DNA Çalışmasına Göre, Mamutları İklim Değişikliği Yok Etti
On yıl süren çevresel DNA araştırması, buzul erimesinin tüylü hayvanları kaçınılmaz bir sona sürüklemiş olabileceğini gösteriyor.
İnsanların diğer türleri yok olmanın eşiğine ve hatta yok olmaya itme yatkınlığından dolayı, soy tükenmesiyle ilgili anlatılarda insanlar nadiren iyi olarak tasvir edilir. Ancak son 10 yılını türlerin soyunun tükenmesine gerçekten neyin sebep olduğunu bulmak için yerdeki mamut idrarı, dışkısı ve cilt hücrelerinin izlerini derinlemesine inceleyen uluslararası ekipteki bilim insanlarına göre, tüylü mamutlar konusunda insanlık olarak adımızı neredeyse tamamen temize çıkardık.
Cambridge Üniversitesi’nde jeogenetikçi ve ekibin sonuçlarını yayınladığı yeni makalenin başyazarı Yucheng Wang’ın, St. John’s College’ye yaptığı açıklamada, “Pleistosen adı verilen son Buzul Çağı, buzulların erimeye başladığı ve mamut sürülerinin dolaşım aralığının azaldığı 12.000 yıl önce sona erdi.” dedi.
Wang, “Çevresel DNA’nın karmaşık detaylarından yola çıkıp, bu memelilerin nüfus dağılımlarını oluşturduk, nasıl gitgide hem kendilerinin hem de genetik çeşitliliklerinin küçüldüğünü ve bu durumun onların hayatta kalmalarını nasıl daha da zorlaştırdığını gördük.” diyerek ekledi.
Modern mastodonlarla karıştırılmaması gereken tüylü mamutlar (Mammuthus primigenius), fillerin tüylü kuzenleri olan etkileyici bir türdü. Rusya’nın Wrangel Adası’nda yaklaşık 4.000 yıl öncesine kadar, Stonehenge’in tamamlanmak üzere olduğu zamanlar, bir mamut nüfusu hayatta kalsa da diğer tüm mamutların nesli o zamana kadar çoktan tükenmişti.
Peki, soylarının tükenmesine neden olan şey neydi? Arizona Üniversitesi’ndeki bir yerbilimci tarafından 1960’lardan bu yana öne sürülen “overkill (gereğinden fazla öldürme) teorisi”, Buzul Çağı’ndaki dev hayvanların insan avcılar tarafından yok edildiğinin varsayılmasına neden oldu. Bu teori yalnızca mamutları değil, aynı zamanda kılıç dişli kediler ve dev tembel hayvanlar gibi canlıları da içeriyordu. Birçok araştırmacı bu teoriye sıcak bakmıyor.
Logata Nehri kıyısında bir mamut dişi. C: Johanna Anjar
Ayrıca mamutların neslinin tükenmesinde rol oynadığı düşünülen bir başka teori de doğal çeşitlilikte yaşanan iklim değişikliği. Bu teori, daha sulak bir dünyanın büyük memeliler için mevcut olan yiyecek miktarını büyük ölçüde değiştirdiğini ve soylarının tükenmesine neden olduğunu ileri sürüyor.
Araştırma ekibi, son 50.000 yılı kapsayan 500’den fazla donmuş toprak ve göl tortusu örneğinden elde edilen antik çevresel DNA’yı inceledi ve bu tarihsel genetik bilgiyi, ilk kez dizilen yaklaşık 1.500 modern bitki genomundan elde edilen bilgilerle karşılaştırdı. Sonuçlar Nature dergisinde yayınlandı.
Ekip, bir zamanlar Kuzey Kutbu’nda bitki örtüsünün eşit bir şekilde yayıldığını tespit etse de (yukarıda belirtilen türlerin tümü için harika bir haber) daha sıcak ve daha sulak bir iklimin başlaması, bu bitki örtüsünün ortadan kalkması anlamına geliyordu. Bitki örtüsünün değişimi de mamutların soyunun tükenmesiyle aynı zamana denk geliyor. Buzullar eriyince, mamutların otladığı çalılık yerlerde ağaçlar ve sulak bitkiler büyümeye başladı.
Cambridge Üniversitesi’nde jeogenetikçi ve makalenin ortak yazarı Eske Willerslev, “Değişim o kadar hızlı gerçekleşti ki hayatta kalmak için adapte olamadılar ve evrimleşemediler.” dedi. “Bu olay, tarihten ders çıkarılması gereken bir ders; iklim değişikliğinin ne kadar öngörülemez olduğunu gösteriyor: Bir şey kaybolduğunda, geri dönüş yok.”
Ayrıca ekip yazdıkları makalede, eDNA sonuçlarının mamutların bazı bölgelerde, özellikle Avrasya ve Alaska’da, fosil kalıntılarının gösterdiğinden daha uzun süre yaşadıklarına işaret ettiğini belirtti. Aynı şekilde tüylü gergedanların, Buzul Çağı atlarının ve bizonların eDNA kalıntıları da fosil tarihlemelerinden daha eskiye dayandığını, dev hayvanların dramatik değişiklikler karşısında bile (en azından bir süreliğine) dayandıklarını gösteriyor. Bu dev hayvanlar, insanlarla bir arada bazı bölgelerde uzun süre yaşadıkları için overkill teorisiyle uyuşmuyor.
Yeni araştırma mamutların soyunun tükenmesinin nedenlerine ışık tutarken, başkalarının onları geri getirmeye çalışmasını engellemedi. Geçen ay Colossal adlı bir girişim, DNA teknolojisini kullanarak altı yıl içinde bir tüylü mamut yavrusunu hayata getirmeyi planladığını söyledi. Hayvanın bir zamanlar bildiği dünyanın çoktan gitmiş olmasına ve şu an sahip olduğumuz dünyanın inanılmaz bir hızla ısınmasına rağmen.
Yazar: Elifnur Bingöl
Gizmodo. 21 Ekim 2021.
Makale: Wang, Y., Pedersen, M. W., Alsos, I. G., De Sanctis, B., Racimo, F., Prohaska, A., … & Willerslev, E. (2021). Late Quaternary dynamics of Arctic biota from ancient environmental genomics. Nature, 1-7.
ArkeoFili: "DNA Çalışmasına Göre, Mamutları İklim Değişikliği Yok Etti"
Genetik Haberleri
-
Son Neandertal’in DNA’sı: 50.000 Yıllık İzolasyon ve Soy İçi Üreme
-
52.000 Yıllık Donmuş Mamut Derisinden Antik DNA Elde Edildi
-
Bu Toplu Mezar, Avrupa Genomunun Oluşumunu Aydınlatıyor
-
Tiny TnpB: Bitkiler için yeni nesil genom düzenleme aracı tanıtıldı
-
Bize Miras Kalan Neandertal DNA’sı, Otizm Duyarlılığını Etkiliyor
-
Papua Yeni Gine Yerlilerinin Genetik Adaptasyonları Keşfediliyor
-
Neolitik Dönemde Y Kromozomu Çeşitliliği Neden Azaldı?
-
Antik DNA ile Avarların Sosyal Yaşamı Ortaya Çıkıyor
-
Allopatrik türleşme nedir ? Nasıl Gelişir ?
-
Maryland’teki “Kölelerin” Yaşayan 42.000 Akrabası Bulundu
-
Araştırmacılar kediler, yunuslar, kuşlar ve düzinelerce başka hayvanın genom haritasını çıkarıyor
-
Kolombiya'da nadir görülen bir kuş türünde "gynandromorphy" gözlemlendi
-
Kurumaya dayanıklı bitkiler için genom veritabanı yayınlandı
-
En son DNA barkodlama teknolojisiyle İsrail'in tatlı su balık türleri listesinin yeniden gözden geçirilmesi
-
İnsanların Daha Önce Bilinmeyen Bir Dokunma Duyusu Keşfedildi