.com/iskelet-kasi
  • HÜCRE YAŞLANMASI (Cellular Aging)

    Yaşlanma genel anlamda bir eskime bir bozulma olayıdır. Bu çok kısa tanımdan başka tanımlar da yapılabilir: Bunların tümü de yaşlanmayı zamanın fonksiyonuna yani kinetiğe bağlarlar: Yapılan tanımlar bir organizma kadar bir hücre için de geçerlidirler. Hatta yıldızlar, galaksiler gibi cansız maddelerle, kültür gibi nicel olarak ölçülemeyen kavramlar için de yaşlanmadan söz edilmekte-dir.(1) Yaşlanmayla ilgili çalışmalar önceleri çok hücreli organizmalarla...

    https://www.biyologlar.com/hucre-yaslanmasi-cellular-aging
  • Epidermisin Yapısı

    Epidermis gördüğü ayrımlı işlevlerden dolayı oldukça değişik hücre tipleri içerir. Genellikle epidermis hücreleri tek sıralı tabakalar oluşturur ve az derinliğe sahiptir. Epidermis yapısı. Enine (1,2) ve yüzeysel (3,4) kesitlerde capsella (Çoban çantası) perikarpının dış (1,3) ve iç. (2,4) epidermisleri. Sambucus (Mürver) gövdesin­de (5) ve Helleborus (Çöpleme) yaprağında (6) kutikulalı epidermis. Hücre şekli. Daha çok dikdörtgen seklinde olan epidermal...

    https://www.biyologlar.com/epidermisin-yapisi
  • Proteinler

    Genler taşıdıkları bilgileri kullanarak proteinleri oluşturur.Yine genler oluşturdukları bu proteinler sayesinde hücre veya organizma düzeyinde tüm biyokimyasal olayları takip eder.Bu biyokimyasal tepkimeler sonucunda organizmaların sahip oldukları fenotipler belirlenir.Protein sentezi prokaryotik hücrelerin sitoplazmasında sentezlenir.Proteinlerin translasyonu için genetik bilgiyi taşıyan bir DNA molekülü veya RNA’ya ihtiyaç vardır.Ayrıca DNA’daki genetik bilgiyi...

    https://www.biyologlar.com/proteinler
  • Nükleik Asitler

                Hücre içerisindeki makromolekül gruplarından olup iki çeşittir.Bunlar DNA ve RNA’dır.Nükleik asitler ilk olarak 1868’de İsviçreli bir fizikçi tarafından hücre çekirdeği çalışılırken keşfedilmiş.Daha sonra yapılan çalışmalar nükleik asitlerin nükleotid denilen monomerlerden oluştuğunu göstermiştir.Bu monomerlerin kovalent bağ yaparak uzun polinükleotid zincirleri oluşturdukları gözlenmiştir.Nükleik asitlerle ilgili detaylı bir...

    https://www.biyologlar.com/nukleik-asitler
  • Stomaların açılıp kapanmasına etki eden faktörler

    Stomaların açılıp kapanmasına etki eden faktörler

    Işık: Diğer koşullar (su, sıcaklık, CO2, O2) sınırlayıcı bir faktör olmadıkça stomalar genel olarak ışıkta açılır, karanlıkta ise kapanır. Stomaların kapanma hızı gündüz periyodunda absorbe ettiği ışık miktarına bağlıdır. Maksimumum stoma açıklığı için gereken ışık miktarı, maksimum fotosentez hızı için gereken ışık miktarından çok daha düşüktür. Bazı türlerde parlak ay ışığı dahi stomaların açılması için yeterli...

    https://www.biyologlar.com/stomalarin-acilip-kapanmasina-etki-eden-faktorler
3WTURK CMS v8.1