Sifilizin - Treponema pallidum enfeksiyonu
Sifiliz, sadece insanda patojen olan Treponema pallidum subsp. pallidum‟un etken olduğu sistemik bir hastalıktır. Başlıca cinsel yolla bulaşır. Ayrıca anneden bebeğe ya da kan transfüzyonu ile de bulaşabilir. Tedavi edilmediği durumlarda ileri evreleri söz konusudur (1).
Sifiliz, cinsel yolla bulaşması nedeniyle halk sağlığını yakından ilgilendirmektedir. Enfeksiyöz evrelerde olguların erken tanısı ve tedavisi ile hastalığın yayılması azaltılabildiği için kontrol programlarında laboratuvar tanısı önem kazanmaktadır.
Hastalığın mikrobiyolojik tanısında etkenin mikroskopik olarak gösterilmesi mümkün olmakla birlikte, tanıda sıklıkla serolojik testler kullanılır. Serolojik testler tarama, klinik tanı ve doğrulama veya tedaviye yanıtı değerlendirmek amacıyla kullanılabilirler. Serolojik tanıda esas olan nontreponemal testlerle yapılan tarama ve ardından sonucun treponemal testlerle doğrulanmasıdır (1,2).
Sifiliz tanısında serolojik yöntemler, özellikle nontreponemal testler, klinik laboratuvarlarda en yaygın çalışılan testler arasındadır. Nitekim ülkemiz genelinde rutin mikrobiyoloji laboratuvar kapasitesinin mevcut durumunun incelendiği bir çalışmanın sonuçları da laboratuvarların (n=510) %62.1‟inde nontreponemal testlerin çalışıldığını, buna karşın treponemal testlerin laboratuvarların %15.1‟inde yapıldığını göstermiştir. Karanlık alan incelemesinin ise, ankete katılanlar arasında sadece bir laboratuvarda yapıldığı dikkati çekmektedir (3).
Sifiliz ülkemizde bildirimi zorunlu bir hastalıktır (4,5).
Bu UMS belgesinde, sifiliz tanısında asgari laboratuvar gerekleri ve sorumluluklar ile doğru ve güvenilir tanının prensip ve tekniklerine dair bir rehber verilmesi hedeflenmiştir.
Sifiliz hastalığının son 30 yılda tüm dünyada insidansında artış olmuş ve 2000‟li yıllarda halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmiştir (1).
Gelişmekte olan ülkelerde hemen her zaman yüksek insidansa sahip olmuştur. Gelişmiş ülkelerde sorun daha çok düşük sosyoekonomik çevrelerde, cinsel aktif gençler ve genç yetişkinler arasında belirginleşmektedir. Gelişmiş ülkelerde ayrıca homoseksüel (özellikle HIV+ olan) erkeklerde insidansın arttığı belirtilmektedir (1,2).
Cinsel yolla bulaşan diğer enfeksiyonlar için de geçerli olduğu gibi; sifilizin toplumda yayılma eğilimi HIV‟in yayılma eğiliminin bir göstergesi olarak kabul edilebilir (2).
Konjenital vakalara yol açması ve latent seyri, hastalığın sürveyansı için diğer önemli gerekçelerdir. Enfeksiyöz evredeki kişilerin erken tanısı ve tedavisi ile hastalığın yayılması, konjenital sifiliz ve geç dönem komplikasyonların morbiditesi azaltılabilir (1,2). Bu nedenle kontrol programlarında laboratuvar tanısı önem kazanmaktadır.
Treponema cinsi içinde insan patojeni olan 4 tür T. pallidium subsp. pallidum (sifiliz etkeni), T. pallidium subsp. pertenue (yaws etkeni), T. pallidium subsp. endemicum (endemik sifiliz etkeni) ve T. carateum (pinta etkeni) mevcuttur. Bu türler morfolojik ve antijenik olarak benzer oldukları için bulaşma yolları dahil epidemiyolojik ve klinik özellikler esas alınarak ayırt edilirler.
T. pallidium subsp. pallidum 0.1-0.5 x 5-20 μm boyutlarında bir spirokettir. Işık mikroskopu ile görülemez, Gram boyası ile boyanmaz. Kültürde üretilemez (6).
Sifilizde immün yanıt dış membran lipoproteinleri tarafından uyarılır. T. pallidum konakta bağlandığı lipit hücreleri in-vivo immünojen haline dönüştürür. Ġmmün yanıt özgül olan ve olmayan antikorların oluşumuyla gelişir. Özgül antitreponemal IgM yanıtı 2. hafta, IgG yanıtı ise 4. haftanın sonunda oluşur (6).
İmmün yanıt HIV enfeksiyonundan ve tedaviden etkilenir (gecikebilir, azalabilir, artabilir). Özgül olmayan antikor yanıtı ve IgM düzeyi etkin tedavi sonrası düşer. Özgül IgG yanıtı hayat boyu sürer (2,6).
Semptomların geliştiği dönemde antikor yanıtı mevcuttur. Primer evrede şankr oluşumundan 1-4 hafta sonra serum antikorlarının gelişmesi beklenir. Sekonder evre ve enfeksiyöz kabul edilen erken latent evrede (ilk 1 yıl) tüm serolojik testler reaktiftir. Geç latent dönemde ise nontreponemal testlerin düzeyi düşmeye başlar. Geç dönem sifilizi olan hastaların %30 kadarında nontreponemal
testler negatif, treponemal testler pozitiftir (2).
Genital ülser veya sekonder sifiliz evresi döküntülü lezyonlarından karanlık alan mikroskopisinde veya DFA ile mikroorganizmanın görülmesi mümkündür. Ancak tanıda sıklıkla serolojik testler kullanılır. Serolojik testler tarama, klinik tanı ve doğrulama veya tedaviye yanıtı değerlendirmek amacıyla kullanılabilirler.
Serolojik tanıda esas olan nontreponemal testlerle yapılan tarama ve ardından sonucun treponemal testlerle doğrulanmasıdır (8,9,10).
Sifiliz serolojik testlerinin kullanım endikasyonları şöyle sıralanabilir (1,2,11):
- Asemptomatik bireylerde (ör., gebeler)
- Cinsel yolla bulaşan enfeksiyon riski olan bireylerde
- Kan, organ/doku donörlerinde
- HIV ile enfekte kişilerde
- Genital ülser varlığında
- Kronik nörolojik hastalık varlığında
- Nontreponemal tarama testlerinde reaktif sonuç alındığında
- Enfeksiyonun aşamasını ve tedaviye yanıtı takip amacıyla.
Nörosifilizde BOS bulguları; total proteinde artış (50 mg/dL), mononükleer hücreartışı (>5 hücre/mL), VDRL pozitifliği olarak beklenir. VDRL pozitifliği oldukça özgüldür, negatifliği ise nörosifilizden uzaklaştırmamaktadır. Serum VDRL pozitifliği ile birliktelik beklenir. BOS FTA-ABS pozitifliği oldukça duyarlı ancak özgüllüğü düşüktür (8).
Konjenital sifiliz için, seropozitif anneden doğan bebek, anne son 4 haftada tedavi almamışsa değerlendirilmelidir. Bebeğin serumunda nontreponemal antikor titresi annenin 4 katı kadardır. Özgül IgM varlığı tanıda yardımcıdır. Bebeğin serumunda IgG varlığı 12. aya dek sürmektedir (8,12).
Kaynaklar:
1 Tramont EC. Treponema pallidum (Syphilis). In: Mandell GL, Bennett JE, Dolin R (eds). Principles and Practice of Infectious Diseases, 7th ed., Churchill Livingstone Elsevier, Philadelphia. 2010.
2 Centers for Disease Control and Prevention. Sexually transmitted diseases treatment guidelines. MMWR 2010;59 (RR-12):26-40.
3 T.C. Sağlık Bakanlığı (Bulaşıcı Hastalıkların Sürveyansı ve Kontrolü Projesi TR0802.16-01 Avrupa Birliği ve Dünya Bankası desteği ile) (Akbaş E, Pr Danışmanı). Türkiye‟de Bulaşıcı Hastalıkların Tanısında Mikrobiyoloji Laboratuvar Kapasitesi Mevcut Durum Değerlendirmesi: Anket - LabKap2012. XXXV. Türk Mikrobiyoloji Kongresi, Kuşadası, 4 Kasım 2012.
4 Bulaşıcı Hastalıklar Sürveyans ve Kontrol Esasları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik. Resmi Gazete; 02.04.2011 – 27893. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/04/20110402-3.htm (son erişim tarihi: 06.01.2014)
5 Bulaşıcı Hastalıkların Ġhbarı ve Bildirim Sistemi, Standart Tanı, Sürveyans ve Laboratuvar Rehberi, Sağlık Bakanlığı Ankara. 2004. http://www.shsm.gov.tr/public/documents/legislation/bhkp/asi/bhibs/BulHastBilSistStanSurveLabReh.pdf (son erişim tarihi: 18.12.2013)
6 Radolf JD, Pillay A, Cox DL. Treponema and Brachyspira, human host-associated spirochetes. In: Versalovic J, Carroll KC, Funke G, Jorgensen JH, Landry ML, Warnock DW (eds). Manual of Clinical Microbiology, 10th ed., ASM Press, Washington D.C. 2011, p. 941-963.
7 Zanto SN. Changing algorithms in syphilis laboratory diagnosis. Clinical Microbiology Newsletter 2010;32(8):59-64.
8 Pope V. Laboratory diagnosis of syphilis, introduction. In: Garcia LS, Isenberg D (eds). Clinical Microbiology Procedures Handbook, 3rd ed., ASM Press, Washington D.C. 2010, p. 11.5.1.1 - 4
9 Tucker JD, Bu Jin, Brown LB et al. Accelerating worldwide syphilis screening through rapid testing: a systematic review. The Lancet Infect Dis 2010:10:381-386
10 Pope V. Laboratory diagnosis of syphilis, direct fluorescent-antibody test for Treponema pallidum. In: Garcia LS, Isenberg D (eds). Clinical Microbiology Procedures Handbook, 3rd ed., ASM Press, Washington D.C. 2010, p. 11.5.2.1 - 2
11 Hicks CB. Diagnostic testing for syphilis. UpToDate, Nisan 2012. www.uptodate.com/contents/diagnostic-testing-for-syphilis (son erişim tarihi: 20.12.2013)
12 Herremans T, Kortbeek L, Notermans DW. A review of diagnostic tests for congenital syphilis in newborns. Eur J Clin Microbiol Infect Dis 2010;29:495-501
Ulusal Mikrobiyoloji Standartları Bakteriyoloji / Mikrobiyolojik Tanımlama / B-MT-18 / Sürüm: 1.1 / 01.01.2015
Mikrobiyoloji
-
Antibiyotiklerin Etki Mekanizmaları Nelerdir?
-
Azot oksit
-
Petri Kutusunda Agarlı Besiyeri Hazırlanması
-
Tüpde Agarlı Besiyerlerinin Hazırlanması
-
Besiyeri Hazırlarken Dikkat Edilecek Hususlar Nelerdir ?
-
Dehidre Besiyerleri Nedir?
-
Besiyerinin Sahip Olması Gereken Özellikler
-
Besiyeri hazırlanmasında kullanılan maddeler nelerdir ?
-
Besiyerlerin Sınıflandırılması Nasıl Yapılır ?
-
Besiyerinin Tanımı ve Kullanım Amaçları Nelerdir ?
-
Pseudomonas Cinsine ait Türler
-
Veba - Yersinia Pestis
-
Tularemi - Francisella tularensis
-
Şarbon - Bacillus anthracis Enfeksiyonu
-
Bruselloz - Brucella spp