Denizlerimizde kalan az miktarda balığın avlanması
Aşırı avlanma, denizlerimizdeki balıkların yok olmasındaki en büyük suçludur. Avrupa'daki son durum oldukça iç karartıcıdır: kuzey doğu Atlantik, Baltık ve Akdeniz'deki neredeyse her on ticari stoktan dokuzu aşırı avlanmaya maruz kalmıştır. Bu stoklardan yaklaşık üçte biri o kadar aşırı bir avlanmaya maruz kalmıştır ki, çoğalma kapasitesini kaybetme riskiyle karşı karşıyadır.
Yalnızca son on yıl içerisinde, Avrupa Birliği'ndeki toplam avlanma üçte bir oranında azalmış(12) ve Avrupa'daki tatlı su balıkçığı bu düşüşü karşılayamayacak düzeyde kalmıştır. Dünya genelindeki kişi başına balık tüketimi 1973 yılından bu yana iki katına çıkmıştır. Avrupalılar yıllık olarak ortalama 21 kg deniz mahsulü tüketmektedir, bu ortalama dünya genelinde 17 kg ve ABD, Çin ve Kanada'da yaklaşık 25 kg düzeylerindedir. AB içerisinde balık tüketimi konusunda olukça farklı rakamlar görülmektedir. Örneğin, Romanya'da tüketim kişi başına 4 kg iken, Portekiz'de 57 kg'dır.
Avrupa'nın balık ihtiyacının karşılanması için, tüketilen balığın yaklaşık üçte ikisinin ithal edilmesi gerekmektedir(13). Bu da Avrupalıların dünyanın diğer bölgelerindeki balık stokları ve tatlı su balıkçığı üzerinde etkiye sahip olduğu anlamına gelir. Günümüzde tüketiciler, işleyiciler ve toptancılar her geçen gün aşırı avlanma konusunda daha fazla endişe duymaktadır ve çoğu zaman tükettikleri ve sattıkları balıkların iyi yönetilen ve sürdürülebilir balıkçılıktan elde edilmesini talep etmektedir. Ancak, bu garantinin verilmesi Avrupa sularındaki birçok balık stoku için oldukça zordur.
Avrupa'da gerçekleştirilen en son Ortak Balıkçılık Politikası gözden geçirme çalışmasında (14) balıkçılık faaliyetlerine deniz ve çevre açısından daha geniş bir perspektiften bakılmaya çalışılmıştır(15). Avrupa'nın dışındaki balıkçılık faaliyetlerinin ekolojik olarak sürdürülebilirliğine daha fazla önem verilecek ve bu balıkçılık faaliyetlerinin geleceğimizi tehlikeye sokmadan doğal kaynakları sorumlu bir şekilde kullanarak gerçekleştirilmesi ve yönetilmesi sağlanacaktır. Avrupa balıkçılığının kurtarılması için benimsenen bu yeni yaklaşımın mevcut uluslararası rejimde nasıl uygulanacağının ve küresel deniz çevresinin (Kutu 2) değerlendirilmesi için önerilen standart sürecin görülmesi önem taşımaktadır.
Deniz çevresinin küresel ölçekte değerlendirilmesine doğru
2002 tarihli Sürdürülebilir Kalkınma Dünya Zirvesi, Johannesburg Uygulama Planı, 2015 yılına kadar balık stoklarının maksimum sürdürülebilir düzeye ulaştırılması da dahil balıkçılık yönetimine ilişkin spesifik hedefler içermektedir. Ayrıca, hem mevcut, hem de öngörülebilir sosyo ekonomik yönlerin ve mevcut bölgesel değerlendirmelerin dikkate alınması dahil, deniz çevresinin durumunun küresel olarak raporlanması ve değerlendirilmesi için Birleşmiş Milletler bünyesinde bir ‘standart süreç’ oluşturulması ihtiyacı da tanımlanmıştır.
Bu önemli adım, küresel ortak sürdürülebilirliğin korunması ve yönetilmesi için merkezi uluslararası çabaların sarf edilmesi ihtiyacını ortaya koymuştur. Ülkelerin sürdürülebilir uzun vadeli hedefleri gerçekleştirmesini sağlamak üzere atılan sağlam, eylem merkezli bir sürecin başlangıcını meydana oluşturur.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, öneriyi 2005 yılında programına dahil etmiş (16) ve 2009 yılında küresel değerlendirmenin bilimsel altyapısının oluşturulması için bir Uzmanlar Grubunu görevlendirmiştir. Ancak, tüm uluslararası süreçlerde olduğu gibi Küresel Raporlama ve Değerlendirme Standart Sürecinin de uygulanması yıllar alacaktır.(17)
11."Our Endangered Oceans", Dr. Richard Moss, WWF
12. Eurostat, Avrupa Komisyonu, Komisyon çalışma belgesi ‘Ortak Balıkçılık Politikası reformuna ilişkin yansımalar’
13. European Commission Statistics: ec.europa.eu/trade/creating-opportunitie...es/statistics/#stats
14. AB Anlaşmaları, balıkçılık yönetimini Topluluğun özel yetkilerinden biri olarak belirlemiştir. Balıklar ulusal yetki alanları arasında dolaştıklarından ve
balıkçılar da balıkları takip ettiğinden dolayı, uzun bir süre önce Özel Ekonomik Bölgeler oluşturulmuş ve Ortak Balıkçılık Politikası belirlenmiştir. CEC, 2009 yılında Avrupalı balıkçıların karşı karşıya kaldığı en büyük sorunların çözümüne yönelik yapılması gereken değişiklikleri özetleyen bir yeşil makale yayınlamıştır. Ortak Balıkçılık Politikası Reformu, Brüksel, 22.4.2009COM(2009)163 nihai.
15. Avrupa Parlamentosu ve Konseyi'nin deniz çevre politikası alanındaki Topluluk faaliyetleri için takip edilecek çerçeveyi belirleyen, 17 Haziran 2008 tarihli ve 2008/56/EC sayılı Direktifi (Deniz Strateji Çerçevesi Direktifi) (OJ L 164, 25.6.2008).
16. Genel Kurulun Okyanuslar ve Denizcilik Kanuna ilişkin 60/30 sayılı kararı
17. Genel Kurulun Okyanuslar ve Denizcilik Kanuna ilişkin 61 sayılı kararı
Ekoloji
-
Ekosistem hizmetleri
-
Biyoremediasyon Nedir ? Biyoremediasyon Teknikleri Nelerdir ?
-
Enerji Bağımsızlığı Nedir ?
-
İklim Araştırmaları
-
Sera Etkisi - Atmosferdeki karbondioksitin sera gazı etkisindeki yeri nedir?
-
CO2 Salımları
-
İklim Bilimi - İklimi Nasıl Değiştiriyoruz
-
Ağır Metallerin Sağlık Üzerine Etkileri
-
Küresel Isınmanın Sonuçları
-
Asit Yağmurlarının Çevre Üzerine Etkileri
-
Tür Çeşitliliğinin Korunması
-
Biyolojik Mücadele Kavramı
-
Atık Suların Kullanım Alanları
-
Sera gazı ile küresel ısınma arasında nasıl bir ilişki vardır? Kaynak: Sera gazı ile küresel ısınma arasında nasıl bir ilişki vardır?
-
Canlı Türlerinin Yok Olmasının Doğal Dengeye Etkisi