Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

  • [protected email address]

Toplam 1892 içerik listeleniyor

  • BİTKİLERDE BESLENME FİZYOLOJİSİ

    Bilindiği gibi canlıların ortamdan sağladığı, olduğu gibi tüketerek kullandıkları besin maddeleri büyük canlı gruplarında farklılıklar gösterir. Bitkiler aleminde de özellikle su bitkilerinin sudan, kara bitkilerinin topraktan sağladığı inorganiklerin çeşitleri ve özellikle oranlarında farklılıklar görülür. Tipik bitki besini olarak kullanılan elementlerin hepsi inorganik formdadır. Ancak bitki köklerinin organik maddelerden de yararlandığı...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-beslenme-fizyolojisi-1
  • Bitki Doku Kültürü

    Bitki doku kültürü; aseptik şartlarda, yapay bir besin ortamında, bütün bir bitki, hücre (meristematik hücreler, süspansiyon veya kallus hücreleri), doku (çeşitli bitki kısımları=eksplant) veya organ (apikal meristem, kök vb.) gibi bitki kısımlarından yeni doku, bitki veya bitkisel ürünlerin (metabolitler gibi) üretilmesidir.Yeni çeşit geliştirmek ve mevcut çeşitlerde genetik varyabilite oluşturmak doku kültürünün temel amaçları arasında sayılabilir. Bu...

    https://www.biyologlar.com/bitki-doku-kulturu-3
  • GEOTROPİZMA (GRAVİTROPİZMA) NEDİR

    Yerçekimine yönelim anlamına "geotropizma" veya "gravitropizma" olarak adlandırılan bu olayda fototropizmanın tersine kökler pozitif, gövde ise negatif geotropizma gösterir. Çimlenen bir tohumdan çıkan kökçüğün aşağıya gövdeciğin de yukarıya doğru büyümesi buna tipik bir örnektir. Tohumu ters çevirirseniz dahi olayı değiştiremezsiniz. Bunda da ihtiyaca cevap prensibine göre köklerin topraktaki su ve besinlerden, gövdenin ise toprak üstünde ışık, CO2 ve...

    https://www.biyologlar.com/geotropizma-gravitropizma-nedir
  • NASTİLER

    Nastik hareketler, bitki organlarının uyartı yönüne bağlı olmaksızın uyartıya karşı daima aynı yönde yaptıkları hareketlere denir. Nastik hareketler genellikle turgor asimetrisine dayanır. Bazıları da büyüme asimetrisinden kaynaklanır. Büyüme asimetrisine dayanan nastik hareketlere en tipik örnek "epinasti" ve "termonasti" hareketleridir. Turgor asimetrisinden kaynaklananlara ise "niktinasti" ve "tigmonasti" örnek verilebilir. Turgor asimetrisiyle meydana gelen...

    https://www.biyologlar.com/nastiler
  • Toprak Miktoflorasının Katkısı

    Toprak yüzeyine düşen ve öncelikle primer parçalayıcılar tarafından mekanik olarak küçültülen, enzim, su kapsamı ve mineral besin maddelerince zenginleşmiş doku parçacıklarının ayrışması (mineralizasyonu) biyokimyasal etkiler ile mikroorganizmalar tarafından gerçekleştirilmektedir. Topraktaki çeşitli mikroflora grupları öncelikle hücre içi maddelerden aminoasit ve şeker gibi suda çözünen bileşikleri süratle ayrıştırır. Bunları takiben yine proteinler ve...

    https://www.biyologlar.com/toprak-miktoflorasinin-katkisi
  • AZOT METABOLİZMASI

    Bitkiler azotu topraktan NH4 ve NO3 olarak almak zorundadırlar. Bitkilerin azottan faydalanma yolları: 1. Atmosferde şimşek çakması sırasında meydana gelen elektriksel etkiyle N2 gazı parçalanır ve serbest kalan azot atomları O2 ile birleşerek nitrat iyonları (NO3-) oluştururlar. Bu iyonlar yağmur damlalarının oluşmasında çekirdek görevi yaparak yağmurla birlikte toprağa düşerler ve toprak azot gübresi kazanmış olur. Bu şekilde havanın azotu bitkilere ulaşmış...

    https://www.biyologlar.com/azot-metabolizmasi
  • Karbon Döngüsünde Toprak Ayrıştırıcıları

    CO2 yeryüzündeki karasal ekosstemlerde ototrof yüksek bitkiler ve su sitemlerinde algler tarafından organik karbona dönüştürülür (immobilizasyon). Böylece heterotrofik canlılar için gerekli organik substratlar sağlanmış olur. Atmosfer karbonunun sürekli olarak fotosentetik organizmalar tarafından organik karbon şekline dönüştürülmesi, ekosistemlerin bileşenlerinin dengesini bozduğundan dengenin oluşabilmesi için bu karbonlu bileşiklerin parçalanmaları ve CO2’in...

    https://www.biyologlar.com/karbon-dongusunde-toprak-ayristiricilari
  • Hemoliz Testi

    Bazı bakteriler sahip oldukları çeşitli tipteki hemolizin enzimleri ile, kandaki hemoglobini farklı derecelerde hemoliz etme yani parçalama yeteneğine sahiptirler. Bakterilerin hemoliz yeteneği kanlı agar besiyeri kullanılarak test edilebilmektedir.Hemoliz testi, daha çok streptokok ve stafilokokları kendi içlerinde ayırmak için kullanılmaktadır. Streptokoklar Kanlı Agar besiyerinde α-, β- ve γ-hemolitik reaksiyon verirler. α-hemolitik streptokokların kanlı agar...

    https://www.biyologlar.com/hemoliz-testi
  • IŞIK SOLUNUMU (FOTORESPİRASYON)

    Kloroplastlarda CO2 RuBP karboksilaz enzimi katalizörlüğünde RuBP tarafından yakalanarak PGA oluşturulup C3 yoluna katılır. Ancak O2 yokluğunun çok fazla olması durumunda aynı enzim RuBP ile O2’in birleşmesini sağlar. Bu durumda enzime RuBP oksijenaz denir. Esasen RuBP oksijenaz ve karboksilaz aynı enzim olup Rubisko olarak adlandırılır. Böylece 1 molekül fosfoglikolik asit (P-glikolat) ile 1 molekül PGA meydana gelir. Glikolik asit, peroksizomlarda taşınır. Burada...

    https://www.biyologlar.com/isik-solunumu-fotorespirasyon
  • Apoenzim

    Enzimin protein kısmıdır. Tam işlevsel enzim haline gelmek için özgül bir koenzime gereksinim duyar.

    https://www.biyologlar.com/apoenzim
  • Topraktaki Substrat Tiplerinin Mikrobiyolojisi

    Topraklarda organik kalıntıların ayrışma ürünleri ve bitki köklerinin salgıları gibi basit organik bileşikler bulunmakla birlikte, mikrobiyal gelişme için kullanılan doğal substratların çoğu karmaşık bileşiklerdir. Toprak mikroorganizmaları için en yaygın substratlar; selüloz, hemiselüloz, lignin, k,t,n ve humustur. Selüloz Selüloz molekülleri glikozun 1 ve 4. C atomlarının bağlanması ile oluşan düz zincirler şeklindedir. Her molekülde 2000-10000 en fazla...

    https://www.biyologlar.com/topraktaki-substrat-tiplerinin-mikrobiyolojisi
  • Sinirsel iletimde neden NA ve K kullanılıyor

    Sodyum ve Klor ( Na ve Cl ) Sodyum kas liflerinin uyarılmasında ve sinirlerdeki iletimde önemli rol oynar. Klor mide salgısında bulunur. Klor ayrıca amilaz enziminin aktivatörüdür. Sodyum eksikliğinde deride, gözün bağ dokusunda ve üremede bozukluklar görülür. Klor eksikliğinde sindirim ve büyüme bozuklukları ortaya çıkar. NaCl eksikliğinde, kramplar, baş dönmesi ve baygınlık görülür. Vücut sıvılarının dengesi bozulur. Potasyum ( K ) Sodyum gibi sinirsel...

    https://www.biyologlar.com/sinirsel-iletimde-neden-na-ve-k-kullaniliyor
  • METABOLİZMA FİZYOLOJİSİ

    SU METABOLİZMASI: •Bitkilerin organlarında farklılık göstermesine rağmen ortalama olarak yapılarının % 75 su ve % 25 kuru ağırlıktır. Bu kuru maddenin % 90’ ı organik % 10’ u ise inorganiktir. •Susuz hayat olmaz sözü bitki için çok daha önemlidir. Çünkü bitkiler beslenme, iletim, enzim, hormon etkileri gibi tüm faaliyetler su ile mümkün olmaktadır. •Su metabolizması ile, suyun topraktan alınımı, bitkide taşınımı, bitkideki etkileri ve bitkiden...

    https://www.biyologlar.com/metabolizma-fizyolojisi
  • Toprakta Basit Organik Bileşiklerin Ayrışması

    Hücre bileşenlerinin birçoğu toprak mikroorganizmalarının büyük bir kısmı tarafından hızla kullanılabilir şekildedir. Şekerler, amino şekerler, organik asitler ve aminoasitler toprağa hücre protoplazmasından serbest bırakılır ve aynı zamanda daha karmaşık bileşiklerin ayrışması yoluyla ortaya çıkarlar. Bütün bu maddelerin hepsi toprak mikroflorası tarafından hızlı bir şekilde kullanılır. Sonuçta mikrobiyal aktivite artarken doğal organik ayrışma da...

    https://www.biyologlar.com/toprakta-basit-organik-bilesiklerin-ayrismasi
  • Donnan Dengesi

    Benzer şekilde örneğin bitki hücre çeperindeki orta lamelde yer alan pektik asitlerin karboksil kökü, membran lipidleri arasındaki fosfolipidler gibi sabit iyonların yerleştiği iyon kanalları kütle akışı ile mineral iyonlarının ile geçişine elektrokimyasal direnç gösterir. Görünür serbest alanda dahi iyonların suyla birlikte hareketine engel olur. Sitoplazmik membranlardaki lipidlerin çok yüksek direncinin fosfolipidlerce dengelenmesinde olduğu gibi direnci...

    https://www.biyologlar.com/donnan-dengesi-1
  • Böceklerin Dış Yapısı (Morfoloji)

    Embriyonik olarak iki tabakaya ayrilir; ektodermden meydana gelmis ve üstte kutikula; Içerisine birçok organik ve inorganik bilesigin katilmasi ile mekanik ve kimyasal etkenlere karsi olagan üstü dayanikli bir yapi kazanmistir. Suyu hemen hemen hiç geçirmediginden bu hayvanlarin kara hayatina mükemmel bir uyum yapmalarini saglamis olup gaz alis-verisi bazi eklem yerleri göz önüne alinmazsa yok gibidir. Prokutikula (ekzokutikula + endokutikula) ve epikutikula olmak üzere iki ana...

    https://www.biyologlar.com/boceklerin-dis-yapisi-morfoloji
  • Bitkilerin gözüyle Dünya ve İnsanlar

    Bitkilerin gözüyle Dünya ve İnsanlar

    Bitkiler gerek görünümleri gerekse ekosistemdeki fonksiyonları ile birer tabiat harikalarıdır.Bitkiler insanlar için birer şifa kaynağı olup bir çok türü ilaç sanayiinde kullanılmaktadır. Şu an yaşamımız için gerekli oksijenin tamamı bitkiler tarafından üretilir.Eğer bitkilerin gerçekleştirdiği fotosentez enzimlerinden bir tanesi bile olmasaydı şu an yeryüzünde hiçbir canlı varolmayacaktı.Bitkilerin canlılara sağladığı en onemli fayda sadece fotosentez...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerin-gozuyle-dunya-ve-insanlar
  • Azot Döngüsü

    Azot Döngüsü

    Tüm canlıların yapı taşını oluşturan aminoasit, proteinler ile nükleik asit, hormon ve vitaminlerin yapısına giren azot canlı yaşamı için temel elementlerdendir. Doğadaki temel azot kaynağı atmosfer olup N2 ve N2O formundadır.

    https://www.biyologlar.com/azot-dongusu
  • Su ve Mineral Madde Metabolizması

    Bitki hücresine alınan su canlılığı sağlayan tüm olayların yürümesi için gerekli ortamı sağlar. Bilindiği gibi su yarıkovalent, elektron çiftlenmesi ile oluşan O - H bağlarının 105 derecelik açı yapması ve daha çok -2 yüklü oksijene yakın olan elektron çiftlerinden oluşması nedeniyle çift kutuplu, dipol bir moleküldür. Bu nedenle su reverzibl olarak H(3)O +, hidroksonyum ve hidroksil şeklinde iyonlarına ayrılabilir. Mineral iyonları çevrelerine zıt...

    https://www.biyologlar.com/su-ve-mineral-madde-metabolizmasi-1
  • CANLI SİSTEMLERDE SÜREKLİLİK

    İlk biyoloji bilginleri, hayvanların ya sperma ya da yumurta içinde önceden oluşmuş biçimde bulunduklarına inanıyorlardı. Kari Ernst von Baer'in mikroskoptan yararlanarak, önceden oluşmuş embriyolar bulunmadığını kanıtlamasıyla, embriyo bilim doğdu.Kalıtımın araştırılması olan genetik, ilk bulgularını 1866'da yayınlayan Gregor Johann Mendel'le başladı. Mendel'in bezelyelerle yaptığı ayrıntılı deneyler, her temel özelliğin bir çift fiziksel birim (genler)...

    https://www.biyologlar.com/canli-sistemlerde-sureklilik-1
  • Azot Fiksasyonu

    Atmosferde bol miktarda bulunan moleküler azotun amonyum formlarına indirgenerek yarayışlı duruma geçmesine azot fiksasyonu denir.

    https://www.biyologlar.com/azot-fiksasyonu
  • Antioksidan Maddeler Nelerdir

    Dünya nüfusunun hızlı artışı, insanların hayat standartlarını yükseltme eğilimleri ve hızlı sanayileşme, hazır gıda maddelerine olan talebi araştırmış ve bunun sonucunda gıda maddelerinin üretimi bir sanayi kolu haline gelmiştir. Böylece, işlenmiş gıda maddeleri son derece çeşitlenmiş ve üretimde kullanılan gıda katkı maddelerinin sayıları da büyük bir hızla artmıştır. Bu artışta, üretim tekniklerinin gelişmesi, tüketici beğenisisin çeşitlilik...

    https://www.biyologlar.com/antioksidan-maddeler-nelerdir
  • BİTKİLERDE SU KAYBI

    1- Buhar Halinde Su Kaybı (Transpirasyon): Bitkiler topraktan aldıkları suyun büyük bir kısmını transpirasyon ile buhar halinde dışarı vermek zorundadır. Çünkü güneşin yakıcı etkisinden korunması, pasif su alınımının devam etmesi, iyon alınımı ve taşınımı gib olaylar başka bir ifadeyle beslenme transpirasyonun bir sonucudur. •hf Transpirasyon esas olarak stomalarda geçekleşir. Bunun yanında bir miktar su çıkışı da kutikula (kutikular transpirasyon),...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-su-kaybi
  • Fosfor Döngüsü ve Mikrobiyolojisi

    Fosfor hücrelerin çekirdeklerinde ve sitoplazmalarında bulunan DNA ve RNA’nın temel yapı taşlarından biridir. İnorganik P: çözünmez inorganik P bileşikleri bitkilere büyük ölçüde yarayışsız durumdadır. Fakat birçok mikroorganizma fosfatları çözerek yarayışlılığını arttırabilir. Bu tür bakteriler çoğunlukla kök yüzeyi üzerinde yaygındırlar. Pseudomonas, Mycobacterium, Micrococcus, Bacillus, Flavobacterium, Penicillum, Sclerotium, Fusarium, Aspergillus...

    https://www.biyologlar.com/fosfor-dongusu-ve-mikrobiyolojisi
  • MİNERAL (İYON) METABOLİZMASI

    Bitkilerin kimyasal kompozisyonu: Bitkilerin % 75 su ve % 25 kuru madde Kuru maddenin % 90’ ı organik % 10’ u inorganik Organik maddelerin başlıcalarını karbonhidrat, yağ ve protein olduğu, yağ ve karbonhidratların C, H, O ve N’ dan oluştuğu yani organik maddelerin 4 temel elementten meydana geldiği bilinmektedir. Bu 4 elementi sırasıyla P, S, K, Ca ve Mg izler. Yapılan analizlerde bitkilerde 60’ dan fazla elementin bulunduğu test edilmiştir. Bunlardan 16 elementin...

    https://www.biyologlar.com/mineral-iyon-metabolizmasi
  • Balıklarda Sindirim sistemi

    Diğer omurgalılarda olduğu gibi, balıklarda da sindirim ağızda, başlar, farinks (yutak), özofagus (yemek burusu), mide ve bağırsaklarda devam ederek anüste son bulur. Aşağı yukarı bütün tatlısu balıklarında esas yapıda pek büyük farklılıklar yoktur. Fakat beslenme tarzının değişik olmasına göre (herbivor veya karnivor) özellikle barsak uzunluğunda önemli farklar göze çarpmaktadır. Ağız ve Dişler Morfoloji bahsinde anlatıldığı gibi, balıklarda...

    https://www.biyologlar.com/baliklarda-sindirim-sistemi
  • FLOEMDE ORGANİK MADDE TAŞINIMI

    Bu taşınım da iki ayrı mekanizmadan söz edilir. Kitle akımı : Bu görüşe göre organik maddelerin sentezlendiği doku ile taşınacağı doku arasında mevcut olan osmotik basınç farkı gradiyentine bağlı olarak organik maddeler hareket ederler. Aşağıdaki şekildeki modelde de görüleceği üzere A ve B kapları birbirlerine bağlıdırlar. Bu iki kap içerisine yerleştirilen yine A ve B osmometreleri birbirlerine boru ile bağlanmıştır. B osmometresine çok yoğun şeker...

    https://www.biyologlar.com/floemde-organik-madde-tasinimi
  • BİTKİLERDE İÇTEN VE DIŞTAN GELEN SİNYALLERE VERİLEN YANITLAR

    Bitki yaşamının her evresinde, çevreye duyarlılık ve yanıtlarında koordinasyon vardır. Bitkinin bir kısmından, diğer kısımlarına sinyaller gönderilebilmektedir. Örneğin; bir sürgün ucundaki tepe tomurcuğu birkaç metre uzaklıktaki yanal tomurcukların büyümesini baskı altına alabilir. Bitkiler, zamanı günlük ve yıllık olarak izlemektedirler. Yer çekimini ve ışığın yönünü algılarlar. Bitkinin morfolojisi ve fizyolojisi, çevresindeki değişkenlere göre...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-icten-ve-distan-gelen-sinyallere-verilen-yanitlar
  • ÇEVRENİN CANLI VE CANSIZ ETMENLERİ

    Cansız (abiyotik) etmenler: Işık:Canlılar için en önemli enerji kaynağı güneştir.Yeryüzüne inen enerji bitkiler tarafından fotosentez olayında kullanılır. Sıcaklık:Canlıların yeryüzüne dağılımını ve yoğunluğunu belirleyen önemli bir etkendir. İklim:Uzun zaman aralığı,içinde belirli bir bölgede egemen olan atmosfer koşullarına iklim denir. Toprak ve Minareler:Mineral tanecikleri ile humus karışarak toprağı meydana getirir.Rüzgar,sıcaklık ve suyun...

    https://www.biyologlar.com/cevrenin-canli-ve-cansiz-etmenleri
  • Bal Arısı Kolonisi Ve Arı Irkları

    A- Bal Arısı Kolonisi Bal arıları, koloni adı verilen topluluklar halinde yaşayan sosyal böceklerdir. Koloni hayatında yardımlaşma ve iş bölüşümü esas olup kolonideki her bireyin kendine özgü görevleri vardır. Kolonide bireyler arası iletişim, bireyler tarafından vücut dışına salgılanan ve diğer bireylere mesaj veren feromon adı verilen kimyasal maddeler vasıtasıyla gerçekleşir. Bir arı kolonisinde ana arı, işçi arı ve erkek arı olmak üzere üç...

    https://www.biyologlar.com/bal-arisi-kolonisi-ve-ari-irklari
  • ANTİSENS TEKNOLOJİLERİ HAKKINDA BİLGİ

    ANTİSENS TEKNOLOJİLERİ HAKKINDA BİLGİ

    Antisens teknolojisi insan, hayvan ve bitkilerdeki hastalıkların daha spesifik tedavisi ve yeni keşifleri için ayrıca, fonksiyonel genomik çalışmalar için çok güçlü silahlardan oluşan uygun tekniklerdir. Antisens teknoloji olarak bilinen yöntemde, antisens RNA moleküllerinin hedef genin RNA mesajına spesifik olarak bağlanarak gen ifadesinin moleküler düzenlenişine engel olunmaktadır. Hastalıkların oluşumunda büyük bir paya sahip olan proteinlerin üretimini durdurmak...

    https://www.biyologlar.com/antisens-teknolojileri-hakkinda-bilgi
  • BİTKİ HORMONLARI ( fitohormonlar )

    Bilimsel Süreç 1880 yılı başlarında, Julius Sachs araştırmaları sonucunda bitkinin farklı parçaları arasındaki gelişimin düzenlenmesini sağlayan “kimyasal mesajcıların” (chemical messengers) varlığını ileri sürmüştür. Ancak, Sachs‟ın düşüncesinin esası Charles Darwin tarafından yazılmış olan “The Power of Movements in Plants” (Bitkilerde Hareketlerin Kaynağı) isimli bir kitaptan gelmektedir. Charles Darwin ve oğlu Francis Darwin tarafından...

    https://www.biyologlar.com/bitki-hormonlari-fitohormonlar-
  • Bakteriyofaj Nedir

    Bakteriyofaj (bakteri ve Yunanca phagein, ‘yemek’ fiilinden türetme), bakterileri enfekte eden bir virüstür. Terim genelde kısaltılmış hali olan faj olarak kullanılır. Ökaryotları (hayvan, bitki ve mantarları) enfekte eden virüsler gibi fajlarda da büyük bir yapısal ve işlevsel çeşitlilik vardır. Tipik olarak proteinden oluşan bir kabuk ve içinde yer alan genetik malzemeden oluşurlar. Genetik malzeme DNA veya RNA olabilir, ama genelde 5 - 500 kilo baz çifti...

    https://www.biyologlar.com/bakteriyofaj-nedir
  • Bal Arılarının Taksonomisi, Vücut Yapıları & Gelişme Dönemleri

    Bal Arının Taksonomisi Dünyada 100.000 dolayında böcek türü taksonomik olarak sınıflandırılmıştır. Bu 100.000 tür içinde 23.000 dolayında arı türü bulunmaktadır. Bal arıları evrimleri süresince diğer böcek türlerinden farklılık göstererek kendilerine has morfolojik ve anatomik yapılarını geliştirmişlerdir. Örneğin bal arılarında polen toplamaya yarayan polen sepetçiklerinin oluşması, nektar ve polenle beslenmeye geçiş bu farklılaşmanın en tipik...

    https://www.biyologlar.com/bal-arilarinin-taksonomisi-vucut-yapilari-gelisme-donemleri
  • Makroskobik Dünya’nın Mikroskobik Canlıları

    Bakterilerle ilgilenmeye yeni başlayan biri için onların dünyasını keşfetmek, yeni bir gezegen keşfetmeye benzer. Dünya’nın en küçük canlılarından olan bakteriler, gezegendeki doğal ekolojik sistemlerin işleyişinde çok önemli bir yere sahiptir. Besin, mineral ve enerji döngülerinde “kimyacı” gibi işlev gören bakteriler, canlılar arasındaki ilişkilerde etkin bir rol oynar. Bu yüzden, bakteriler canlılıkla ilgili süreçlerin anlaşılmasına yardım ederler....

    https://www.biyologlar.com/makroskobik-dunyanin-mikroskobik-canlilari
  • Amino asit dekarboksilaz - dihidrolaz testleri için besiyeri

    Bir  aminoasidin  dekarboksilasyonu  karboksil  grubunun  amin  ve  CO2 oluşturmak  üzere enzimatik  parçalanmasıdır.  Bazı  bakteriler  aminoasidin  dekarboksilasyonuna  neden  olan enzimlere  (dekarboksilaz)  sahiptirler.  Dekarboksilaz  enzimleri  bir  indikatör  varlığında  renk değişikliği ile basitçe görülebilirler.Dekarboksilaz aktivitesini saptamak için biz laboratuvarımızda Moeller dekarboksilaz medium kullanılmaktadır. Test edilecek...

    https://www.biyologlar.com/amino-asit-dekarboksilaz-dihidrolaz-testleri-icin-besiyeri
  • Bitki Hormonlarının Sınıflandırılması

    Bitki hormonlarına, yapıca benzeyen kimyasal maddeler laboratuvarda sentetik yollarla elde edilmekte ve bunlar bitkiye dıştan uygulandığında bitki hormonu gibi fizyolojik etkiler göstermektedirler. Fakat bunlar, bitkide doğal olarak sentezlenmediğinden ve hormon tanımına girmediğinden büyümeyi düzenleyici maddeler olarak sınıflandırılır. Bitki hormonlarının (fitohormonların) bazı grupları büyümeyi teşvik edici etki gösterirken, bazıları ise engelleyici etki...

    https://www.biyologlar.com/bitki-hormonlarinin-siniflandirilmasi
  • Bakterilerde Ölüm ve Yaşam

    Bakterilerin yaygınlığının bir nedeni de, yaşam evrelerinden birinin özelliğidir. Sınırları çok hassas olarak belirlenmiş ortam koşullarında yaşayan bakteriler, koşullar bozulunca ya da onu zora koşmaya başlayınca, bölünmeye başlar. Normal koşullarda bu bölünme sonucunda ana hücreden kalıtsal özellikleri tamamen aynı olan iki yavru hücre meydana gelir. Ancak, koşullar bozulduğunda ya da besin azaldığında vazgeçilen ilk şey bu “aynılık” olur. İkiye...

    https://www.biyologlar.com/bakterilerde-olum-ve-yasam
  • YAPRAK VE STOMALAR

    Yapraklar bitkinin fotosentez,solunum ve terleme organıdır.Stoma denen açıklıklar bitkinin gaz alışverişi ile su miktarını ayarlayan yapılardır.Bir yaprakta yaprak kını, yaprak sapı ve yaprak ayası olmak üzere üç farklı kısım vardır.yaprağın mezofil tabakasına uzanan yaprak damarında ,üstde odun altda ise soymuk boruları yer alır.Stoma hücreleri genellikle alt epidermisde bulunur. Oksijen yaprak içerisine stomadan düfüzyonla girer ,CO2 de aynı şekilde...

    https://www.biyologlar.com/yaprak-ve-stomalar
  • Bal ve Apiterapi

    Apiterapi, arı ürünlerinin bir ya da birden fazla hastalığın önlenmesi ya da iyileştirilmesi amacıyla kullanılması şeklinde tanımlanabilir. Her geçen gün sonuçlanan araştırmalar toplumların dikkatini bu konu üzerine çekmekte ve özellikle Uzakdoğu ülkelerinde başlayan ve dünyada hızla gelişen arı ürünleri ile tedavi yöntemleri hızla yaygınlaşmaktadır. Hatta, başta Japonya, Doğu Asya ülkeleri, Amerika, Kanada gibi ülkelerde apiterapi merkezleri...

    https://www.biyologlar.com/bal-ve-apiterapi
  • GİBERELLİNLER : Bitki Boyu Düzenleyicileri

    Giberellinler Japonya’da 2. Dünya Savaşı yıllarında keşfedilmiştir, fakat bu sırada batı ile ilişkiler kopuk olduğundan batı bu keşfi 1950’lerde öğrenmiştir. Yüzyıl önce, Asya‟daki çiftçiler çeltik tarlalarındaki pirinç fidelerinin aşırı ölçüde boylandıklarını ve ince kaldıklarını gözlediler. Bu durumda, fideler olgunlaşmadan ve çiçek oluşturmadan önce, ince ve cılız oluyor ve bu sebepten dik duramayıp erkenden ölüyordu veya verim...

    https://www.biyologlar.com/giberellinler-bitki-boyu-duzenleyicileri
  • KAN DAMARLARININ GENEL YAPISI

    Birçok damar, bazı farklılıklar olmasına rağmen benzer özellikler gösterir ve farklı şekillerde sınıflandırılırlar. Örneğin yüksek basınçlı damarların duvarları (subclavian arterler), düşük basınçta kan ileten damarlardan (subclavian venler) daha kalındır. Arteriyel damarların çapları her dallanmada azalmasına rağmen venlerin çapları her katılımda artar. Kapiller ve venüller gibi küçük damarlarda duvar yapısı daha basitleşmesine rağmen...

    https://www.biyologlar.com/kan-damarlarinin-genel-yapisi
  • Staphylococcus Tipi Bakteriler

    Mikrobiyoloji bilimi,biyoloji biliminin alt kategorisi içerisinde yer alıp,genel olarak mikroorganizmalar ve bunların işlevleri üzerinde inceleme yapmaktadır.Mikroorganizmaları,sınıflandırmada bir çok yöntem ve teknik kullanılmaktadır.Nasıl ki,biyolojinin sistematiği düzenlenirken yakın akrabalık düzeyindeki canlılar aynı kategorinin içerisine alınıyor;biyolojinin bir alt dalı olan mikrobiyoloji dalında da ayırım yakın akrabalık ilişkilendirilmesine dayanılarak...

    https://www.biyologlar.com/staphylococcus-tipi-bakteriler
  • Zigotun Yarıklanması

    Zigotun peş peşe mitozla bölünmesi sonucu yeni hücrelerin oluşması olayına yarıklanma denir. İlk mitoz bölünme sonucu oluşan iki yavru hücreye blastomer denir. Zigot 12-16 blastomerlik döneme ulaştığında, görünümü duta benzediğinden morula adı verilir. Döllenmeden bu yana 3 gün geçmiştir. Morula uterusa ulaştıktan sonra yapısında değişmeler başlar. Ortasında sıvı toplanır, hücreler kenara doğru itilir. Bir grup blastomer yassılaşarak kenara doğru...

    https://www.biyologlar.com/zigotun-yariklanmasi
  • Gal oluşumu çeşitleri ve gal oluşumuna sebep olan böcekler
  • ARTERLERDEKİ ÖZELLEŞMİŞ DUYSAL YAPILAR

    Arterlerde 3 tip özelleşmiş duysal yapı bulunur. Bunlar karotid sinuslar, karotid cisimler ve aortik cisimlerdir. Karotid sinusler: A.carotis communis'in çatallanma yerinin hemen distalinde, internal karotid arter duvarında yerleşik bir baroreseptördür. Bu alanda damarın adventisyası biraz kalındır ve glossofarengeal sinirden zengin duysal sinir sonlanmaları alır. Bu bölgedeki media incedir ve kan basıncı artışında gerginleşir; bu gerginlik sinir sonlanmalarını uyarır....

    https://www.biyologlar.com/arterlerdeki-ozellesmis-duysal-yapilar
  • Yapay hücre oluşumu ve oluşum mekanizmaları

    Yapay hücre oluşumu ve oluşum mekanizmaları

    3.5 milyon yıl önceki hücreler, şimdiki gibi birçok farklı işlevi yerine getiren birer mini fabrika gibi değildi. Daha basit bir yapıya ve çok daha az işleve sahiptiler. Zamanla hücre yapısı gelişti ve bugünkü haline geldi. Penn State’deki araştırmacılar genelde izlenen, hücredeki genleri birer birer çıkararak her genin işlevini bulmaya çalışmak yerine, bu yöntemin tam tersi üzerinde çalışıyorlar. Hücrenin yapısını oluşturan temel elementleri sırasıyla...

    https://www.biyologlar.com/yapay-hucre-olusumu-ve-olusum-mekanizmalari
  • ORGANİK BİLEŞİKLERİN TAYİNİ

    Ayraçlar: İndikatörler (Ayıraçlar): Belirli şartlarda belirli maddelerle reaksiyona girerek uğradığı değişiklikle o maddenin varlığını gösteren maddelere ayıraç veya indikatör denir. Fehling Reaktifi Alman kimyager Herman von Fehling tarafından geliştirilmiştir. Bir organik maddenin redüktör (kimyasal bir reaksiyonda başka maddelere elektron veren madde) olup olmadığını anlamak için kullanılır. Redükleyici sekerleri (glukoz gibi monosakkaritler ve maltoz,...

    https://www.biyologlar.com/organik-bilesiklerin-tayini
  • KAPİLLERLERİN HİSTOFİZYOLOJİSİ

    Kapiller endotel hücreleri, küçük porlar (9-11 nm çapında) ve büyük porlar (50-70 nm) olmak üzere 2 farklı por sistemi içerebilirler. Daha küçük porların endotel hücre bağlantılarının kesintileri olduğuna inanılır. Büyük porlar ise pencere ve taşıyıcı veziküller olarak bilinir. Oksijen, karbondioksit ve glukoz hücre zarından diffüze olabilir veya hücre zarından taşınabilir ardından sitoplazmada diffuze olur ve sonuçta adluminal hücre zarından...

    https://www.biyologlar.com/kapillerlerin-histofizyolojisi
  • Enfeksiyon hastalıklarının ilk kez tanınması, etkenlerinin bulunuşu ve/veya üretilmesi konularında tarihsel sıralamalara örnekler veriniz.

    İlk Çaglarda Ilk insanlar, hayatin baslangici, doga, dogal olaylar (yagmur, kar, dolu, simsek, yildirim, gök gürültüsü, zelzele, su taskinlari, vs.), ay, dünya, yildizlar, günes, bulasici hastaliklar ve ölüm gibi kavramlar üzerinde fazlaca durmuslar, içinde bulundugu veya yakin iliskide olduklari toplumlarin törelerine göre bazi izahlar ve yorumlar yapmislar ve bunlara inanmislardir. Çözümleyemedikleri konularda, bunlari, insan veya doga üstü kuvvetlere, ilâhlara, cinlere...

    https://www.biyologlar.com/enfeksiyon-hastaliklarinin-ilk-kez-taninmasi-etkenlerinin-bulunusu-veveya-uretilmesi-konularinda-tarihsel-siralamalara-ornekler-veriniz-
3WTURK CMS v8.1