Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi
1992 yılında imzalanan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilir kullanımı ile genetik kaynakların kullanımından doğacak faydanın adil şekilde paylaşımı konularında atılan önemli bir adımı teşkil etmektedir. Ayrıca, uluslararası toplum biyolojik çeşitliliğin korunması konusunda, sektörel yaklaşım yerine ilk defa bütüncül bir yaklaşım sergilemiştir. Sözleşme, biyolojik çeşitliliğin ve biyolojik kaynakların, etik, ekonomik yarar ve insanların geleceği nedenlerinden ötürü korunması gerektiğini kabul etmektedir.
Sözleşme, biyolojik çeşitliliğin korunması ve biyolojik kaynakların sürdürülebilir kullanımı konularını içermenin ötesine giderek genetik kaynaklar ve biyoteknoloji konularını da kapsamaktadır. Sözleşme’de ayrıca, biyolojik çeşitliliğin dünyada eşit olmayan şekilde dağıldığı belirtilmektedir. Eğer biyolojik çeşitlilik korunacak ise, bunun Güney ülkeleri üzerinde büyük baskı yaratacaktır. Bu yükün altından kalkabilmek için, gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelere daha fazla katkı sağlamasına ve işbirliğinin artmasına ihtiyaç bulunmaktadır.
Sözleşme, Taraflara, biyolojik çeşitliliğin korunması konusunun ulusal biyolojik çeşitlik stratejileri yoluyla karar verme mekanizmalarına dahil edilmesi yükümlülüğünü getirmektedir. Sözleşme, Tarafların, kamu bilincinin arttırılması amacıyla araştırma ve eğitim programları yürütmesini, bilgi değişimini desteklemesini, teşvik önlemleri almasını ve biyolojik çeşitlilik üzerinde olumsuz etkileri olabilecek projeler için çevresel etki değerlendirme yapmasını gerektirmektedir.
Türkiye Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’ne 1996 yılında taraf olmuştur. Sözleşme’ye toplam 190 ülke taraftır. Türkiye, Sözleşme gereği, Üçüncü Ulusal Raporu’nu Şubat 2007’de Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi Sekretaryası’na sunmuştur.
Türkiye’de biyolojik çeşitliliğin korunması hedeflerine ulaşılabilmesi için gerekli olan eylemleri ortaya koymak üzere Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi gereği, 2001 yılında hazırlanan “Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi ve Eylem Planı’nın güncellenmesine ilişkin çalışmalar Çevre ve Orman Bakanlığı’nın eşgüdümünde devam etmektedir.
Türkiye, biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımı üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilecek ve modern biyoteknoloji kullanılarak elde edilmiş olan değiştirilmiş canlı organizmaların güvenli nakli, muamelesi ve kullanımı alanında yeterli bir koruma düzeyinin sağlanmasına katkıda bulunmak amacıyla hazırlanarak 2000 yılında imzaya açılan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin eki Biyogüvenlik Kartagena Protokolü’ne 2004 yılı itibariyle taraf olmuştur.
Kaynak: www.mfa.gov.tr
DUYURULAR
-
Bugün 16 Nisan Dünya Biyologlar Günü!
-
16 Nisan Dünya Biyologlar Günü Tebrik Mesajı
-
4000 Biyolog Corona Testi ve Tanısı İçin Gönüllü Oldu.
-
32 Bin Sağlık Personeli Alımı İle İlgili Açıklama
-
Sağlık Bakanlığı’nın Sağlık Mesleklerinin İş Ve Görev Tanımlarına Dair Mevzuat Çalıştayına Davet Edildik
-
Türkiye biyologlar derneği coronavirüs için uyarı mesajı yayınladı!
-
Biyologlar Kanunu Ve Diğer Kanun Teklifleri Hakkında Önemli Duyuru
-
Uygulamalı Temel Mikrobiyoloji Teknikleri Kursu
-
Yüksek Lisans ve Doktora öğrencileri alınacaktır.
-
Ürün Tanıtım Temsilcisi Adaylarının Dikkatine
-
2019 Moleküler Biyoloji ve Genetik Taban Puan ve Başarı Sıralaması
-
2019 Biyoloji bölümü taban puanları
-
Biyologlar İçin TBMM’de 9 Tane Önerge Verildi
-
Genç Araştırmacılar için Hayvansal Üretimin Geleceği Çalıştayı
-
VI. Klonlama Kursu