KARACİĞER VE YAĞ DOKUDA METABOLİK OLAYLAR
Karaciğer Karaciğer insanda en büyük organdır, 1400-1600 g ağırlığındadır. Karaciğerin fonksiyonel ünitesi lobüldür. Bir lobül, horizontal kesitte altı köşeli görülür; merkezde bir santral ven vardır:
Karaciğerin poligonal şekilli parankim hücreleri santral venden (CV) lobülün çevresine doğru her doğrultuda kordlar (LC) şeklinde yayılmışlardır. Bu kordların içinde duvarları karaciğer hücreleri tarafından oluşturulan tüp boşluklar halinde safra kanalikülleri (BC) bulunur. Safra kanalikülleri lobülün dışına doğru yayılırlar ve lobüller arasında safra kanallarına (BD) bağlanırlar
Lobülün çevresinden içeriye doğru portal venin (PV) ve hepatik arterin (HA) küçük dalları yayılarak sinüzoid (S) denen genişlemiş kapillerlere ulaşırlar. Sinüzoidler, karaciğer parankim hücre dizilerinin oluşturduğu kordları bir birinden ayırırlar. Sinüzoidlerin içinden akan kan santral vene (CV) boşalır. Santral venler bir biriyle birleşerek hepatik venlerin sublobüler dallarını oluştururlar. Hepatik venler de vena kava inferiora karışırlar.Karaciğerde sinüzoidlerin iç tarafları, endoteliyal hücrelerle örtülmüştür. Endoteliyal hücrelerle hepatik hücreler arasında disse aralıkları denen aralıklar plazma filtratı ile doludur. Endoteliyal hücrelerin bazıları mikroskopik kesitte genişlemiş ve sinüzoidin boşluğuna doğru uzamış görünen Kupper hücreleridirler (KC). Kupper hücreleri, plazmadan bilirubini, boyaları, özel maddeleri ve harap olmuş eritrositleri alırlar. Kupper hücreleri retiküloendoteliyal sistemin bir kısmını oluştururlar.Karaciğere gelen kanın yaklaşık %80’i bağırsak, dalak ve pankreasın kanlarını toplayan portal venden %20’si ise hepatik arterden sağlanır. Hepatik arter sinüzoidal kanın oksijen içeriğini ve basıncını yükseltir. Portal ven ve hepatik arter karaciğerin alt yüzünden karaciğere girerler, gittikçe daha küçük dallara ayrılarak lobüler dalları oluştururlar.Sinüzoidlerde arteriyel ve portal kanlar bir birine karışırlar.
Karaciğerin başlıca fonksiyonları
Karaciğerin metabolik fonksiyonları
Karaciğerin metabolik fonksiyonları, karbonhidrat metabolizması ile ilgili, lipid metabolizması ile ilgili, amino asit ve protein metabolizması ile ilgili, bilirubin metabolizması ile ilgili ve hormon metabolizması ile ilgili fonksiyonlardır: Karaciğerde metabolik olaylar tokluk ve açlık durumlarında farklılık gösterir: Karaciğerin karbonhidrat metabolizması ile ilgili fonksiyonlarıKaraciğerin karbonhidrat metabolizması ile ilgili fonksiyonları, glikojenin depo edilmesi ve parçalanması, glukoneojenez, glukozun pentoz fosfat yolunda yıkılımı, galaktoz ve fruktozun glukoza dönüştürülmesi glukozun diğer monosakkaridlere ve yağa dönüştürülmesidir. Karaciğerin lipid metabolizması ile ilgili fonksiyonlarıKaraciğerin lipid metabolizması ile ilgili fonksiyonları, yağ asitlerinin sentezi ve oksidasyonu, yağ asitlerinden trigliserid oluşumu, fosfolipid sentezi, lipoproteinlerin sentezi, keton cisimlerinin sentezi, kolesterol biyosentezi, safra asitlerinin ve safranın oluşturulmasıdır.Sağlıklı bir şahsın karaciğerindeki lipid miktarı %5 kadardır. Karaciğerde %5’ten fazla lipid veya %2’den fazla trigliserid olması durumunda karaciğer yağlanmasından söz edilir. Karaciğer yağlanması, plazmada serbest yağ asitleri artışı ve lipoprotein sentezinde defekt sonucu oluşur. Plazmada serbest yağ asidi artışı, açlıkta ve diyabetes mellitusta olduğu gibi yağ dokuda lipolizin artıp trigliserid sentezinin azalışına ve aşırı yağlı diyetle beslenmede olduğu gibi ekstrahepatik lipoprotein lipaz aktivitesinin artışına bağlıdır. Plazmada artan yağ asitleri, kalp ve iskelet kası tarafından alınarak enerji oluşturmada kullanılırlar veya karaciğer tarafından alınarak endojen trigliseridleri ve bunlardan da VLDL’leri oluşturmada kullanılırlar. Karaciğerde VLDL üretimi trigliserid üretiminden az olduğunda trigliseridler karaciğerde birikirler ve karaciğer yağlanması olur.Lipoprotein sentezinde defekt, çeşitli nedenlere bağlı olabilir:
1) Pürtüklü endoplazmik retikulumda hasar nedeniyle apolipoprotein sentezinin bozulması.
2) Esansiyel yağ asitleri eksikliğinde olduğu gibi lipoproteinlerin yapısında bulunan fosfolipidlerin sağlanışında yetmezlik.
3) Kolin, metiyonin, betain gibi karaciğerde yağlanmayı önleyen lipotropik faktörlerin yetmezliğinde lipoprotein sentezi ile ilgili intrasellüler membranların sentezinin aksaması.
4) Lipoprotein salgılayıcı mekanizmada bozukluğa bağlı olarak karaciğerde oluşan endojen trigliseridlerin lipoprotein sentezinde kullanılamaması ve karaciğerden uzaklaştırılmamasıKaraciğer yağlanmasına neden olan bazı besinsel, endokrin ve toksik faktörler de tanımlanmıştır.
Karaciğer yağlanmasına neden olan besinsel faktörler:
1) Kolesterolden zengin diyetle beslenmede esansiyel yağ asitleri kolesterolle esterleşir ve fosfolipidlerin sentezi bozulur.
2) Aşırı karbonhidratlı diyetle beslenmede aşırı trigliserid üretimi nedeniyle plazmada serbest yağ asitleri yükselmeden karaciğer yağlanması olur.
3) Hipoglisemi, ammonemi, hepatik ansefalopati ile karakterize Reyes sendromunda olduğu gibi karnitin eksikliğinde uzun zincirli yağ asitleri oksidasyon için mitokondri içine alınamaz ve karaciğer yağlanması olur.
4) Esansiyel yağ asitleri eksikliğinde fosfolipid sentezi ve dolayısıyla lipoprotein sentezi ile ilgili intrasellüler membranların yapısı bozulur.
5) Açlık ve düşük proteinli diyetle beslenme durumunda da karaciğer yağlanması olur.
6) Vitamin E eksikliğinde yağ asidi peroksitlerinin etkisizleştirilememesiyle intrasellüler membranların yapısı bozulur.
7) Vitamin B6 ve pantotenik asit eksikliğinde inozitol içeren fosfolipidlerin sentezi ve intrasellüler membranların yapısı bozulur.
8) Nikotinik asit eksikliğinde yağ dokudan mobilize olan serbest yağ asitleri karaciğerde fazla miktarda trigliserid oluşumuna ve sonuçta karaciğer yağlanmasına neden olur.
9) Etil alkol kullanımı ile NADH/NAD+ oranında artışa bağlı olarak sitrik asit döngüsü aktivitesinde ve yağ asidi oksidasyonunda azalma ile trigliserid sentezinde artma ve sonuçta karaciğer yağlanması olur:
Karaciğer yağlanmasına neden olan endokrin faktörler:
1) ACTH, TSH, STH (GH), MSH, ADH, adrenalin, noradrenalin, glukagon gibi lipolitik hormonların aktivitelerinin artışı ile yağ dokudan mobilize olan serbest yağ asitleri karaciğerde fazla miktarda trigliserid oluşumuna ve sonuçta karaciğer yağlanmasına neden olur.
2) İnsülin, prolaktin gibi antilipolitik hormonların aktivitelerinin azalışı ile de yağ dokudan mobilize olan serbest yağ asitleri karaciğerde fazla miktarda trigliserid oluşumuna ve sonuçta karaciğer yağlanmasına neden olur.
Karaciğer yağlanmasına neden olan toksik faktörler:
1) Metil grubunu aşırı tüketen ilaçların sürekli kullanılması, kolin, metionin, betain gibi karaciğerde yağlanmayı önleyen lipotropik faktörlerin yetmezliğine ve sonuçta lipoprotein sentezi ile ilgili intrasellüler membranların sentezinin aksamasına bağlı olarak karaciğer yağlanmasına neden olur.
2) CCl4, kloroform, promisin, PAS gibi protein sentezini engelleyen maddelerin kullanılması karaciğerde lipoprotein sentezinin bozulmasına ve sonuçta karaciğer yağlanmasına neden olur.
Biyokimya
-
Serum Enzimlerini Tayin Yöntemleri
-
Fosfatazlar (Alkali fosfataz= ALP)
-
Transferazlar
-
Transaminazlar
-
Enzimlerin Görev, İşlev ve Özellikleri - Enzimlerin İsimlendirilmesi
-
Kanda Bilirubin
-
Serum Proteinleri
-
Fosfolipidler
-
Trigliseridler
-
Kolesterol Nedir?
-
Kan Lipitleri Nelerdir?
-
Kan Şekeri Nedir?
-
Araşidonik Asit (ARA) Nedir?
-
Lizozim enzimleri
-
Lizozim: İlk Antibiyotik