Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

İstilacı bitki türleri katlanarak artıyor ama kimse kaç tür olduğunu bilmiyor

---

İstilacı türleri durdurmanın en uygun maliyetli yöntemi istilacı türün ortama girişlerini durdurmaktır.

İstilacı bitkilerin yerel ekolojiler üzerinde yıkıcı etkileri olabilir. Küresel ısınmanın yarattığı etkilerle karşılaştırılabilir,  Yine de, şu anda dünyada kaç tane istilacı bitki türü olduğuna dair güvenilir bir anlayış yok. Massachusetts Amherst Üniversitesi tarafından yürütülen ve yakın zamanda "Ecological Applications" dergisinde yayınlanan yeni araştırmaya göre bu çalışma dünya çapında istilacı türleri akıllıca yönetmek için ele alınması gereken çeşitli bilinmeyenleri kapsamlı bir şekilde belirleyen ilk araştırmadır.

İstilacı türleri durdurmanın en uygun maliyetli yöntemi istilacı türün ortama girişlerini durdurmaktır. Bunun gerçekleşmesi için yöneticilerin tam olarak hangi bitkilerin istilacı olduğunu bilmeleri gerekir. Küresel istilacı bitkilerin mevcut listeleri, bilim insanları tarafından rapor edilen türleri içerir, ancak henüz istilacı olarak bildirilmeyen türler hala risk oluşturuyor. UMass'taki çalışmanın bir parçası olarak araştırmayı tamamlayan Brittany Laginhas liderliğindeki UMass Amherst'teki ekip, dünyanın istilacı türlerinin şimdiye kadarki en eksiksiz resmini çizmek için 1959'a kadar uzanan 5.893 çalışmadan oluşan bir veri tabanı çıkardı.

Makalennin baş yazarı Laginhas, "Ticaret ve iklim değişikliği, türlerin dünya çapında yaygın hareketini kolaylaştırdı" diyor. "Bazı durumlarda, bu türler yeni ortamlarına yerleşip yayılarak yıkıcı ekolojik ve ekonomik zararlara neden olacaklardır. İstilacı türler hakkında, hangi türlerin istilacı olduğu, nereleri istila ettikleri ve istila zamanlamaları da dahil olmak üzere temel bilgiler kritik öneme sahiptir. İsitlacı türlerin yayılmalarını ve müteakip zararları önlemek için stratejiler." geliştirlmelidir.

Fotoğraf: University of Massachusetts Amherst

UMass Amherst'te çevre koruma profesörü ve yazar Bethany Bradley, “Literatürde bildirilen istilacıların yaklaşık üçte ikisini yakalıyoruz” diyor.

Belki de en şok edici sonuç, istilacı türlerin sayısının katlanarak artıyor gibi görünmesi ve herhangi bir dengelenme belirtisi göstermemesidir. Ekip, 5.893 makalede bildirilen toplam 3.008 istilacı türü ortaya çıkarmasına rağmen, istatistiksel modellemelerinin 4.721 türün olması gerektiğini öne sürüyor. Bu durumda 1.713 türün kimliği bir sır olarak kalıyor.

Literatürde neden bu kadar çok istilacı türün eksik olduğuna dair birçok açıklama olsa da, sistematik ve coğrafi olarak eşit olmayan bir eksik sayım olduğu da açıktır. Kuzey Amerika nispeten iyi çalışılmış olsa da, Orta ve Güney Amerika ile Okyanusya'ya eşit derecede ilgi gösterilmemiştir. Yazarlarından biri ve UMass Amherst'te organizma ve evrimsel biyoloji alanında yüksek lisans öğrencisi olan Matthew Fertakos, "Farklı kıtalarda yürütülen çalışmalarda büyük farklılıklar var" diyor. "Kaç tür olması gerektiğini söylememize yardımcı olabilecek istatistiksel yöntemlerimiz var, ancak gerçek veriler her zaman bir tahminden daha iyidir." diyor.

İstilacı türlerinin kapsamlı bir haritası yalnızca laboratuvarda oluşturulamaz. Bradley, "Araştırmacıların, özellikle Afrika, Güneydoğu Asya ve Güney Amerika gibi üzerinde yeterince çalışılmamış yerlerde, gerçekten sahaya çıktığı ve sorunlara neden olan türleri tam olarak tanımladığı floristik araştırmalara ihtiyacımız var" diyor.

Daha fazla bilgi için : Brittany B. Laginhas et al, We don't know what we're missing: Evidence of a vastly undersampled invasive plant pool, Ecological Applications (2022). DOI: 10.1002/eap.2776

Journal information: Ecological Applications

---