Deniz kumulları ağaçlandırılmalı mı?
Sahil kumulları plajın bittiği yerde başlar. Bir kumul alanı, bir veya daha fazla kumul sırasından oluşabilir. Bu kumullar doğal bir kıyı koruma biçimi oluşturmaktadır.
Deniz ve rüzgarın sürekli etkisi nedeniyle, kum tepeleri çok değişkendir. Kum tepelerinde eşsiz, zengin bir flora ve fauna vardır. Ayrıca kumullar rekreasyon alanı ve içme suyu üretimi için önemlidir. Türkiye deniz kumullarının büyük bir bölümü ağaçlandırma ve erozyon çalışmalarıyla özelliklerini tamamen yitirmiştir. Kumul yaşam ortamlarına (ekosistem) ek olarak hemen yanlarında bulunan sulak alanların içerisinde acı su, kıyı tuzcul ve kıyı maki gibi yaşam ortamları da yer almaktadır... Ayrıca bu yaşam ortamlarının içinde de birçok ekolojik ortamlar (habitatlar) bulunmaktadır. Örneğin kıyı kumulları yaşam ortamı içinde plaj, hareketli kumullar, geride sabitleşmiş kumullar gibi birçok ekolojik ortam ve buradaki ortamlara bağlı olarak yaşayan bitki türleri ve bitki toplulukları vardır. Kıyı tuzcul yaşam ortamlarında toprağın barındırdığı tuz miktarına göre farklı ekolojik ortamlar oluşmuş ve buralara bağlı olarak yaşayan farklı bitki türleri ve bitki toplulukları gelişmiştir.
Ceyhan Nehrinin denize döküldüğü yerin sağ ve sol tarafında kalan kumul alanlarında yapılan bilimsel araştırmalarda 112 bitki türü ve 10 bitki topluluğu tespit edilmiştir.(Prof.Dr .USLU).
Daha önceki yıllarda yapılan Karataş-Akyatan, Antalya Belek ve Patara ile Sinop Sarıkum kumullarında yapılan kumul tespit alanlarında sahada mevcut nesli tehlike altında bulunan bitki türü ve topluluklarına yönelik herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Bu sahalarda bulunan bir çok nesli tehlikede ve endemik bitki türleri zaman içerisinde sahaya getirilen egzotik bitkilerin gölgesi ve siperi sebebi ile sahadan tamamen uzaklaşmıştır.
Aynı hataların bundan sonra yapılacak Kumul Tespit projesinde yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor. Ekosistem ve habitat ortamı çeşitliliğinin mutlaka korunması gerekmektedir.
Kumul hareketinin yoğun yaşandığı yerlerde erozyon önleme çalışması teknik olarak gerekli ise çalışmanın yapılmasının öngörüldüğü alana yabancı bitki türleriyle ağaçlandırma şeklinde değil de, alana özgü türlerle bitkilendirme şeklinde yapılmasının doğru olacağı, aksi durumun gerek 2873 sayılı milli parklar kanunu gerekse de uluslararası sözleşmelere aykırı durum olacağını düşünülmektedir. Yabanı flora ve faunanın korunması, gelecek nesillere aktarılması ve biyolojik dengenin devamlılığında gerekli tedbirler acilen alınmalıdır.
Yeryüzündeki ekolojik düzen, bugünkü yaşam biçimiyle insanoğlunu artık taşıyamıyor.
Dünyadaki doğal alanların en azından bu haliyle korunması ve bozulan alanların onarılması, yaşamın devamını sağlamak için yapılması gereken en önemli şeylerden bir kaçıdır. Çünkü kaybedilen her karış doğal alan, sonunda belki de yeryüzünün bir köşesinde küçük bir kıyamet kopmasına, bir canlı türünün yok olmasına ve yeryüzündeki ekolojik düzenin biraz daha yara almasına neden oluyor.
Yeryüzünde yaşam bugün devam ediyor. Ama nereye kadar?
Ayhan KÜYÜK
Ekoloji Haberleri
-
Hindistan kaplanları iklim ve insan baskısı arttıkça yükseklere tırmanıyor
-
2100 yılı için sığ kıyı ekosistemlerinin kaderini tahmin etmek
-
Ülkeler mercanlara yardım için 12 milyar dolar toplama sözü verdi
-
Dünyadaki biyolojik çeşitliliğin üçte ikisi toprakta yaşıyor
-
Derin denizlerin eşsiz güzellikleri "Mercan Resifleri"
-
Canlıların korunma statüleri,
-
Çevreye Etkin Bir Yaklaşım: Kişisel Karbon Ayak İzi Hesaplama ve Azaltma Stratejileri
-
Deterjanların Çevre Üzerindeki Etkileri ve Sürdürülebilir Yaklaşımlar
-
İnsan Türlerinin Melezleşmesi, İklimle Yakından İlişkiliydi
-
Yağmur yağacağını koklayabiliyor musun?
-
İklim değişikliği çocuk sağlığını riske atıyor
-
Kaplumbağa Fosili, 150 Milyon Yıl Önceki Habitatı Aydınlatıyor
-
El Nino geri döndü! Ne kadar kötü olacak?
-
Okyanuslar iklim değişikliği nedeniyle daha yeşil hale geliyor
-
İklim Değiştikçe İnsanlar Farklı Habitatlara Uyum Sağladı