Canlı yaşamında fosfor neden önemlidir?
Fosfor ve canlı hayatı için önemi hakkın ufak bir araştırma ile paylaşım yapmak istedik... İşte sizin için hazırladığımız yazı.
Tüm organizmalar için hayati bir önem arz eden minerallerden birincisi kalsiyum ikincisi ise fosfordur. Bu mineral, DNA, dişler veya kemikler gibi sayısız fizyolojik ve biyokimyasal işlem için gereklidir. Fosfor - fosfat formunda, yani fosforik asit tuzlarında - sadece beslenme ile alınır. Canlı vücudu tarafından bağımsız olarak oluşturulamaz. Potasyum ve azotun yanı sıra, fosfor, bitkiler için üç ana besleyiciden biridir. Optimum bitki gelişimine izin vermek için, fosfatın toprakta yeterli miktarda ve bitkide mevcut biçimde bulunması gerekir. Gıda üretimindeki önemi nedeniyle, fosfor en önemli mineral hammaddelerinden biridir.
Çok yüksek veya çok düşük fosfor seviyeleri kalp hastalığı, eklem ağrısı veya yorgunluk gibi tıbbi komplikasyonlara neden olabilir.
Yetişkinlerin çocuklardan daha az, ancak 8 yaşın altındaki çocuklardan daha fazla fosfor ihtiyacı vardır.
Fosfor insan sağlığı ile ilgili olarak nelere yardımcı olur:
- Güçlü kemik ve diş oluşumu,
- Böbreklerinizde atıkların filtrelenmesi,
- Vücutda enerji depolanması ve kullanımı
- Doku ve hücrelerin büyümesi, korunması ve onarılması,
- Canlı vücudunun genetik yapı taşları olan DNA ve RNA nın üretimnide,
- B ve D vitaminleri ile iyot, magnezyum ve çinko gibi diğer mineralleri dengeler ve kullanır
- Kas kasılmasına yardımcı olur
- Düzenli bir kalp atışının devamını sağlar
- Sinir iletimini kolaylaştırır ve egzersiz sonrası kas ağrısını azaltır
Fosforun ana uygulama alanı gübre endüstrisidir. Toplam fosfat üretiminin yüzde 80 ila 90'ı bu sektöre akıyor, Küresel olarak yılda 200 milyon tonun üzerinde bir miktar tarımda gübre olarak kullanılıyor. Bitki beslenmesinde organik ve mineral gübreler kullanılıyor. Organik gübre hayvan gübresi veya doğal bitki artıklarından elde edilir. Bununla birlikte, mineral gübrelere kıyasla, bunlar fosfor içeriği azot içeriğine göre daha düşük olduğundan ve diğer yandan homojen bileşimleri ve daha iyi saklanabilirlikleri nedeniyle mineral gübreler tercih edilmektedir.
Fosfor yenilenemeyen bir madde olduğu için, son yıllarda kıtlığına giderek daha fazla dikkat çekilmiştir. Küresel fosfat rezervlerinin şu anda yaklaşık 70 milyar ton olduğu tahmin edilmektedir. Yıllık yaklaşık 260 milyon ton tüketim ile 300 yıldan daha az bir zaman aralığında tükenir. Sonuç olarak, gelecek nesiller için yeterli fosfor tedarikini sağlamak için hammaddeyi en uygun ve en verimli şekilde kullanmak gerekmektedir. Aslında, Türkiye fosfor bakımından düşük bir kapasiteye sahip bir ülke değildir.
Her yıl ülkemizde elde edilen atık çamur, yaklaşık 60.000 ton fosfor içerir. Atık sulardaki fosfor insanların atılımlarından geçer ve kısmen atık su arıtma tesislerinde işlenir. Kanalizasyon çamurları belki tarımda kullanılabilir. Ancak yem veya besin zincirine bir kirletici madde aktarma endişesini önlemek için doğrudan tarımsal amaçlar için kullanılması önerilmemektedir. Doğrudan atık su ve atık su çamurundan fosfor geri kazanım işlemlerine odaklanılmalıdır. Yeni yapılacak kanalizasyon arıtma tesisleri fosfor geri kazanımına sahip olmalıdır. Eski tesislere fosfor geri kazanımına yönelik eklemeler yapılmalıdır. Fosfor elde edebilmek için verimli ve ekonomik bir geri kazanım süreci sağlamak gereklidir. Hala yeni ve güncel birçok araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Sağlık Haberleri
-
Uyku apnesi nedir?
-
Narkolepsi Nedir?
-
Çiçek Aşısının Keşfi: Tarihte Bir Dönüm Noktası ve Küresel Sağlık Başarısı
-
Çocukluk Döneminin Meydana Getirdiği Sık Görülen Hastalıklar ve Önleyici Sağlık Tedbirleri
-
Salgınların İzinde: Tarihin Dönüm Noktaları ve İnsanlığın Mücadelesi
-
"Kızamık Aşısının Keşfi: Hastalığın Kontrolünde Bir Dönüm Noktası"
-
Siyah Ve Yeşil Çay İçmenin Sağlığımıza Faydaları
-
Beyin ölümü ne anlama geliyor? Bilim, yaşamın sonunu nasıl tanımlıyor?
-
Virüsler hücreler arası iletişimi bozarak bağışıklık sistemini atlatıyor
-
Bağırsak bakterilerinin kilo almayla ilişkisi var mı?
-
Maymun çiçeği virüsü
-
Akciğer Kanseri
-
Kleefstra sendromu del(9q34)
-
Subtelomerik mikrodelesyon sendromları
-
Langer-Giedion Sendromu - Trikorinofalangeal sendrom