SITMA VEKTÖRÜ MÜCADELESİNİN ORGANİZASYONU
Yüzyılımızın başında sıtma kontrolü, yağ, Paris Yeşili gibi birtakım basit larvisitler, bataklık ve meraların drenajı, medikal olarak kinin kullanımı gibi yöntemler aracılığı ile yürütülmekteydi. Ancak bu tip uygulamalar, ekonomik önemi olan ve lojistik olarak uygulanması mümkün olan köylerde ve merkezlerde yapılmaktaydı (Service, 1992). Ancak yine de, lokal olarak bazı başarılı sonuçlar alınıyor, kinin insan için koruyucu özellik gösteriyordu. 19401ı yılların sonuna gelirken, DDT'nin geniş ölçekte kullanım kolaylığı sayesinde, sıtma kontrol çalışmalarının felsefesi, larvisit kullanımından ev ve ahır içlerine kalıcı insektisit kullanımına doğru kayış göstermiştir. Bu tip bir strateji, geniş ölçekli ve hatta bölgesel kontrol çalışmalarını da olası kılmıştır. Dünya Sağlık Teşkilâtı'nın (WHO) 1955 yılında dünya genelinde koyduğu hedefler doğrultusunda, Afrika'da bazı bölgeler hariç, sıtmanın eradike edilebilme olasılığı doğmuştur (Anonymous, 1957).
Tüm çalışmalara rağmen sıtma, günümüzde hâlâ etkisini sürdüren bir hastalıktır. Gerçekten, sıtma birçok ülkede günlük yaşantının bir parçası haline gelmiştir. Örneğin, Afrika'da Sahra Çölü'nün çevresinde, bazı güney ülkeleri hariç, sıtmanın azaltılması mümkün olmamışken, diğer bazı bölgelerde; örneğin, Güney Amerika ve Asya'da son 20 yıl içinde sıtma vakalarının sayısı dramatik boyutlara çıkmıştır. Dünya üzerinde bazı ülkelerde, bulaşımın önüne geçilmiş; ancak bu yerlerde beklenmedik bir şekilde yeniden sıtma vakaları artmış ve zaman zaman eski seviyesinin üzerine çıkmıştır. Bunun en önemli nedeni, bu bölgelerde eradikasyon yapısının yok olması ve sıtma kontrol programlarının kesintiye uğratılmasıdır. Zaman içerisinde birçok araştırmacı, her iki durum için belirleyici bir takım nedenleri ortaya çıkarmışlardır (Jeffery, 1976; Service, 1977; Najera, 1990). Özetle, insektisitlerin fazlaca ve bilinçsizce kullanılması, etkisiz ilaçlama, insektisitlere karşı vektör canlıların gösterdiği direnç, kötü planlanmış sürvelans ve araştırmalar, sosyo-ekonomik çeşitlilik, politik ve sosyal değişkenlikler, tarımda gelişmeler, ekolojik ve iklimsel değişimler gibi birçok faktörü nedenler arasında sayabiliriz.
Günümüzde, 55 farklı Anopheles türünün bir ya da daha fazla insektisite karşı direnç gösterdiğini söyleyebiliriz (Anonymous, 1992). Hiçbir zaman unutulmamalı ve daima hatırlanmalıdır ki, bulaşım olan alanlarda, insanları gece boyunca enfekte etmek amacıyla sokan sivrisinek populasyonunda %90'a varan azaltılmalar bile; eğer, sürekli bir program ve uygun insektisitler kullanılmazsa, sıtma enfeksiyon oranında kayda değer azalmalar sağlamayabilir.
Yukarıda belirtilen nedenlerin tümünün etkileşimi sonucunda, günümüzdeki bilimsel ve teknik gelişmelere rağmen, dünya üzerinde 103 ülkede 2 milyar insan sıtma riski altındadır. Diğer bir deyişle, dünya insan populasyonunun %40'ı sıtma hastalığına yakalanma potansiyeli göstermektedir. Bunların, 270 milyonu enfekte olmuş durumdadır. Her yıl bir ya da iki milyon çocuk sıtmadan ölmektedir.
Öte yandan, sıtmanın şiddeti bölgeden bölgeye, ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir. Bu durum, ülkelerin sosyo-ekonomik, iklimsel ve ekolojik koşullarının farklılığından kaynaklanmaktadır. Türkiye, ılıman kuşağın son ülkesidir ve sıtma bulunduran birçok ülke ile karşılaştırıldığında, dünya üzerinde belki de sıtmanın eradike edilebileceği tek ülkedir. Ancak bunun için, planlanmış, organize edilmiş ve bilimsel temellere oturtulmuş bir eradikasyon programının hazırlanıp hayata geçirilmesi gerek-mektedir. T.C. Sağlık Bakanlığı Sıtma Savaş Dairesi Başkanlığı'nda uzun yıllardır yürütülen sıtma mücadele programları incelendiğinde, sıtma vektörü ile mücadele yapılmasına rağmen birçok nedenden dolayı, insan sağlığına yönelik medikal mücadelenin daha ağır bastığı görülmektedir. Oysa, sıtma gibi bir hastalıkla mücadele de medikal mücadele ile birlikte, sıtma vektörü olan Anopheles türlerine karşı bilimsel ve çağdaş vektör mücadelesinin de birlikte yürütülmesi gerekmektedir. Bu mücadele şeklinin başarıya ulaşabilmesi için, ülke çapında bir programa ve sağlıklı işleyen bir organizasyona ihtiyaç vardır. Ülkemizde vektör mücadelesine yönelik yetiştirilmiş uzun vadede yetersiz ancak pratik ve özverili bir personel potansiyeli vardır. Bu potansiyelin daha etkili kullanılması için en önemli ihtiyacımız, personelin geniş ölçekli bir programın uygulanabilmesi için yeni bilimsel verilerle yeterince eğitilebilmesidir. Unutulmamalıdır ki, sıtma ülke sınırları içinde kalmayan ve mücadelesi kesintiye uğradığında belki de eski düzeyinin çok üzerinde olacak şekilde yeniden ortaya çıkabilen bir hastalıktır.
Kitabımızın bu bölümünde, sıtma vektörü mücadelesine yönelik olarak olası planlama ve organizasyon çalışmalarının nasıl -olması gerektiğine yönelik özet bilgiler vermeye çalışacağız. Bu bilgilerin bazıları, organizasyonu yönetecek olan personele, bir kısmı ise arazi uygulamalarını gerçekleştirecek olan ekiplere yöneliktir. Ancak, bu kademelenme içinde, bilginin tümünün doğru olarak aktarılması ve organizasyon basamaklarına yansıtılmasının, ülkemizdeki olası sıtma eradikasyon programlarına katkı sağlayacağı inancındayız.
Parazitoloji
-
Parazitizm tipleri nelerdir ?
-
Parazitlerin vücuda giriş yolları nelerdir?
-
Parazitlerin bulaşma yolları nelerdir ?
-
Parazitliğin (parasitismus’un) çeşitleri
-
TATARCIK MÜCADELESİ
-
Tatarcıkların Biyoekolojisi Üzerine Bilgiler
-
Tatarcıkların Genel Entomolojik Özellikleri
-
Türkiye'de Bulunan Tatarcık Türleri
-
Leishmania ve sağlık açısında önemi
-
TATARCIKLAR ÜZERİNE GENEL BİLGİLER
-
Parazit Vektör Ekolojisi ve İlişkili Faktörler
-
Türkiye'de sıtmanın durumu
-
Avrupa'da sıtmanın durumu
-
Sıtmanın biyolojisi ve epidemiyolojisi
-
Sivrisineklerin Sağlık Açısından Önemi