Doğa adına sevindirici görüntüler peş peşe geliyor
Birkaç gündür basında Türkiye'nin çeşitli yerlerinde yılanların görülmeye başladığı haberlerini mutlulukla izliyoruz. Bahar geldi ve doğa uyanıyor.
Kış uykusundaki kurbağalar, semenderler, yılanlar, kertenkeleler, yer sincapları, yedi uyurlar vb pek çok canlı artık uyanıyor ve ekosistemdeki görevlerini sürdürmek üzere aktivite göstermeye başlıyorlar. Doğa bütün coşkusuyla uyanıyor.
Bu canlıların hepsi ülkemiz doğasının biyolojik zenginlikleridir. Hiç birisi korkulacak bir şey veya yok edilmesi gereken bir düşman değildir.
Fotoğraf: Prof.Dr. Mustafa Sözen
Türkiye doğasında 60'a yakın yılan türü yaşamaktadır ve bunlardan 10 kadarı dünya üzerinde sadece ülkemizde yaşayan endemik türlerdir. Hiç bir yılan türü doğrudan insana saldırmaz ve ülkemizdeki yılanların çoğu zehirsizdir. Zehirli olan türlerin 14 tanesi engereklerdir ve zehirli olmalarına rağmen oldukça uysal yılanlardır. Ekosistemde özellikle farelerle beslenerek doğada aşırı çoğalmaları ve böylece insanlara zarar vermelerini, tarım alanlarına zarar vermelerini, pek çok hastalığı insana bulaştırmalarını engellerler. Bu yüzden insanların karşılaştığı hiç bir yılanı öldürmemesi gerekir.
Fotoğraf: Prof.Dr. Mustafa Sözen
Maalesef bugünlerde ortaya çıkan yılanlarla ilgili üzüntü verici ve insanları hatalı yönlendiren haberler basında sıkça yer almaya başladı. Örneğin 2 gün önce Mardin'de çok sayıda su yılanının (Natrix tessellata) görüldüğü ve hepsinin mahalleli tarafından öldürüldüğünü okuduk. Daha bugün ise Hakkari'de görülen zararsız bir yılan türü olan Yarısucul yılanın (Natrix natrix) görülmesi "Korkutan görüntü" başlığıyla basıda yer aldı. Bu oldukça hatalı işlenmiş haber ve yorumlarından ötürü bu basın kuruluşlarını kınıyorum. Aynı zamanda insanlarımızı bu konuda yeterince bilgilendirememiş olmamızdan dolayı da ülkem adına üzülüyorum. İnsanlarımıza Biyolojik çeşitliliğimiz, zenginliğimizi çok iyi bir şekilde öğretmeli ve bir yılanın görülmüş olmasının korkulacak bir şey değil, mutluluk duyulacak bir şey olduğu bilincini yerleştirmeliyiz.
Fotoğraf: Prof.Dr. Mustafa Sözen
Bir Yaban hayatı uzmanı olarak bu konudaki görüşümü hem basına, hem kamuoyuna, hem de öğrencilerime ve arkadaşlarıma duyurmak istedim.
Saygılarımla
Prof. Dr. Mustafa SÖZEN
20 Nisan 2020
Zooloji Haberleri
-
Komodo Dişleri, Theropod Dinozorların Dişleriyle Çok Benziyor
-
Biyologlar yeni kaplan böceği türünü ortaya çıkarıyor: Eunota houstoniana
-
Bilim insanları yeni bir geko türünü ortaya çıkardı
-
CT taramalarında ortaya çıkan tuhaf yılan benzeri solucanların sırları
-
Dev kaplumbağalar yok edildikten 600 yıl sonra Madagaskar'a geri döndü
-
Hindistan kaplanları iklim ve insan baskısı arttıkça yükseklere tırmanıyor
-
Kitlesel Yok Oluşlardan Kurtulan Memeliler, ‘Genel Yiyici’ Değildi
-
Avrupa’da Bilinen Son Timsah 4,5 Milyon Yıl Önce Yaşamıştı
-
Ağaç kesimi ve iklim değişikliği dağ kuşlarını tehdit ediyor
-
Biyologlar, istilacı, etobur kurbağaların artık Georgia'da ürediğini söylüyor
-
Myanmar'da yeni bir çukur engereği türü keşfedildi.
-
Çin'de yeni bir iguana türü keşfedildi
-
Dev Dinozor Leşleri, Yırtıcılar İçin Önemli Bir Besin Kaynağıydı
-
Yarasalar 50 Milyon Yıl Önce de Ekolokasyon Kullanıyordu
-
Anadolu parsı aylar sonra yeniden görüntülendi