TULAREMİ ( Tavşan Ateşi) HASTALIĞI
Hayvanlardan insanlara bulaşan bir hastalık olan Tularemi, bildirimi zorunlu hastalıkları arasında bulunuyor.
Hastalık birdenbire hızla yükselen ateş, şiddetli baş ağrısı, kırıklık, bulantı, kusma ve ishalle ortaya çıkıyor.
İnsandan insana bulaşmayan bu hastalık, fare, sıçan, sığır, kedi, köpek gibi hayvanların dışkılarının veya leşlerinin suya karışması sonucu insanlara bulaşıyor.
Ayrıca, hastalık kene, sivrisinek gibi hayvanların ısırmasıyla da insanlara bulaşabiliyor.
Hastalığın Genel Özellikleri
Tavşan ateşi olarak da tanımlanan tularemi, kemiricilerde de yaygın olup, keneler aracılığı ile insan ve çeşitli evcil hayvanlara bulaştırılan tehlikeli bir zoonozdur. Hastalığa yakalanmış evcil hayvanlardan veya av hayvanlarının etlerini yeterince pişirmeden tüketen kişilerde tularemi meydana gelebilir. Spontan tularemi de görülen hastalık belirtileri ve anatomik değişiklikler pseudotuberkulozdan farksızdır. Tularemi görülen yerlerde yapılacak ilk iş hayvanları kenelere karşı aşılamaktır.
Küçük, aerobik, hareketsiz, Gram negatif kokobasil olan Francisella tularensis, bilinen en enfeksiyöz bakterilerden birisidir, hastalığın oluşması için 10 canlı mikroorganizmanın inökülasyonu veya inhalasyonu yeterlidir. Franciscella (syn.pasteuralla) tularensis hareketsiz, sporsuz, gram negatif bir etkendir. Isıya karşı çok hassastır 56-58°C'de 10 dakikada imha edilmektedir. Tavşan etlerinin dondurulduktan 4 hafta sonra dahi enfekte olduğu bildirilmiştir. İnsanlar en çok enfeksiyonu tavşan etleri ile almaktadır. Etken solunum veya sindirim sistemiyle organizmaya girer ve lenf kanalları yoluyla yayılır. Kan dolaşımına karışan etken iç organlar ve kaslara yayılarak yangılı odaklar oluşturur.
Klinik formları
-Tifoidal tularemi; doğal bulaşma yolları sonrasında gelişen tularemilerin %5-15’ini oluşturur. Genellikle enfekte partiküllerin inhalasyon yolu alınmasını takiben gelişir, ancak intradermal veya gastrointestinal alımları takiben de gözlenebilir. Sıklıkla ani başlayan ateş (38- 40°C ) , halsizlik, kilo kaybı ve yaygın vücut ağrıları (özellikle bel ağrısı) şeklinde ilk bulgularını verir, ancak tulareminin diğer formlarından farklı olarak lenfadenopati gelişimi tespit edilmez. Ayrıca deri veya mukozal lezyonlarda görülmez.
-Ülseroglandüler tularemi; doğal bulaşma sonrasında en sık görülen klinik formdur, vakaların %75-85’ini teşkil eder. Genellikle enfekte hayvan doku veya vücut sıvılarının deri veya mukozal yüzeylerle temasını takiben gelişir. Ani başlayan ateş, titreme, başağrısı, halsizlik ve özellikle ülsere deri lezyonu ile karakterizedir. Sistemik bulguların ortaya çıkışı ile deride papül gelişimi eş zamanlıdır, papül birkaç gün içerisinde ülserasyon gösterir. Ülser gelişimini takip eden birkaç gün içerisinde lokal, ağrılı lenfadenopati ülserli alanın drenaj hattında tespit edilir. Uygun antibiyotik tedavisine rağmen lenfadenopatilerde süpürasyon görülebilir. Deri lezyonu sıklıkla temasın gerçekleştiği el veya parmaklarda gelişir.
-Glandular tularemi; Ülser tespit edilmeden hassas lenfadenopati ve ateş ile seyreden klinik tablo vakaların %5-10’unda gözlenir.
-Oküloglandular tularemi; Mikroorganizmanın konjonktivadan giriş yaptığı vakalarda, tek taraflı, oldukça ağrılı, pürülan drenajın ve preaüriküler veya servikal lenfadenopatinin eşlik ettiği klinik formdur. Yüzde 1-2 oranında görülür, sıklıkla, kontamine olmuş ellerin gözleri kaşıması veya enfekte hayvanın vücut sıvılarının konjonktivaya sıçraması sonrasında gelişir. Vakaların bir kısmında, kemozis, periorbital ödem ve palpebral konjonktivada küçük nodüler lezyonlar veya ülserasyon tespit edilir.
-Orafarengeal tularemi; Primer farengeal ulseroglandüler tularemiyi tarif etmek için kullanılan tanımlamadır. Sıklıkla kontamine su veya gıda alımını takiben gelişir, nadiren kontamine damlacıkların inhalasyonu orafarengeal tularemi nedeni olabilir. Servikal lenfadenopatinin eşlik ettiği eksüdatif, membranöz tonsilofarenjit tespit edilir, stomatitte klinik tabloya eşlik edebilir.
-Pnömonik tularemi ; Tedavi edilmezse mortalitesi yüksek, fulminan seyir gösteren, atipik pnömoni bulguları ile karakterize pnömoni şeklinde görülür.
HASTALIKLAR
-
Cushing sendromu
-
Glossopalatine ankylosis Sendromu
-
Rett Sendromu
-
Bardet-Biedl Sendromu
-
Koolen-de Vries sendromu
-
Delesyon Sendromu - del(16p11.2)
-
Phelan-McDermid Sendromu - del(22q13.3)
-
Kleefstra sendromu del(9q34)
-
Subtelomerik mikrodelesyon sendromları
-
Langer-Giedion Sendromu - Trikorinofalangeal sendrom
-
WAGR sendromu
-
Angelman sendromu - del(15q11)
-
Prader Willi sendromu - del(15q11q13)
-
Lowe sendromu
-
Greig sefalopolisindaktili Sendromu