Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

  • [protected email address]

Toplam 975 içerik listeleniyor

  • Vitamin türleri

    Herkes tarafından bilinen 13 vitamin vardır. Bunlar temelde, yağda çözünenler ve suda çözünenler olarak iki gruba ayrılır ama gerçekte 20 vitamin vardır. En küçük vitamin A, C, D ve K vitaminleriyken, en büyük vitamin türü E vitaminidir. Orta boy moleküllü B vitaminleri ise pek kullanılmaz. Dört vitamin türü, yağda çözünebilir ve bu sayede vücudun yağ dokusunda depolanırlar. Bunlar: A vitamini, D vitamini, E vitamini ve K vitamini. A Vitamini Göz sağlığı...

    https://www.biyologlar.com/vitamin-turleri
  • Biyolojinin Önemi

    Doğumdan ölüme kadar yasamin her evresinde bilinçli ve saglikli yasama , ekonomik gelismeyi sürekli kilma , çevreyi bozulmadan tutma , üretimin kalitesini ve miktarini artirmada biyoloji bilimi önemli yer tutar. Temel bilim olan biyoloji , canli ve doga ile ilgili her konuyu içine almaktadir , bu bakimdan arastiran düsünen insana sinirsiz sayida çalisma olanagi saglar. Burada basarili olmanin en önemli sirri, düsünerek dogayi izlemektir . Doganin bilinçsiz kullanilmasi , insan...

    https://www.biyologlar.com/biyolojinin-onemi
  • Antibiyotik Kıyameti Ve Bilinmesi Gerekenler

    Antibiyotik Kıyameti Ve Bilinmesi Gerekenler

    Antibiyotiklerin direnci bizler antibiyotikleri sıklık ve hevesle kullanmadan çok önce başlamıştır. Modern bakterilerin antibiyotiklere karşı kendilerini korumak için kullandıkları genler, 30.000 yıldan uzun bir süredir Arctic permafrost'ta donmuş antik bakterilerde bulunmuştur. (Credit: Alamy)

    https://www.biyologlar.com/antibiyotik-kiyameti-ve-bilinmesi-gerekenler
  • Antibiyotik Kıyameti Ve Bilinmesi Gerekenler

    Antibiyotik Kıyameti Ve Bilinmesi Gerekenler

    Antibiyotiklerin direnci bizler antibiyotikleri sıklık ve hevesle kullanmadan çok önce başlamıştır. Modern bakterilerin antibiyotiklere karşı kendilerini korumak için kullandıkları genler, 30.000 yıldan uzun bir süredir Arctic permafrost'ta donmuş antik bakterilerde bulunmuştur. (Credit: Alamy)

    https://www.biyologlar.com/antibiyotik-kiyameti-ve-bilinmesi-gerekenler
  • Nükleik Asitler Hakkında Bilgi
  • Nükleik Asitler Hakkında Bilgi
  • Çevre Kirliliği Ve Ekotoksikolojik Etkiler

    Çevre Kirliliği Ve Ekotoksikolojik Etkiler

    Dünyadaki teknolojik gelişmeler ve artan sanayileşme faktörleri önceki dönemlere göre iş yükünü azaltırken çevreye ve canlılara karşı da geriye dönüşü olmayan tehlikeli etkenler oluşturmaktadır. [1]. Çevre ve insan sağlığı açısından olumsuz nedenler oluşturan kirleticilerin en önemli sebepleri arasında ağır metaller ve endüstriyel proses kalıntıları gelmektedir. İnsan sağlığına en çok etki eden önemli metaller cıva, kadmiyum ve kurşun’dur....

    https://www.biyologlar.com/cevre-kirliligi-ve-ekotoksikolojik-etkiler
  • Çevre Kirliliği Ve Ekotoksikolojik Etkiler

    Çevre Kirliliği Ve Ekotoksikolojik Etkiler

    Dünyadaki teknolojik gelişmeler ve artan sanayileşme faktörleri önceki dönemlere göre iş yükünü azaltırken çevreye ve canlılara karşı da geriye dönüşü olmayan tehlikeli etkenler oluşturmaktadır. [1]. Çevre ve insan sağlığı açısından olumsuz nedenler oluşturan kirleticilerin en önemli sebepleri arasında ağır metaller ve endüstriyel proses kalıntıları gelmektedir. İnsan sağlığına en çok etki eden önemli metaller cıva, kadmiyum ve kurşun’dur....

    https://www.biyologlar.com/cevre-kirliligi-ve-ekotoksikolojik-etkiler
  • Virüslerin Keşfi

    Virüs latince zehir anlamına gelir. Virüsler 19. Yüzyılın sonlarına doğru keşfedilmiştir. Robert KOCH, Louis PASTAEUR ve diğer bakteriyologlar , canlılarda görülen birçok hastalıklara bakterilerin sebep olduğunu bulmuşlardır. Fakat bazı hastalıklar onları çok şaşırtıyordu. Çünkü hastalığın meydana geldiği organizmada, bu hastalığa sebep olabilecek bir bakteri bulunamıyordu. Araştırmacıların dikkatini çeken böyle bir hastalığa tütün yaprağında...

    https://www.biyologlar.com/viruslerin-kesifi
  • Mide Kanserinde MikroRNA Deregülasyonu ve MikroRNA Hedeflerinin Mekanizmaları

    Mide Kanserinde MikroRNA Deregülasyonu ve MikroRNA Hedeflerinin Mekanizmaları

    Mide kanseri dünya çapında kansere bağlı ölümlere neden olan bir genetik hastalıktır. Bu hastalık üzerine her ne kadar çalışma yapılmış olsa da mide tümör oluşumunun ,yayılmasının ve metastasının moleküler mekanizması hala açıklanamamıştır.

    https://www.biyologlar.com/mide-kanserinde-mikrorna-deregulasyonu-ve-mikrorna-hedeflerinin-mekanizmalari
  • Mide Kanserinde MikroRNA Deregülasyonu ve MikroRNA Hedeflerinin Mekanizmaları

    Mide Kanserinde MikroRNA Deregülasyonu ve MikroRNA Hedeflerinin Mekanizmaları

    Mide kanseri dünya çapında kansere bağlı ölümlere neden olan bir genetik hastalıktır. Bu hastalık üzerine her ne kadar çalışma yapılmış olsa da mide tümör oluşumunun ,yayılmasının ve metastasının moleküler mekanizması hala açıklanamamıştır.

    https://www.biyologlar.com/mide-kanserinde-mikrorna-deregulasyonu-ve-mikrorna-hedeflerinin-mekanizmalari
  • Mide Kanserinde MikroRNA Deregülasyonu ve MikroRNA Hedeflerinin Mekanizmaları

    Mide Kanserinde MikroRNA Deregülasyonu ve MikroRNA Hedeflerinin Mekanizmaları

    Mide kanseri dünya çapında kansere bağlı ölümlere neden olan bir genetik hastalıktır. Bu hastalık üzerine her ne kadar çalışma yapılmış olsa da mide tümör oluşumunun ,yayılmasının ve metastasının moleküler mekanizması hala açıklanamamıştır.

    https://www.biyologlar.com/mide-kanserinde-mikrorna-deregulasyonu-ve-mikrorna-hedeflerinin-mekanizmalari
  • Mitokondri ve Leber’in Kalıtımsal Optik Nöropatisi (Lhon)

    Mitokondri ve Leber’in Kalıtımsal Optik Nöropatisi (Lhon)

    Çoğunlukla erkek bireylerde görülen ve görme kaybı ile sonuçlanan, retinal ganglion hücreleri (RGH) ve optik sinirlerin dejenerasyonu sonucu akut veya subakaut görme kaybıyla karakterize olan mitokondriyal DNA nokta mutasyonu olan bir hastalıktır.

    https://www.biyologlar.com/mitokondri-ve-leberin-kalitimsal-optik-noropatisi-lhon
  • Mitokondri ve Leber’in Kalıtımsal Optik Nöropatisi (Lhon)

    Mitokondri ve Leber’in Kalıtımsal Optik Nöropatisi (Lhon)

    Çoğunlukla erkek bireylerde görülen ve görme kaybı ile sonuçlanan, retinal ganglion hücreleri (RGH) ve optik sinirlerin dejenerasyonu sonucu akut veya subakaut görme kaybıyla karakterize olan mitokondriyal DNA nokta mutasyonu olan bir hastalıktır.

    https://www.biyologlar.com/mitokondri-ve-leberin-kalitimsal-optik-noropatisi-lhon
  • CANLILAR NASIL OLUŞTU VE GELİŞTİ

    Yakın geçmişteki atalarımız acaba nasıl bir canlıydı?Daha önce neydik? Oksijenli ortamdaki yaşam nasıl bir canlıyla başladı? Bilim çevrelerinde, insanların ve hayvanların atasının, bir barsak paraziti (giardia)ne benzer bir canlıdan türediği görüşü ağırlıkta. Dünya var olduğundan beri üzerinde milyarlarca canlı, yaşam sürdü. Bu gün de en az 30 milyon tür yaşamını sürdürüyor. Elbette tüm canlıları birer birer sayma ve sınıflandırma olanağı yok....

    https://www.biyologlar.com/canlilar-nasil-olustu-ve-gelisti
  • Mutasyon

    Mutasyon, canlının genetik yapılarında meydana gelen değişmelerdir. Bireyin kalıtsal özelliklerinin ortaya çıkmasının sağlayan genetik şifre herhangi bir nedenden dolayı (X ışını, radyasyon, ultraviyole, bazı ilaç ve kimyasal maddeler, ani sıcaklık değişimleri ) bozulabilir. Bu durumda DNA’nın sentezlediği protein veya enzim bozulur. Böylece canlının, proteinden dolayı yapısı, enzimlerinden dolayı metabolizması değişebilir. Mutasyonlar spontan ya da...

    https://www.biyologlar.com/mutasyon
  • Kambriyen Öncesi

    "Kambriyen öncesi" yeryüzünün oluşumundan Kambriyene kadar geçen dört milyar yıllık zaman dilimidir. Yeryüzü tarihinin 7/8'lik bölümü, Kambriyen öncesinde geçer. Dünyanın yüzeyinin soğuyup, katılaşması, kıtasal levhaların, atmosferin ve okyanusların oluşması. Yaşamın jeobiyokimyasal süreçler sonucu ortaya çıkması, bakterilerin evrimi, atmosferin oksijence zenginleşmesi, ökaryotların evrimi ve ilk hayvanların ortaya çıkması hep Kambriyen öncesinde...

    https://www.biyologlar.com/kambriyen-oncesi
  • Bitkilerde Çimlenme ve Gelişim

    a-Bitkilerde gelişim olaylarından hücre bölünmesi,büyüme ve farklılaşma olayları görülür b-Çiçeksiz bitkilerde sporların çimlenmesi ile gametofit gelişir c-Çiçeksiz bitkilerde Sperm ve ovumun döllenmesi ile oluşan zigotun mitoz bölünmeleri ile sporofit gelişir d-Vegetatif üreyen bitkilerde dal,yaprak,tomurcuk vb. vücud kısımlarından yeni bitki gelişir e-Çiçekli bitkilerde tohumdan yeni bitki gelişir. Tohum A-Yapısı: a-Kabuk: 1-Tohumu örter 2-Kabuğu...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-cimlenme-ve-gelisim
  • EKOLOJİ VE BESİN ZİNCİRİ

    EKOLOJİ VE BESİN ZİNCİRİ

    Canlıların birbirleri ile ve çevreleri ile etkileşimini inceleyen bilim dalıdır. Ekolojiyi anlamak için madde ve canlı organizasyonunun bilinmesi gerekir. Madde organizasyonu: Atom – Molekül – Organel – Sitoplazma – Hücreler – Dokular – Organlar - Sistemler –Organizmalar - Populasyonlar – Komüniteler – Ekosistemler – Biyosfer- Dünya – Gezegenler – Solar sistemler – Galaksiler – Evren şeklindedir. Ekoloji ile ilgili önemli terimler: Biyosfer:Canlı...

    https://www.biyologlar.com/ekoloji-ve-besin-zinciri
  • YAPRAKLARIN GENEL YAPISI

    Bitkiler besinlerini üretirken sadece topraktan faydalanmazlar. Topraktaki minerallerin yanında, suyu ve havadaki CO2'i de kullanırlar. Bu hammaddeleri alıp yapraklarındaki mikroskobik fabrikalardan geçirerek fotosentez yaparlar. Fotosentez işleminin aşamalarını incelemeden önce fotosentezde son derece önemli bir role sahip olan yaprakların incelenmesinde fayda vardır. YAPRAKLARIN GENEL YAPISI Hem genel yapı olarak, hem de mikrobiyolojik açıdan incelendiğinde yaprakların her...

    https://www.biyologlar.com/yapraklarin-genel-yapisi
  • Yassı Solucanların Anatomisi

    Polycclad Yassı Solucanların Anatomisi İsmininin de önerdiği gibi, serbest yaşayan solucanlar dorso-ventrally yassılanmış olup birkaç milimetreden daha kalın değildirler Boyutlar bir milimetreden daha azdan balar ve 30 cm nin üzerine kadar uzanır. Çoğu polycladler son derece hassastırlar ve tipik olarak düz bir dorsal yüzey içeren ve/veya oval şekillerine sahiptirler. Bununlar birlikte, dorsal papillae (Acanthozoan, Thysomozoan) sergilerler. Solucanların...

    https://www.biyologlar.com/yassi-solucanlarin-anatomisi
  • Virüslerin Özellikleri

    1-Canlı ve cansız arasında geçit oluştururlar. 2-Protein kılıf ve nükleik asitten oluşurlar.(DNA veya RNA) 3-Kristalleşebilirler 4-Kompşex enzim sstemleri yoktur. 5-DNA taşıyanlar bakterileri yiyebilir bunlara bakteriyofaj veya faj denir. 6-Grip, nezle, kızamık, frengi, kabakulak gibi hastalıkları yaparlar. 7-Virüs bir canlı hücrenin (örneğin bakterinin) çeperine yapışır. 8-Virüs DNA’si bakterinin içine enjekte olur. 9-Bakteri DNA’sının eşlenmesi durur....

    https://www.biyologlar.com/viruslerin-ozellikleri
  • Canlı Biliminin Önemli Dalları

    Canlıların dünya üzerinde çok çeşitli olması nedeniyle değişik bilim dallan gelişmiştir. Bu bilim dalları şu şekilde sıralanabilir. Botanik: Bitkiler alemini inceleyen bilim demektir. Bitkilerin yapısı, yayılışları ve çeşitlerini inceler. Botaniğin ilgilendiği konu alanına göre alt bilim dalları gelişmiştir. Örneğin; Kriptogamlar: Çiçeksiz Bitkiler, Tohumsuz Bitkiler Fanerogamlar: Tohumlu Bitkiler Gymnospermler: Açık Tohumlu Bitkiler Angiospermler:...

    https://www.biyologlar.com/canli-biliminin-onemli-dallari
  • Fotosentez

    Dünya, canlı yaşamına en uygun olacak şekilde, özel olarak tasarlanmış bir gezegendir. Atmosferindeki gazların oranından, güneşe olan uzaklığına, dağların varlığından, suyun içilebilir olmasına, bitkilerin çeşitliliğinden yeryüzünün sıcaklığına kadar kurulmuş olan pek çok hassas denge sayesinde dünya yaşanabilir bir ortamdır. Yaşamı oluşturan öğelerin devamlılığının sağlanabilmesi için de hem fiziksel şartların hem de bazı biyokimyasal...

    https://www.biyologlar.com/fotosentez
  • Genotip Nedir ?

    Herhangi bir organizmanın genlerinin tamamına genotip adı verilir. Bir insanın kromozomlarındaki genlerin tümü, o insanın kalıtsal tipini yani genotipini oluşturur.

    https://www.biyologlar.com/genotip-nedir-
  • SOLUNUM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ

    Solunum kelimesi iki anlamda kullanılabilir. Hücresel düzeyde, hücresel oksidatif Matabolizma anlamındadır. Organizma düzeyinde ise, gaz değişim yüzeylerinin, yani akciğerlerin atmosfer havası ile havalanması demektir. Solunum sistemi, dolaşım sisteminin atmosferle olan bağlantısını sağlar. Amfibian denilen kurbağa gibi hem karada hem de suda yasayan canlılarda ¤¤¤¤bolizma düşük olduğu için cilt solunumu yeterlidir. Eğer insanlarda kurbağalar gibi cilt solunumu...

    https://www.biyologlar.com/solunum-sistemi-fizyolojisi
  • Bakteriyofaj Nedir ?

    Bakteri yiyen canlı bakterilerin büyümesine engel olan onları eriten ve ancak elektron mikroskopla görülebilen bir ültravirüs. Süzgeçlerden geçen ve kültürden kültüre nakledilmesi mümkün olan bu ultra- virüs bakteri kolonilerinde görülebilen değişiklikler yapabilmekte ve bakteri hücrelerini hiç bir artık bırakmadan eritebilmektedir. bakteriyofajlar ın bilhassa zararlı bakterilerden meydana gelen çeşitli salgınlarda bakterileri yok etmek suretiyle önemli rolleri...

    https://www.biyologlar.com/bakteriyofaj-nedir-
  • B2 Vitamini

    B2 VİTAMİNİ: RİBOFLAVİN B2 suda eriyen bir vitamindir ve vücutta depolanmaz. Yararları: Biboflavin olarak da adlandırılan B2 vitamini enerji üretimi, enzim fonksiyonu, normal yağ asidi ve aminoasit sentezi için önem taşımaktadır. Besinlerden enerjinin serbest bırakılmasında rol oynar. A vitamini ile birlikte kullanıldığında solunum, sindirim, dolaşım ve boşaltım sisteminin mukozasının sağlıklı olmasını sağlar. Sinir sistemi, deri ve gözleri korur. Normal...

    https://www.biyologlar.com/b2-vitamini
  • Endoplazma Retikulumu ve Ribozomlar

    Endoplazma retikulum elektron mikroskobu araştırmalarının ortaya çıkardığı organellerden birisidir. Granüllü ve granülsüz olmak üzere iki tipi bulunur. Granüllü endoplazma retikulumu membranına düzenli aralıklarla ribonükleoprotein parçacıkları (=ribozom) dizilmiştir. Ribozomlar tübülüslere tanecikli bir görünüm kazandırırlar. Ribozomların varlığı granüllü endoplazmik retikuluma bazik boyanma özelliği kazandırır. Büyük büyülmelerde, endoplazma...

    https://www.biyologlar.com/endoplazma-retikulumu-ve-ribozomlar
  • 16. Kromozom

    16. Kromozom

    16. kromozom toplamda 22 çift olan otozomal insan kromozomlarından onaltıncısıdır. İnsanlarda normalde bir çift halinde bulunur. 90  milyon baz çiftine ve toplam hücre DNA'sının %3 üne sahiptir. 16. kromozom  muhtemelen 850 ile 1,200 arasında gen içermektedir. Diğer bazı kaynaklara göre bu rakam  "800 ila 900 gen" olarak değişmektedir. Her bir kromozomdaki genlerin belirlenmesi, aktif bir genetik araştırma alanıdır. Araştırmacılar, her kromozomdaki gen...

    https://www.biyologlar.com/16-kromozom
  • B3 vitamini

    B3 VİTAMİNİ: NİASİN Niasin, Niasinamid veya Nikotin Amid olarak da adlandırılan B3 vitamini; protein, yağ ve karbonhidrat metabolizması için gerekli olan bir vitamindir. Yararları: 3 vitamini kan dolaşımını düzenler, sağlıklı bir deri sağlar ve santral sinir sisteminin çalışmasına yardımcı olur. Beyin ve hafızanın ileri fonksiyonlarının denetlemesinden dolayı şizofreni ve diğer zihinsel hastalıklarda tedavi edici rol oynar. Son olarak yeterli B3 düzeyinin...

    https://www.biyologlar.com/b3-vitamini
  • Granülsüz endoplazma retikulumun enzim aktivitelerinin bireylere göre farklılığını nasıl yorumlarsınız?

    İlaçlara dayanıklılığın ve yan etkilerin her birey için değişik olmasının nedeni bu şekilde açıklanmaktadır. Endoplazma retikulum granüllü ve granülsüz şekli aynı hücrede bulunabilir. Bu organel hücrede sentezi yapılan ürünlerin depolandığı ve gidecekleri yönleri gösteren adresler kazandıkları yer olarak bilinir.

    https://www.biyologlar.com/granulsuz-endoplazma-retikulumun-enzim-aktivitelerinin-bireylere-gore-farkliligini-nasil-yorumlarsiniz
  • Patolojinin Tarihçesi

    İlk çağlarda; hastalıkların tanrıların insanları cezalandırmak için kullandıkları bir araç olduğuna inanılıyordu. Her hastalık bir günahın, suçun cezasıydı. Bu inanç, din adamlarının etkinliğini ve gücünü de artırıyordu. Batı Anadolu ağırlıklı eski Yunan uygarlığında ve sonraları ibni Sina'nın yaklaşımlarında, hastalıklar ile tanrı(lar) arasındaki bağı koparma çabaları olmuştur. Atardamarlarda hava değil, kan bulunduğunun anlaşılması...

    https://www.biyologlar.com/patolojinin-tarihcesi
  • B5 Vitamini

    B5 VİTAMİNİ: Pantotenik Asit Pantotenik Asit olarak da adlandırılan B5 vitamini hem hayvansal hem de bitkisel kaynaklarda bulunabildiğinden Yunanca "heryer" anlamına gelen "pantos" sözcüğünden kökenini almıştır. Vücutta depolanmayan ve suda eriyen bir vitamindir. Yararları: Depresyonla savaşmakta olan faydasının yanı sıra mide bağırsak sisteminin normal çalışmasına yardımcı olur; kolesterol, D vitamini, kırmızı kan hücreleri ve antikorların üretimi için...

    https://www.biyologlar.com/b5-vitamini
  • Artropodolojinin Tarihçesi

    Artropodların fosillerine, üzerlerini örten sert ve kalın kitin tabakası dolayısıyla, çok eski kara parçalarında bile rastlanmaktadır. Artropodların insanlardan daha eski zamanlarda bulunduğunu ileri süren araştırıcılar vardır. Bunların fosilleri üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda yaklaşık olarak on iki bin türün bulunduğu bildirilmektedir. Milattan önceki kavimlerde yapılan araştırmalarda ilkel insanların pire, bit, tahtakurusu, kene ve sivrisinek gibi...

    https://www.biyologlar.com/artropodolojinin-tarihcesi
  • EPİTEL HÜCRELERİNİN BİYOLOJİSİ

    Hücreler farklılaşırken zamanla yüklenecekleri çeşitli fonksiyonlara ait morfolojik ve fizyolojik özellikler kazanırlar. İyon Transportu Yapan Epitel Hücreleri: Bütün hücreler ATP’yi kullanarak kontsantrasyona ve elektriksel güç gradyanına karşı belirli iyonları taşırlar (Aktif transport). İyon transportu ve onu izleyen sıvı akımı çeşitli epitel hücrelerinde zıt yönlere (Apikalden bazale, bazalden apikale ) olabilir. Her iki durumda da sıkı bağlantılar...

    https://www.biyologlar.com/epitel-hucrelerinin-biyolojisi
  • Bitki Kök Tipleri ve Özellikleri

    Bitki Kök Tipleri ve Özellikleri

    Bazı bitkiler neden çiçek açarlar? Kendi açımızdan baktığımızda bu soruya güzel görünmek, güzel kokmak cevabı verilebilir. Ancak bu nedenler gerçek cevap değildir.

    https://www.biyologlar.com/bitki-kok-tipleri-ve-ozellikleri-odev-ariyorum
  • Davranışlarımızdaki kalıtım mirasının alt-yapısı

    Bir tür olarak genetik yapımızı kromozom adını verdiğimiz insanı oluşturan en küçük birim olan hücrenin çekirdeğinde yar alan 46 adet düz bir şekilde sıralanmış gen veya kalıtım ünitesi oluşturur. Bu gen topluluğunun sayı ve yapısı hem tür içinde hem de türler arasında farklılıklar gösterir. Türler arasındaki farklılıklardan ayrı olarak tür içindeki farklılıklar da, belli ölçülerde genetik etkenlere bağlıdır; yani örneğin insan türündeki her...

    https://www.biyologlar.com/davranislarimizdaki-kalitim-mirasinin-alt-yapisi
  • BAĞ DOKUSUNUN TEMEL FONKSİYONLARI, BAĞ DOKUSUNUNUN KÖKENİ, GLİKOZAMİNOGLİKANLAR

    Desteklik Yumuşak dokuları destekleme Vücut şeklinin sağlanması Hücre ve organları birbirine bağlama Savunma *Fagositik ve immunokompetan hücreleri ile (makrofaj, plazma, lenfosit gibi) *Bağ dokusunun temel maddesinin bileşenleri epitelden geçen mikroorganizmaların yayılmasını önleyen fiziksel bir engel oluşturur. Akışkanlığı azdır. Ancak hiyaluronidaz üreten bakteriler bağ dokusunun akışkanlığını artırarak güçlü yayılmaya yol açar. Beslenme Kan...

    https://www.biyologlar.com/bag-dokusunun-temel-fonksiyonlari-bag-dokusununun-kokeni-glikozaminoglikanlar
  • Darwin Neyi Öğretti

    Darwin Türlerin Kökeni`ni yazdığı sıralarda insanlar, yeryüzünün ve canlıların geçmişte nasıl yaratılmışlarsa aynı biçimde hiç değişmeden var olmaya devam ettiklerine inanıyorlardı. Yüce bir irade dünyaya `ol` demişti ve o, en tamam haliyle oluvermişti. Bu değişmez doğa inancı insanlığı 19. yüzyıla kadar idare etti. Sonra Darwin`in kitabı çıktı ortaya. Tam da büyük altüst oluşlarla insanlığın makus talihinin değişmeye başladığı dönemdi. Ve...

    https://www.biyologlar.com/darwin-neyi-ogretti
  • Donnan Dengesi Nedir

    Donnan Dengesi Nedir

    Benzer şekilde örneğin bitki hücre çeperindeki orta lamelde yer alan pektik asitlerin karboksil kökü, membran lipidleri arasındaki fosfolipidler gibi sabit iyonların yerleştiği iyon kanalları kütle akışı ile mineral iyonlarının ile geçişine elektrokimyasal direnç gösterir.

    https://www.biyologlar.com/donnan-dengesi-nedir
  • LİFLER ve LİFLERİN ÖZELLİKLERİ

    Protein polimerleridir. Dokularda farklı oranlarda bulunur. 3 tip lif vardır. Kollajen liflerin yapısında kollajen proteini; elastik lifler, elastin proteini ve retiküler lifler, kollajen proteini bulunur. Kollajen Lifler *İnsan vücudunun kuru ağırlığının %30’unu oluşturur. *Yaklaşık olarak 15 tipi vardır. Kollajen tip I: En bol, en yaygın tiptir. Kemik , dentin, organ kapsülleri, dermis, fibröz kıkırdakta yaygındır. Demetleşme gösterir. Kollajen tip II : Hiyalin...

    https://www.biyologlar.com/lifler-ve-liflerin-ozellikleri
  • ATP sentezi için neler gereklidir? Mitokondriyon enzimleri nerede bulunur?

    ATP sentezi için birçok enzim gerekir. Bu enzimler mitokondriyon iç ve dış zarı ile, zarlararası kısım ve matrikste bulunur.

    https://www.biyologlar.com/atp-sentezi-icin-neler-gereklidir-mitokondriyon-enzimleri-nerede-bulunur
  • Canlıların Sınıflandırılması nedir,nasıl yapılır

    CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI Dünyamızda yaşamakta olan canlılar incelenirse özelliklerinin çok farklı olduğu gözlenir.Bu farklara rağmen bu canlıları derece derece ve birbirlerine benzeyenleri bir araya toplayarak gruplandırmak mümkündür.Canlıların benzerliklerine göre gruplandırılmasına sınıflandırma (sistematik) denir.Hayvanlar ve bitkiler belirli bir düzen içerisinde sınıflandırılır. SINIFLANDIRMA SİSTEMİNİN GELİŞİMİ Canlılar; monera, protista,...

    https://www.biyologlar.com/canlilarin-siniflandirilmasi-nedirnasil-yapilir
  • BİTKİLERDE AZOT KAPSAMAYAN ORGANİK BİLEŞİKLER

    1)Karbonhidratlar 2)Lipitler Bunlar da karbonhidratlar,bitkide kuru maddenin yaklaşık %50-80’ini oluşturur.Kimi karbonhidratlar yaygın bulunmalarına rağmen,kimileri daha özeldir(Zarda olanlar).Yani türe özel,zar ve sitoplazmaya özel veya serbest ve depo maddesi şeklinde faaliyet göstermekte olan özel karbonhidratlar vardır.Karbonhidratların en ilginç yönü moleküllerin hızlı ve sürekli olarak birinin diğerine dönüşmesidir.Fizyolojik olarak aktif hücrelerde görülen...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-azot-kapsamayan-organik-bilesikler
  • BAĞ DOKUSUNUN FONKSİYONLARI VE HORMONLARIN ETKİLERİ

    Depolama: Lipid, su, elektrolitler (öz. Na+ ), plazma proteinlerinin 1/3’ü Savunma: Hücreleri ve hücrelerarası amorf temel maddesi ile bu fonksiyonu yerine getirir. Yangı alanına sırasıyla nötrofil – lenfosit, makrofaj – plazma hücreleri gelir. Etken ortadan kaldırılamazsa alan etrafında fibröz kapsül oluşturulur. Onarım: Fibroblastlar – scar dokusu oluşur. Transport: Kan damarlarından zengin amorf temel madde diffüzyona uygundur. Destek: Lifleri ile bu görevi...

    https://www.biyologlar.com/bag-dokusunun-fonksiyonlari-ve-hormonlarin-etkileri
  • Bakerilerde Hücre dışı yapılar

    Hücre zarının dışında bakteriyel hücre duvarı bulunur. Bakteriyel hücre duvarları peptidoglikan (eski metinlerde mürein olarak adlandırılırdı)'dan oluşur. Peptidoglikan, peptit zincirlerle birbirine çapraz bağlanmış polisakkarit zincirlerden oluşur, bu peptitler, hücredeki diğer protein ve peptitlerden farklı olarak, D-amino asitler içerir. Bakteri hücre duvarları bitki ve mantar hücre duvarlarından farklıdırlar; bitki hücre duvarları selülozdan,...

    https://www.biyologlar.com/bakerilerde-hucre-disi-yapilar
  • Yönetici Moleküller ve Protein <b class='text-danger'>sentezi</b>
  • Hücre Fizyolojisi

    Hücreler yaşayan organizmaların yapısal ve fonksiyonel birimleridir. Hücreler küçük fakat kompleks yapılardır. Yaşamın bu temel birimi hakkında ayrıntılı bilgiler ilk kez 17. Yüzyılda ışık mikroskobunun geliştirilmesi ile edinildi. Bir müze müdürü olan İngiliz Robert Hooke 1663 yılında mantar ve diğer bitki örneklerini bir jiletle keserek mikroskop altında 30 kat büyüterek inceledi. Bu incelemeler sonucunda bitkilerin "hücre" adını verdiği küçük...

    https://www.biyologlar.com/hucre-fizyolojisi
  • Bitki Fizyolojisi Bölüm 1

    Fizyolojinin başlangıçı tohumun çimlenmesiyle başlar.Çünkü bitkilerin hayat devreleri spor ya da tohum faaliyetleriyle başlar.Çimlenme embriyodan ekolojik isteğe göre optimum koşullarda normal bitki yapılarını oluşturma yeteneğidir.Bir tohum gömleğinden radikula belirmesi çimlenmenin en önemli kısmıdır.Bu devrede sert koruyucunun engel olmaktan çıkarılması esnasında ise bir çok fizyolojik olayların başlamasıdır.Çünkü buradaki fizyolojik olayların...

    https://www.biyologlar.com/bitki-fizyolojisi-bolum-1
3WTURK CMS v8.1