Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

  • [protected email address]

Toplam 937 içerik listeleniyor

  • Hayvanların Organizma Alemindeki Yeri

    Organizma alemi içinde hayvanların morfolojik ve ekolojik olarak ayrı bir yeri vardır. Hayvanlar diğer canlılardan kendilerine özgü karakterleri, yaşam biçimleri ile sıyrılırlar.

    https://www.biyologlar.com/hayvanlarin-organizma-alemindeki-yeri
  • Ara geçiş formu varmıdır?

    Bırakalım bunu alanında en uzman bilim adamları söylesinler... Ali Demirsoy: “Evrimde açıklanması en zor olan kademelerden biri de bu ilkel canlılardan, nasıl olup da organelli ve karmaşık hücrelerin meydana geldiğini bilimsel olarak açıklamaktır. Esasında bu iki form arasında gerçek bir geçiş formu da bulunamamıştır. Bir hücreliler ve çok hücreliler bu karmaşık yapıyı tümüyle taşırlar, herhangi bir şekilde daha basit yapılı organelleri olan ya da...

    https://www.biyologlar.com/ara-gecis-formu-varmidir
  • Doğa Tarihi Müzeciliği

    Doğa tarihi müzeleri genel bir müze mantığı ile yönetilen; bitki ve hayvanlar ile bunların fosillerinin(veya kopyalarının) ve jeolojik oluşumların (kayaç, mineral vs.), kısacası doğal hayata ait tüm malzemelerin saklandığı ve sergilendiği müzelerdir. Doğa tarihi müzelerinin tek görevi sergi yapmak olmayıp; doğal varlıkları korumak, bilimsel çalışmalar yapmak (kazı, araştırma vs.), halkın doğa bilinci kazanması için eğitimler, sergiler, konferanslar...

    https://www.biyologlar.com/doga-tarihi-muzeciligi
  • Bu Canlılar Hala Yaşıyormu

    Bilim dünyasındaki gelişmelerler birlikte, dünyada çok eski dönemlerdeki hayatlara ilişkin de değişik ve önemli ipuçları el ediliyor. Ancak bazen öyle bulgularla karşılaşılıyor ki, insanın "gerçekten dünyada yaşadı mı?" diye sorgulamasına yol açıyor. İşte herkesi düşündüren bulgular Chupacabra Birçok insan, resimde görünen hayvan kafasının ‘chupacabra' isimli bir hayvana ait olduğuna inanıyor. Pek mümkün görünmeyen Meksikalı canavarın tarifleri...

    https://www.biyologlar.com/bu-canlilar-hala-yasiyormu
  • BİTKİLERDE TROPİZMALAR

    BİTKİLERDE TROPİZMALAR

    Tropizmalar, bitki organlarının uyartının geliş yönüne bağlı olarak yaptıkları yönelim hareketleridir.

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-tropizmalar
  • FOTOTROPİZMA NEDİR

    Işığa yönelim anlamına gelen fototropizma bitkilerin ışıktan daha çok yararlanarak daha çok fotosentez yapmalarını sağlayan bir fizyolojik olaydır. Bitkilerin gövdeleri ve yapraklan pozitif, kökleri ise negatif fototropizma gösterirler. Gövde Fototropizması Pencere önüne konulan bitkilerin pencereye doğru eğildiklerini herkes gözlemiştir. Fizyologların merakını çeken bu olayın mekanizmasını aydınlatmak için çeşitli araştırmalar yapılmış ve teoriler...

    https://www.biyologlar.com/fototropizma-nedir
  • Biyomalzeme: Vücutta Kullanılan Yapay Malzemeler

    Biyomalzeme: Vücutta Kullanılan Yapay Malzemeler

    Biyomalzeme; vücudun işleyişine yardımcı olmak üzere üretilen ve geliştirilen malzemelerdir. Yapısı itibariyle vücut ile sürekli temas halinde bulunmaktadır.Son zamanlarda özellikle tıp ve mühendislik alanında gelişmeler yaşanmaktadır.Bu gelişmelerden bir kısmı ise biyomalzeme alanında olmuştur. İnsan vücudundaki doku ya da organlar çeşitli sebeplerden dolayı işlevini yitirmesi sonucunda biyomazemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu biyomalzemeler sayesinde insan...

    https://www.biyologlar.com/biyomalzeme-vucutta-kullanilan-yapay-malzemeler
  • NÜKLEER SANTRALLERİN ÖNEMİ,YARARLARI ve ZARARLARI

    1)Santral Türleri Bir ülke Elektrik enerjisini hemen hemen her alanda kullanır.Bu elektrik enerjisini santrallerden sağlanır.Santraller üç gruba ayrılır. a)Hidroelektrik santralleri b)Termik santraller c)Nükleer santraller Hidroelektrik santrallerde Suyun potansiyel enerjisinden, termik santrallerde yakacaklar yakılmasından ve nükleeer santrallerde Atomun çekirdeğinin parçalanmasından açığa çıkan enerji kullanılılır. 2)Nükleer Santrallerde Enerji Üretimi Nükleer...

    https://www.biyologlar.com/nukleer-santrallerin-onemiyararlari-ve-zararlari
  • Deniz timsahları

    Her şey bundan tam 200 milyon yıl önce başlıyor. O tarihlerde de var olan timsah, henüz bir kara hayvanı... Ayakları üstünde yükselen gövdeleri ve gittikçe daralan yüz yapılarıyla, timsahtan çok yarış köpeklerini anımsatıyorlardı. Sadece içlerinden bir tanesi, bilinmeyen bir nedenle ayaklarından birini sudan hiç çıkarmıyordu. Bu türün su aşkı, aradan geçen 200 milyon yıla karşın hâlâ sürüyor. Dün, tek ayağını suya daldırmakla yetinen "Crocodylus...

    https://www.biyologlar.com/deniz-timsahlari
  • Sulak Alanlar - Önemi, Temel Sorunları

    Sulak Alanlar - Önemi, Temel Sorunları

    Sulak alanlar; Doğal veya yapay, sürekli veya mevsimsel, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu tüm su kütleleri sulak alan olarak tanımlanmaktadır.

    https://www.biyologlar.com/sulak-alanlar-onemi-temel-sorunlari
  • Denizlerimiz ve ekolojik önemleri

    Deniz göl okyanus ekosistemi Denizel (Okyanus ekosistemleri Deniz ekosistemleri) Su ekosistemlerini kara ekosistemlerindeki gibi coğrafi sınırlarla belirlemek çok zordur. Çünkü sular atmosferik olaylardan karaların etkilendiği oranda etkilenmemektedirler. Ancak deniz tatlı su ve haliç gibi su havzalarının derinlikleri ve bileşimlerindeki farklı maddeler nedeniyle sularda da farklı canlı bölgelerinden söz edilebilir. Buradan hareketle su biyomları; deniz biyomları (tuzlu...

    https://www.biyologlar.com/denizlerimiz-ve-ekolojik-onemleri
  • Avrupa'da sıtmanın durumu

    Sıtmanın Güney Avrupa ve Balkanlardaki etkisi Kuzey Avrupa ülkelerinde olandan çok daha fazladır. Bununla birlikte Güney Avrupa'da hastalık oldukça önemlidir (Bruce-ChWatt and Zulueta, 1980). Avrupa'nın değişik bölümlerindeki sıtma durumu Alman ordusu tarafından 1917-1918 tarihleri arasında belirlenmiştir. Buna göre, o yıllar itibariyle, kıtanın batısında 2.600, doğusunda 12.800, Balkanlarda 132.400 ve Türkiye'de 183.700 sıtma vakası tespit edilmiştir. Bruce-Chwatt...

    https://www.biyologlar.com/avrupada-sitmanin-durumu
  • Kuş Göcü Araştırmaları

    Yüzyıllar boyu, doğa olayları arasında insanda en çok hayranlık uyandıranlardan birisi hiç şüphesiz kuş göçü olagelmiş. Kuşların sonbaharda ortadan kaybolup baharda tekrar ortaya çıkmalarının nedenlerini merak edenler birçok teoriler ortaya atmışlar. Bazıları, küçük kuşların havalar soğuduğunda çamurun içinde ya da küçük kovuklarda saklanarak kış uykusuna yattıklarını düşünmüş. Hatta Aristoteles başka bir teori daha ortaya atarak bahar...

    https://www.biyologlar.com/kus-gocu-arastirmalari
  • Beyin Krizi Nedir? Nasıl Önlenebilir?

    Beyin Krizi Nedir? Nasıl Önlenebilir?

    Beyin krizi, çağımızın en büyük hastalıkları arasında gösterilir. Kanser ve kalp rahatsızlıkların sonra ölümle sonuçlanan 3. büyük hastalıktır.Beyin krizi orta ve ileri ki yaşta görülen bir hastalıktır. Bu hastalık ölümcül olmasına rağmen önlenebilir yapıya sahiptir. Beyin krizi beynin bir bölgesinde kansızlığa veya bir bölgesinde oluşan kanama sonucu meydana gelir. Bu olay devamında genellikle felç ile sonuçlanmaktadır. Beyin krizi, beyin damar...

    https://www.biyologlar.com/beyin-krizi-nedir-nasil-onlenebilir
  • Bakterilerde Ölüm ve Yaşam

    Bakterilerin yaygınlığının bir nedeni de, yaşam evrelerinden birinin özelliğidir. Sınırları çok hassas olarak belirlenmiş ortam koşullarında yaşayan bakteriler, koşullar bozulunca ya da onu zora koşmaya başlayınca, bölünmeye başlar. Normal koşullarda bu bölünme sonucunda ana hücreden kalıtsal özellikleri tamamen aynı olan iki yavru hücre meydana gelir. Ancak, koşullar bozulduğunda ya da besin azaldığında vazgeçilen ilk şey bu “aynılık” olur. İkiye...

    https://www.biyologlar.com/bakterilerde-olum-ve-yasam
  • Anguilla anguilla Yılan Balığı ve Özellikleri

    Yılan Balıklarının Sistematikteki Yeri Yılan balıkları modern sınıflandırmada balıklar sınıfının Apodes takımından kemikli balıklar alt sınıfı Anguillidae familyasına dahildirler. Günümüzde Anguilla cinsi içinde 19 tür bulunmaktadır. Bunlar arasında en önemli yılan balığı türleri : Avrupa yılan balığı Anguilla anguilla Amerikan yılan balığı Anguilla rostrata Japon yılan balığı Anguilla japonica Yılan balıkları gerçek bir balık türüdür....

    https://www.biyologlar.com/anguilla-anguilla-yilan-baligi-ve-ozellikleri
  • GİBERELLİNLER : Bitki Boyu Düzenleyicileri

    Giberellinler Japonya’da 2. Dünya Savaşı yıllarında keşfedilmiştir, fakat bu sırada batı ile ilişkiler kopuk olduğundan batı bu keşfi 1950’lerde öğrenmiştir. Yüzyıl önce, Asya‟daki çiftçiler çeltik tarlalarındaki pirinç fidelerinin aşırı ölçüde boylandıklarını ve ince kaldıklarını gözlediler. Bu durumda, fideler olgunlaşmadan ve çiçek oluşturmadan önce, ince ve cılız oluyor ve bu sebepten dik duramayıp erkenden ölüyordu veya verim...

    https://www.biyologlar.com/giberellinler-bitki-boyu-duzenleyicileri
  • Bakteriler Bilimin Emrinde

    Moleküler genetik biliminin ve rekombinant DNA teknolojisinin ilerlemesiyle, bakteriler önemli roller almaya başladılar. Genlerin nasıl işlediği bilindiğinden beri, bilim adamları canlıların genleri üzerinde oynayabiliyorlar. Bunun ahlaki yönü tartışıladururken, bilimsel çalışmalar da hızla ilerliyor. Bakterilerin genetik müdahalelerle doğrudan ne ilgisi olduğunu düşünebilirsiniz. Bakteriler, genetik yapısı değiştirilmek istenen canlılara aktarılmak istenen...

    https://www.biyologlar.com/bakteriler-bilimin-emrinde
  • 1. Uluslararası Adli Toksikoloji Çalıştayı ve Kongresi

    1. Uluslararası Adli Toksikoloji Çalıştayı ve Kongresi

    Ankara Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü ve Adli Bilimciler Derneği tarafından düzenlenen “1. Uluslararası Adli Toksikoloji Kongresi” 29-30 Kasım 2014 tarihlerinde Ankara-ATAUM Konferans Salonu’nda gerçekleştirilecektir. Türk Toksikoloji Derneği’nin de katkı sağladığı bu kongreye Sayın Doç. Dr. Zeliha Kayaaltı, Sayın Prof. Dr. H. Sinan Süzen ve Sayın Prof. Dr. İ. Hamit Hancı başkanlık edecektir. Uluslararası bu kongrenin amacı, farklı ülkelerde adli...

    https://www.biyologlar.com/1-uluslararasi-adli-toksikoloji-calistayi-ve-kongresi
  • Türkiye'de Varlığı Bilinen Anopheles Türleri

    Türkiye'de bulunan sivrisinek türleri üzerine yapılan sistematik çalışmalar yetersiz ve oldukça eskidir. Bununla birlikte, özellikle 1914-1970 yılları arasında Türk bilimadamlarından İsmail Hakkı, Mahmut Sabit, Mahmut Hüsamettin, Enver Erdem, Mahmut Akalın, Enver İrdem, Celal Gökberk ve İzzet Şahin'in ve Martini, Bentman, Vogel gibi yabancı bilimadamlarının yaptıkları faunistik araştırmalar, Türkiye'de yaygın olan birçok sivrisinek türünün ilk kayıtlarını...

    https://www.biyologlar.com/turkiyede-varligi-bilinen-anopheles-turleri
  • Balıklarda Göçlerle İlgili Davranışı Kontrol Eden Faktörler

    Balıkçılık biyolojisi alanında, balık fizyolojisi üzerinde çalışan bilim adamlarından birçoklarının yaklaşık yüzyıldan beri, bu konu üzerine dikkat ve önemle eğildikleri bir gerçektir. Bazı balıklarda gözlenen üreme ile ilgili göçler (migrasyon), tıpkı bazı kuşlar gibi, belirli zamanlarda, hayati önemi büyük ve neslin devamı için, bir zorunluluk olarak yapılan göçlerdir. Bu göçler hangi amaçla olursa olsun iki yönde yapılır. Denizlerden...

    https://www.biyologlar.com/baliklarda-goclerle-ilgili-davranisi-kontrol-eden-faktorler
  • Bulaşıcı Hastalıkların Tarihçesi

    Bulaşıcı hastalıklar tıp alanında insan vücudu dışındaki canlılarla uğraşılan tek alandır. Hastalıklara neden olan başka bir canlının varlığıdır ve bu canlı bazen tek hücreli bir canlı olmasına ve insan vücudu dışında yaşayamayacak kadar zayıf olmasına rağmen dağ gibi insanları deyim yerinde ise devirebilmektedir (HIV/AIDS). Bazen bugünkü tanımlaması "gerçek anlamda canlı olmayan, sadece bir protein parçacığı olan" etkenler de hastalığa ve...

    https://www.biyologlar.com/bulasici-hastaliklarin-tarihcesi
  • Genetik Mühendisi

    Genetik mühendisliği, canlıların kalıtsal özelliklerinin değiştirilerek, onlara yeni işlevler kazandırılmasına yönelik araştırmalar yapan bilim alanıdır. Genetik mühendisleri, genlerin yalıtılması, çoğaltılması, farklı canlılaın genlerinin birleştirilmesi ya da genlerin bir canlıdan başka bir canlıya aktarılması gibi çalışmalarla uğraşırlar. Genetik mühendisliği bir meslek veya mühendislik dalı olmayıp genlerle yapılabilen manipülasyonlar...

    https://www.biyologlar.com/genetik-muhendisi
  • Bakteri ve Virüslerin Karşılaştırılması

    Bakteriler ve Virüsler Monera alemini oluşturan prokaryot canlıların en yaygın ve en çok bilinen grubu bakterilerdir. O kadar yaygındır ki bugün dünyamızda bakterinin bulunmadığı yer yoktur diyebiliriz. En çok organik atıkların bol bulunduğu yerlerde ve sularda yaşarlar. Bununla beraber, -90 0C buzullar içinde ve +80 0C kaplıcalarda yaşayabilen bakteri türleri de vardır. Hava ile ve su damlacıkları ile çok uzak mesafelere taşınabilirler. Deneysel olarak ilk defa...

    https://www.biyologlar.com/bakteri-ve-viruslerin-karsilastirilmasi
  • ATMOSFERİN OLUŞUMU VE EVRİM

    myö: Milyon Yıl Önce Kaynak: International Commission on Stratigraphy KAMBRİYEN ÖNCESİ: Hadeyan, Arkeyan, Proterozoik   "Kambriyen öncesi" yeryüzünün oluşumundan Kambriyene kadar geçen dört milyar yıllık zaman dilimidir. Yeryüzü tarihinin 7/8'lik bölümü, Kambriyen öncesinde geçer. Dünyanın yüzeyinin soğuyup, katılaşması, kıtasal levhaların, atmosferin ve okyanusların oluşması. Yaşamın jeobiyokimyasal süreçler sonucu ortaya çıkması, bakterilerin...

    https://www.biyologlar.com/atmosferin-olusumu-ve-evrim
  • Plastik Bakteriler

    Bir veya birkaç değişik molekülün yüzlerce veya binlercesinin zincir gibi birleşerek oluşturdukları büyük moleküllere polimer; polimerlerin sentetik olanlarına, yani insan eliyle üretilenlerine ise plastik adı verilir. Plastik, 1800’lü yıllarda keşfinden sonra, hızla artan kullanım alanlarıyla gündelik hayatın vazgeçilmezleri arasına katıldı. Ama öte yandan, işi bittiğinde hızla yok edilemediği için, çevre kirliliğinin artmasına sebep oldu. Plastik...

    https://www.biyologlar.com/plastik-bakteriler
  • Miller-Urey Deneyi

    Belkide günümüzde en çok yalanlanmaya çalışılan deney bu deneydir. Çünkü, ezici bir üstünlükle dört evre hipotezinin ilk maddesini açıklamaktadır. 1920 lerde Rusya’dan Oparin, ve İngiltere’den Haldane birbirlerinden bağımsız olarak, ilkin dünya koşullarının, ilkin atmosfer ve denizlerde bulunan inorganik öncül moleküllerden, organik bileşiklerin sentezlenmesini sağlayan kimyasal reaksiyonlar için elverişli olduğunu açıkladılar. 1953′te Stanley Miller...

    https://www.biyologlar.com/miller-urey-deneyi
  • Organik Molekül Sentezlenmesinde Diğer Görüşler

    Tüm bilim dünyası atmosferdeki inorganik molekkülerin kullanıldığını düşünmemektedir tabiki. İlk organik bileşiklerin oluşumu üzerine 2 görüş daha aktarmak istiyorum; 1. Dünyaya çarpan göktaşlarının taşıdığı organik moleküller: son yıllarda NASA ve pek çok kuruluş bu konuda detaylı araştırmalar yapmaktadır. Elde ettikleri sonuçlar, yaşamın başlangıcı için göktaşlarının büyük bir destek olduğu yönündedir. 2. Hidrotermal ventler: Bir kısım...

    https://www.biyologlar.com/organik-molekul-sentezlenmesinde-diger-gorusler
  • Dünyada Orman Alanları ve Tahribi

    Günümüz dünyasında Orman alanlarının tahribi ciddi boyutlara ulaşmış durumdadır. Özellikle 3. dünya ülkeleri tarafından yaygın olarak yapılmakta olan orman alanlarının tahribi, bu ülke insanların tek gelir kaynağı olmaktadır. 3. Dünya Ülkeleri; Orman ve orman kaynaklarını kısa dönemli ekonomik ilerleme kaynağı olarak gördüğünden, ormanlarını koruma adına gerekli koruyucu tedbirleri alamamaktadırlar. Ormanların yok edilmesi, yoksullara yakacak ve tarla...

    https://www.biyologlar.com/dunyada-orman-alanlari-ve-tahribi
  • Hayvanlarda Destek ve Hareket Sistemi

    I-Deri ve deriye bağlı oluşumlar A-Kemiksi yapılar:Kemiksi özellikler gösterir a-Kıkırdaklı balık pulları b-Kemikli balık pulları c-Sürüngen plakları d-Memeli dişleri(Kıkırdaklı balık pullarına homolog yapıdır) B-Boynuzumsu yapılar:Keratin yapılardır a-Bağa (Kaplumbağalarda) b-Boynuz c-Tüyler d-Kıllar e-Tırnak,Toynak,Pençe C-Deriye bağlı bezler: a-Yağ bezleri b)Ter bezleri c-Süt bezleri d)-Koku bezleri D-Derinin görevleri: a-Örtme ve...

    https://www.biyologlar.com/hayvanlarda-destek-ve-hareket-sistemi
  • Kuraklık ve Kuraklık Nedenleri

    Kuraklık; şiddetine göre toplumları her zaman endişelendiren bir olaydır. Ülkemiz, dünyanın yarı kurak bir bölgesindedir. Her yıl ülkemizin bazı yöreleri kuraklık yaşamakta, çok az bölgemizde ise kuraklık olmamaktadır. Aşağıdaki resim kuraklık ve sonuçları hakkında bizlere ders verecek niteliktedir. Yazımızın devamını okumadan önce, biraz bu resime bakıp düşünmenizi istiyoruz. Türkiye’de Kuraklık (Ülkemizde Kuraklık) Türkiye’de kuraklık sorunu...

    https://www.biyologlar.com/kuraklik-ve-kuraklik-nedenleri
  • Kelebekteki 30 milyon yıllık ışık teknolojisi

    LED olarak isimlendirilen ışık yayan diyotlar (tek yöne elektrik akımını ileten bir devre eleman), genellikle elektronik aygıtların göstergelerinde ve arabaların stop lambalarında aydınlatma amacıyla kullanılmaktadır. Ancak normal LED’lerden çıkan ışık ile düzgün bir şekilde aydınlatma yapılamaz. Bilim adamları bunun nedenini ışığın düşük verimle yayılması olarak açıklamaktadırlar. Çatalkuyruklular, doğu ve orta Afrika’da yaşayan bir kelebek...

    https://www.biyologlar.com/kelebekteki-30-milyon-yillik-isik-teknolojisi
  • Çevre Sorunlarının Oluşumu ve Yayılması

    Çevre Sorunlarının Oluşumu ve Yayılması

    Çevre sorunlarının gelişimine girmeden önce, dünyamızı ve ülkemizi tehdit eden bazı temel çevre sorunlarının üzerinde durmak gerekmektedir. Böylece, hem bu sorunların niteliği hem de bunlarla ilgili mevzuat ve bilincin gelişim tarihleri daha iyi izlenebilecektir. Aslında bu ayırımın kendisi dahi çevre sorunları gibi yenidir. Zira çevre sorunları ilk kez II. Dünya savaşı sonrası ortaya çıktığında, bunların son tahlilde sanayileşmenin bir sonucu olduğu ve...

    https://www.biyologlar.com/cevre-sorunlarinin-olusumu-ve-yayilmasi
  • Karıncalar Konuşarak Anlaşıyor

    Bir dahaki sefer, koşuşturan bir karınca ordusu görecek olursanız, onların verilen emirlere itaat ediyor olduklarını hatırlayın. Bilim adamları, böceklerin birbirleri ile konuştuğunu ve sanılından daha zeki olduklarını gösterdiler. Ayrıca, karıncaların bir mızrapa benzeyen vücut parçası ile karınlarında doğal olarak bulunan "çamaşır yıkama tahtası"na benzer yapıyı oğuşturarak iletişim kurduklarını keşfettiler. Bilim adamları, onlarca yıldır...

    https://www.biyologlar.com/karincalar-konusarak-anlasiyor
  • Nanoteknoloji ve Mikrodünyalardaki Yaratılış

    Nanoteknoloji ve Mikrodünyalardaki Yaratılış

    Teknoloji ilerledikçe kullandığımız araçların boyutları giderek küçülüyor. İlk bilgisayar bir oda kadar büyüktü. Önce bir çalışma masasının, sonra da dizlerin üstüne konabilecek kadar küçüldü.

    https://www.biyologlar.com/nanoteknoloji-ve-mikrodunyalardaki-yaratilis
  • Omurgalı Ve Omurgasız Hayvanlar Hakkında Ayrıntılı Bilgi

    Omurgalılarda kıkırdaktan, kemikten ya da her ikisinden oluşan ve hiçbir hayvan grubunda rastlanmayan bir iç iskelet sistemi vardır. Bu iskelet gelişim boyunca vücuda destek sağlayarak büyümenin sınırlarını genişletir. Bu nedenle omurgalıların çoğu, omurgasızlara göre daha iri yapılıdır. İskelet en ilkel türlerin dışında kafatası, omurga ile kol ve bacak uzantı çiftlerini kapsar. Omurga ile omurgaya bağlanan kol ve bacak kemikleri vücudu destekler.Hareket...

    https://www.biyologlar.com/omurgali-ve-omurgasiz-hayvanlar-hakkinda-ayrintili-bilgi
  • FORAMİNİFERLERİN GELİŞİMİ

    Foraminifer bugün dünyanın tüm okyanuslarında yaşamaktadırlar. İlk olarak yaklaşık 525 milyon yıl önceki kayaç kayıtlarında görülmüşlerdir. O zamandan bugüne kadar, foraminifer testlerinin boyutları, şekil ve yapıları önemli derecede değişmiştir. Foraminiferin yaşadığı zaman periyoduna ve şartlara bağlı olarak; testler, tek localı ya da çok localı, sağa veya sola sarılımlı, büyük veya küçük, küçük tanelerden veya CaCO3dan oluşabilir. Bilim...

    https://www.biyologlar.com/foraminiferlerin-gelisimi
  • Çeşitlilik açıklanıyor

    Darwin değişkenlerin nereden geldiğini söyleyememenin yanısıra yeni özelliklerin bir sonraki nesillerde nasıl yayıldığını da açıklayamadı. Yavrunun ebeveynlerin özelliklerinin karışımını aldığı karma kalıtıma (blending inheritance) inanıyordu. Ancak Darwin bile bu kuramın sorunlu olduğunu anlamıştı, çünkü eğer özellikler gerçekten karışmış olsaydı, herhangi nadir ve yeni bir özellik, bu özelliği taşımayan bireylerin nesiller boyu çoğalmasıyla...

    https://www.biyologlar.com/cesitlilik-aciklaniyor
  • Evrim bir kuram mı, olgu mu, yoksa bir yasa mıdır?

    Evrimin bir kuram1 mı yoksa bir olgu mu olduğu biyolojik literatürde sıkça rastlanan zor bir sorudur. Bunun nedeni "evrim" deyiminin iki ayrı anlamda kullanılabilmesidir. Birinci kullanım, "evrim olgusu", canlıların popülasyonlarında zamanla görülen ve olmuş olduğu belirgin "gözlemlenebilir" değişiklikler şeklinde yorumlanır. İkinci kullanım, "evrim kuramı", bu değişikliklerin hangi nedenlerle olageldiğinin günümüzdeki bilimsel açıklaması olan "çağdaş...

    https://www.biyologlar.com/evrim-bir-kuram-mi-olgu-mu-yoksa-bir-yasa-midir
  • Lamarck’ın (1744-1829) “Evrim Teorisi”

    Lamarck’ın (1744-1829) “Evrim Teorisi”denince akla gelen ile günümüzde Evrim Teorisi denilince anlaşılan arasında çok ciddi farklar vardır. Fakat, türlerin birbirlerinden değişerek oluştuklarını söyleyen detaylı bir biyolojik teoriyi ilk olarak ortaya koyma ayrıcalığı Lamarck’a aittir. O, uzun yıllar Linnaeus’u takip ederek türlerin sabitliği fikrini savundu. Ancak 56 yaşına geldiğinde (1800) evrimci fikirleri savunmaya başladı ve 1809’da, 65 yaşında,...

    https://www.biyologlar.com/lamarckin-1744-1829-evrim-teorisi
  • Asalak veya parazit nedir

    Asalak ya da parazit, bir canlıya bağımlı olarak yaşayabilen ve üzerinde yaşadığı canlıya zarar verebilen organizmalardır. Bu canlılardan kimileri mikroskobik boyutlardan erginlikte çok büyük boyutlara ulaşabilecek değişimlere sahip olabilirler. Bir asalak üzerinde yaşadığı canlının besinine ortak olarak yaşamını sürdürür. Besine ortak olması ise üzerinde yaşadığı canlının zayıf düşmesine ve hastalanmasına neden olur. Günümüzde bilinen birçok...

    https://www.biyologlar.com/asalak-veya-parazit-nedir
  • Heterotrof görüşü

    Heterotrof hipotezi’ne göre, ilk canlı heterotrof bir organizma olup, cansız maddelerin uzun bir “kimyasal evrim” geçirmesiyle meydana gelmiştir. Cansız maddelerin bir araya gelerek canlıları nasıl oluşturduğuna ait görüşler, Oparin ve Haldane gibi bazı bilim adamlarının hipotezlerine dayandırılmaktadır. Bu bilim adamları ilk atmosferde serbest oksijenin bulunmadığını, oksijenin su ve oksitlere bağlı olabileceğini iddia etmektedirler. Ayrıca ilk atmosferde...

    https://www.biyologlar.com/heterotrof-gorusu
  • Hemichordata

    Phylum(Şube):Chordata Subphylum (Altşube):Hemichordata Hemichordat kelimesi Latincede yarı anlamına gelen ‘Hemi’ ve iplik anlamına gelen‘Chorda’ kelimelerinden oluşur.Hemichord Hemichordata Sistematik Hemichordata Sistematik atlar kordalıların bir alt filumu olarakta kabul edilsede yapılan genetik çalışmalar sonucunda echinodermler’e yakın canlılar olduğu görülmüştür,diğer bir deyişle taksonomideki(sınıflandırmadaki) yerleri tartışmalıdır. ...

    https://www.biyologlar.com/hemichordata
  • Pogonophora

    Phylum(Şube):Chordata Subphylum(Altşube):Hemichordata Class(Sınıf): Pogonophora Ponophora sınıfı 1900’lü yıllarda Endonezya’da deniz dibi taramalarında keşfedilen canlılardır.100 metre ile 10.000 metre derinlikleri arasında yükseksıcaklık ve basınç altında yaşayabilen,solucana benzeyen ilginç hayvanlardır.R. Pachyptila ‘nın tentaküllerinde ortak bir yaşam sürdüren sülfür bakterileri sülfür bileşiklerini metabolize eder ve oluşan ürünleri R. Pachyptila...

    https://www.biyologlar.com/pogonophora
  • Ortak Yaşam Teorisi (Mitokondri Teorisi)

    “Mitokondri Teorisi” olarak da adlandırılan bu teori, Lynn Margulis tarafından ileri sürülmüştür. Bu görüş, Darwin’in rekabet ve kavgaya dayalı yaklaşımının yerine, “iş birliği ve ortak yaşam ile evrimin sağlandığı”nı esas alır. Margulis’e göre, organizmalar birbirlerine yardımcı olurlar. Güçlerini birleştirirler ve yalnız başlarına başaramayacaklarını, ortaklaşa başarırlar. Onun görüşüne göre, tipik bir hücrede ortalama iki bin...

    https://www.biyologlar.com/ortak-yasam-teorisi-mitokondri-teorisi
  • Hamilelikte parasetamol kullanımı erkek bebekte kısırlığa neden oluyor!

    Hamilelikte parasetamol kullanımı erkek bebekte kısırlığa neden oluyor!

    Gebelikte kadınların uzun süre parasetamol maddesi içeren ağrı kesiciler kullanmasının erkek bebeklerde kısırlık riskini artırabileceği ileri sürüldü. Science Translational Medicine Dergisinde yayımlanan ve farelerde yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, hamilelerde uzun süreli parasetamol kullanımının, erkek çocukların üreme sağlığını olumsuz etkiliyor. Edinburgh Üniversitesi’nde yapılan araştırmada parasetamolün yedi gün üst üste verilmesinin...

    https://www.biyologlar.com/hamilelikte-parasetamol-kullanimi-erkek-bebekte-kisirliga-neden-oluyor
  • Ahtapotun Yumurtadan Çıkış Anı  ve Ahtapotun Yumurtlaması

    Ahtapotun Yumurtadan Çıkış Anı ve Ahtapotun Yumurtlaması

    Ahtapotlar kabuksuz bir kafadan bacaklıdır. Kayalar üstünde kollarıyla sürünerek ve suyu hunisinden püskürterek hareket eder. Küçük türleri kayalık ve yarıklar arasında gizlenerek avlanır.

    https://www.biyologlar.com/ahtapotun-yumurtadan-cikis-ani-ve-ahtapotun-yumurtlamasi
  • Ahtapotlar Nasıl Renk Değiştirir?

    Ahtapotlar Nasıl Renk Değiştirir?

    Birçok hayvan kamuflaj yetenekleri sayesinde bulundukları yaşam ortamının rengini alarak kamufle olurlar

    https://www.biyologlar.com/ahtapotlar-nasil-renk-degistirir
  • Güneş Sisteminin Oluşumu ve Atmosferin Kısa Bir Tarihi

    Bu yazımızda sizlere kısaca Güneş sisteminin oluşumundan ve Dünya atmosferinin ilk oluşumundan günümüze kadar süre gelen tarihinden bahsetmek istiyoruz. Bu yazımızda Dünyanın ilkel atmosferinin nasıl tespit edildiğini, hangi gazlardan oluştuğunu ve nasıl değişim geçirdiğini daha iyi anlayacağınızı umuyoruz. Önce güneş sistemimizin nasıl meydana geldiğini anlamak için yazımıza başlayalım. Güneş Sistemi'nin Oluşumu Güneş sistemi, yaklaşık 4.57...

    https://www.biyologlar.com/gunes-sisteminin-olusumu-ve-atmosferin-kisa-bir-tarihi
  • Evrime bir kanıt: Reseptör G-Proteinleri

    Bu yazımızda, 2011 yılında bir proje olarak tamamlanmış reseptör G-Proteinleri projesinden bahsedeceğiz. Bu proje evrimsel bir kanıt olarak sunulmaktadır. Bir çoğumuzun yeni duyduğu bu terimi aslında birçok canlı türü hücrelerini dış katmanlardan koruyan hücre zarlarında milyonlarca yıldır kulanmaktadırlar. Birçok üniversiteden bilim adamlarının ortak yürüttüğü 100 canlı türünde yapılan çalışmada hücre zarların da yer alan reseptör G-Proteinlerinin...

    https://www.biyologlar.com/evrime-bir-kanit-reseptor-g-proteinleri
3WTURK CMS v8.1