HERBARYUM TEKNİKLERİ
Herbaryum en kısa ve açık tanımı ile, sıkıştırılarak kurutulmuş bitki ömekleri kolleksiyonudur. Ancak bu ömeklerin, kabul edilmiş belli bir sınıflandırma sistemine göre düzenlenmiş ve bilimsel araştırmalara ışık tutucu olabilmesi için, belirli yöntemler ve tekniklere göre toplanmış olması gerekmektedir. Bu bilgilerin ışığı altında oluşturulmuş bir herbaryum biyoloji, tıp, eczacılık, ziraat ve daha değişik bir çok konularda çalışacaklara bir danışma, dökümantasyon merkezi olarak temel bir kaynak niteliğindedir. Bu nitelikteki herbaryumlar aynı zamanda öğretim ve araştırma merkezleri olarak görev yaparlar.
Son kayıtlara göre, bitkilerin kuru örnekler olarak kartonlara yapıştırılıp saklanmasını ilk kez Lucca Ghini (1490-1556) uygulamıştır. Arber (1938) göre, Ghini herbaryum yapma tekniğini başlatan kişidir. Bu teknik Avrupa'ya öğrencileri tarafından yayılmıştır. Linneaus devrine kadar yapılmış olan herbaryumlar bir kartona yapıştırılır ve ciltlenerek raflarda dikey olarak saklanırlardı. Linneaus bu herbaryum yapma tekniğinden ayrılarak bitkilerin yapıştırıldığı kartonları tek tek ve yatay olarak saklanması yöntemini başlatmıştır. İlk araştırıcılar önce örnekleri kendi kolleksiyonlarında biriktirmeye başlamışlar ve bu birikimlerin sonucunda diğer herbaryum merkezleri ile örnek değişimlerine girişmişlerdir. Bu şekilde yapılan değiştirmeler, toplanan örneklerin değişik herbaryum merkezlerinde saklanmasını sağlamış ve bunun sonucunda yangın, böcek, bakımsızlık ve hatta savaş sonucunda bile olsa tüm örneklerin yok olması önlenerek, birçok degerli kolleksiyonun günümüze kadar ulaşması sagıanmıştır. Örnegin: Berlin-Dahlem herbaryumu 1943 yılında II.Dünya Savaşında müttefik kuvvetlerce bombalanrnış ve 4 milyondan fazla bitki örnegi büyük zarar görmüştür. Yalnızca degişime giden veya başka araştırma merkezlerinde üzerinde çalışılan herbaryum örnekleri kurtulabilmiştir.
Herbaryumlar, kişisel, özel kuruluşlara veya araştırma enstitülerine, üniversitelere, doga tarihi müzeleri gibi devlet kurumlarına ait olabilirler. Ayrıca ulusal veya uluslararası nitelikte de olabilirler. Çok çeşitli olan bu herbaryumların degişik amaçları bulunmaktadır. Kişisel herbaryumlar bir merak nedeni ile başlayabildigi gibi, çok seyahat eden ve bir çok kimsenin gitmediği yerlere gidebilen bitkibilimci, yerbilimci, cografyacı, dağcı, denizci ve doğa sever kimselerin topladıkları örneklerden oluşmaktadır. Bu herbaryumlar ulusal herbaryumlara hediye edilerek, o herbaryumun içine yerleştirilmekte veya toplayan kişinin adı altında özel bir bölümde saklanmaktadırlar. Örnegin: Linne, Boissier, Huber-Morath herbaryumları gibi. Özel kuruluşlar ise yalnız çalıştıkları konu ile ilgili bitki örnekleri toplayıp herbaryumlarını kurarlar. Özellikle ham madde üreten ilaç ve kozmetik fabrikaları bu tip herbaryumlara sahiptirler. Araştırma enstitüleri çalışmalarının daha verimli olabilmesi için, konuları ile ilgili tüm örnekleri toplamaya ve herbaryumları kurmaya özen gösterirler. Örnegin: Ormancılık Araştırma Enstitüsü (ANKO), Şeker Pancarı Araştırma Enstitüsü (ANŞK) gibi. Üniversite herbaryumları değişik amaçlar için kurulabilir. Üniversitenin bulundugu bölgenin bitkilerini veya o üniversitenin araştırma yaptığı bir yörenin bitkilerini toplayarak herbaryumları kurabilirler. Önceleri yöresindeki bitkileri toplayarak herbaryumlarını kuran üniversiteler daha da genişleyerek tüm ülkenin bitkilerini kapsayan zengin bir herbaryuma sahip olabilirler. Ülkenin degişik bölgelerine dagılmış üniversitelerin kurmuş oldukları bu herbaryumlar ileride kurulacak ulusal bir herbaryumun temelini oluştururlar. Bunun yanında üniversitelerde konuları ile ilgili bitkileri toplayan değişik fakülte ve bölümlere ait herbaryumlar da bulunur. Orman fakültesinde ormanlarımızı oluşturan bitkilerin herbaryumu, Eczacılık fakültesinde tıbbi ve zehirli bitkiler herbaryumu, Deniz bilimleri bölümünde alg herbaryumu, Mikoloji bölümünde mantar herbaryumu gibi. Populasyon çalışması yapan araştırmacılar ise aynı bitki türünden çok sayıda örnek toplayarak herbaryum kurabilirler. Bu tip herbaryumlara Ekolojik Herbaryum adı verilir. Ulusal herbaryumlar kendi ülkelerinin tüm bitkilerini bulundurarak, o ülkede yapılan flora çalışmalarında baş vurulacak ana bilgi kaynagını oluştururlar. Uluslararası herbaryumlar ise bir kıt'a, bir cografik bölge veya tüm dünya bitkilerini kolleksiyorılarında bulundurma çalışması içindedirler. Bu nedenle diğer ülkelerin ulusal veya üniversite herbaryumları ile sıkı bir işbirliği içinde bulunurlar. Herbaryumlardaki bitki örneği sayısı çoğaldıkça, sorunlar da doğal olarak büyür. Örnekleri yerleştirileceği dolaplar, korunması yönünden uygulanacak yöntemler, tayinleri için yapılacak bilimsel çalışmalar, dış ülkelerdeki herbaryum merkezleri ile yapılacak örnek değişimleri gibi işleri yürütecek bilim adamlarına, uzman, teknisyen gibi elemanlara gereksinim vardır.
Günümüzde çalışan herbaryumlara gelince, en eskilerinden biri 1588-1589 yılları arasında kurulan İsviçre, Basel Üniversitesi Botanik Enstitüsü Herbaryumudur. Paris Milli İlimler Müzesi 1635, Toriru Üniversitesi Botanik Enstitüsü Herbaryumu 1729, Viyana Tabii İlimler Müzesi Herbaryumu 1748 yıllannda kurulmuşlardır. Radford (1974) çeşitli enstitüler tarafından rapor edilen 148 milyon Herbaryum örneğine karşın bu sayının 250 milyon olabileceğini tahmin etmektedir. 70 milyonu Avrupa, 36 milyonu Kuzey Amerika herbaryumlannda, geri kalanların ise diğer ülkelerdeki herbaryumlarda olabileceği düşünülmektedir. İngiltere'nin Kew (Kodu K), S.S.C. Birliğinin Leningrad (Kodu LE). Fransa'nın Paris (Kodu P) ve Lyon (Kodu LY), İsviçre'nin Cenevre (Kodu G) herbaryumlan içerdikleri tür sayısı bakımından dünyanın en zengin herbaryumlan arasındadır.
Yurdumuzda bulunan en eski herbaryumlar, yabancı okullar tarafından küçük müzeler halinde kurulmuşlardır. Istanbul Sankt Georg Avusturya Lisesi, Saint Benoit Fransız Erkek Lisesi ve Robert Koleji Herbaryumunu sayabiliriz. Bilimsel olarak herbaryum kurulması 1933 Üniversite reformu ile başlamıştır. İstanbul Üniversitesinde Prof. Dr. Alfred Heilbron ve Ankara'da Yüksek Ziraat Enstitüsünde Prof.Dr. Kurt Krause tarafından kurulan herbaryumlar bu konudaki çalışmaların başlangıcı sayılmaktadır.
Yurdumuzdaki herbaryumlan iki grupta toplayabiliriz.
Üniversiteye bağlı herbaryumlar
Araştırma Kurumlarına bağlı herbaryumlar
Üniversiteye bağlı çalışan herbaryumlar ve kodları:
1.1. İstanbul Üniv. Fen Fak. Herbaryumu (ISTF)
1.2. İstanbul Üniv. Ecz. Fak. Herbaryumu (ISTE)
1.3. İstanbul Üniv. Orman Fak. Herbaryumu (ISTO)
1.4. Ankara Üniv. Fen Fak. Herbaryumu (ANK)
1.5. Ege Üniv. Fen Fak. Herbaryumu (EGE)
1.6. Hacettepe Üniv. Fen Fak. Herbaryumu (HUB)
1.7. Atatürk Üniv. Fen Fak. Herbaryumu (ATA)
1.8. Selçuk Üniv. Fen-Edebiyat Fak. Herbaryumu
1.9. Karadeniz Teknik Üniv. Orman Fak. Herbaryumu
1.10. Fırat Üniv. Fen-Edebiyat Fak. Herbaryumu
1.11. Ege Üniv. Ecz.Fak. Herbaryumu (IZEF)
Araştırma Kuruluşlanna Bağlı Herbaryumlar
2.1. Ankara Ormancılık Araştırma Enst. Herbaryumu (ANKO)
2.2. Ankara Şeker Pancan Araştırma Enst. Herbaryumu (ANKŞ)
2.3. Bornova Zirai Mücadele Enst. Herbaryumu. İzmir
2.4. Devlet Su İşleri (DSİ) Araştırma Merkezi Md.lüğü Herbaryumu. Ankara
Tüm bu herbaryumlardaki bitki sayısı kesin olarak bilinmemekle beraber 200.000 kadar bitki örneği olduğu sanılmaktadır.
1. Çiçekli Bitkilerin Herbaryumu
Herbaryuma girecek bitki örneklerini doğadan toplarken, bilimsel bir çalışmaya ve araştırmaya yararlı olabileceği düşünülerek, örnekler dikkatlice toplanmalıdır. Diğer önemli bir konu ise bu örneklerden uzun yıllar yararlanabilmek için, belirli yöntemler uygulanarak herbaryum merkezlerinde saklanmaları konusudur. Doğadan canlı olarak toplanan her bitki örneğinin bir hacmi vardır. Bu nedenle toplanan bitkiler belli bir teknik uygulanarak yassılaştınlır ve kurutulur. Kurutulan bu örnekler herbaryum kartonlarına yapıştınlır ve uzun yıllar yararlı olabilmeleri için dolaplarda korunmaya alınır.
Her bölgenin kendine özgü doğal koşulları vardır. Deniz kıyısından başlayarak yükseklere doğru tırmanıldığında görüleceği gibi, her kuşak ayrı bir özellik gösterir. Bu doğa koşullarında bulunan bitki toplulukları da birbirlerinden farklı zamanlarda çiçeklenecekleri için, değişik bir görünüm içindedirler. Araştırıcılar ve doğa severler bu koşulları göz önünde tutarak, çalışma programlarını ona göre yapmalıdırlar. Örneğin: Akdeniz ikliminin egemen olduğu kıyı kesimlerde ilkbahar ve yaz başları bitki toplamak için en uygun zamanlardır. Yazın sıcak aylarında bitkiler kuruduğu için, flora geçmiş olacaktır. Ancak, bu sırada yüksek dağlardaki flora kar ve serin rüzgarların etkisi ile çok zengindir. İlkbaharın ilk aylannda çalışmaya deniz kıyısından başlayıp, yaz ortalarında yüksek dağlarda ve yaylalarda devam edilirse gelişmeleri daha iyi izlenebilir ve zengin bir bitki kolleksiyonuna sahip olunabilir.
Çevremizde gözlediğimiz gibi, yerleşim merkezlerinin bulunduğu bölgelerde bitkiler genellikle değişik nedenlerle yok edilmişlerdir. Yerleşim merkezlerinden uzak, toprak ve coğrafik yapısı değişik olan bölgeler, yüksek dağlar ve yaylalar, dik yamaçlar, bataklıklar, göller, ekim-dikim yapılmamış kültür arazileri flora yönünden çok zengin oldukları için araştırıcıların ilgisini çekmişlerdir. Bu çalışma bölgelerine aynı mevsimin değişik zamanlarında ve ayrı mevsimlerde bir kaç kez gidilirse tüm bitkilerin toplanması mümkündür. Büyük topluluk meydana getiren bitkiler, o toplulukların altında yetişen tek yıllık otsu ve yarı çalımsı bitkiler ve çalışma bölgesindeki taşlık, çayır, yamaç, dere kenarı, su içi, orman altı, kumluk v.b. gibi değişik habitatlarda bulunan bitkilerin, o bölgenin florasının tanımlanması bakımından kesinlikle toplanması gerekmektedir.
Bu çalışmaların sonucunda toplanan bitki örneklerinden bilimsel araştırmalara ve çalışmalara büyük katkıları olan herbaryum merkezleri kurulur.
Her zaman yararlanabileceğimiz bir herbaryumun kurulabilmesi iki aşamada gerçekleşir.
Bitkilerin, ileride yapılacak bilimsel çalışmalara yararlı olabilmesi için belli bilgilerin ışığı altında toplanması, kurutulması ve etiketlenmesi.
Toplanan bu bitkilerden uzun yıllar yararlanmak ve varlıklarının sürekliliğini sağlamak için belli teknikler kullanılarak saklanması.
1.1. Bitki Toplanması, Kurutulması ve Etiketlenmesi
Bitkilerin, gelecekte yapılacak bilimsel çalışmalara yararlı olabilmesi için toplanması, kurutulması ve etiketlenmesi aşamasını dört bölüm altında inceleyebiliriz.
1.1.1. Toplamada Gerekli Olan Malzemeler
Arazide çalışma sırasında kullanacağımız, ortaboyda, sağlam ve kullanışlı bir not defteri.
El büyüteci. x6 veya xl0 büyütmeli olanlar kullanışlıdır. Bir ipe geçirilmiş ve boynumuzda taşınabilecek büyüklükte (Şekil I.a).
Topladığımız bitkileri içersine koyacağımız plastik torba veya metal çantalar (Şekil I.b).
45 x 30 cm. boyutlannda tahtadan veya metalden yapılmış değişik tipte presler. Kafes şeklinde ve sağlam olarak yapılmış ağaç presler hafif olduğu için daha kullanışlıdır (Şekil I.c.).
Presleri sıkmak için örgü kemerler daha kullanışlıdır. Deri kemerler kuru ve sıcak havalarda çatlayacağı için kısa ömürlü olurlar. Bel kayışında kullanılan tipte olan tokalar arazide kırıldığı zaman onarılmaz ve bu nedenle kullanışsızdır. Aynı büyüklükte çelikten yapılmış iki halkayı kemerin uç kısmına dikerek çok kullanışlı bir kemer tokası yapılabilir (Şekil I.d.).
Bitkileri topraktan sökmek için çelikten yapılmış zıpkın, çapa veya kazma kullanılır (Şekil I.e). Sert ve kuru topraklarda zıpkın pek kullanışlı değildir. Dağ kazması en kullanışlısıdır. Zıpkın 45 cm. Uzunluğunda, 2.94 cm. çapında ve 3 rnrn. kalınlığında bir borudan yapılabilir. Boru, boyuna olarak ortadan 30 cm. kesilir ve 15 cm.'de sap bırakılır. 45 cm. uzunluğundaki bir borudan iki zıpkın elde edilebilmektedir.
Preste kurutma kağıdı olarak kullanılacak en iyi kağıt kaba samanlı beyaz kağıtdır. Ancak gazete kağıtlanda kullanılabilir. Kurutma kağıtlan (papya) ve gazete kağıtlan 44 x 28 cm. boyutlannda olup presten biraz küçük olmalıdırlar.
Altimetre. Bitkilerin toplandığı yükseklikleri saptamak için gereklidir (Şekil I.f). Araştırmaya başlamadan önce altimetre yüksekligi bilinen bir yere göre ayarlanmalıdır ve araştırma boyunca doğruluğu sık sık kontrol edilmelidir. Ömeğin: Haritada yüksekliğini okuyabildiğimiz bir göl, karayolları trafık işaretleri veya tren istasyonlarındaki levhalardan okunabilir.
Dürbün. Büyük ve ağır olmayan ancak büyütmesi iyi olan bir dürbün, bitki ömeklerini yamaçlarda ve vadilerde gözlemek ve tanımak bakımından toplamada zaman kazandıracağı için çok kullanışlıdır.
Kaya yamaçlarından, ağaçlardan ve boyumuzun yetişemediği yerlerden bitki ömeklerini almak için çelikten yapılmış, eklenerek uzatılan ve ucunda kesici bulunan (çakı, bıçak v.b. gibi) bir alette kullanılabilir (Şekil I.g.).
Plastik şişe veya kavanozlar.
Toplanan tohumlan koyabileceğimiz kağıt zarflar.
Çalışılacak bölgenin haritası.
Pusula.
Şekil 1: Bitki toplamada gerekli olan malzameler: a- el büyüteci, b- metal çanta, c- değişik tipte presler, d- kemer tokaları, e- zıpkın ve çapa, f- altimetre, g- dal kesme gereci.
1.1.2. Toplamada Bilinmesi Gereken Bilgiler ve Teknikler
Bildiğimiz gibi doğada değişik özellikleri olan birçok familya ve bu familyalara ait değişik cins ve cinslerden çok sayıda türleri bulunmaktadır. Bitki örneklerinin tayin edilebilmesi için gerekli parçalannın toplanması ve bu toplama sırasında da bazı notların alınması gerekmektedir. Eksik toplanan ömekler kesinlikle tayin edilemez, yapılan bütün işler boşa gider ve örneklerde bir ot yığınından başka bir şey ifade etmezler. Bitki toplama sırasında hangi familyada hangi bitki kısımlarının toplanacağının bilinmesi ve bitki ömeklerinin bu bilgilerin ışığı altında toplanması gerekmektedir. Bu nederıle bitki toplayan kişinin bu bilgileri bilmesi veya yanında bu bilgileri kapsayan bir el kitabını bulundurması çok yararlıdır.
Toplanacak ömeklerde kök, gövde, çiçek ve meyvanın bulunması en çok istenebilir bir olaydır. Ancak bir bitki üzerinde aynı anda meyva ve çiçek bulunmayabilir. Bu durumda çiçekli ve meyvalı bitkiler ayrı ayrı toplanırlar. Toplanacak bitkinin sağlam, yapraklarının tam, çiçeklerinin açmış ve zarar görmemiş, meyvalarının ve tohumlarının olgunlaşmış olması gerekmektedir. Tek yıllık otsu bitkiler çapa veya kazma yardımı ile topraktan rahatça sökülebilirler. Soganlı veya yumrulu bitkilerin bu toprak altı kısımları derinde olacağı ve toplama sırasında gövdeden kolaylıkla kınlıp ayrıabileceği için, bitkinin toprak altı kısmı görülünceye kadar tek bir taraftan kazılmaya başlanır ve toprak altı kısımları görülünce bitkinin gövdesi kazılmış tarafa dogru yatınlarak bitki topraktan çıkarılır. Çok yıllık otsu bitkilerde örnek büyük degilse, bitki kökü ile birlikte alınır. Eğer ömek büyük ise köke yakın bir yerinden kesilir ve koparılır. Örneğin büyük olması halinde ömek preste gazete kagıdı arasına sığamıyacağı için bitkinin alt yaprakları gövdenin yapraklı kısımlanndan 2-3 parça ve çiçek durumlarını gösteren çiçekli dallar kesilerek alınır. Bitkinin uzunluğu ve duruşu ile ilgili bilgiler arazi not defterine yazılır. Ağaçlardan toplama biraz daha degişiklik gösterir. Çiçek, meyva ve bazen de yaprak agaç üzerinde aynı anda bulunmayabilir. Bu nedenle degişik zamanlarda aynı ömeğin genç yaprakları, çiçekleri, çiçeklenme evresindeki yaprakları, meyvaları ve meyva evresindeki yaprakları toplanır. Ağacın dış görünümünü belirtmek için şekli çizilir veya fotoğrafı alınır. Orchidaceae familyasına ait türler topladıktan sonra şekillerinin bozulması. Preste renklerinin solması veya kararması nedeni ile tayin edilmeleri oldukça zorlaşır ve bu nedenle bitki toplanmadan önce fotograflarının çekilmesi tayini kolaylaştırdığı için son yıllarda uygulanan yeni bir yöntemdir.
Toplanan bitki ömekleri naylon torba veya metal çantalar içine düzgün olarak yerleştirilir. Pres yapmak için torba veya çanta boşaltıldıgında ömekler rastgele yerleştirilmedigi için aynı türler yanyana bulunacak ve pres yapımı sırasında çok zaman kazandıracaktır. Her bitkiden 5-8 adet alınması yapılacak adlandırma çalışmaları sırasında yararlı olacak ve diger herbaryum merkezleri ile bitki degişimine yardımcı olacaktır.
Bitki ömeklerinin toplanması sırasında üzerinde bulunması gereken kısımlar ve alınacak notlar aşağıda belirtilmiştir. Bu kısımların toplanmaması ve gerekli notların alınmaması durumunda bitkinin isimlendirilmesi çok güç ve bazende olanaksız olabilecektir.
1.1.3. Presleme ve Kurutma
Bir bitkinin toplandıktan hemen sonra preslenmesi en arzu edilen bir durumdur. Bu şekilde preslenmiş olan bitki çiçekleri bozulmadan. yaprakları buruşmadan pres edilecegi için ömek isimlendirmeye elverişli olacak ve çalışmayı kolaylaştıracaktır. Ancak arazideki çalışma koşullan buna her zaman olanak tanımaz (zaman, yer ve hava koşulları). Bu durumda toplanan bitkiler presleme zamamna kadar bir torba içinde tutulmalı ve hava çok sıcak ise arada bir torba içine su serpilerek daha canlı durmaları sagıanmalıdır. Pres yapılacak bitkinin temiz, yabancı maddelerden arınmış ve kökündeki toprakları temizlenmiş olmalıdır. Preslenecek bitkinin tüm parçaları düzgün ve kolayca görülebilecek bir şekilde gazete kağıtları arasına yerleştirilmelidir. Bitkinin boyu kullandığımız gazete kağıdından daha uzun ise V ve N şeklinde kıvrılarak yerleştirilir. Bu kıvırmayı yapmadan önce gövdenin veya dalın kıvrılacak noktası parmak ile iyice bastırılarak ezilir ve kıvrılır. Bu işlem yapılmaz ise kıvrılan yerden genellikle kopacagı için örnek, parça parça olacaktır. Eger ömek çok uzun ve kalın ise gövdenin dip ve orta kısmından yapraklı bir parça kesilerek alınır ve pres yapılır. Soğanlı bitkilerin (Iridaceae ve Liliaceae gibi) toprak altı kısımları çakı ile ikiye bölünerek. Yumrulu olanlarda (Orchidaceae gibi) yumrular birkaç yerden iğne ile delinir veya kaynar suya batırılarak yumrudaki nişastanın dışarı çıkması sağlanır ve bitkinin preste kururken küflenmesi önlenir. Bitki pres edildiği zaman gazete kağıdı yaprak ve çiçeklerin üstüne tam olarak basmalıdır. Kalın gövdeli bitkilerde bu basma tam olmayabilir. Bu durumda kurutma kağıtları parçalar halinde kesilerek yaprak ve çiçeklerin üstüne yerleştirilir. Bitkinin gövdesi kalın yaprak ve çiçekler ince olduğu için gazete kağıdına tam değmez ve kuruma sırasında buruşurlar. Kesilen kurutma kağıtları ince kalan bu kısımlar üzerine yerleştirilerek, bu boşluk doldurulur ve buruşmadan kurumaları sağlanır (Şekil 2.a). Eğer çiçekler zorunlu olarak üst üste geliyorlar ise, çiçeklerin birbirlerine degmemesi ve kururken bozulmamaları için kesilmiş kurutma kagıtları iki çiçek arasına yerleştirilir. Pres edilen bitkinin dalları ve çiçekleri gazete kagıdının kenarlarından dışarıya taşmamalıdır.
İçine bitki konmuş gazete kagıdı kapatılır. Üstüne bir kurutma kağıdı konur ve tekrar bir gazete kagıdı açılarak içine bitki yerleştirilir ve bu işlem her bitki için tekrarlanır. Eğer mümkün ise 2-5 bitkide bir kurutma kağıtları arasına oluklu mukavva veya oluklu metalden yapılmış sert malzeme konularak bitkiler arasından hava akımı sağlanır ve kurumaları kolaylaştınlır. Pres belli bir yüksekliğe geldiği zaman tahta ve metal preslere yerleştirilerek kolonlar gerektiğince sıkılır. Kurutma kağıtları her gün bir kez değiştirilir ve bu işlem bitkiler kuruyuncaya kadar tekrarlanır. Etli ve sucul bitkilerin kurutma kağıtları çok çabuk ıslanacağından ilk günler günde 2 kez degiştirilir. Eğer mümkün ise bu tip bitkiler ayrı bir preste toplanır veya presin dış kısımlarına gelecek şekilde yerleştirilir. Kurutma kağıtlarının ilk değiştirilmesi sırasında gazete kagıtları açılarak preslenmiş bitki örneklerine bakılır ve kıvrılmış, katlanmış olan parçalar bitki daha kurumadığı için rahatlıkla düzeltilerek örneklerin en iyi bir şekilde preslenmeleri sağlanır. Presler genellikle yan gölge ve hava akımının oldugu bir yere kurumaya bırakılır. Çok sıcak havalarda ve ögle saatlerinde presleri gölgeli yerlere koymak doğrudan güneş altında bırakmaktan çok iyidir. Güneş altına bırakılan preslerdeki bitkilerin yapraklannda ve çiçeklerinde hatalı yerleştirmelerden veya presin tam sıkılamamasından dolayı buruşmalar olacağı için, o parçalarda kınlmalar kolaylaşacak ve şekilleri bozulacaktır. Bu da istenmeyen bir durumdur.
Yukarıda anlatılan presleme ve kurutma yöntemi atmosferdeki nem oranı çok yüksek olmayan yerlerde uygulanır. Fakat soğuk ve nemli iklimlerde, subtropik ve tropik bölgelerde kuruma sırasında preslerdeki suyun dışarı çıkması çok yavaş olacağı için bakteri ve mantarlardan etkilenmesi ve çürümesi çok çabuk olur. Bu durumda örneklerin çabuk kurutulması gerekmektedir. Bunun için özel yapılmış sephalar üzerine presler dik olarak yerleştirilir ve çevresi kenevir çuval (veya bez) ile kapatılır ve alttan yapay bir ısı kaynağı ile ısıtılarak bitkilerin kuruması çabuklaştınlır (Şekil 2.d). Bu şekildeki kurutmada kağıtların yanmaması ve kurumanın çabuk olması nedeni ile bitkilerin bozulmasına ve preslerin gevşememesine dikkat edilmelidir. İlk saatlerde presler kontrol edilerek gevşeyen preslerin kemerleri sıkılır.
1.1.4. Arazide Gerekli Notları Alma ve Etiketleme
Arazide gerekli notları alma için her toplayıcının kendine ait bir arazi defteri olması gerekir. Bu defter sağlam ve kullanışlı olmalı ve yazı için de kurşun kalem kullanılmalıdır. Arazi defterinde aşağıdaki notlar bulunmalıdır:
Bitkilerin numaraları: Her bitkiye ayn bir numara verilir. Bu numara bitki toplayıcısının kendi numarasıdır. Deftere yazılan numaranın karşısına gerekli notlar yazılır (il, ilçe, mevkii, yükseklik, tarih v.b.). Aynı numara bitkinin yerleştirildiği gazete kağıdının bir köşesine veya ayrı bir kağıda yazılarak bitkinin yanına konur.
Mevkii: Topladığımız mevkiinin adı haritada yazılan şekilde veya haritada adı yoksa haritadaki en yakın yere göre uzaklık verilerek yazılır. Örnek : İzmir, Menemen, Seyrek köyü 2 km. batısı. Armutağacı mevkii.
Habitat: Bitkinin toplandığı ana kaya, toprak cinsi, bulunduğu ortam (orman içi, makilik, step, su kenarı, bataklık, kayalık, taşlık yamaç v.b. gibi) dikkatlice gözlenerek yazılmalıdır.
Yükseklik: Topladığımız yerin yüksekliği altimetreden okunarak yazılmalıdır.
Önemli notlar: Bitkiler toplandlktan ve kurutulduktan yıllar sonra tayin edilebilirler. Bu nederıle tayinde yardımcı olacak bilgiler not edilmelidir (tek yıllık, çok yıllık, petal rengi, bitkinin duruşu gibi).
Toplama tarihi: Bitkinin toplandığı tarih yazılır.
Arazi defterinde yer alan tüm bu özellikler aynı şekilde herbaryum etiketlerine yazılır ve herbaryum kartonunun uygun yerine yapıştırılır.
1.2. Bitkilerin Korunması ve Saklanması
Toplanan bitkilerden uzun yıllar yararlanmak ve varlıklarının sürekliliğini sağlamak için belli teknikler kullanılarak saklanması aşamasını da şu bölümler altında inceleyebiliriz.
1.2.1. Yapıştırma
Kurutulmuş bitkilerden uzun yıllar yararlanabilmek için bunların düzgün ve özenli bir şekilde herbaryum kartonlarına yapıştırılmaları gerekir. Herbaryum kartonu 30 ile 43 cm. uzunluğunda, 26 ile 28 cm. genişliğinde, bitkinin iyi görülebilmesi için beyaz renkte olmalıdır. Kartonun sağ alt veya sol alt köşesi hangi herbaryuma ait ise o herbaryumun özel damgasını taşır. Bu amblem yuvarlak, elips, üçgen veya düz yazı şeklinde olabilir. Yapıştırılacak bitki ömeği düzgün bir şekilde herbaryum kartonu üzerine yerleştirilir. Gövde, dal ve çiçek sapı üzerinden kendinden zamklı beyaz kağıt bant ile bantlanır. Kağıt bant, bantlanacak parçanın kalınlığı kadar olmalı ve parçayı tüm saracak şekilde yapıştırılmalıdır (Şekil 2.b). Kalın gövdelerde metalden yapılmış çatallı raptiyeler kullanılabilir (Şekil 2.c). Selefon bantın yapışkanlığı uzun ömürlü olmadığı için kullanışlı değildir. Bantlama kesinlikle yaprak ve çiçek üzerinden yapılmamalıdır. Herbaryum kartonuna bitkiyi yapıştırmada kullanılan diğer bir yöntem şudur: genellikle tek yıllık ve ince yapıda olan bitkiler bu pens yardımı ile tutularak cam üzerine önceden sürülmüş tutkala sürtülür ve sonra herbaryum kartonu üstüne düzgün bir şekil verilerek yapıştırılır. Bu yöntemde zamklı kağıt bant kullanılmaz.
Herbaryum kartonuna yapıştırılacak olan özel yapılmış herbaryum etiketleri değişik tiplerde olabilir (Şekil 3). Boyutları genellikle 7-11 cm.'dir. Büyük olanlar fazla yer tutacağı için pek kullanışlı değildir. Etiketin üst kısrnında o herbaryumun uluslararası adı basılmıştır. Eğer bitki bir bölge veya ülke florası çalışması için toplanmış ise çalışılan bölge veya ülkenin adı etiketin üstüne yazılabilir (Batı Anadolu Florası, Gökçeadası Florası, Finlandiya Florası gibi). Etiketler herbaryum kartonunun sağ veya sol alt köşesine yapıştırılır. Eğer bitki tip (Typus) bitki ise (Holotypus, Isotypus, Syntypus, Paratypus v.b. gibi) kırmızı renkli tip etiketi yazılarak herbaryum kartonuna yapıştırılır.
1.2.2. Zehirleme
Herbaryum merkezlerinde bulunan bitki ömekleri bazen böcekler tarafından yenilerek bozulabilirler. Bunlar tütün veya sigara böceği (Lasioderma serricorne), eczane böceği (Stegobium paniceum) ve kitap biti (Atropos divinatoria)'dır. Bu zararlı böcekler tüm hayat devrelerini herbaryum örnekleri arasında tamamlayabilirler. Bu nedenle bitkilerin belirli zamanlarda ve belirli yöntemler veya ilaçlarla özel imal edilmiş zehir sandıkları veya odalarında zehirlenmeleri gerekmektedir.
En geçerli ve saglıklı olan yöntem bitki toplanıp kurutulduktan hemen sonra zehirlemektedir. Bu yöntem ile dışarıdan zararlı böceklerin herbaryum merkezlerine girmesi önlenmiş olur. Kolleksiyondaki bitkilerin zehirlenme işlemleri 1 veya 2 yılda bir yapılabilir.
Zehirleme yapılması için özel imal edilmiş dolaplar kullanılır (Şekil 4.a). Şekilde görüldügü gibi kanala konulan su kapak kapatıldıktan sonra zehirli gazların dışarı çıkmasına engel olacak ve zehirlemenin zararsızca yapılmasını sağlayacaktır.
Zehirleme için çeşitli teknikler ve zehirleyici maddeler kullanılır. Bunlardan bazıları aşagıda verilmiştir.
Siyanür gazı: En etkili zehirlerden biridir. Bitkiler özel yapışmış, sızdırmaz metal dolaplar içine yerleştirilir. Siyanür küçük parçalar halinde kırılarak bir kap içersine konmuş suyun içine bırakılır ve dolap sıkıca kapatılır. Siyanürün suda çözülürken çıkardığı gaz ile böcekler ölürler. Siyanür gazı tüm canlılar için tehlikeli olduğu için uygulama, bu konuda yetişmiş uzmanlar tarafından yapılmalıdır.
Paradiklorobenzen: Paradiklorobenzen toz halinde olup, bezdan yapılmış torbalar içine yeter ölçüde konularak herbaryum dolaplarına yerleştirilir. Kristalleri normal oda sıcaklığında buharlaşır. Çoğunlukla herbaryumlarda böcekleri uzaklaştırıcı olarak kullanılır. İnsanlar için tehlikeli olduğundan pek kullanışlı değildir.
Karbonsülfür: Herbaryum merkezlerinde en çok kullanılan bir zehirdir ve oda sıcaklığında buharlaşır. Aleve karşı duyarlı olup patlayıcı özelliği vardır. Zehirleme sızdırmaz metal dolaplarda yapılır. Karbonsülfür bir kap içine yeterli miktarda konur kap dolap içine yerleştirilir ve dolap kapatılır, 36 saat bekletildikten sonra dolap açılarak havalandınlır ve bitkiler çıkanlır. Metal dolaba karbonsülfür gazı konurken ve dolap havalandırma için açıldığında çok dikkatli olmalı, soluk alıp verilmemeli veya özel gaz maskeleri kullanılmalıdır.
Etilendiklorid-Karbon tetraklorid-Karbonsülfür: Bu madde, 3 kısım etilendiklorid ile 1 kısım karbon tetraklorid ve karbonsülfür karıştırılarak elde edilir. Aynı karbonsülfür etkisi gösterdiği gibi etllendiklorid'in patlayıcı özelliği olmaması nedeni ile emniyetli kullanılabilir.
Cıva biklorid: Buna biklorid süblime de derıir. Tüm canlı varlıklar için zehirleyici ve öldürücüdür. Uygulama, kurutulmuş bitki ömeklerirıi eriyik içine batırarak ve bir fırça ile üstüne sürerek yapılır. Cıva biklorid, %95 alkol içine kristal veya toz halinde atılarak eritilir ve doyurulur. Hazırlanan bu eriyik stok olarak kullanılır. Uygulama yapılacağı zarnan stokdan alınan 1 kısım eriyiğe 9 kısım alkol katılarak cam veya plastik bir kapta karıştınlır. Kurutulmuş bitki örnekleri bu solüsyon içine batırılır veya bir fırça ile solüsyon bitki üzerine sürülür. Zehir sürülmüş olan bitkiler tekrar preslere konularak 24 saat bekletilir. Cıva biklorid kalıcı bir zehir değildir. Yıllar geçtikçe etkisini kaybeder. Bazı zehirlenmelere neden olduğu için zehirleme çalışmaları ve isimlendirme çalışmaları sırasında bitkiler el ile tutulacağı için çok dikkatli olmak gerekir.
DDT: Bitkiler presten çıktıktan hemen sorıra toz halinde üstlerine serpilerek veya eriyik hazırlanarak cıva biklorid yönteminde olduğu gibi uygulanır.
Isı şoku: Bitkiler içinde ısıtıcı bulunan metalden yapılmış bir dolap içine yerleştirilir. Otomatik bir düzerıleyici ile sıcaklık 75-80°C'de sabit tutulur. Bu sıcaklıkta 24 saat bırakılır. Metal dolabın, sıcaklığı dışarıya vermemesi için özel bir madde ile korunması yapılmalıdır.
Soğuk şoku: Bitkiler dondurucu içine yerleştlrilerek –8°C'de 2 gün bekletilir. Piyasada satılan tlcari dondurucular en kullanışlı olanlarıdır. Bu yöntem son yıllarda uygulamaya konulmuştur.
Kısa dalga şoku: Özel imal edilmiş mikrodalga fırırılarına yerleştlrilen bitkiler sarıiyede 2450 mHz mikrodalgaya tutulurlar. Mikrodalgalar böcek hücrelerindeki su ve/veya yağ moleküllerirıi sallarlar. Bu sallanmanın neden olduğu sürtünme ile meydana gelen ısı böceklerin hayat devresinin tüm evrelerinde öldürücü etki yapar. Bitkiler kuru olduğu için yapılarında su bulunmayacağından ısınmazlar. Mİkrodalgaya tutma zamanı paket kalınlığına göre değişmektedir. 2.5-5 cm. için 75 saniye, 8-8 cm. için 95 saniye, 15 cm. için 120 saniyedir. Bu yöntem uygulandıktan sonra dolaplara yerleştlrilen bitkilerin yanına bez torbalar içinde Paradiklorobenzen konularak böceklerin gelmeleri önlenir.
Yukarıda belirttiğimiz kimyasal maddeler ile zehirleme insan sağlığı için oldukça tehlikeli olduğundan ısı şoku, soğuk şoku ve kısa dalga şoku yöntemleri son yıllarda uygulanmaya başlayan en geçerli yöntemlerdir.
1.2.3. Herbaryum Dolapları
Eski herbaryum merkezlerinde tahta veya daha değişik yapıdaki dolaplar kullanılmasına karşın bugünkü herbaryumlarda saçtan yapılmış dolaplar kullanılmaktadır (Şekil 4.b). Bu dolapların yangına karşı emniyetli olmalarının yanında kapaklarına yerleştirilen lastik contalar ile toz geçirmezliği de sağlanmaktadır. Bu dolapların yüksekliği kullanılan salona göre düzenlenebilir. Bitkilerin konulduğu rafların yüksekliği, eni ve derinliği bitkinin yapıştınldığı herbaryum kartonundan 57 cm. büyük olmalı ve paket dolap gözlerine rahat girip çlkmalıdır. 20 cm. Yükseklik, 35 cm. genişlik ve 47 cm. derinlik gözler için en uygun ölçülerdir. Göz yüksekliğinin fazla olması durumunda alttaki bitkilerin kınlma ve bozulma olasılığı fazla olacak, geniş olması durumunda ise malzeme ve yer kaybedilecektir.
1.2.4. Kartoteks
Seneler önce kurulmuş ve çok sayıda bitki örnekleri bulunan herbaryum merkezlerinde bu uygulamayı yapmak oldukça güç ve belkide olanaksızdır. Ancak yeni kurulan veya bitki sayısı az olan herbaryum merkezlerinde bu uygulama yapılabilir. Bitkiler herbaryum dolaplarına yerleştirilmeden önce bitki etiketinin üzerindeki tüm bilgiler bir karta yazılıp alınır. Özel yapılmış dolaplara (Şekil 4.c) il, ilçe ve köylere göre alfabetik olarak düzenlenir. Eğer istenirse etiketteki tüm bilgileri kapsayan ikinci bir kart yazılarak cinslere göre yine alfabetik olarak düzenlenebilir. Bu yöntemle belirli bir bölgede çalışacak bir araştıncı bu bölgeye gitmeden önce bölgeden toplanmış örneklerin listesini çıkanr ve çalışmasını planlar.
1.2.5. Bitkilerin Dolaplara Yerleştirilmesi
İsimlendirilen bitkiler benimsenen belli bir sınıflandırma sistemine göre dolaplara yerleştirilir. Ulusal herbaryumlarda o ülkenin bitkileri ile dış ülkelerden değişim yolu ile gelen bitkiler ayrı ayrı dolaplarda bulunurlar. Tüm dünya bitkilerini herbaryumlarında bulundurmaya çalışan uluslararası herbaryum merkezleri bitkilerini ülkeler ve coğrafik bölgelere göre düzenleyebilirler. İsimlendirilmiş, kartona yapışmış, etiketleri yazılmış ve cinsleri içinde türlerine göre ayrılmış örnekler eğer çok ise 5-10 tanesi iki yapraklı bir koruyucu içine konulur. Koruyucunun dışını sağ veya sol alt köşesine bitkinin tür ismi yazılır. Aynı cinsten değişik türleri bu şekilde bir koruyucu içine alındıktan sonra, hepsi birden tekrar bir koruyucu içine yerleştirilir ve sağ veya sol üst köşesine cins ismi yazılır. Her cinsin ilk paketi üstüne o cinsin tüm türlerini kapsayan bir liste konur ve kolleksiyonda bulunan türlerin altı çizilerek herbaryumda bulunan türler belirlenir. Cinsler de familyaları içinde benimsenmiş bir sisteme göre yerleştirilir. Her familyanın başında o familyaya ait cinslerin bir listesi bulunur.
1.2.6. Değiştirme, Ödünç Verme ve Tayine Gönderme
Toplanmış örneklerden fazla olanlar diger herbaryum merkezleri ile degiştirilebilir. Bu durumda toplanamıyan bir çok örnek kolleksiyona girmiş olur. İsimlendirme çalışmaları sırasında isimlendirilemiyen bazı örnekler dışarıya gönderilebilir. Ancak örnek tek ise ödünç olarak gönderilir. Herbaryumda kalan ve gönderilen örneklerin etiketleri ve numaraları aynı olur ve gönderilen örnek orada kalır. İsimlendirmeyi yapan Uzman veya araştıncı numaraların karşısına bitki isimleri yazılı listeyi geri gönderir. Bu gönderme işlemleri için özel hazırlanmış gönderme formları doldurulur. İsimlendirilmiş ömeklerde çalışmalar için diğer herbaryum merkezlerine gönderilebilir. Dışarıya gönderilen veya dışardan gelen bu örneklerin kayıtları özel hazırlanmış kartlara işlenerek izlenir ve düzenlenir. Bir herbaryum merkezinde tüm bu işlerin aynı anda birden fazla merkez ile yapıldığı düşünülürse çok dikkatli ve düzenli çalışmak gerekmektedir.
1.3. Bazı Özel Grupların Herbaryumu
Çiçekli bitkilerin tümüne uygulanan bilgi ve teknikler yukarıda verilmeye çalışılmıştır. Ancak çok geniş ve üyeleri arasında çok farklılıklar gösteren bu bitkilerin bazı grupları için yukarıdaki tekniklerde bazı degişiklikler ve eklemeler yapma zorunluluğunu doğurmaktadır. Bu nedenle bu grupların, herbaryumlarının yapılmalarını ayrı ayrı almakta yarar görülmüştür.
1.3.1. Açık Tohumluların (Gymnospermae) Harbaryumu
Açık tohumlu bitkilerin kozalaklılar grubunda, özellikle çamlarda, kurutulan örneklerde iğne yapraklar çok çabuk dökülürler ve zamanla sadece çıplak dal parçalarına dönüşürler. Ömekler toplandıktan sonra, düzgün bir şekil alması için kurutma kağıdı arasına konarak preslenir ve bir gün bekletilir. Sonra örnek pres'ten alınarak herbaryum kartonu büyüklügünde ve 1.5-2 cm. kalınlıgında yün-pamuk tabakası üzerine konur. Bunun üzeri de ağır selluloid bir tabaka ile örtülür ve tümü beraberce sıkıştırılır. Selluloid tabakanın örnek üzerinde durması, tel raptiyeler ile saglanır. Bu yöntemle yaprakların örnek üzerinde düşmeden durması sağlanabilir.
1.3.2. Sukkulent (Crassulaceae, Aizoaceae) ve Dikenli Bitkilerin (Cactaceae) Herbaryumu
Gövdeleri hacimli ve yapılarında su bulundurdukları için toplanmaları ve kurutulmaları değişik yöntemlerle olur. Tüm bitkiyi preslemek olanaksız olduğu için çabuk kuruması bakımından gövde boyuna veya enine dilim dilim kesilir. Bu durumda dikenlerinin dizilişleri, gövde üzerindeki kanallar ve diğer şekiller daha iyi gözlenebilir. Diğer bir yöntem ise gövdeden kesilen parçaların alkol içine konularak saklanmasıdır. Herbaryum kartonuna sığabilecek örnekler istenirse bir kaç dakika kaynar su içine atılarak bekletilir ve sonra kurutmak için preslere konulur ve suni kurutma yöntemi ile (bir ısıtıcı v.b.) kurutulur. Kaktüslerin çiçekleri gövdeden koparılarak ayrı preslenmelidir. Çiçekler bu şekilde preslenmezlerse, hacimli olan gövde çiçeklerin kurutma kağıdına değmesine engel olacak ve çiçekler kuruma sırasında buruşacaklardır. Etli meyvalar da kurutmada sorunlar yaratabilir. Meyvalar ortadan kesilerek etli kısım çıkanlır ve kabuğu filitre kağıdı pamuk kanşımı ile doldurularak saklanabilir. Pamuklann iki üç kez değiştirilmesi kuruması bakımından gereklidir. Bu yöntemle kurutulmuş meyvanın içi doldurulup sıkı bir şekilde paketlenirse meyvanın şekli ve dış özellikleri iyi korunmuş olur. Küçük olan meyvalarda kabuk birkaç yerinden soyularak kurutma hızlandırılır. Meyvadan yavaşça dışarıya çıkan sıvı kurutma kağıdı tarafından emilir. Eğer pres çok sıkılırsa meyva patlar ve ezilir.
1.3.3. Sucul Bitkilerin (Potamogetonaceae, Najadeceae, Hydrocharitaceae) Herbaryumu
Bu bitkiler göl, bataklık, sulama kanalları ve su birikintilerinde, derelerin yavaş aktığı kısımlarda suya batık halde veya su yüzeyinde bulunurlar. Sucul bitkileri toplamak için şimdiye kadar kullandığımız gereçlere ek olarak lastik çizme (olabilirse kasık çizmesi), lastik eldiven ve derin sularda çalışabilmek için şişirilebilir lastik bot kullanılır. Toplanacak örneklerin meyvalı olanlan seçilmeli, bunun yanında rizomları, su yüzeyinde ve suya batık bulunan yaprakları da toplanmalıdır. Derin sularda çalışırken sağlam bir ipin ucuna bağlanmış ucu kancalı gereçte çok kullanışlıdır (Şekil 5.a). Bu gereçle toplamada nazik ve ince yapılı örnekler biraz parçalansa da dipteki yumru ve vejetatif organları toplamak için oldukça yararlıdır. Yaprakları ince ve zarsı yapıda olan örnekler pres yapılıncaya kadar naylon torbalara konulmalı veya ıslatılmış gazete kağıtlarına sarılmalıdır.
Örneklerden ince yapıda olanlar özel bir kap içinde Su Yosunlarına uygulanan yöntem ile beyaz kağıt üzerine alınırlar ve bir zarf içine konularak herbaryum kartonlanna yapıştırılır.
Örneklerin hangi sulardan toplandığı (tatlı, acı, tuzlu, kükürtlü v.b.) not edilmelidir.
1.3.4. Palmiyelerin (Arecaceae) Herbaryumu
Bu bitkilerin boyunun uzun ve yapraklannın çok büyük olması, toplayıcılar için çeşitli sorunlar yaratır. Ağacın gövde çapı ve duruşu not edildikten sonra, yaprağın iyi bir şekilde ömeklenebilmesi için tüm yaprak sapının (petiolün) alınması gerekir. Hatta 1-2 metre olanlar bile herbaryum kartonuna sığabilecek boylarda kesilirler. Yapraklar da ayni şekilde kesilerek parçalanır ve alınırlar. Ancak yaprak parçalanmadan önce yaprağın tüm özellikleri not edilmelidir (pinna oluşu, yaprakcıklann düzenlenişi gibi).
Şekil 5. Alg ve Mantar Toplama Malzemeleri: a) Alg ternizleme ve kağıt üzerine alma kabı, b) Alg toplama gereci, c) Değişik tipte plankton kepçeleri, d) Mantar toplama kabı. (Orijinal)
2. Çiçeksiz Bitkilerin Herbaryumu
Çiçeksiz bitkiler, bitkiler aleminin büyük ve önemli bİr bölümünü oluştururlar. Bu bitkiler fitoplanktonlar, deniz ve tatlı su yosunları (alg'leri), mantarlar, likenler, karayosunları ve eğrelti grupları üyeleridirler. Bu bitkilerden bazılarına bir önceki bölümde anlattığımız Çiçekli Bitkilerin Herbaryumları yöntemleri uygulandığı gibi, diğer bazılarına ise herbiri için ayrı, kendine özgü yöntemler de uygulanmaktadır. Aşağıda bazı gruplar için uygulanmakta olan yöntemler verilmiştir.
2.1. Su Yosunlarının Herbaryumu
Yosunlar genellikle tatlı ve tuzlu, durgun veya yavaş akan sularda bulunurlar. Fitoplarıkton'lar, mavi-yeşil su yosunları, diatome'ler, yeşil, esmer ve kırmızı su yosunları en önemli gruplannı oluştururlar.
2.1.1. Plankton'ların (Chlorococcales, Volvocales) Herbaryumu
Planktonlar deniz, göl, havuz ve nehir gibi ortamlarda su içinde serbestçe yaşayan küçük mikroskobik yosun ve hayvanlardır. Yosun kısmı fito-plankton olarak adlandırılır. Bir çembere geçirilen ipekten yapılmış ince ağ şeklindeki torbaların su içinde yavaşça çekilmesi ile toplanırlar (Şekil 5.b). Torbanın uç kısmında metalden yapılmış koni şeklinde bir kap bulunur. Koni şeklindeki kabın ucunda bir musluk vardır ve çekme sırasında kapalıdır. Çekme sırasında koni şeklindeki kabın içine toplanan planktonlar musluk açılarak bir tübe alınırlar. Ağın delikleri en küçük flitoplanktonları bile içeriye süzdürebilecek küçüklükte olmalıdır. Toplanan fitoplanktonlar dibe çöktükten sonra üstteki fazla su alınır ve tatlı su yosunlarında verdiğimiz formülle hazırlanan eriyik içine konurlar.
2.1.2. Mavi-Yeşil Alglerin (Cyanophyta) Herbaryumu
Mavi-yeşil alg'ler kimyasal test yapılarak tayin edilirler. Ancak bu tayin için örneklerin kurumamış olması gerekmektedir. Bunun için tatlı su yosunlarını koruduğumuz eriyik içinde saklanabilirler. Tatlı su ve deniz yosunları toplanırken rastlanılan mavi-yeşil yosunlarda toplanırlar. Toplanan bu yosunlar kağıt ve küçük mika parçaları üzerine alınarak kurutulurlar. Mavi-yeşil yosunları tanımak oldukça güç olduğu için botanik bilgisine ve deneyime gereksinim vardır. Yine de bir yol gösterici olarak bu yosunların cıvık ve kaygan bir yapıda olduğu ve isimlerinin renkleri ile uygunluk göstermediği bilinmelidir. Mavimsi-yeşil olabildikleri gibi eflatun, kırmızımtırak, siyahımsı-yeşil veya diğer renklerde olabilirler. Fakat hiç bir zaman çayır yeşili renginde olmazlar. Bu nedenle renkleri dikkatlice gözlenerek not edilmelidir.
2.1.3. Diyatomelerin (Chrysophyta) Herbaryumu
Bu mikroskobik yosunların isimlendirilmeleri için silisyumdan yapılmış bir iskeletlerinin olması gerekir. Yalnız bu tip iskeleti olan diyatomeler toplanmış ise, örnekler havada veya bir pres içinde kurutulabilir veya formol içinde saklanabilirler. Diyatomeler deniz ve tatlı su planktonları içinde bulunurlar. Tatlı sularda ve tatlı su yosunlarının bulunduğu her ortamda diyatomelerin bulunabileceği ve toplanabileceği düşünülebilir. Sarımsı-kahverengi, zeytin yeşili ve grimsi-yeşil renklerde olabilirler. Deniz yosunlarına yapışmış olarak bulunabildikleri gibi kayaların yüzeylerinde, gel-git olayının olduğu yerlerdeki kum ve çamurlarda da bulunurlar. Çamur yüzeyinde bulunanlar bir pipet yardımı ile toplanabilir. Kumda bulunanlar, kum ile birlikte alınarak bir kap içine konulur. Kum dibe çöktükten sonra üstte kalan su başka bir kaba aktarılır ve bir iki saat bekledikten sonra dibe çöken Diyatomeler ayrı bir kap içine alınarak saklanırlar. Kahverengimsi-gri-yeşil ve yapışkan olan türleri liman ve dalgakıran duvarlannda bulunabilirler. Diğer bir ortamda kabuklu deniz hayvanları ve bunların yaşadıkları yerlerdir. Deniz hıyarı (Holothuria)'nın midesi diyatome bakımından oldukça zengin bir kaynaktır.
2.1.4. Deniz Yosunlannın (Chlorophyta, Phaeophyta, Rhodophyta) Herbaryumu
Toplayıcı, aynı ortamdan ve aynı derinlikten toplanan yosunları en küçük örneğe kadar aynı naylon torbaya koymalıdır. Eğer daha aynntılı bir toplama gerekiyorsa küçük ve narin örnekler, plastik tüplere veya küçük kavanozlara, büyük örnekler ise gazete kağıtlan arasına, büyük naylon torbalara veya sepetlere konulur. Kayalık bir ortamda çalışılıyorsa cam kavanoz ve benzeri cam eşya kullanmak çalışma güvenliği bakımından kullanışsızdır. Toplanan örneğin olgunlaşmış olması, adlandırma çalışmalarında çok önemlidir. Genç örneklerin adlandınlması olanaksızdır.
Deniz yosunları bulundukları derinliklere göre değişik toplama araçlan ve yöntemleri ile toplanırlar. Derinliği az olan kıyı bölgelerinde taşlık ve kayalık ortamlarda toplama yapılıyor ise lastik ayakkabı veya çizmeye gereksinim olabilir. Yosunlar bıçak veya kesici bir alet yardımı ile tutundukları ortamdan dikkatlice alınırlar. Bir jeoloji çekici tutundukları ana kayayı kırmak için çok yararlıdır. Su derinliğinin fazla olduğu yerlerde dalışlar yapılarak alg'ler toplanırlar. Bu toplama sırasında balıkadam gözlüğü kullanmak alg'leri iyice görmek için gereklidir. Örnekler naylon torbalara konularak suyun içinde rahatlıkla taşınabilirler. Çok derin sulardaki alg'leri toplamak için balık avlamada kullanılan Trol ağlarından ve sünger toplamada kullanılan Kangava ağlanndan yararlamlır.
Toplama işi bittikten sonra örnekler 3 yöntemle saklanabilirler.
Koruyucu bir eriyik içinde,
Pres yapılarak,
Havada kurutulup, büzülmeye bırakılarak.
1. Koruyucu bir eriyik içinde saklama: Kullanılacak eriyik deniz suyuna %5'lik formol konulması ile elde edilir. Sıcak iklimlerde bu eriyiğin yarısı alkol yarısı formol olarak hazırlanmalıdır. %5'lik formolün hazır olmadığı durumlarda, çalışma ve malzeme taşıma güçlüğü olan ortamlarda çalışırken plastik kapta taşınan %40'lık formol kavanoza konan deniz suyuna burnumuza formol kokusu gelinceye kadar damlatılır. Elde edilen karışım yosunları korumaya yeterlidir.
2. Preste kurutularak saklama: Bu yöntemle kurutmada; pres, kurutma kağıdı, oluklu mukavva, orta kalınlıkta ve düzgün yüzeyli temiz kağıt, kurutma kağıdı boyutlarında kesilmiş beyaz havsız bez veya yağlı kağıt, paslanmaması için çinkodan yapılmış bir küvet, iğne, pens, delikli ince çinkodan yapılmış bir levha veya kalın camdan levha gereklidir.
Toplanan yosunlar deniz suyu veya tatlı suya konularak üzerindeki kum veya diğer yabancı maddelerden iyice temizlenir. Temizlenmiş ve presi yapılacak örnek özel yapılmış kap içine yerleştirilir (Şekil 5.c). Genellikle ince yapılı yosunların su içinde doğal görünüşleri bozulabilir ve tallusları üst üste gelebilir. Bu şekilde kağıt üzerine alınarak pres yapılması, adlandırma çalışmaları sırasında yosunu iyi gözleyemediğimiz için iyi değildir. Bu nedenle pens ve iğne yardımı ile yosunun doğal görünümü verilmeye çalışılmalıdır. Sonra uygun büyüklükte beyaz bir kağıt kabın eğimli kısmından dikkatlice yosunun altına sürülür ve beyaz kağıt altına da delikli çinko veya cam levha yerleştirilir. Beyaz kağıt levha ile birlikte kabın eğimli kısmından yavaş yavaş dışarı çekilirken iğne ve pens yardımı ile yosun kağıt üzerine tüm özellikleri gösterecek şekilde yerleştirilmeye çalışılır. Bu işlemin yapılması sırasında özen gösterilmesi adlandırma çalışmaları sırasında yosunu iyi gözleyebilmemiz için çok gereklidir. Kabın içinden çıkarılan ve üzerinde yosun bulunan beyaz kağıt dik tutularak suyun süzülmesi sağlanır. Sonra kurutma kağıdı (papya) üzerine konulur ve üstüne bez ve yağlı kağıt yerleştirilir. Bez ve yağlı kağıt yosunun kurutma kağıdına yapışmamasını sağlar. Bu işlem her yosun için tekrarlanarak örnekler üst üste konulur ve preslenir. Sıcak iklimlerde yosunlar preste çürümeye başlayabilir. Bunu önlemek için %50 alkol, %5 formülden oluşan koruyucu eriyikte kağıt üzerine alınmadan 2-3 gün bekletilir. Presten çıktıktan sonra alkolde eritilmiş % 1 cıva klorür ile boyanabilir veya %1.8 hidroksi-quinolin sulfat ile muamele edilerek tekrar prese alınıp kurutulurlar.
3. Havada kurutulup büzülmeye bırakılarak saklama: Çalışma sırasında presler yanımızda bulunmuyorsa, toplanan yosunlar gazete kağıtları içine sarılır ve açıkta kurutmaya bırakılır. Ancak doğrudan güneş ışığı altına bırakılmamalıdır. Bu şekilde kurutulan yosunların laboratuvara veya herbaryum merkezlerine getirilirken kırılmamaları için dikkat edilmelidir. Çalışma merkezlerine gelince su içine konularak yumuşatılır. Bir önceki yöntemde olduğu gibi beyaz kağıt üzerine alınarak preslenir ve kurutulurlar.
2.1.5. Tatlı Su Yosunlannm (Chlorophyceae, Conjagatophyceae, Characeae) Herbaryumu
Bu yosunlar, nemin çok yüksek olduğu yerlerde, göllerde, hareketsiz ve durgun sulardaki yüksek bitkiler arasında, akıcı ve durgun akan sularda yeşil veya kahverengi renkleri ile göze çarparlar. Bu yosunların arasında mikroskobik yosunlar da bulunabilir. Bu mikroskobik yosunları toplamak için toplayıcının bir kaşık kullanması ve topladığı örnekleri bir kavanoz veya tüpe koyması gerekmektedir. Toplanan bu örnekleri koruyucu eriyik içinde saklamak adlandırma çalışmaları sırasında büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Bu nedenle örnekler aşağıda verilmiş formüle göre hazırlanan eriyik içinde de korunurlar.
İyot 0.5gr.
Potasyum iyodür 1.0 gr.
Glasial asetik asit 4 cc.
Formol 24 cc.
Su 400 cc.,
Su olarak yosunlann toplandığı ortamdaki (göl, dere, havuz gibi) su kullanılabilir.
Tatiı sularda bol olarak görülen Characeae üyelerinin toplanması için en uygun yöntem tırmık veya ucunda değişik yönlere bakan uçları olan kancalardır (Şekil 5.a). Sığ ve kıyıya yakın yerlerde çalışırken elle veya sopa ile toplamalarda örneklerin köklü alınmasına dikkat edilmelidir. Daha derin sularda tırmık veya ipin ucuna bağlanrnış kanca ile toplama yapıldığında örnekler bazen zorunlu olarak parçalı halde toplanacaktır. Dioik türlerde her iki eşeyden de örnek alınmasına dikkat edilmelidir. Bir çok Characeae üyelerinde üreme organları yaz aylarında, çok az üyelerinde ise ilkbahar aylarında olgunlaşırlar. Toplanan örnekler eğer o anda prese konmayacak ise çift kat gazete kağıdına rulo halinde sarılarak pres yapılacak yere kadar veya bir gün boyunca saklanabilirler. Ancak sıcak havalarda gazete kağıdını nemli tutmak örneğin kuruyup kırılmaması ve parçalanmaması için çok önemlidir. Toplanan örnekleri naylon torbalar veya taşıma kutuları içine rastgele koymak örneklerin birbirleri ile karışmasına neden olacaktır. Characeae türlerinden bazıları eğer dikkatlice herbaryumu yapılırsa ve özenle kurutma kağıtları arasına yerleştirilirse diğerlerinden çok daha iyi herbaryum örneği olurlar. Eğer örnekler kötü kurutulmuş ve özenle preslenmemişlerse görünüşleri çok kötü olur ve bu örnekler ilmi çalışmalar için yararlı olmazlar. Characeae familyasından Nitella cinsi yosunlara uygulanan yöntem ile kurutulur. Characeae türlerinin herbaryum yapılırken gazete kağıdının çift kat kullanılması yararlıdır. Ancak yosunlar da olduğu gibi üzerine bez konularak pres yapılmalıdır. Üreme organları bulunan örneklerden bir kaç tanesi koruyucu eriyik içine konulmalıdır.
2.2. Mantarların Herbaryumu
2.2.1. Mantarların Toplanması
Toplama yöntemi toplanacak mantarın cinsine göre değişir. Ağaç kabuk veya toprak üzerinde bulunan mantarlar yani kolayca pres olmayanlar toplandıktan sonra gazete kağıdı veya plastik kaplara konulur. Şapkalı mantarlar ise gazete kağıdı veya yağlı kağıda ayrı ayrı sarıldıktan sonra göz göz ayrılmış özel tahta veya metal kutulara (Şekil 5.d) veya plastik kaplara yerleştirilir. Yapraklar veya otsu bitkiler üzerinde bulunan parazit mantarlar, üzerinde bulundugu çiçekli bitki ile beraber toplanır ve bitkiler çiçekli bitkiler herbaryum yöntemi uygulanılarak pres edilirler.
Mantar toplanmasında gerekli olan malzemeler:
Metal kutu, sepet veya plastik kap.
Çakı, budama makası, küçük testere gibi kesiciler
Gazete kagıdı veya yaglı kagıt.
Toprak mantarları için kagıt zarflar.
Cam kavanozlar (alkol veya formolde saklamak için),
Pres ve kurutma kagıt1arı,
Arazi not defteri,
Boyuna asılabilecek küçük bir büyüteç.
2.2.2. Mantarlann Korunması
Çalışmalar için degişik mevsimlerde toplanan mantarların korunması genel olarak bir sıvı içinde yapılır. Bu koruyucu sıvı %40'lık formolden %5. glasial asitten %5, %70'lik alkolden %90 koyarak hazırlanır.
2.2.2.1. Renkli Mantarlann Korunması
Bu tür mantarların korunabilmesi için özel hazırlanmış eriyikler içinde saklanması gerekmektedir.
Renkleri suda kaybolmayan mantarlar için;
Cıva asetat 10 gr.
Glasial asetik asit 5 cc.
Su 1 000 cc. şeklinde hazırlanır.
Renkleri suda kaybolan mantarlar için;
Cıva asetat 1 gr.
Dogal kurşun asetat 10 cc.
Glasial asetik asit 10 gr.
Alkol (%90) 1000 cc. şeklinde hazırlanır.
Çinko sülfürlü koruyucu;
Çinko sülfür 25 gr.
Formol (%40) 10 cc.
Su 1000cc. şeklinde hazırlanır.
2.2.2.2. Yeşil Bitkilerin Parazitik Mantarlar ile Birlikte Korunması
Parazit mantarları taşıyan bitkilerin yeşil renkleri ile korunması arzu edilir. Bunun için yeşil bitkiler 4 oran suyu 1 oran doymuş glasial asetik asit ile bakır asetat kristalleri konularak hazırlanmış eriyik içinde kaynatılırlar. Bu kaynatma işlemi, bakır asetatın bitkideki klorofil çözüp yerine geçinceye kadar devam eder. Bu şekilde işlem görmüş ömekler %5'lik formol içinde saklanırlar. Daha iyi bir yöntem ise ömekler %5'lik bakır sülfat içinde en az bir saat yıkanırlar. Yıkanan örnekler 1000 ml.saf suya %5-6'lık kükürt dioksit eriyiğinden 15 ml. konularak hazırlanmış karışımın içine konularak kapalı bir kapta saklanırlar. Meyvalar için eriyik içine 20-30 rnl. beyaz gliserin ilave edilmelidir.
2.2.2.3. Kültür Mantarlarının Stoklarda Saklanması
Stoklarda canlı olarak saklanması istenilen mantarlar agar-agar üzerine –20°C'de ortalama 6 ay ile en çok 1 yıl arasında tutulurlar. Bu zaman içinde ölmemeleri için tekrar kültür yapılması gerekmektedir. Diğer bir yöntem ise sterilize mineral yağının içine atılarak (yağ içinde devamlı batık duracağı için) senelerce saklanması söz konusudur. En iyi yöntem olarak sporların liofil ile muamele görmesi veya kuru olarak dondurulup saklanmasıdır. Bu yöntem ile en az 20 yıl kültüre alınmadan saklanması mümkündür.
2.2.2.4. Mantarlann Kuru Olarak Saklanması
Mantarlar kuru olarak çok uzun yıllar saklanabilirler. Otsu bitkilerin üzerinde, yapraklarında bulunan parazit mantarlar, o bitkilerin preslerde kurutulması ile uzun yıllar saklanabilir. Şapkalı mantarlar toplandıktan sonra tahta veya metal kutular içinde kurutulmaya bırakırlar. Kurutulmuş mantarlar, büyüklüklerine göre yapılmış gözlerin içine konularak saklanırlar. Böceklerden korunmaları için paradiklorobenzen ile zehirlenirler.
2.3. Likenlerin Herbaryumu
2.3.1. Likenlerin Toplanması
Likenler kaya, taş, ağaç, odun, ağaç kabuğu, sürgün, yaprak, çürümüş ağaç gövdesi üzerinde, yosunlar arasında ve seyrek olarakta kemik, cam ve deri parçaları üzerinde yetişebilirler. Bu çok değişik ortamlarda yetişmeleri nedeni ile farklı toplama yöntemleri uygulanır. Likerıin toplandığı ortamın tam olarak tanımlanması gerekir. Ömeğin: kayanın cinsi, üzerinden toplandığı ağacın cins ismi, gölge ve nem durumu tam olarak not edilmelidir. Bu bilgiler likenlerin adlandırılması için çok önemlidir. Toplama için gerekli olan gereçler şunlardır.
Bir jeolog çekici.
Kısa uçlu bir keski, sert keskin bir çakı (gerektiğinde çekiç vuruşlarına dayanıklı olrnalı), budama makası (sürgünler için) gibi kesiciler,
Arazi not defteri,
Pres, kurutma ve gazete kağıtları,
Gazete kağıtlarından hazırlanmış değişik boyda zarflar
Boyunda taşınabilecek bir büyüteç
Likenler vejetatif şekillerine göre şu başlıklar altında toplanabilir.
Kabuksu (Krustaseus) Likenler
Bu likenlerin tallusları ağaçlar, topraklar ve kayalar üzerinde az veya çok gelişmiş bir kabuk oluştururlar. Liken bulunduğu ortama çok yakındır ve bazen tamamen gömülmüştür. Likenleri toplarken bağlı bulunduğu ortamdan kopanlmaya çalışılırsa, adlandırmada çok önemli olan likenin kenarları bozulacağı için kesinlikle adlandırılamazlar. Bu şekilde toplanan örneklerin hiç bir ilmi değeri yoktur. Bir çok tür ise sarı-kahverengi renkte olduğu için bu renk tonları çok iyi gözlenmeli ve değişik türlerin toplanılmasına çalışılmalıdır. Kabuklar ve odunlar üzerinde bulunan likenler genellikle bir çakı yardımı ile likenin hemen altından kabuk veya ağaçtan bir parça kesilerek alınırlar. Sürgünlerde bulunanlar ise bağ makası ile kesilerek alınır.
Karayosunları ve topraklar üzerinde bulunanlar genellikle çok narindir ve dikkatlice toplanmalıdır. En iyi yöntem, liken bir çakı yardımı ile hemen altından alınmalı ve kütle halinde bir kutuya konulmalıdır. Eğer kutu yoksa kalınca kağıttan yapılmış bir zarf içine konularak düz bir durumda tutulmalı, sallama ve titremelerden korunmalıdır.
Kayalar üzerindeki likenleri toplarken, likenlerin üzerinde geliştikleri kayadan büyükçe bir parça koparılarak alınır. Üzerinde değişik türlerin bulunduğu büyük kaya parçalarını koparmak, tek bir liken türünün bulunduğu küçük parçaları koparmaktan daha iyidir. Bu şekilde toplanan kaya likenleri bir kağıda sanlır ve çantada birbirlerine sürterek örneklerin bozulmamaları için kalın kağıtdan yapılmış zarflar içine yerleştirilirler. Kaya likenlerini bir çakı yardımı ile kayalar üzerinden sağlam bir şekilde sıyırarak almak olanaksızdır ve örnekler alınırken bozulurlar.
Yapraksı (Follos) Likenler
Kabuksu likenlerde uygulanan yöntemin aynısı uygulanır. Likenin tam olarak toplanılmasına hatta örnek büyük olsa bile dikkat edilmelidir. Likenler içinde renklerini en fazla değiştiren yapraksı likenlerdir. Bunun için toplandığı andaki rengi adlandırma çalışmalarında çok önemli olduğu için kesinlikle not edilmelidir.
Dalsı (Fruticos) Likenler
Toplanması oldukça kolay olan örneklerdir. Toplanma sırasında kaide diskleri bağlı bulundukları ortamdan kolaylıkla ayrılmazlar. O nedenle dikkatlice kaide diskinin likenle beraber alınmasına çalışılmalıdır. Bağlı bulundukları ortamın özelliklerinin not edilmesi çok önemlidir. Özellikle Usnea cinsinde.
2.3.2. Likenlerin Saklanması ve Etiketlenmesi
Likenler çok yavaş kurutulmaya bırakıldıkları zaman üzerlerinde pas ve mantarlar kolaylıkla gelişebilir. Bunun için kesinlikle çok iyi kurutulmalıdırlar. Kabuklu likenler güneş ışığı altında veya orta sıcaklıktaki bir odada 24-46 saat kurutulmaya bırakılırlar. Yapraksı ve çalımsı likenler kurutma kağıtları arasında kurutulmalı ancak pres içinde sıkıştınlmamalıdırlar. Kurutma kağıtlarının ağırlığı yeterince baskı yapacağı için sıkıştırmaya gerek yoktur. Çalımsı likenler taze iken pres edilmelidirler. Dikkat edilecek nokta adlandırma çalışmalannın rahat yapılabilmesi için tallusları düzgünce açılarak iyi görünmeleri sağlanmalıdır. Örnekler kurumuş ise nemlendirilerek gevşetilir ve sonra pres edilirler. Bu yöntem Usnea cinsi için kolaylıkla uygulanabilir.
Örnekler kurutulduktan sonra kalın kağıttan yapılmış zarflar içine yerleştirilir. Külah veya şapka şeklinde olan zarflar en kullanışlı olanlandır. Külahın tepe kısmı katlanarak ek bir kapak da oluşturulabilir. Eğer normal zarflar kullanılıyorsa zarfın zamklı kısmının likene değmemesine dikkat edilir. Bu şekildeki içinde liken ömekleri bulunan zarflar herbaryum kartonlanna zarfın altına zamk sürülerek yapıştınlır. Kaya likenleri ise kaya parçası ile bir fılitre kağıdına sanlarak zarfın içine yerleştirilir.
Tüm bilgiler herbaryum merkezinin özel etiketi üzerine yazılarak, etlket zarfın üstüne yapıştınlır.
2.4. Ciğerotları Karayosunlarının Herbaryumu
Ciğerotları ve Karayosunları, ağaç kabukları, toprak ve kayalar üzerinde, çok nemli olan kaya oyuklarında, eğreltl otu rizomlan, su serpintilerinin çarptığı kayalarda ve bazı türler ise durgun veya akan sularda batık olarak bulunurlar. Likenlerin toplanmasında kullanılan gereçler (budama makası hariç) kullanılır. Doğada çok karmaşık ve iç içe bulunduklarından arazide türlere ayrılarak toplanmaları oldukça zordur ve özellikle küçük örnekler toplama sırasında gözden kaçabilir. Özel olarak bir grup ile çalışan toplayıcılar arazide ömekleri tanıyıp sınıflandırabilirler. Ancak tüm ömeklerin toplanması yapılıyor ise o zaman bazen bir zarf içine birden fazla tür girebilir. Bu türlerde adlandırma sırasında ayrılarak ayrı ayrı zarfların içine konulur ve toplama numarasına a. b. c diye ayrılarak numaralanır (Ömek: 3253-a. 3253-b. 3253-c gibi). Ağaç kabukları üzerinde bulunanlar çakı ile sıyrııarak kabukla beraber, kayalar üzerinde bulunanlar ise kaya çekici ile kınlarak örneğe zarar vermeden alınırlar. Toprak üzerinde bulunanlar çakı yardımıyla ince bir toprak tabakası ile beraber alınmalıdır. Toplanacak karayosunlarının kapsüllü olmasına dikkat edilmelidir. Kapsüllü durumuna her zaman rastlanmaz. O zaman vejetatif kısımları alınır. Bu durum gözönünde tutularak karayosunları adlandırma anahtarları vejetatif karakterlere göre de yapılmıştır. Gerçekte, bazı karayosunlarının kapsülleri bile bilinmemektedir. Bu nedenle kapsüllü örnekler toplanırken, steril (kapsülsüz) örneklerden de alınmalıdır. Toplanan örnekler önceden hazırlanmış gazete kağıtlarından yapılmış zarfların içine konulur ve zarfın üstüne toplama numarası yazılarak, aynı numara deftere yazılır ve karşısına da toplandığı ortam (kaya, ağaç, toprak, su v.b.) ve toplandığı ağacın türü yazılır. Eğer ağacın tür ismi bilinmiyorsa, sonradan adlandırmak için ağaçtan örnek alınır. Bu şektide zarflara konulmuş örnekler kurutma kağıtları arasına yerleştlrilerek kurutulur, ancak presin sıkılması gerekmez. Örnekler üst üste konulduğundan kendi ağırlıkları yeterlidir.
Adlandırma çalışmaları sırasında kurumuş örneğin kapsüllü ve vejetatif kısımlarından parça koparı
Botanik
-
Bitkisel Hormonlar Nelerdir?
-
Bitkisel Hormonları Nelerdir? Auxinler - Oksin Bitki Büyüme Hormonlarının Görevleri Nelerdir?
-
Pinus cembra - İsviçre Fıstık Çamı
-
Pinus banksiana - Banks çamı
-
Pinus aristata (Higori çamı)
-
Palinoloji – Polen Bilimi Hakkında Bilgi
-
Kaktüsgiller - Cactaceae Hakkında Bilgi
-
Papatyagiller - Asteraceae Hakkında Bilgi
-
Karanfilgiller - Caryophyllaceae Hakkında Bilgi
-
Periyant Nedir ? Periant (Çiçek Örtü Yaprakları)
-
Bitki Yaprak Tipleri Ve Görevleri - Yaprak Çeşitleri
-
Bitkilerde Gövde Çeşitleri ve Gövdenin Görevleri Nelerdir ?
-
Opuntia ficusindica - "Dikenli İncir"
-
Bitkilerde Bulunan Doğal Renk Maddeleri
-
Bitki Stresi: Abiyotik ve Biyotik Faktörler