Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

  • [protected email address]

Toplam 186 içerik listeleniyor

  • Nörotransmitter

    Nörotransmitter

    Nöronlar arasında veya bir nöron ile başka bir (tür) hücre arasında iletişimi sağlayan kimyasallara nörotransmitter (uyarıcılara tepki) denir. Sinir sistemi boyunca sinirsel sinyaller bu kimyasal taşıyıcılar yardımıyla iletilir.

    https://www.biyologlar.com/norotransmitter
  • Hayvan embriyonik organizatörler şimdi insan hücrelerinde keşfedildi

    Hayvan embriyonik organizatörler şimdi insan hücrelerinde keşfedildi

    Canlı, aşılanmış bir civciv embriyosunda insan embriyonik kök hücreleri (kırmızı)I. MARTIN ET AL., NATURE , 2018

    https://www.biyologlar.com/hayvan-embriyonik-organizatorler-simdi-insan-hucrelerinde-kesfedildi
  • Hayvan embriyonik organizatörler şimdi insan hücrelerinde keşfedildi

    Hayvan embriyonik organizatörler şimdi insan hücrelerinde keşfedildi

    Canlı, aşılanmış bir civciv embriyosunda insan embriyonik kök hücreleri (kırmızı)I. MARTIN ET AL., NATURE , 2018

    https://www.biyologlar.com/hayvan-embriyonik-organizatorler-simdi-insan-hucrelerinde-kesfedildi
  • Bilim Adamları Yağ Yakmayı Tetikleyen Beyin <b class='text-danger'>Sinyali</b>zasyon Molekülünü Buldu !

    Bilim Adamları Yağ Yakmayı Tetikleyen Beyin Sinyalizasyon Molekülünü Buldu !

    ScrippsAraştırma Enstitüsü Dr. SupriyaSrinivasan liderliğindeki bir araştırma ekibi, bağırsakta yağ yakmayı tetikleyen bir beyin hormonunu tespit etti.

    https://www.biyologlar.com/bilim-adamlari-yag-yakmayi-tetikleyen-beyin-sinyalizasyon-molekulunu-buldu-
  • Bilim Adamları Yağ Yakmayı Tetikleyen Beyin <b class='text-danger'>Sinyali</b>zasyon Molekülünü Buldu !

    Bilim Adamları Yağ Yakmayı Tetikleyen Beyin Sinyalizasyon Molekülünü Buldu !

    ScrippsAraştırma Enstitüsü Dr. SupriyaSrinivasan liderliğindeki bir araştırma ekibi, bağırsakta yağ yakmayı tetikleyen bir beyin hormonunu tespit etti.

    https://www.biyologlar.com/bilim-adamlari-yag-yakmayi-tetikleyen-beyin-sinyalizasyon-molekulunu-buldu-
  • Araştırmacılar, yeme bozukluklarının genetik yapısını keşfediyor.

    Araştırmacılar, yeme bozukluklarının genetik yapısını keşfediyor.

    Bir nöro-psikiyatrik genetik danışman olan Jehannine Austin, yeme bozukluğuna sahip insanların, bu bozuklukların biyolojik kökenlerini anlamalarına yardımcı oluyor.

    https://www.biyologlar.com/arastirmacilar-yeme-bozukluklarinin-genetik-yapisini-kesfediyor-
  • Araştırmacılar, yeme bozukluklarının genetik yapısını keşfediyor.

    Araştırmacılar, yeme bozukluklarının genetik yapısını keşfediyor.

    Bir nöro-psikiyatrik genetik danışman olan Jehannine Austin, yeme bozukluğuna sahip insanların, bu bozuklukların biyolojik kökenlerini anlamalarına yardımcı oluyor.

    https://www.biyologlar.com/arastirmacilar-yeme-bozukluklarinin-genetik-yapisini-kesfediyor-
  • Sibernetik Organizmalaştırdığımız Böcekler

    Sibernetik Organizmalaştırdığımız Böcekler

    Diğer bir adıyla sayborg böcekler, yani Robocop gibi böcekler. Vücutlarına eklenen teknolojik araçlarla normalinden daha gelişmiş yeteneklere sahip olan canlıların prototiplerini oluşturmak için kullanılan böcekleri inceleyeceğiz.

    https://www.biyologlar.com/sibernetik-organizmalastirdigimiz-bocekler
  • Hayvanlarda haberleşme

    Hayvanlar, aralarında haberleşmek için çeşitli usuller kullanırlar. Bu bazan sesle, bazan hareketle, bazan da koku, renk veya ışık sinyalleriyle gerçekleşir. Hayvanların bir kısmı bir çeşit mors alfabesi ile konuşur. Birçok balık türü de yaydıkları elektrik sinyalleriyle haberleşirler. Pekçok sayıda tatlı su balığı zayıf elektrik sinyalleri yayar. Bunlarla karanlıkta yollarını bulur ve birbirleriyle haberleşirler. Yaşayan hayvan çeşidi kadar lisan çeşidi...

    https://www.biyologlar.com/hayvanlarda-haberlesme
  • Mikrobiyal Biyoteknoloji Bölüm 4

    MİKROBİYAL FİTAZLAR Tahıl ve baklagil tohumlarının olgunlaşması sırasında fitik asitin (myo-inositol-1,2,3,4,5,6-hexakis dihidrojen fosfat) önemli bir miktarı birikmekte olup (Honke ve ark. 1998) bu tohumların çoğunda ve yan ürünlerinde %1-2 fitik asit bulunmaktadır (Reddy ve ark. 1982). Fitik asit; tahıl, baklagil ve yağlı tohumlarda fosforun ana depo formudur. Kimyasal olarak tam tarifi myo-inositol 1,2,3,4,5,6-hekza-dihidrojen fosfat’tır (IUPAC-IUB 1977). Moleküler...

    https://www.biyologlar.com/mikrobiyal-biyoteknoloji-bolum-4
  • Embriyogenez

    Biyolojinin bütün problemleri arasında en büyüleyici ve en zor olanı embriyogenez yani embriyonun yaratılmasıdır. Embriyogenez; tek hücrenin döllenmiş yumurtanın, hedef aldığı çok hücreli karmaşık organizmaya ulaşırken attığı adımlarla ilgilidir. Bu hedef bütün ince ayrıntılarıyla, gelişme olayının orkestrasyonu üzerine talimatları içeren, DNA'da yazılıdır. Bu harikulade işin nasıl olduğunu henüz anlayamamış olduğumuzu hemen söyleyebilirim, ama en...

    https://www.biyologlar.com/embriyogenez
  • BİTKİLERDE İÇTEN VE DIŞTAN GELEN SİNYALLERE VERİLEN YANITLAR

    Bitki yaşamının her evresinde, çevreye duyarlılık ve yanıtlarında koordinasyon vardır. Bitkinin bir kısmından, diğer kısımlarına sinyaller gönderilebilmektedir. Örneğin; bir sürgün ucundaki tepe tomurcuğu birkaç metre uzaklıktaki yanal tomurcukların büyümesini baskı altına alabilir. Bitkiler, zamanı günlük ve yıllık olarak izlemektedirler. Yer çekimini ve ışığın yönünü algılarlar. Bitkinin morfolojisi ve fizyolojisi, çevresindeki değişkenlere göre...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-icten-ve-distan-gelen-sinyallere-verilen-yanitlar
  • ANTİSENS TEKNOLOJİLERİ HAKKINDA BİLGİ

    ANTİSENS TEKNOLOJİLERİ HAKKINDA BİLGİ

    Antisens teknolojisi insan, hayvan ve bitkilerdeki hastalıkların daha spesifik tedavisi ve yeni keşifleri için ayrıca, fonksiyonel genomik çalışmalar için çok güçlü silahlardan oluşan uygun tekniklerdir. Antisens teknoloji olarak bilinen yöntemde, antisens RNA moleküllerinin hedef genin RNA mesajına spesifik olarak bağlanarak gen ifadesinin moleküler düzenlenişine engel olunmaktadır. Hastalıkların oluşumunda büyük bir paya sahip olan proteinlerin üretimini durdurmak...

    https://www.biyologlar.com/antisens-teknolojileri-hakkinda-bilgi
  • Bitki Hormonlarının Sınıflandırılması

    Bitki hormonlarına, yapıca benzeyen kimyasal maddeler laboratuvarda sentetik yollarla elde edilmekte ve bunlar bitkiye dıştan uygulandığında bitki hormonu gibi fizyolojik etkiler göstermektedirler. Fakat bunlar, bitkide doğal olarak sentezlenmediğinden ve hormon tanımına girmediğinden büyümeyi düzenleyici maddeler olarak sınıflandırılır. Bitki hormonlarının (fitohormonların) bazı grupları büyümeyi teşvik edici etki gösterirken, bazıları ise engelleyici etki...

    https://www.biyologlar.com/bitki-hormonlarinin-siniflandirilmasi
  • GİBERELLİNLER : Bitki Boyu Düzenleyicileri

    Giberellinler Japonya’da 2. Dünya Savaşı yıllarında keşfedilmiştir, fakat bu sırada batı ile ilişkiler kopuk olduğundan batı bu keşfi 1950’lerde öğrenmiştir. Yüzyıl önce, Asya‟daki çiftçiler çeltik tarlalarındaki pirinç fidelerinin aşırı ölçüde boylandıklarını ve ince kaldıklarını gözlediler. Bu durumda, fideler olgunlaşmadan ve çiçek oluşturmadan önce, ince ve cılız oluyor ve bu sebepten dik duramayıp erkenden ölüyordu veya verim...

    https://www.biyologlar.com/giberellinler-bitki-boyu-duzenleyicileri
  • Mikroskop tipleri, patolojide kullanım alanları

    Mikroskop tipleri, patolojide kullanım alanları

    Mikroskop (16. yy) Lensler ve büyüteçler, Antik Yunan uygarlığında bile biliniyormuş. Ancak onlar bu lensleri yapmayı değil, sadece ortası kenarlarından daha geniş kristallerin etkilerini biliyormuş.

    https://www.biyologlar.com/mikroskop-tipleri-patolojide-kullanim-alanlari
  • Bakteriyosinler

    Gıdaların korunması ve muhafaza sürelerinin uzatılmasında, düşük sıcaklık veya ısıl işlem uygulaması, paketleme yöntemleri gibi prosesler ve tuz, şeker ve antimikrobiyal katkı maddeleri gibi katkılar kullanılmaktadır. Ancak yine de gıda kaynaklı sağlık sorunlarıyla karşılaşılabilmektedir. Gıdaların güvenliğinin sağlanmasında mümkün olduğunca proses uygulamalarından kaçınılması ve doğal katkı maddelerinin kullanımı gerekmektedir. Bu amaçla...

    https://www.biyologlar.com/bakteriyosinler
  • KREP SOKMALARI (SCORPIONIZM) VE AKREP ZEHİRLERİ

    Akrep sokmalarında görülen semptomlar ve diğer alametler: Akrep sokmalarının etkisi, akrebin türüne, boyuna, yaşına, cinsiyetine, saldırganlığına, mevsime, sokulan kişinin alerji hassasiyetine, yaşına, sokulan bölgenin hayati fonksiyonlara sahip organlara yakınlığına göre değişmektedir. Bilhassa kalp ve solunum rahatsızlıkları olan insanlar, akrep sokmalarından fazla etkilenmektedir. Aslında iğnenin sokulan organda bıraktığı deliğin derinliği de...

    https://www.biyologlar.com/krep-sokmalari-scorpionizm-ve-akrep-zehirleri
  • Neisseria meningitidis  ve Bakteriyel menenjitler

    Neisseria meningitidis ve Bakteriyel menenjitler

    Bakteriyel menenjitler dünya genelinde - özellikle küçük çocuklarda, beyin hasarı, sekeller ve ölümle sonuçlanabilen ciddi tablolara yol açtıklarından dolayı- halen en önemli enfeksiyöz hastalıklardır. En sık rastlanan üç meningeal patojen olan Neisseria meningitidis, Haemophilus influenzae ve Streptococcus pneumoniae vakaların %80'den fazlasını oluştururlar. Erken ve özgül tanı hasta yönetiminde ve hastalığın kontrolü ile ilgili önlemlerin alınmasında...

    https://www.biyologlar.com/neisseria-meningitidis-ve-bakteriyel-menenjitler
  • Apoptozis ve kaspazlar

    Apoptozis, organizma tarafından düzenlenen enerji bağımlı hücre ölümüdür. Programlı hücre ölümü olarak da adlandırılan bu süreç, doku homeostazının korunmasında kritik bir role sahip olduğu gibi, fetal gelişim ve erişkin dokulardaki pekçok fizyolojik olayda da önemli rollere sahiptir. Apoptozis terimi ilk kez 1972 yılında Kerr ve arkadaşları tarafından kullanılmıştır (1). Kerr, fizyolojik olarak ölen hücrelerin çekirdeklerinde yoğunlaşmış kromatin...

    https://www.biyologlar.com/apoptozis-ve-kaspazlar
  • Elektromiyografi

    İskelet kasları hareket ve iskeletin desteklenmesi işinin büyük çoğunluğunu yürütürler. Her kas demetler (fasiküller) halinde organize olmuş kas lifelerinden (kas hücrelerinden) oluşur Her bir kas lifi bir motor aksonun dalı tarafından sinirlendirilir. Normal koşullarda bir sinir aksiyon potansiyeli o motor nöron ve dalları tarafından uyarılan tüm kas liflerinin kasılmasına neden olur. Bir motor sinir ve uyardığı kas liflerinin tümüne birden "motor birim" adı...

    https://www.biyologlar.com/elektromiyografi
  • Kan basıncı ve nabız

    Bu bölümde kan basıncını ölçerken parmak nabzında gözlenen değişiklikleri inceleyecek ve nabız ölçümünün stetoskop kullanımının yerine kullanılıp kullanılamayacağını inceleyeceksiniz. İşlem basamakları 1.​ Kalp mikrofonunuzun çıkışını PowerLab'ın 2 numaralı girişinden çıkartınız. 2.​ 2 numraları girişe parmak nabız çevireçini bağlayınız. 3.​ Parmak nabız çevireçinin basınç algılayıcı bölümünü, kan basıncı ölçümü için...

    https://www.biyologlar.com/kan-basinci-ve-nabiz
  • e.colinin bütün suşları hastalık yapar mı?

    Bakterilerde "suş", ortak özellikleri ile başka suş'lardan ayırdedilebilen bir gruptur. Bu farklılıklar genelde moleküler düzeyde algılanabilse de bakterinin fizyolojisi ve yaşam döngüsüne etki edebilirler, örneğin patojenliğe yol açabilirler. Farklı E. coli suşları farklı hayvanlarda yaşadıkları için sudaki dışkı kirlenmesinin kaynağını anlamak mümkündür. Yeni E. coli suşları doğal mutasyonlar sonucu sürekli olarak belirmektedir ve bunların...

    https://www.biyologlar.com/e-colinin-butun-suslari-hastalik-yapar-mi
  • Hücre zedelenmesinin nedenleri ve zedelenmeye karşı hücrenin verdiği uyum yanıtları nelerdir; hasara uğrayan dokunun onarılması nasıl gerçekleşir?

    Hücre Zedelenmesinin Nedenleri Hücre zedelenmesinde pek çok etken söz konusudur. Trafik dahil pekçok kazanın neden olduğu gözle görülen fiziksel travmalardan, belli bazı hastalıklarda neden olabilen defektli enzimleri oluşturan gen mutasyonlarına kadar sıralanabilir. Zedeleyici etkenler aşağıdaki gibi, sınıflanabilir. Oksijen Kayıpları: Hipoksi (oksijen azlığı- oksijen yetersizliği), hücre zedelenmesi veya ölümünün en önemli ve en çok görülen nedenidir....

    https://www.biyologlar.com/hucre-zedelenmesinin-nedenleri-ve-zedelenmeye-karsi-hucrenin-verdigi-uyum-yanitlari-nelerdir-hasara-ugrayan-dokunun-onarilmasi-nasil-gerceklesir
  • Evrime bir kanıt: Reseptör G-Proteinleri

    Bu yazımızda, 2011 yılında bir proje olarak tamamlanmış reseptör G-Proteinleri projesinden bahsedeceğiz. Bu proje evrimsel bir kanıt olarak sunulmaktadır. Bir çoğumuzun yeni duyduğu bu terimi aslında birçok canlı türü hücrelerini dış katmanlardan koruyan hücre zarlarında milyonlarca yıldır kulanmaktadırlar. Birçok üniversiteden bilim adamlarının ortak yürüttüğü 100 canlı türünde yapılan çalışmada hücre zarların da yer alan reseptör G-Proteinlerinin...

    https://www.biyologlar.com/evrime-bir-kanit-reseptor-g-proteinleri
  • Tad Tomurcukları

    Tad duyusundan sorumlu olan tad tomurcukları sirkumvallat, foliate ve fungiform papillaların epiteli içerisinde ve bunların arasındaki yüzey epiteli içerisinde yerleşmişlerdir. Aynı zamanda damak (palate) ve epiglottiste de (küçük dil) birkaç tad tomurcuğu bulunmaktadır. Kesitlerde, düşük büyütmede koyu boyanan epitel içerisinde, soluk, fıçı şekilli cisimcikler olarak görülür. Tad tomucuğunun apeksinde epitel yüzeyine açılan küçük bir tad poru bulunmaktadır....

    https://www.biyologlar.com/tad-tomurcuklari
  • Bakteri hücreleri arasında haberleşme (Cell-to-cell communication: quorum sensing)

    Yakın zamana kadar tek ve çok hücreli organizmaları ayırmada önemli bir fark çok hücrelilerde hücrelerarası iletişimin olmasıydı. Yüksek canlılarda hücreler arasında sinyallerin gelip gitmesi, karmaşık sinyal yollarının olması onları tek hücrelilerden ayıran bir özellikti. Şimdi ise aynı türden yada farklı türlerden bakterilerin kendi aralarında haberleşebildiğini biliyoruz. Üstelik bu özellik bakterilerin yaşamsal fonksiyonlarıyla yakından ilişkili. Bir...

    https://www.biyologlar.com/bakteri-hucreleri-arasinda-haberlesme-cell-to-cell-communication-quorum-sensing
  • BÖCEKLERDEKİ MANEVRA KABİLİYETİ

    Böceklerdeki uçuş sisteminin, bütün bilimsel ve teknolojik birikimimize rağmen bizlerin kullandığı tekniklerden çok ileri olduğunu biliyor muydunuz? Böcekler tam bir uçma ustasıdır. Öyle ki saniyede 1000’den fazla sayıda kanat çırpan böcekler vardır. Bir böcek, kanatlarını o kadar hızlı hareket ettirir ki takip etmek imkansızdır. Böcekler, çok sayıda kanat çırpmanın yanma gibi tehlikeli neticelerine karşı, korunaklı bir şekildedir. Böceklerin kanat...

    https://www.biyologlar.com/boceklerdeki-manevra-kabiliyeti
  • Karıncaların Ölüm Sinyali

    Bir karınca öldüğünde, onu taşıyıp sürüden uzaklaştıran başka karıncaları hemen hemen hepimiz görmüşüzdür. Bu işlem, bazen, karıncanın ölümünden sonra 1 saat içinde gibi kısa bir sürede gerçekleşir. Kaliforniya Üniversitesi’nden biyolog Don-Hwan Choe, karıncaların öldükleri zaman bir kimyasal salgıladıklarını ve salgıladıkları bu kimyasalla “öldüm, beni alın uzağa götürün” mesajı verdiğini keşfetti.Yapılan incelemelerde, karıncalar...

    https://www.biyologlar.com/karincalarin-olum-sinyali
  • Statosit Nedir

    Bu yazımızda kabuklu onbacaklılar adlı canlılarda bulunan ilginç bir teknolojik harikayı göreceğiz. Canlının vücudunda varolan statosit olarak adlandırılan alıcı, canlının uzaydaki konumunu ve hareketini tespit ediyor. Bu sayede canlı vücudunu denge halinde tutabiliyor. Öncelikle böyle bir cihaz üretebilmek için yerçekimi, elektronik ve mekanik gibi çeşitli bilim dallarının bilgisi gerekmektedir. Statositlerin böceğin kafasındaki yerini gösteren resimler....

    https://www.biyologlar.com/statosit-nedir
  • Akrepler

    Akrepler

    Çölde yaşayan kum akrepleri, küçük hayvanlar için en tehlikeli düşmanlardandır. Bu akrep türünün gözleri hemen hemen hiç görmez. Buna rağmen geceleri avlarının yerini büyük bir ustalıkla belirleyebilirler.

    https://www.biyologlar.com/akrepler
  • Çernobil reaktör kazası 26 Nisan 1986

    1972’de Ukrayna’daki (O dönemde SSCB’nin bir parçasıydı) Kiev’in 140 km kuzeyinde bulunan Çernobil Nükleer Santralı’nda gerçekleşen kaza, her biri 1.000 Megawatt (MW) gücünde olan dört reaktörüni hatalı tasarımının yanı sıra, reaktörlerden birinde deney yapmak için güvenlik sisteminin devre dışı bırakılıp peşpeşe hatalar meydana gelmesi nedeniyle oldu. Deneyin yapılacağı 25 Nisan 1986 günü, önce reaktörün gücü yarıya düşürüldü, ardından...

    https://www.biyologlar.com/cernobil-reaktor-kazasi-26-nisan-1986
  • Endotoksin Nedir

    Endotoksinler bakteri gibi patojenlerin içinde bulunan, potansiyel olarak toksik olabilecek bileşiklerdir. Endotoksinler bakteri tarafından salgılanmazlar, ama bakterinin parçalanırsa ortama salınan, onun yapısal bir bileşenidirler. Endotoksinler ile enterotoksinler karıştırılmamalıdır. Lipopolisakkaritler ve diğer endotoksinler Endotoksinlerin klasik örneği, çeşitli Gram-negatif bakterilerin dış membranında bulunan lipopolisakkaritler veya lipo-oligosakkaritlerdir. LPS...

    https://www.biyologlar.com/endotoksin-nedir
  • Giberelinler (Gibberellic Asit) - Giberellinlerin bitkiler üzerine etkisi

    Giberellinler ikinci grup bitki hormonudur. 1950’li yıllarda karakterize edilen giberellinler 80’den fazla bileşenin bulunduğu bir gruptur. Giberellinlerin esas etkisi, bitkilerin boyuna büyümesini sağlamaktır. Böylece uzun bir bitki gövdesi aktif giberellinleri, cüce bir bitki gövdesinden daha fazla ihtiva eder. Giberellinlerin sentezi ve kontrolü genetik kontrol altındadır.

    https://www.biyologlar.com/jiberelinler-gibberellic-asit
  • BİYOELEKTRİK - Canlı Sisteminin Elektrikle Olan Birlikteliği

    Canlı sistemlerinin birbirleriyle koordine bir şekilde kusursuz çalışabilmesi için elektrik enerjisine ihtiyaç vardır.Aslında canlı vücudunu dev bir fabrikaya benzetebiliriz.Dev bir fabrikada tüm kontrol elektrik sistemleri ve ileri düzeyde elektrik enerjisine ihtiyaç duyan makinelerden oluşur.İşte bu makinelerin çalışabilmesi ve aralarında geniş bir koordinasyon sağlayabilecek bir ağın olabilmesi de bu sisteme yeterli elektrik enerjisinin teminatıyla ve mükemmel bir...

    https://www.biyologlar.com/biyoelektrik-canli-sisteminin-elektrikle-olan-birlikteligi
  • Protein Sentezi

    Hücre içinde meydana gelen en önemli olaylardan biri protein sentezi dir.Bir hücrenin kendisi için hangi özel proteinleri sentezleyebileceğine ait bilgi çekirdekteki DNA’da saklıdır.Amino asitlerin nasıl bir dizilişle ve ne kadar sayıda bir araya geleceğini tayin eden DNA’dır. DNA kendisindeki bilgiyi yeni bir şifre halinde mRNA’ya aktarır.Bu olaya genetik şifrenin yazılması ( transkripsiyon) denir.Şifreye göre amino asitlerin birbirine bağlanarak uygun şifrenin...

    https://www.biyologlar.com/protein-sentezi
  • SUYUN YAPRAKTAN ATMOSFERE GEÇİŞİ

    Hücre yüzeyinden hücreler arasındaki hava boşlukla­rına buharlaştıktan sonra su yapraktan dışarıya difüzyonla çıkar. Yaprak yüzeyini örten mumsu kütikula suyun hareketi için çok etkili bir engeldir. Yapraklar­dan suyun yaklaşık %5’inin kütikuladan kaybedildi­ği sanılmaktadır. Yapraklardan su kaybının yaklaşık tamamı genellikle yaprak alt yüzeyinde bol bulunan stomalardan, su buharı difüzyonuyla olur. Su yapraktan atmosfere çıkarken ksilem tarafın­dan...

    https://www.biyologlar.com/suyun-yapraktan-atmosfere-gecisi
  • AZOTLU BİLEŞİKLER

    Bitkisel sekonder metabolitlerin çoğunun yapısında azot bulunur. Bu grupta bulunan bileşikler arasında, insanlara toksisiteleri ve tıbbi özellikleri nedeniyle hayli ilgi çekici olan alkaloitler ve siyanojenik gliko­zitler ilk akla gelenlerdir. Bu bileşikler, aynı zaman­da, herbivorlara karşı savunma elemanları olarak da bilinir. Azotlu sekonder metabolitlerin pek çoğunun biyosentezi genel amino asitlerden gerçekleşir. Bu bölümde, alkaloitler, siyanojenik glikozitler,...

    https://www.biyologlar.com/azotlu-bilesikler
  • GENETİK VE KANSER

    İnsan yaşamı boyunca çevresi ile sürekli olarak ilişki içindedir. Bu uyum devam ede geldiği sürece de ayakta kalabilmektedir. Embriyo döneminde anne karnında kan dolaşımı yolu ile başlayan etkileşim, daha sonraları yerini daha geniş alanlara bırakır. Beslenme,solunum ve sosyal ilişkiler gibi geniş çerçevede devam eden etkileşim, ölüm zamanı gelinceye kadar devam eder. Etkileşimde, uyumun uyumsuzluğa dönüşümü ölüm olarak adlandırılır. Hücre, çevresi ile...

    https://www.biyologlar.com/genetik-ve-kanser
  • Gen Nedir? Görevleri nelerdir ? Gen terapisi Nedir?

    Gen Nedir? Görevleri nelerdir ? Gen terapisi Nedir?

    Gen DNA zincirindeki belli bir uzunluktaki birimdir. Kromozom DNA'nın özel bir şekilde paketlenmesi sonucu ortaya çıktığına göre her kromozomda çok sayıda gen var demektir. Her bir gen diğerinden farklı bir şifre içerir ve farklı bir proteini kodlar. Eğer vücutta bir genin kodladığı proteine gereksinim varsa o gen aktif hale geçerek üzerindeki şifre, haberci RNA adı verilen bir yapı şeklinde kopyalanır. Bu yapı hücrenin sitoplazmasındaki ilgili birimlere gelerek...

    https://www.biyologlar.com/gen-nedir-gorevleri-nelerdir-gen-terapisi-nedir
  • Genetik kod

    Genetik kod, genetik malzemede (DNA veya RNA dizilerinde) kodlanmış bilginin canlı hücreler tarafından proteinlere (amino asit dizilerine) çevrilmesini sağlayan kurallar kümesidir. Kod, kodon olarak adlandırılan üç nükleotitlik diziler ile amino asitler arasındaki ilişkiyi tanımlar. Bir nükleik asit dizisindeki üçlü kodon genelde tek bir amino asidi belirler (ancak bazı durumlarda farklı konumlarda bulunan aynı kodon üçlüsü, çevredeki bağlamla ilişkili olarak iki...

    https://www.biyologlar.com/genetik-kod
  • Moleküler Sitogenetik

    Moleküler sitogenetik; moleküler biyoloji ve sitogenetik tekniklerin birlikte kullanımı ile rutin kromozom analizlerinin kapsamını genişleten ve tanı değerini yükselten bir disiplindir. Konvansiyonel sitogenetik yöntemlerle teşhis edilemeyen anomalilerin renkli DNA probları kullanılarak tanımlanmasını sağlayan efektif ve hızlı yöntemleri içermektedir. Moleküler sitogenetik departmanımızda standart FISH ve SKY teknikleri rutin olarak kullanılmaktadır. FISH...

    https://www.biyologlar.com/molekuler-sitogenetik
  • Ökaryotlarda DNA ikileşmesi

    J.H. Taylor, P.Woods ve W.Hughes; 1957'de ökaryotlarda da replikasyonun yarı-saklı olduğunu gösteren kanıtı sunmuşlardır. Vicia faba (bakla) bitkisinin kök uçlarıyla yaptıkları deneyde DNA'yı 3H-timidin ile işaretleyip, otoradyografisini çekmişler ve replikasyonu izlemeyi başarmışlardır. Buradaki replikasyonun yarı-saklı olduğunu kanıtlamışlardır. Ökaryotlardaki DNA replikasyonu prokaryotlardakine benzer ancak daha karmaşıktır. Her iki sistemde de DNA ikili...

    https://www.biyologlar.com/okaryotlarda-dna-ikilesmesi
  • DNA İkileşmesi

    DNA ikileşmesi Replikasyon DNA çoğalması ya da DNA sentezi hücre bölünmesi öncesinde çift sarmallı DNA'nın kendini kopyalanması işlemidir. Günümüzde yapılan araştırmalar sonucu aynı tip hücrelerde DNA'nın kimyasal özelliğinin ve toplam mktarının nesilden nesile değişmeden aktarıldığı bilinmektedir. Buna göre DNA'nın tüm özellikleri aynı ata hücreden gelen benzer hücrelerde aynı kalmak zorundadır. Bu yüzden ister prokaryotik ister ökaryotik olsun her...

    https://www.biyologlar.com/dna-ikilesmesi-1
  • BİYOSENSÖRLER

    Biyosensörler, biyolojik materyaller içeren ve/veya bunları çeşitli ortamlarda kalitatif ve/veya kantitatif tayin ve izlenmesinde kullanılan cihazlardır”. Biyosensörde en önemli nokta sistemde mutlaka bir biyolojik materyal kullanılıyor olmasıdır. Bu biyolojik materyaller kullanılarak, çok seçici, çok hassas, çoğu zaman da çok daha hızlı ölçüm yapmak mümkündür. Bir biyosensör, Şekil 1’de şematik olarak gösterildiği gibi şu üç temel bileşenden oluşur :...

    https://www.biyologlar.com/biyosensorler
  • HÜCRE SİKLUSU VE KANSER

    Hülya CABADAK Marmara Ün. Tıp Fakültesi, Biyofizik AD, İSTANBUL, TÜRKİYE Anahtar Kelimeler: Hücre siklusu, siklinler, siklin bağımlı kinazlar, tümör baskılayıcı gen, kanser Organizma/organ/doku gelişimi, hücrelerin büyüme ve çoğalmalarını içerdiği gibi hücre ölümlerini de sağlar. Hasarlı dokuların onarımı somatik hücrelerin ve destek dokunun çoğalması ile gerçekleşmektedir1. Hücre büyümesi, farklılaşması ve çoğalmasında rolü olan...

    https://www.biyologlar.com/hucre-siklusu-ve-kanser
  • Transkripsiyon PDF sunum

    Transkripsiyon (veya yazılma veya yazılım , DNA''yı oluşturan nükleotit dizisinin RNA polimeraz enzimi tarafından bir RNA dizisi olarak kopyalanması sürecidir. Başka bir deyişle, DNA''dan RNA''ya genetik bilginin aktarımıdır. Protein kodlayan DNA durumunda, transkripsiyon, DNA''da bulunan genetik bilginin (bir Image:RNAP TEC small.jpg|thumb|''T. aquaticus'' RNA polimerazı RNA zincirini uzatması sırasındaki şematik görüntüsü. RNA ve DNA'nın aldığı şekiller daha belli...

    https://www.biyologlar.com/transkripsiyon-pdf-sunum
  • Hücre görüntüleme teknikleri

    Temel tıp bilimleri ve biyolojide sistem, organ ve doku fonksiyonu hakkında bugün eriştiğimiz bilgi düzeyinin temeli, fonksiyonel birim olan hücre ve yapıları hakkındaki bilgilerimiz nedeniyledir. Bu nedenle bilim insanları tarih boyunca, gözle göremedikleri bu mikro evrendeki yapıları görünür hale getirip, deneysel bilgiler toplayabilmek için farklı büyütme araçları, mikroskoplar üretme çabasında olmuşlardır. Her ne kadar Janssen’in 16. yüzyılda ürettiği...

    https://www.biyologlar.com/hucre-goruntuleme-teknikleri
  • Glikoproteinlerin Yapısı ve Fonksiyonları

    Glikoproteinler, bakteriden insana kadar pek çok canlıda bulunur ve farklı işlevlere sahiptir. Kısa oligosakkarit zincirlerine sahip bu proteinler pek çok hücresel olayda hormonlar, virüsler ve başka maddeler tarafından hücre yüzeyinin tanınmasında görev alırlar. Ayrıca hücre yüzey antijenleri, hücre dışı matriksin elemanı, gastrointestinal ve ürogenital yolun müsin salgısı olarak görev yaparlar. Bunların yanında albümin hariç plazmadaki globuler proteinlerin...

    https://www.biyologlar.com/glikoproteinlerin-yapisi-ve-fonksiyonlari
  • Elektromiyografi Deneyi

    İskelet kasları hareket ve iskeletin desteklenmesi işinin büyük çoğunluğunu yürütürler. Her kas demetler (fasiküller) halinde organize olmuş kas lifelerinden (kas hücrelerinden) oluşur (Şekil-1). Her bir kas lifi bir motor aksonun dalı tarafından sinirlendirilir. Normal koşullarda bir sinir aksiyon potansiyeli o motor nöron ve dalları tarafından uyarılan tüm kas liflerinin kasılmasına neden olur. Bir motor sinir ve uyardığı kas liflerinin tümüne birden "motor...

    https://www.biyologlar.com/elektromiyografi-deneyi
3WTURK CMS v8.1