Türkiye’nin Biyolojik Çeşitlilik Açısından Zengin Olmasını Sağlayan Faktörler Nelerdir ?
Biyolojik çeşitlilik nedir? Türkiye'nin biyolojik çeşitliliği, Ülkemizde biyoçeşitlilik ve Biyoçeşitliliğe etki eden faktörler nelerdir?
Belli bir bölgede yer alan bitki ve hayvan türlerinin sayısal olarak çok olması bölgenin biyolojik çeşitlilik zenginliğini otraya koyar.
Tüm ekosistemlerin kendine özgü bir biyolojik çeşitliliği mutlaka vardır. Bu biyoçeşitlilik doğal bir zenginliktir. Ülke sınırları içindeki bitki ve hayvan türleri, hem ülkenin, hem de dünyanın biyolojik zenginliğine dahil edilerek biyolojik zenginlik olarak kabul edilir. Ekosistemdeki biyolojik çeşitliliğin fazla olması bu ekosistemin diğer ekosistemlere göre üstün durumda olduğu anlamına gelmez.
Biyolojik çeşitlilikler sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına yardımcı faktörlerden bir tanesidir ve üç farklı kavramdan meydana gelir. Bu kavramlar;
- Genetik çeşitlilik
Bir tür içindeki bireylerin sahip olduğu kalıtsal özelliklerin yani bireylerin genetik yapılarının farklı genetik çeşitliliği oluşturur.
- Tür çeşitliliği
Bir ekosistemde yaşayan ve genetik olarak birbirlerine benzerlik gösteren türlerin sayısı tür çeşitliliğini oluşturur.
- Ekosistem çeşitliliği
Belli bir bölgede yaşayan bitkiler ve hayvanlar gibi canlı varlıklarla toprak, su, hava ve mineraller gibi cansız varlıkların çeşitliliği, ekosistem çeşitliliğini oluşturur.
Ekosistemlerin görevi, canlıların yaşamlarını ve nesillerini sürdürebilmek için uygun ortamın hazırlanmasını sağlamaktır. Tüm ekosistemler, canlı ve cansız varlıklardan oluşur ve bir ekosistemin özelliğini, bu ekosistemin özelliklerini ekosistem içinde bulunan su, sıcaklık, ışık, nem, toprak, hava, rüzgâr ve iklim gibi cansız faktörler belirler.
Yukarıda sayılan bu faktörlerin canlılarla olan etkileşimi, ekosistemlerin çeşitliliğini oluşturur. Ekosistemlerin orman, göl, çöl, dağ, sazlık, akarsu ve okyanus gibi bir çok çeşitleri bulunmaktadır. Bu çeşitlilik arttıkça, ekosistemde yer alan habitat ve tür çeşitliliği de paralel olarak artar.
Türkiye’deki Biyolojik Zenginliğin Nedenleri Nelerdir?
Türkiye, biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın sayılı ülkelerinden birisidir. Güzel yurdumuz Anadolunun tamamı, Asya ve Avrupa kıtaları arasında yer alan doğal bir geçit konumundadır. Ayrıca Asya, Avrupa ve Afrika kıt’alarının birbirine iyice yaklaştığı bir noktada yer aldığı için bu üç kıtayı birbirine bağlamaktadır.
Jeolojik devirlerde Anadolu’nun o günkü konumu bu kıtalara ayrı bir özellik kazandırmıştır. Anadolumuz bugünkü durumuna yaklaşık 65 milyon yıl önce kavuşmuştur. Yaklaşık 2,5 milyon yıl öncesinden 10 bin yıl öncesi arasında dünyadaki en önemli olaylardan biri buzullaşmadır. Özellikle Kuzey Amerika, Kuzey Avrupa ve yüksek bölgeler zaman zaman buzullarla kaplanmıştır.
Genel olarak yer yüzünde belirgin bir şekilde dört buzul dönemi bilinmektedir. Her buzul döneminin arasında sıcaklığın bugünkü kadar yüksek olduğu buzul arası dönemler yaşanmıştır. Buzul dönemleri o günkü dünya iklimini etkilediği gibi buzul hareketleri de canlıların yer değiştirmesine ve göç etmesine neden olmuştur.
Buzlarla kaplı bölgeler iklim koşullarından dolayı birçok bitki ve hayvan türü için hayatın sürdürülebilirliği anlamında yetersiz kalmıştır. Bu zor iklim koşulları karşısında bölgelerdeki canlıların bir kısmı tamamen ortadan kalkmış, diğer bir kısmı ise iklim ve yaşam bakımından daha elverişli bölgelere, özellikle güneye yani daha sıcak bölgelere doğru göç etmiştir. Bu bölgedeki canlıların çok az bir kısmı da o günkü iklim koşullarına uyum sağlayarak yaşamlarını sürdürmeye devam etmişlerdir.
Buzullarla kaplı bu bölgeden göç eden bazı canlı türlerinin güneye göçleri, doğu-batı yönünde uzanan sıra dağlar nedeniyle engellenmiş, uyum sağlayamayan türler ölmüş ve ortadan kalmıştır. Birçok tür ise uygun yaşam ortamlarına sığınarak varlıklarını sürdürmeye devam etmişlerdir. Bu türler buzullar arası dönemlerde yeniden kuzeye doğru yayılmışlardır. Bir kısmı kuzeye gitmeyerek bulundukları yerlerin yüksek dağlık alanlarına yerleşmiş, hayatlarını ve nesillerini burada sürdürmüşlerdir.
Anadolu’nun Dünya’daki birçok bölgeden daha fazla biyolojik zenginliğe sahip olmasının başlıca nedenlerini şu şöyle sıralayabiliriz.
-Yer yüzündeki buzullaşma olayları sırasında oluşan kitlesel göçler, kuzeye göre daha sıcak bir iklim kuşağına sahip olan Anadolu, birçok canlı türü için sığınak bölge görevi yapmamıştır. Bu durum günümüzde bazı türler için hala geçerlidir.
-Ülkemizin toprak yüzeyi dikkatle incelendiğinde, birbirine yakın yerler arasında çok farklı ekolojik yapıya sahip bölgeler ve çok değişik iklim özellikleri göze çarpar. İşte bu durum, Anadolu’daki tür çeşitliliğinin başlıca etmenlerinden biridir. Çünkü bu topografik, ekolojik ve iklimsel farklılıklar, göç eden birçok canlı türünün Anadolu’ya yerleşmesine ve hayvan türü varlığının zenginleşmesine neden olmuştur. Türkiye’deki canlı türleri değişik yerlerden Anadolu’ya gelerek çok farklı iklim ve topografya ya sahip yaşama alanlarına yerleşmiş ve buralarda neslini devam ettirme olanağı bulmuştur. Böylece Anadolu’daki tür sayısı daha da çok artmıştır.
-Üç kıt’anın birbirine yaklaştığı noktada yer alan ve bu kıtalarla bağlantısı olan Anadolu, birçok türün, özelliklede kuş türlerinin göç yolları ( Göç haritası) üzerinde bulunmaktadır. Bu nedenle göç eden kuşların büyük bir bölümü, Anadoluyu topraklarını konaklama alanı olarak kullanmakta, üreme-beslenme gibi ihtiyaçlarının önemli bir bölümünü ülkemiz topraklarında geçirmektedirler. Çeşitli su bitkilerinin körpe kısımları tohumlar, su böcekleri, larvalar, meyveler, kurbağalar, sürüngenler vb. diğer canlı türleri ile Anadolu topraklarında beslenirler.
- Türkiye tür çeşitliliği açısından da dünyanın sayılı ülkelerinden birisidir.
Ülkemiz'de 650 civarında balık türü
Ülkemiz'de 22 iki yaşamlı türü,
Ülkemiz'de 106 sürüngen türü,
Ülkemiz'de 450 - 500 civarında kuş türü
Ülkemiz'de 132 memeli hayvan türü yaşamaktadır.
Tüm bunların yanısıra ülkemizde ayrıca 30000 kadar omurgasız hayvan türünün yaşadığı tespit edilmiştir. Türkiye, soyu tükenmekte olan Akdeniz fokunun yaşam alanına sahip ender ülkelerden birisidir.
- Bazı deniz canlıları, özellikle deniz kaplumbağaları, Anadolu kıyı şeridindeki kumsal alanlara yumurta bırakmakta, bazıları ise kayalık alanlarda barınma olanağı bulabilmektedir.
- Üç kıta arasında doğal bir köprü konumunda olan Türkiye coğrafi özelliklerinin getirdiği farklı iklim çeşitleriyle bitkiler için adeta bir sığınak konumundadır. Belli bir bölgede yetişen veya anavatanı belli bir bölge olan endemik bitkiler açısından Türkiyemiz oldukça zengin bir konuma sahiptir. Endemik, alanlar belirli bir ülke veya bölgeye ait, yerel, ender ve çok ender bulunan türler olarak tanımlanmaktadır. Latince endemos (indigenous) kelimesinden gelir ve “yerli” anlamında kullanılmaktadır. Endemik bitki, bulunduğu bölgenin ekolojik şartlarından dolayı yalnızca belirli bölgede yetişebilen, dünyanın başka yerinde yetişme ihtimali olmayan, bölgeye özgü bitki türüdür.
- Türkiye'nin bitki zenginliğinin en önemli nedenlerinden birisi de buzul çağlarında Anadolu'nun bitkiler için bir sığınak olması. Akdeniz Bitki Alanı (Akdeniz ve Ege bölgeleri), Avrupa-Sibirya Bitki Alanı (Karadeniz ve Marmara bölgeleri) ve İran-Turan Bitki Alanı'nın (İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgeleri) kesişme noktasında yer almasıdır.
- Türkiye'de 3000 i endemik, 9000 bitki türü bulunurken, Avrupa'nın tamamında 2750'si endemik olmak üzere 12000 bitki türü barındırmaktadır.
- Avrupa'nın en çok endemik bitkisine sahip ülkesi Yunanistan, 800 endemik bitkiye sahip bulunuyor. İsviçre'de bulunan endemik bitki türü ise sadece 1. Türkiye'de en çok endemik bitkinin yetiştiği iller arasında ise 578 endemik bitkiyle Antalya, 478 türle Konya ve 366 türle İçel ilk üç sırayı paylaşmaktadır.
- Ülkemiz sahip olduğu zengin biyolojik çeşitliliği ve endemik türleri ile Dünya üzerinde önemli bir konuma sahiptir. Anadolu sığla (günlük) ağacı, çan çiçeği, yanar döner çiçeği, kasnak meşesi, Datça hurması, Ankara çiğdemi, İspir meşesi, İzmir adaçayı ülkemizdeki endemik bitki türlerinden bazılarıdır.
Ülkemizde endemik bazı bitki türleri şu şekildedir.
Adana: Adana çiğdemi, Adana orkidesi, Adana menekşesi.
Ağrı: Ağrı çan çiçeği, gül.
Ankara: Ankara çiğdemi, Anadolu karanfili, Ankara karanfili
Antalya: Pamfilya çiğdemi, Antalya Çiğdemi, Pamfilya Süseni, Antalya çan çiçeği, Karya ters lalesi, Antalya gülü.
Artvin: Artvin çiğdemi, Artvinzambağı, Artvin karanfili.
Aydın: Bitinya ters lalesi.
Bilecik: Ters lale.
Bolu: Abant çiğdemi.
Çankırı: Ilgaz çiğdemi.
Elazığ: Baskil ters lalesi.
Gazi Antep: Antep kardeleni.
Hakkari: Hakkari çiğdemi, Hakkari çançiçeği.
Isparta: Gül.
İstanbul: İstanbul çiğdemi.
Kayseri: Erciyes papatyası, Erciyes çan çiçeği, Erciyes nakılı, Kayseri nakılı.
Konya: İsaurya menekşesi.
Mardin: Mardin süseni.
Muş: Muş karanfili.
Sivas: Sivas çançiçeği.
Trabzon: Trabzon papatyası.
Tunceli: Munzur çançiçeği.
Nüfusu gittikçe artan dünyamızda ülkelerin en büyük zenginliği biyolojik çeşitliliktir. Biyolojik çeşitliliğini koruyan ülkeler zamanla daha güçlü olacak ve dünya ekonomisini ellerinde tutacaktır. Bugün ülkemizde koruma altına henüz alınmamış ve biyolojik çeşitlilik bakımından oldukça önemli olan doğal yaşam alanları bulunmaktadır. Bu alanları belirlemek ve bir an önce koruma altına almak, hem doğanın korunması hem de doğal kaynakların sürdürebilir şekilde kullanılması için oldukça önemlidir.
Türkiye’ de doğal koruma alanları zaman zaman biyologlar ve diğer bilim insanları, sivil toplum kuruluşları tarafından etkin bir şekilde incelenmeye devam etmektedir.
Biyolojik çeşitliliğin korunması için yapılması gerekli en önemli bazı çalışmalar şunlardır.
- İlkokul çağlarından başlayarak tüm öğrencilerimize biyolojik çeşitlilik ve biyolojik kaynakların sürdürülebilir kullanımı konusunda eğitimler verilmeli, doğa ve hayvan sevgisi bu yaşlarda çocuklarımıza aşılanmalıdır.
- Dünyanın bir çok yerinde spor olarak tanımlanan kara avcılığın ve avlanma kriterlerinin tekrar gözden geçirilerek yasalarla desteklenmesi ve caydırıcı cezaların getirilmesi gerekmektedir.
- Biyolojik kaynakların sürdürülebilir kullanımı konusunda başta çiftçilerimiz olmak üzere toplumun her kesimi ziraii ilaçlama konusunda bilinçlendirilmelidir.
- Türlerin korunması konusunda sivil toplum kuruluşları tarafından yapılan çalışmalar halka duyurulmalı, nesli tehlike altında olan türler ile ilgili akademik çalışmalar yapılarak bu türlerin koruma altına alınması gerekmektedir.
- Biyo kaçakçılığın önüne geçilmeli, ülkemizde çalışma yapmak isteyen yabancı bilim insanlarının çalışma kriterlerinin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.
- Kültür bitkileri ve yabani bitkileride içine alan çok kapsamlı büyük bir tohum bankasının kurulması gerekmektedir.
- Ata tohumlarımızın koruma altına alınması, ender görülen hayvan türlerinin koruna bilmesi için bulundukları bölgelerin milli park olarak ilan edilmesi gerekmektedir.
BİYOLOJİ ÖDEV YARDIM
-
Mercanlar ve Mercan resifleri hakkında bilgi
-
Kulak Nedir? Kulağın Yapısı ve Görevleri Nelerdir?
-
Göz nedir ? Gözün görevleri nelerdir ? Canlılarda göz ve görme organı
-
Boğaz nedir ? Boğazın kısımları nelerdir ?
-
Omurga, columna vertebralis nedir ? Görevleri nelerdir ?
-
Doğal gübreler nelerdir
-
Kimyasal (yapay) gübreler nelerdir
-
Kortizol Nedir
-
Semantik Nedir ?
-
Karasal Ve Sucul Biyomların Özellikleri Nelerdir ?
-
Kaç çeşit biyom vardır
-
Bitki Ve Hayvanların Yeryüzündeki Dağılımını Etkileyen Faktörler Nelerdir?
-
Bitkisel dokular hakkında bilgi
-
Ekosistemde besin zinciri ve besin ağının önemi nedir ?
-
Genetik Algoritmalar