Kromofil Hücreler
A- Asidofiller (Alfa hücreleri): Toplam hücrelerin %40’ını oluşturur. İyi şekilde boyanabilen asidofiller normal preparatlarda kolaylıkla tanınırlar. Kromofoblardan daha büyük olup (14-20 mikron) hücre sınırları belirgindir. Sitoplazmalarında oldukça fazla bulunan küçük özel granülleri pek çok asidik boyalarla (eozin, asit fuksin, orange G ve azokarmin gibi) ile boyanabilirler. Seçici boyama metodları ve immunositokimya ile iki tip asidofil ayırt edilir.
1- Somatotroplar: Parankimal hücrelerin %50’sini oluştururlar. Sıklıkla gruplar halinde görülen bu asidofiller büyüme hormonu ( GH veya Somatotropin) salgılarlar. Dolayısı ile somatotroplar olarak adlandırılırlar. Elektron mikroskobide bu hücrelerin oldukça gelişmiş granüler endoplazmik retikülüme sahip oldukları görülür. Sitoplazmalarında 300-350 nm kadar çapa sahip çok sayıda elektron dens granül bulunur. Somatotropin özellikle kemik epifizlerine etki ederek genel vücut büyümesini sitimüle eder. Hipofizektomi sonucunda büyümede durma görülür ki hormon verilmesi ile büyüme normale dönebilir. Somatotropin salgılanmasında azalma hayvanlarda cüceliğe (dwarfism) ve anterior lobun bazı tümörlerinde olduğu gibi, aşırı salgılanması da çocuklarda devliğe (gigantism) neden olur. Eğer aşırı salgılanma epifiziyal disklerin kapanmasından sonra görülürse akromegali (kemiklerde kalınlaşma, el ve ayak ve çene kemiklerinde genişleme) denilen durum meydana gelir. Büyüme hormonu salgılatıcı hormon (GHRH) ve mideden izole edilen Ghrelin somatotroplardan GH salınımını stimüle ederken, Somatostatin GH salınımını inhibe eder.
2- Mammotroplar (Laktotroplar): Parankimal hücrelerin %15-20’sini oluşturur. Asidofil olan mammotroplar parankimal kordonlar içerisinde dağılmışlardır. Pars distalisin posterolateral bölgelerinde yaygın olarak bulunurlar. Gebelik sırasında ve gebelikten sonra sayıları büyük oranda artar. Sitoplazmalarında 550-600 nm çapında düzensiz granüller bulunur. Bu granüller somatotroplardaki granüllerden daha büyük çaplıdırlar. Bu hücreler Laktogenic hormonu (prolaktin, luteotropik hormon veya LTH) salgılar. LTH gebelikten sonra süt salgılanmasını başlatır ve devam ettirir. Ayrıca ovaryumda korpus luteumu stimüle ederek progesteronun salgılanmasını sağlar. Prolaktin salınımı dopaminin inhibitör kontrolü altındadır. Ayrıca tirotropin salgılatıcı hormon (TRH) ve vazoaktif inhibitör peptid (VIP) prolaktin sentez ve salınımını stimüle eder.
B-Bazofiller (Beta hücreleri) : Toplam hücrelerin % 10’unu oluştururlar. 15-25 mikron arasında değişen bir çapa sahip olan bu hücreler, asidofillerden daha büyüktürler. Granülleri asidofil hücre granüllerinden daha az ve daha küçüktür (150-200 nm). Bu hücreler hematoksilen ile çok zayıf boyanır, fakat metilen mavisi ile koyu boyanırlar. Bazofiller en iyi PAS tekniği ile gösterilirler. Sekresyon granülleri içerisinde mevcut olan glikoproteinlerden dolayı kuvvetli PAS (+) dirler. 3 tip bazofil ayırt edilir;
1- Tirotroplar
2- Gonadotroplar
3- Kortikotroplar
1- Tirotroplar: Parankimal hücrelerin %5’ini oluşturur. Bu hücreler tirotropik hormonu (Tiroid sitimüle edici hormon, TSH) salgılarlar. TSH, tiroglobulin ve tiroid hormonlarınının salınımını stimüle eder. TSH salınımı prolaktin salınımını da kontrol eden tirotropin salgılatıcı hormon (TRH) ile kontrol edilir. Hücreler nisbeten büyük olup özellikle periferde konsantre olan pek çok granüllere sahiptir. Granüller dens ve küçük olup çapları 100-150 nm arasında değişir. TSH, tiroid hormonunun sentez ve salınımını stimüle eden glikoprotein yapısında bir hormondur. Hipofizektomi sonucunda tiroid atrofisi görülür ve hormon özü verilerek bu durum düzeltilebilir. Normal hayvanlarda TSH dışardan verildiğinde hipertiroidizmin bütün semptomları ortaya çıkar. Tiroidektomi sonucunda pars distalis içerisinde bazofil yüzdesinde artma meydana gelir.
2- Gonadotroplar: Parankimal hücrelerin %10’unu oluşturur. Bu hücreler iki tip hormon salgılar;
a- Follikül stimüle edici hormon (FSH)
b- Luteinleştirici hormon (LH)
Bugün bu iki hormonun iki ayrı hücre tarafından mı yoksa tek bir hücre tarafından mı salgılandığı tam olarak bilinmemektedir. Hücreler büyük sferikal şekilli olup, iyi gelişmiş Golgi apparatusa ve yaygın granüler endoplazmik retikülüme sahiptir. Granüler endoplazmik retikülüm yoğun halde bulunur. Sekresyon granülleri oldukça fazladır ve çapları 200-300 nm arasında değişir. Bu hücreler genellikle sinuzoidlere yakın yerleşimli olarak bulunurlar. FSH dişide ovaryan folliküllerin büyümesini teşvik eder; erkekte ise testislerde seminiferöz epiteldeki Sertoli hücreleri tarafından androjen bağlayıcı protein (ABP) sentezini sitümüle eder ve bunun sonucunda spermatogenezis ilerler. Dişide, FSH genellikle LH ile birlikte etki eder ve folliküllerin son olgunlaşması, ovulasyon ve koprus luteum şekillenmesi sağlanır. Hipofizektomi sonucu gonadlarda atrofi görülür. FSH verilmekle semptomlar hemen hemen normale dönebilir, fakat tam iyileşmenin olabilmesi için FSH’a ek olarak bir miktar LH’nın de verilmesi gereklidir. LH tek başına hipofizektomi uygulanan hayvan ovaryumunda bir etkiye sahip değildir, yalnızca folliküllerin FSH ile sitimülasyonundan sonra etkide bulunur. Yırtılmış (rüptüre olmuş) folliküllerin korpus luteum haline dönüşmesi için LH şarttır. Erkeklerde luteinleştirici hormona interstisyel hücre sitimüle edici hormon (ICSH) da denir. Bu hormon interstisyel hücreleri (Leydig hücrelerini) stimüle ederek androgenlerin (testosteron) salgılanmasını sağlar. Testosteron sperm olgunlaşması, yardımcı üreme organlarının fonksiyonu ile sekonder seks karakterlerinin gelişimi ve devamı için gereklidir. Etki FSH verilmekle arttırılabilir. Kastrasyondan sonra, sıçan hipofizinde gonadotropik hormonlar artar ve bazofil hücreler büyüyerek vakuollü görünüm kazanırlar, bu hücrelere kastrasyon hücreleri denir. FSH ve LH salınımı hipotalamusta üretilen gonadotropin salgılatıcı hormon (GnRH) tarafından regüle edilir.
3- Kortikotroplar: Parankimal hücrelerin %15-20’sini oluşturur. Sitoplazmalarında 200 nm çapında granüller içeren geniş bazofillerdir. Eksentrik yerleşimli indentasyonlu bir çekirdek içerirler. Ayrıca sitoplazmada iyi gelişmiş bir Golgi kompleksi ve dağınık halde endoplazmik retikülüm bulunur. Pars distalisin ön orta kısmı boyunca yerleşmişlerdir. Kortikotroplar andrenokortikotropik hormon (ACTH), lipotropik hormon (LPH), melanosit stimulan hormon (MSH), β-endorfin ve enkepalin prokürsörü olan proopiomelanocortin (POMC) sentezler. ACTH suprarenal korteksin büyümesini ve zona fasikülata ile zona retikülaristen glukokortikoidlerin sekresyonunu aktive eder. Hipotalamus tarafından üretilen kortikotropin salgılatıcı hormon (CRH) ACTH salınımını regüle eder. İnsanda LPH’ın fonksiyonu henüz belirlenememiştir.
Hipofiz bezinin anterior lobunda hormon üreten bu 5 tip hücreye ek olarak follkülo-stellat hücreler de yer almaktadır. Hormon üretmeyen, yıldız şekilli hücreler olan follikülo-stellat hücreleri, bir follikülo-stellat ağ oluşturarak gab junctionlar yoluyla pars tuberalisten pars distalise sinyal iletimini sağlamakta ve böylelikle hormon salınımını regüle etmektedir.
Histoloji
-
Endosülfan ve okratoksin-A’nın birlikte sıçanlarda toksisitesi: histopatolojik değişiklikleri
-
Histoloji Pdf Ders Notları
-
DEKALSİFİYE EDİLMEMİŞ KESİTLERİN HAZIRLANIŞI
-
DEKALSİFİKASYONU TEST ETMEK
-
KELATLAMA AJANLARI
-
ELEKTROLİTİK DEKALSİFİKASYON
-
ASİT DEKALSİFİKASYON SIVILARI
-
Histopatoloji nedir ?
-
KEMİK DOKUSU VE DEKALSİFİKASYON
-
MSS’DE DEJENERE MİYELİNİN GÖSTERİMİ
-
MARKSCHE’DEN BOYASI (Spielmayer, Benda)
-
MSS‘DE MİYELİNİN GÖSTERİMİ
-
KARIŞIK OLAN TEKNİK
-
BİELSCHOWSKY TEKNİĞİ
-
GÜMÜŞ ÇÖKTÜRME YÖNTEMLERİ