Küçük Akbaba, 7.5 Ayda 20,000 Km Yol Katetti
KuzeyDoğa Derneği, Ağustos 2012’de Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün sağladığı vericiler ve Utah Üniversitesi’nin desteğiyle dünyada nesli tehlike altında olan (Endangered) küçük akbabalara (Neophron percnopterus) Türkiye’de ilk defa uydu vericisi takarak saat saat takibe almayı başardı.
Küçük akbabaların zorlu Afrika göç yolculuğu bitti ve üç akbabadan IĞDIR, 22 Eylül’de ayrıldığı Tuzluca’daki Aras Nehri Kuş Cenneti’ne 5 Nisan’da geri döndü. Ancak göç esnasında birçok tehlike atlatan küçük akbabaların bu sefer de üreme alanları Kars-Iğdır Aras Nehri Kuş Cenneti barajla yok olma tehlikesi altında. Türkiye’deki kuş türleri arasında dünya çapında soyu en hızlı tehlikeye girmiş tür olan küçük akbabalar, bir darbe de Türkiye’den yiyerek bir daha geri geldiklerinde yaşam alanlarını sular altında bulabilirler.
Proje lideri, KuzeyDoğa Derneği Başkanı ve Utah Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağan H. Şekercioğlu şunları söyledi:
“KuzeyDoğa Derneği Bilim Koordinatörü Uzman Biyolog Emrah Çoban ve dernek gönüllüleri tarafından Ağustos 2012’de Iğdır'ın Tuzluca ilçesinde yakalanarak uydu vericisi takılan ARPAÇAY, ARAS VE IĞDIR isimli küçük akbabaların sadece biri ilkbahar göçünü tamamlayarak doğduğu Iğdır’ın Tuzluca ilçesine geri dönebildi. 23 Ağustos-5 Nisan arası 20,000 km'den fazla yol yapan IĞDIR isimli küçük akbaba, Ekim-Mart aylarını Iğdır’dan 2500 km uzaktaki Etiyopya’nın Hergele şehri ile Etiyopya-Somali sınırı arasında, Aras Nehri’ni çevreleyen bozkırı andıran akarsu kenarındaki kurak bozkırlarda geçirdi. 20,000 km, dünyanın çevresinin yarısına denk bir mesafe. Vericilerin saat başı GPS noktası kaydettiği ve genellikle bir akbabanın her iki nokta arasındaki en kısa mesafeden daha uzun bir mesafe kat ettiği düşünülürse, Iğdır'ın esasında bu 7.5 ayda 25,000 ila 30,000 km arasında yol aldığını düşünüyoruz.
22 Eylül-2 Ekim arasında Türkiye’den Etiyopya’ya 4500 km kat ederek sadece 10 günde ulaşan IĞDIR, ilkbaharda da benzer bir performans göstererek, 2 Nisan’da Türkiye’ye ve 5 Nisan’da Tuzluca’ya ulaştı. En etkileyicisi de, verici takılan küçük akbabaların en yaşlısı ve tecrübelisi olan IĞDIR’ın, sonbahar ve ilkbahar göçlerinin neredeyse aynı güzergahı takip etmesi. Akbabaların göç etmek için sıcak hava termallerine ihtiyaç duyduğu ve kötü hava şartlarının rotalarını tamamıyla değiştirebildiği düşünülürse, IĞDIR’ın bu mükemmel yön güdüsü daha da iyi anlaşılabilir. IĞDIR göçü esnasında saatte 59 km hıza ve 31 Mart’ta deniz seviyesinden 7970 metre gibi muazzam bir yüksekliğe ulaştı.
Akbabaların en genci ve tecrübesizi ARAS ise sonbahar göçünü yaklaşık 2 kat daha uzun bir sürede tamamladı. Ekim-Aralık ayını Yemen’de geçiren ARAS, Aralık sonu Etiyopya’ya geçerek, 8 Mart’a kadar başkent Addis Ababa’nın 4 saat kuzeydoğusundaki bozkırlarda kaldı. 8 Mart’a kadar en az 13,437 km kat eden ARAS’tan, o zamandan bu yana uydu sinyali alınamıyor. Ümit edilen, Aras’ın uydu vericisinin bozulduğu ama ARAS’ın halen sağ olduğu.
Maalesef, ARPAÇAY isimli akbabamız, sadece 2034 km kat ettikten sonra, daha göçünün başında iken, Irak'ın Necef ilindeki El-Jawasm köyünde ölü bulundu. 28 Eylül’de son sinyal gelen akbabanın koordinatlarını emaillediğimiz Irak Nature Derneği, büyük profesyonellikle emailimizden sadece 48 saat sonra alana gidip akbabanın vericisini bularak, daha sonra 4000 dolarlık bu vericiyi İstanbul’da bize teslim etti. http://www.natureiraq.org/site/en/node/446
Küçük akbabalar, göçleri boyunca Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Suriye, Iran, Irak, Ürdün, Suudi Arabistan, Yemen, Eritrea, Cibuti, Etiyopya, Kenya ve Somali olmak üzere 14 ülkeyi ziyaret etti.
Türkiye’de ilk kez verici takılan 3 küçük akbabadan sadece birinin geri dönebilmesi, sayıları gün geçtikçe azalan bu muhteşem kuşların küresel çapta yok olma tehlikesinde altında olmalarının en somut örneğidir. 37 yaşına kadar yaşabilen bu kuşlardan kaybettiğimiz Aras ve Arpaçay, daha hayatlarının ilk yıllarındaydı. Sadece bir kuşun geri dönmesi, bu tip bilimsel çalışmalarda en az 10 kuşa verici takılmasının da önemini bir kez daha gösterdi. Daha fazla kuşa verici takılması, göç yollarının, kışlama ve üreme alanlarının çok daha iyi anlaşılması ve korunması demek olacaktır.
Yaşam alanlarının yok edilmesi, bilinçli ve kazara zehirlenme, vurulma, yuvalarının tahribi ve tacizi, elektrik telleri ve rüzgâr türbinlerine çarpma, leşleriyle beslendikleri yaban hayvanlarının yok olması gibi birçok tehdit sonucu sayıları hızla azalan küçük akbabaların zorlu hayatları her geçen gün daha riskli hale geliyor. KuzeyDoğa Derneği olarak 24’ü soyu tükenme tehlikesi altında olan 240 kuş türünü (Türkiye’deki kuş türlerinin çoğu) ve Türkiye kara hayvanı türlerinin %40’ını tespit ettiğimiz Aras Nehri Kuş Cenneti’ne yapılması planlanan baraj, küçük akbabaların Türkiye'de üredikleri ve beslendikleri en önemli alanlardan birini sular altında bırakacaktır. Belki de seneye geldiklerinde üredikleri, beslendikleri bu alanı bulamayacaklar. Zorlu göç yolculuklarını tamamlasalar bile, devamını getiremeyecekler. Çevre kanunlarımıza göre, Küresel tehlikede olan kuş, memeli ve sürüngen türlerini barındıran Aras Nehri Kuş Cenneti’ni korumak mecburiyetindeyiz. Bu alanı korumak için www.change.org/araskuscenneti adresine girip, destek verilmesi gerekiyor. İmza kampanyası ilk ayında 6000 kişiyi geçti. Ancak alanı korumak için sesimizi daha fazla duyurmak zorundayız.”
Küçük akbaba (Neophron percnopterus) ülkemizde görülen dört tür akbabadan en küçüğü ve dünya çapında soyu en tehlikede olanıdır. Hayvan leşleri, çöpler, diğer kuşların yumurtaları, ufak omurgalılar ve küçük böceklerle beslenir. Hindistan’da kullanılan diklofenak ve ketoprofen içerikli ilaçlardan kaynaklanan zehirlenmeden dolayı, dünyadaki nüfusu hızla düşen küçük akbaba ülkemizde hala düzenli olarak üremektedir. Kars ve Iğdır illerindeki Arpaçay kanyonu ve Aras vadisi küçük akbabanın Doğu Anadolu bölgesindeki önemli yaşama alanları arasındadır. Ancak bu alanların ikisinin de herhangi bir koruma statüsü bulunmamaktadır.
Küçük akbabaların küresel ölçekteki koruma durumları, 2007 yılında En Az Endişe (Least Concern) seviyesinden dünya çapında Tehlikede (Endangered) seviyesine düşmüştür. Bu şekilde, dünyadaki 10,000 kuş türü arasında bir yıl içerisinde Dünya Soyu Tehlikede Türler Listesinde üç basamak düşen sadece birkaç türden biri olmuşlardır. Daha da önemlisi, küçük akbaba Türkiye’deki tüm kuş türleri arasında durumu küresel boyutta en hızla kötüye giden kuş türüdür.
Erişkinlerinin beyaz tüyleri ve sarı yüzleriyle en çarpıcı akbaba türü olan küçük akbabaların maalesef Hindistan, Avrupa ve Afrika’da son yıllarda sayıları hızla düşmektedir. Leşleriyle beslendikleri evcil hayvanlara verilen ilaçlar, akbabaların dokularında birikerek böbrek yetmezliğine yol açmaktadır. Bunun dışında, doğanın çöpçüleri olan bu önemli canlılar kurşun zehirlenmesi, bilinçli zehirlenme, vurulma, yuvalarının tahribi ve tacizi, elektrik telleri ve rüzgâr türbinlerine çarpma, leşleriyle beslendikleri yaban hayvanlarının yok olması ve doğal yaşam alanlarının yok olması gibi birçok tehdit sonucu hızla azalmaktadır. Dünya nüfusları 21,900 ila 30,000 birey arasında olan küçük akbabaların son 42 yılda Avrupa nüfusları, son 8 yılda ise Balkanlardaki sayıları yarıya inmiştir. Avrupa’da geleneksel hayvancılığın çok azalması, doğada ölü evcil hayvanların ortadan kalkması, açık mezbaha ve açık çöplüklerin kapatılması, yaban hayvanlarının da azalmasına eklenince, birçok bölgede akbabalar ciddi besin sıkıntısı çekmektedir. Bu yüzden KuzeyDoğa Derneği 2009 yılında, Iğdır Çevre ve Orman İl Müdürlüğü’nün desteği ve arazi tahsisi ile Iğdır Yeşil Kuşak Ormanı’nın ağaçlandırılmamış arazisinde Türkiye’nin ilk akbaba lokantasını kurmuştur. Bu alana bırakılan kasap atıkları ve yolda ölen hayvan leşleriyle beslenmeye gelen akbabalar, aynı zamanda doğa fotoğrafçıları ve diğer doğa turistlerini de bölgeye çekebilir. Hâlihazırda Türkiye’den Bulgaristan’daki akbaba lokantasına doğa fotoğrafçılığı ve kuş gözlem turları düzenlenmektedir. Ama gerekli destek verilmediği için Iğdır’daki Türkiye’nin ilk akbaba lokantasının geleceği meçhuldür.
Bu türün yuvaladığı Arpaçay Kanyonu ve Aras Nehri Kuş Cenneti’nin herhangi bir koruma statüsü yoktur. Bu alanların ve buradaki yuvaların korunması ve Iğdır’daki Türkiye’nin ilk akbaba lokantasının tekrar faaliyete geçirilerek akbabalara besin sağlanması, küçük akbaba ve bölgedeki diğer üç akbaba türünün korunması ve yaşatılması için çok önemlidir.
Zooloji Haberleri
-
Hayvan Toplulukları Bize Yaşlanma Hakkında Neler Öğretebilir?
-
Peru'da 'Damla Başlı' Yayın Balığı Keşfedildi.
-
Uçma Yeteneğini Kaybetmiş Bir Papağan: Kakapo "Strigops habroptilus"
-
Kanguru sıçanları hakkında bilgi
-
Hayvanlar da İnsanlar Gibi İkiz, doğurabilir mi?
-
Dünyanın bilinen en yaşlı yabani kuşu 74 yaşında tekrar anne olma yolunda ilerliyor.
-
Dünyanın En Büyük Solucan Kertenkelesi 47 Milyon Yıl Önce Yaşadı
-
16 Milyon Yıllık Yaprak Arısı Fosili, Türünün İlk Örneği Oldu
-
Zehirli kuş var mıdır? Zehirli kuş türleri nelerdir?
-
Etiyopya kurtları hakkında geniş bildi ve Etiyopya kurtlarının sistematiği
-
Bazı etobur hayvanlar zaman zaman bitki ile beslenebilirler
-
Uruba lugens bu ilginç canlının özellikleri nelerdir?
-
Hayvanlar Aleminde Alfa Erkek Kavramı
-
Bilim İnsanları Venezuela'da Yeni Bir Kertenkele Türü Keşfetti
-
Siyah penguenle tanışın