BİTKİLEDE MORFOLOJİK VE ANATOMİK KARAKTERLER
Bitki Sistematiğinde
kullanılan temel karakterler başlıca 4 grupta toplanabilir:
1. Morfolojik ve anatomik Karakterler, 2. Polinolojik ve Embriyolojik Karakterler, 3. Sitolojik Karakterler, 4. Fitokimyasal Karakterler.
1. MORFOLOJİK VE ANATOMİK KARAKTERLER
A – Morfolojik Karakterler: Bugün, genetik fitokimya ve palinoloji konularında büyük ilerlemeler olduğu halde gene de sistematikçiler eskiden olduğu gibi, morfolojik karakterlere öncelik tanımaktadır. Bunun nedeni morjolojik karakterlerin gözle görülür, elle tutulur olmasıdır. Morfolojik karakterler, arazide toplayıcı tuttuğu notlarla birlikte, bir sistematikçi için en geçerli ölçütlerdir. Bu yüzden sınıflandırma, hangi tip karakterlere dayanırsa dayansın, morfolojik olarak ifade edilemiyorsa geçerliliği tartışma konusudur. Bugün, filogeninin aydınlanmasında önemli rol oynayan fosil araştırmalarda da morfolojik karakterler başta gelmektedir.
Sistematikte kullanılan başlıca morfolojik karakterler aşağıdaki şekilde özetlenebilir :
1. Hayat Formu: Bitkiler, tomurcuklarının toprak yüzeyi ile olan durumuna göre hayat formlarına ayrılır. Bunlar, bir bakıma, bitkinin sistematikte çok işe yarayan odunlu ve otsu, tek yıllık ve çok yıllık oluşunu da gösterir. Başlıca hayat formaları şunlardır :
a) Fanorofitler (Yüksek Bitkiler): Tomurcukları toprak düzeyinden enaz 25 cm yüksekte bulunan bitkilerdir. Tüm ağaç, ağaççık ve çalılarla yüksek boylu otsu bitkiler bu gruba girer.
b) Kamofitler (Bodur Bitkiler) : Tomurcukları toprak düzeyi ile 25 cm arasında bulunan bitkilerdir. Bodur çalılarla çok yıllık otsu bitkilerin çoğu bu gruba girer. (Cerasus prostrata, Astragalus, Acantholimon, .. vb.).
c) Hemikriptofitler (Yarısaklı Bitkiler): Tomurcukları toprak düzeyinde bulunan bitkilerdir. Genellikle çok yıllık ve iki yıllık bitkileri içerir (Plantago, Taraxacum, ..vb.).
d) Kriptofitler (Geofitler, Saklı Bitkiler): Tomurcuklarını toprak altında saklayan soğanlı, yumrulu ve rizomlu bitkilerdir. Genellikle ilkbahar ve sonbaharda çiçek açarlar (Tulipa, Crocus, Orchis, Iris...vb.).
e) Terofitler (Kısa Ömürlü Bitkiler): Hayat devresini kısa sürede tamamlayıp elverişsiz zamanı tohum halinde geçiren bitkilerdir. Çöl ve Bozkır bitkilerinin çoğu bu gruba girer. Hepsi tek yıllıktır (Adonis, Ranunculus, ..vb.).
2. Kök:
Bitki sistematiğinde kökün de değeri vardır. Bitkiler genellikle kazık ve saçak kök olarak iki temel kök tipine sahiptir. Bununla beraber bunlarında birçok alt tipleri vardır. (Ranunculuslarda sistematik için kök sisteminden yararlanılır). Arazide dikkat edilecek nokta Bitkinin kökü ile birlikte topraktan çıkarılıp preslenmesi mümkün değilse kök ile ilgili arazi notlarının alınmasıdır.
3. Gövde Karakterleri :
Gövde Bitkinin odunlu ve otsu oluşuna göre değişir. Ayrıca simpodial ve monofodial dayanışına göre de değişir. Bazı gövdeler basit olup yan dal taşımazlar. Ayrıca bazı otsu bitkilerde toprak üstü gövde de bulunmayabilir. Yaprak ve çiçekler doğrudan doğruya toprak yüzeyinden veya toprak altı gövdeden çıkarlar (Geofitler gibi) Bazı gövdelerde yaprak taşımazlar. Bu özelliklerin tümü bitki sistematiğinde kullanılır. Gövdeler bunlardan başka bazı değişik yapılarda gösterir. Örneğin bazı bitkiler sürünücü, tırmanıcı, sarılıcı özellik kazanır.
Geofitlerde olduğu gibi bazı gövdeler metamorfoza uğrayarak soğan yumru ve rizom şeklini alırlar.
Bitkiler genellikle herboryuma getirilen kuru örneklerden tayin edileceğinden özellikle otsu bitkilerin tayinini kolaylaştırmak için, bitki toplayıcılar bitkiyi kökü ile çıkarıp tümü presleyerek kurutmak, buna olanak yoksa arazi gözlemlerini not etmelidir. Böylece bitkinin tayin ve sınıflandırılması büyük ölçüde kolaylaşır.
4. Yaprak karakterleri :
Taksonomide kullanılan morfolojik özelliklerin başında çiçek, ikinci olarak da yaprak gelir. Çiçekli bitkilerde yapraklar çok büyük yapısal ve fonksiyonel değişiklikler gösterir. Bundan ötürü yapraklar çok değişik şekillerde sınılandırılırlar.
a. Yaprak sapına göre : Sapsız (Sesil), Saplı (Petiolat) olanlar
Sap özeliklerine göre düz yassı yuvarlak kanatlı ... gibi.
b. Yaprak ayasına göre:
Basit (tam ayalı) : Şekilleri oldukça değişkendir. Kılçıksı, ipliksi, şeritsi, merceksi oval oblong, dairemsi vs. gibi.
Bileşik (Parçalı ayalı): Trifoliat (basit-bileşik) digitat (parmaksı) (basit-bileşik) palmat (elsi)-(Basit-Bileşik) pinnat (tüysü) (Basit-Bileşik-tek Pinnat.vs. gibi)
c. Sapın ayaya birleşme durumuna (Lamina tabanı) göre: Bazı yapraklarda yaprak sapı ayanın ortasına bağlanır. Şemsiyeyi andıran bu tip yapraklara “peltat” yapraklar denir. Sap derince bir girinti ile ayaya birleşirse değişik adlar alır. Bu girinti genişçe ise yapraklar “kordat-kalpsi”, girinti kulak memesi şeklinde iki yan uzantıya sahipse yapraklar “Aurikulat-kulakçıklı” adını alır. Ayrıca ayanın dip kısmı sapa dik durumda ise yapak “trunkat-kesikli), dar açılı ise yaprak “kunaat”, daha dar açılı ise “abtonuat” adını alır.
d) Yaprak uç kısmına göre: Yaprak uç kısmının yapısı da tür tayininde önemlidir. Uç kısım ince-uzun ise yaprak “setası” veya “kılçıksı” uçlu, böyle uç kıvrık durumda bulunursa yaprak “sirsinnat” adını alır. Uç kısımı kısmen incelmiş yaprak “aküminat”, kısa bir şekilde incelirse “akut” adını alır, Uç kısım küt ise böyle yapraklara “obtuz” uçlu denir. Bazan akut veya obtuz uçta yaprak orta damarı sivri bir uç şeklinde dışarı çıkar, bu tip yapraklara “mukronat” yaprak denir. Uç kısım girintili de olabilir. Girintinin derinliğine göre yaprak “emarginet”, “retuz” ve “obkordat” adlarını alır.
e) Yaprak kenarına göre: Yaprak ayasının kenarı tam olduğu gibi değişik biçimlerde girintili-çıkıntılı da olabilir. Bu girinti ve çıkıntılar derinliklerine ve şekillerine göre değişik adlar alır. Örneğin kenarda az sayıda ve geniş girintiler bulunursa böyle yapraklara “loplu” yapraklar denir. Girinti ve çıkıntıların sık ve az derin ise yapraklar “serrat”, dentat” ..vb. gibi birbirinden ayrılması çoğu kez güç olan adlar alır.
f) Yaprak damarlanmasına göre: Yaprak damarlanması başlıca iki tiptir: Dikotil yapraklardında görülen ağsı (retikulat) damarlanma ve Monokotil ve bazı Dikotil bitki yapraklarında görülen paralel damarlanma. Çok ender olmasına rağmen bazı bitki yapraklarında “dikotom-çatalsı” damarlanmaya da rastlanır. Ginkgo biloba yapraklarında olduğu gibi. Bazı bitkilerde ise retikulat damarlanmanın bir özel şekli olan “anastomoz” (damarların yaprak kenarında birleşme) damarlanma görülür. Rhamnaceae familyası türlerinde bu tip damarlanma vardır. Ayrıca bazı bitkilerde yan damarların sayısı da tür tayininde önemli rol oynar.
5. Çiçek: Ne tip sınıflandırma olursa olsun çiçek özellikleri, gözününde bulundurulmazsa sınıflandırma geçerliliğini yitirir. Bu bakımdan bir bitkinin çiçek özelliklerini iyi bilmek gerekir. İdeal bir çiçek sepal, petal, erkek ve dişi organlardan oluşur. Bir çiçekteki sepallerin toplamına “Kaliks”, petallerin toplamına ise “korolla”denir. Kaliks ve korollanın tümüne ise “periyant” denir. Bazı bitkilerde (Monokotillerin tümü ve bazı Dikotiller) kaliks ve korolla farklılaşması görülmez, örtü yaprakları şekil ve renkçe birbirine benzer. Bu tip çiçeklerde tüm örtü yaprakları “perigon”, örtü yaprakların her biri ise “tepal” adını alır. Çiçek örtü yaprakları serbest olduğu gibi bileşik de olabilir. Bu özellik büyük sistematik birimlerin ayrılmasıda kullanılır. Bazı çiçeklerde kaliksin üzerinde ikinci bir kaliks (epikaliks) bulunur. Rosaceae ve Malvaceae familyalarının bazı üyelerinde bulunan bu özellik de genus ve türlerin ayırımında kullanılır. Çiçek örtü yapraklarının şekli kadar büyüklüğü ve rengi de sınıflandırmada rol oynar.
Erkek organlar (stamenler) da sınıflandırmada önem taşır. Stamenlerin sayısı, dizilişi, bileşik veya serbet oluşu, rengi, çiçek tablasında veya korollanın iç yüzeyinden çıkışı, ..vb. bitki tayininde önemli rol oynar. Ayrıca anterlerin şekli, büyüklüğü, açılma biçimi,..vb. sınıflandırmada büyük ölçüde kullanılır.
Daha çok familya ve daha yukarı taksonalırın sınıflandırmasında dişi organ özellikleri önemli yer tutar. Ovaryum durumları (alt, orta, üst), karpellerin sayısı, serbest veya bileşik oluşu, çiçek tablası üzerindeki diziliş; stilusların sayısı ve şekli sınflandırmada oldukça büyük önem taşır.
6. Meyve: Bilindiği gibi meyveler basit, bileşik ve yalancı olmak üzere üç gruba ayrılır. Ayrıca basit meyvelerin birçok alt tipleri vardır. Bunların her biri genus ve familya düzeyinde olduğu gibi, tür düzeyinde de sınıflandırmada önem kazanır. Meyve içinde bulunan tohumların sayısı, biçimi, büyüklüğü ve yüzey süsleri ile renkleri de sınıflandırmada önemli yer tutar. Bununla beraber çoğu herbaryum örneklerinde bu özellikler iyi izlenemediğinden genellikle tayinde bunlar eksik kalmaktadır.
7. Tüy örtüsü (İndumentum): Bitkilerin gövde, yaprak, çiçek,meyve ve tohumları çıplak olabildiği gibi değişik biçimlerde tüylerle de örtülü olabilir. Her ne kadar tüylülük ortam koşullarına göre değişirse de gene de sınıflandırmada geniş ölçüde kullanılmaktadır. Tüyler papillar (mememsi) çıkıntılardan dallı-budaklı şekillere kadar oldukça değişik biçimlerde bulunur. Ayrıca tek hücreliden çok hücreliye kadar değişik şekilleri vardır. Normal basit bir tüy genellikle tek hücreli olup ince uzun bir yapıya sahiptir. Bununla beraber çatalsı (furkat), yıldızsı (stellat), dallı, rozetsi, ..vb. tüy tipleri de vardır. Tüyler salgısız olduğu gibi salgılı da olabilir. Sıklık derecelerine göre bitki organları üzerinde değişik adlarla anılan örtüler meydana getirirler: İpeksi, yünsü, karsı, .. vb.
Morfolojik karakter olarak çiçek durumlarının (inflorosens) da sınıflandırmada büyük rolü vardır. Bilindiği gibi çiçekler bitki üzerinde ya tek olarak bulunurlar ki bu durumda ya doğrudan toprak düzeyindeki gövdeden çıkar (Tulipa’da olduğu gibi) yada gövdenin yaprak koltuğundan çıkar (Viola türlerinde olduğu gibi) veya dallar üzerinde belirli bir düzende dizilerek çiçek durumlarını (infloresens) oluşturur. Çiçek durumları hem tür düzeyinde hem de tür üstü taksonların sınıflandırılmasında büyük önem taşır.
Yukarda belirtilen morfolojik karakterlerin dışında sistematikte kullanılan bazı morfolojik karakterler daha vardır ki bunlar genellikle harbaryum örnekleri üzerinde iyi görülemediği için ihmal edilmektedir. Bu özelliklerin başlıcaları şöylece sıralanabilir:
Odunlu bitkilerde kabuk renkleri, çatlakları, sertlik derecesi (özellikle ve Betula türlerini ayırmada kullanılır), ağaç taçlarının durumu (yuvarlak, konik, piramidal, şemsiyemsi durumlar birçok ağaç türlerini ayırt etmede kullanılır. Çiçeklerde de bazı karakterler genellikle ihmal edilmektedir. Örneğin, Brascicaceae familyası sistematiğinde noktaryumların (balözü bezi) şekli ve dizilişi; Ericaceae familyasında anter mahmuzları; Scrophularia’da staminodlar (körelmiş stamenler); Verbascum’da filament tüyleri; Patentilla’da stilüsün boyu, şekli ovaryum bağlanışı, ..vb. çok önemli sistematik değer taşır.
B- Anatomik Karakterler: Anatomik karaktelrerin sistematikte kullanılmasını ilk kez Caesalpino (1583) önermiştir. 1858’de A. Matthieu, ağaç türlerini odun anatomilerine göre sınıflandırarak bu konuda ilk önemli eseri vermiştir. 1889’da Solereder “Sytematische Anatomie der Dicotylodoneae-Dikotilodonların Anatomik Sistematiği” adlı eserinde bunu tüm Dikotilodonlara uygulamıştır. 1950’de Metcalfe ve Chalk “Anatomy of Dicotyledones-Dikotilodonların anatomisi” adlı eserle bu konuda en ileri çalışmayı ortaya koşmuşlardır. Bugün de temel eser olarak her sistematikçi ve anatomist tarafından başvurulan bu eser tüm Dikotilodon familyalarını içermekte olup her familyanın tüm önemli genus ve türlerine ait anatomik bilgiler vermektedir. Eserden anlaşıldığına göre anatomik karakterler dikotil bitkilerde her sistematik takson düzeyinde azçok işe yaramaktadır. Ayrıca bazı familyalarda türlerin ayırımında da çok önemli rol oynamaktadır. Monokotil bitkiler üzerinde yapılan anatomik araştırmalar, özellikle Poacece türlerinin tayininde anatominin önemli yeri olduğu ortaya koymuştur. Bununla beraber anatomik karakterlerin taksonomiye doğrudan uygulanışı henüz tartışma konusudur.
Anatomik karakterlerin taksonomi ile ilişkileri şöylece sıralanabilir:
1. Anatomik karakterler bitkilerin sınıflandırılmasında ve filogeninin aydınlanmasında önemli rol oynar,
2. Anatomik karakterler tüm sistematik kategorilerde (divizyodan tür’e kadar) değer taşır.
3. Ortam faktörleri anatomik karakterler üzerinde büyük rol oynar,
4. Morfolojik karakterler olmaksızın tek başına anatomik karakterlerle sınıflandırma yapılamaz,
5. Ancak ilkel odunlu bitkilerde, özellikle Gimnospermlerde genus ve tür tayininde kullanılabilir.
Anatomide kullanılan karakterlerin başında yaprak ve odun anatomileri gelir. Yaprak anatomisinde, epidermis hücrelerinin özellikleri ile palizat ve sünger pakankima tabakalarının özellikleri; odun anatomisinde ise iletim demetleri özellikleri kullanılır. Çiçek anatomik özellikleri üzerinde ise bugüne dek pek çok araştırma yapılmış olmasına rağmen sistematik değer taşıyabilecek bulgular ortaya konamamıştır.
Botanik
-
Bitkisel Hormonlar Nelerdir?
-
Bitkisel Hormonları Nelerdir? Auxinler - Oksin Bitki Büyüme Hormonlarının Görevleri Nelerdir?
-
Pinus cembra - İsviçre Fıstık Çamı
-
Pinus banksiana - Banks çamı
-
Pinus aristata (Higori çamı)
-
Palinoloji – Polen Bilimi Hakkında Bilgi
-
Kaktüsgiller - Cactaceae Hakkında Bilgi
-
Papatyagiller - Asteraceae Hakkında Bilgi
-
Karanfilgiller - Caryophyllaceae Hakkında Bilgi
-
Periyant Nedir ? Periant (Çiçek Örtü Yaprakları)
-
Bitki Yaprak Tipleri Ve Görevleri - Yaprak Çeşitleri
-
Bitkilerde Gövde Çeşitleri ve Gövdenin Görevleri Nelerdir ?
-
Opuntia ficusindica - "Dikenli İncir"
-
Bitkilerde Bulunan Doğal Renk Maddeleri
-
Bitki Stresi: Abiyotik ve Biyotik Faktörler