Sıcaklığın ( Temperatürün ) Canlı Organizmalar Üzerine Etkisi
Temperatürün Canlı Organizmalar Üzerine Etkisi
Organizmaların hayatiyetlerini devam ettirebildikleri temparatür hudutları genel olarak her canlıya göre değişmektedir. Canlılar için öneme haiz olan üç ayrı temparatür hududu mevcuttur.
Minimum Temperatür
Canlı dokular, ekseriyetle yavaş donma ile teşekkül eden buz kristallerinin yarattığı hacim artışından dolayı parçalanır ve deforme olurlar.
Diğer taraftan, teşekkül eden buz kristalleri donma esnasında etraflarındaki suyu da absorbe ettiklerinden aynı zamanda dokularda bir kurumaya sebep olurlar. Bu genel kaide içersinde iki istisnai durum mevcuttur.
Bazı organizmalar donmaya karşı mukavemet gösterebilirler Örneğin; Yeşil Alg'lerden Chlorella hiç zarar görmeden (-182°C) de 1 saat balıklardan Dallia pectoralis (-20°C) de 40 dakika yaşayabilirler.
Birçok organizmalar dokularının donmasından veya yüksek ısı etkisiyle zarar görmesinden çok önce ölürler. Şu halde, Arktik balıkların çok zaman 10°C ye ulaşan sularda; Tropik balıkların çoğu ise, ılıman soğuk bölgelerde tehlike altına girmiş olabilirler.
CLARKE (1954) kimyasal reaksiyonların çoğunun temparatür düşmesiyle yavaşladığını ve hatta durduğunu ileri sürmektedir. Şüphesiz ki, canlıda her kimyasal reaksiyonun duruşu bir ölümle sonuçlanır. Bununla beraber, bir organizmada rol oynayan çeşitli olaylar farklı temparatür değerlerinde durur. Bütün canlılık reaksiyonları için biyolojik sıfır mevcut değildir. Buna göre bir organizmanın aktif olarak yaşayabildiği en düşük temparatür Minumum Temperatür olarak isimlendirilir.
Tedrici bir temparatür düşüşü organizmayı Hibernasyon denilen yavaşlamış bir hayata sürükler. Şayet bu uyuşukluk devresi çok uzun sürmez ve temparatür de çok fazla düşmez ise, organizma tedrici ısındıktan sonra tekrar aktif hayatına dönebilir.
Maksimum Temperatür
Bir organizmanın aktif olarak yaşayabildiği ve hayatini devam ettirebildiği en yüksek temparatüre Maksimum Temperatür adı verilir. Organizma, temparatürünün tedricen çok yüksek değerlere çıkmasıyla da hibernasyona çok benzer şekilde bir uyuşukluk (Estivasyon) periyoduna girebilir. Şayet temparatür yükselmesi çok aşırı olmazsa ve bu yüksek temparatürün etkisinde organizma uzun süre kalmazsa, tedrici düşmesi ile canlının yeniden aktif hayata geçmesi mümkün olur, minimum ve maksimum değerler arasında kalan temparatür hudutlarına Ekstrem Temperatür adı verilir.
Optimum Temperatür
Her organizma kendine özgü temparatür hudutları içersinde aktif hayatini devam ettirebilirse de gelişiminin en ideal bir tarzda gerçekleştiği bir temparatür mevcuttur. Optimum temparatür olarak isimlendirilen bu değer genellikle maksimal temparatür değerine yakın olarak görülür, örneğin, Sazangillerin ekserisinde maksimal temparatür 30°C civarında olduğu halde, optimal temparatür de oldukça yüksek olup 20-28°C ler arasındadır. Görüldüğü gibi en iyi gelişmeyi sağlayan temperatür daima yüksek değerlerde bulunmaktadır. Zira metabolik faaliyetler, belli sınırları aşmamak şartı ile temparatür arttıkça hızlanırlar. Örneğin, temparatür 10°C artar ise, metabolik faaliyetlerin hızı da 2-3 katı artar.
Genel Biyoloji
-
Protista Alemi ve Genel Özellikleri
-
Hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar
-
Ses Nedir ? Ses Nasıl Oluşur?
-
Kültürü Yapılan Fitoplankton Türleri Nelerdir?
-
Apoptoz: Programlı Hücre Ölümü Nedir?
-
Ribozom ve Protein Sentezi
-
Mikrotübüller ve İplikçikler
-
Hücre Zarları
-
Lipid Çift-Katmanın Keşfi
-
Biyoreaktör
-
Telomerler ve İnsan Telomerinin Kristalik Yapısı
-
Hücre Biyolojisinin Tarihsel Gelişimi
-
Hücre biyolojisi nedir ?
-
Biyolojik Çeşitlilik Nedir ?
-
Sinir Sistemi Yapısında Bulunan Hücre Tipleri ve Özellikleri Nelerdir?