Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

  • [protected email address]

Toplam 823 içerik listeleniyor

  • Gen Terapisinin Temel Sorunları

    Bilim adamlarına göre gen terapisinin üç temel sorunu var: Gen nakli, gen nakli ve gen nakli. Bu alanda çalışan tüm araştırmacılar, gen nakli için etkili bir yol bulmaya çalışmaktadırlar. Genleri istenilen hücrelere taşıyabilmek için kullanılan yöntemler genel olarak iki kategoride toplanmaktadır: Fiziksel yöntemler ve biyolojik vektörler. Fiziksel yöntemler, DNA'nın doğrudan doğruya enjeksiyonu, lipozom formülasyonları ve balistik gen enjeksiyonu yöntemlerini...

    https://www.biyologlar.com/gen-terapisinin-temel-sorunlari
  • Genlerin Vücuda Sokulma Yöntemleri ve İlk Gen Terapisi

    Genleri vücuda sokmanın çeşitli yolları vardır: Ex vivo, in vivo ve in situ. Ex vivo gen terapisinde, hastadan alınan hücreler laboratuar ortamında çoğaltılır ve vektör aracılığıyla iyileştirici genler bu hücrelere nakledilir. Daha sonra, başarılı bir şekilde genleri içine almış hücreler seçilir ve çoğaltılır. Son aşamadaysa, çoğaltılan bu hücreler tekrar hastaya verilir. In vivo ve in situ gen terapisindeyse, genleri taşıyan virüsler doğrudan doğruya...

    https://www.biyologlar.com/genlerin-vucuda-sokulma-yontemleri-ve-ilk-gen-terapisi
  • KALITIMIN ESASI

    Ilk defa 1840 yilinda botanikçi Hofmeister tarafindan Tradescamia bitkisinin polen ana hücrelerinde görülmüs ve 1888 yilinda Vvaldeyer tarafindan da "Kromozom" ismi verilmistir. Hiçbir zaman yeniden yapilmazlar ya eskiden varolan kromozomun bölünme-sinden ya da tamamlama sentezleri ile yapilirlar. Yasamin sürekliligi kromozomlarin devamliligina dayanir. h-ler canlida kromozomlann sekli farkli olmasina karsin, ayni türde ayni kromozomlarin sekilleri birbirine benzerdir. Örnegin, 3....

    https://www.biyologlar.com/kalitimin-esasi
  • MİKROBİYOLOJİ VE MİKROORGANİZMALAR

    Mikrobiyoloji mikroorganizmaları inceleyen bir bilim dalıdır. Mikro; çok küçük (gözle görülemeyecek kadar küçük), biyo; canlı ve loji; bilim anlamına gelir. Mikrobiyoloji; mikroorganizmaların çeflitliliği ve evrimi, toprak, su, insan vücudu, hayvan vücudu ve bitkilerde bulunan mikroorganizma faaliyetleri gibi çeflitli sorularla ilgilenir.Mikroorganizma tek hücreli ve mikroskobik canlıdır. Makroorganizma (makro;büyük) hücreleri doğada tek bafllarına yaflayamazlar ve...

    https://www.biyologlar.com/mikrobiyoloji-ve-mikroorganizmalar
  • BİYOELEKTRİK - Canlı Sisteminin Elektrikle Olan Birlikteliği

    Canlı sistemlerinin birbirleriyle koordine bir şekilde kusursuz çalışabilmesi için elektrik enerjisine ihtiyaç vardır.Aslında canlı vücudunu dev bir fabrikaya benzetebiliriz.Dev bir fabrikada tüm kontrol elektrik sistemleri ve ileri düzeyde elektrik enerjisine ihtiyaç duyan makinelerden oluşur.İşte bu makinelerin çalışabilmesi ve aralarında geniş bir koordinasyon sağlayabilecek bir ağın olabilmesi de bu sisteme yeterli elektrik enerjisinin teminatıyla ve mükemmel bir...

    https://www.biyologlar.com/biyoelektrik-canli-sisteminin-elektrikle-olan-birlikteligi
  • Mikrobiyoloji’nin Tarihçesi

    Mikrobiyoloji’nin Tarihçesi

    Mikrobiyolojinin konusunu oluşturan canlıların bitkiler ve hayvanlar ortaya çıkmadan milyarlarca yıl önce yeryüzünde olduğunun kanıtı fosil mikroorganizmalardır.

    https://www.biyologlar.com/mikrobiyolojinin-tarihcesi
  • Genlerin örtülmesi

    1953 yılında Watson ve Crick DNA molekülünün çok özgül özelliklere sahip çift zincirli ve sarmal yapı modelini ortaya koymuşlardır. Genetik olayların hücrede mikro düzeydeki temeli, genetik materyal görevini yüklenen nükleik asitlerin yapı ve özelliklerine dayanır. Nükleik asitlerin iki türü olan DNA ve RNA aynı primer özelliklere sahiptir. Bu moleküllerin yapı taşı ise nükleotiddir ve temelde dört kimyasal ünitenin (kısaca A, T, C, G) genel bir sıra takip...

    https://www.biyologlar.com/genlerin-ortulmesi
  • Bitki Hastalıkları - Fitopatoloji

    Bitki Koruma içinde yer alan anabilim dallarından biri olan fitopatoloji, kelime anlamı olarak bitki hastalıkları bilimi olarak ifade edilir. Bitki Koruma; Bitkilerde hastalığa neden olan canlı ve cansız faktörleri, hastalıkların oluşumunu, hastalık etmenleriyle hasta bitkiler arasındaki ilişkileri, bitkileri hastalık etmenlerinden koruma yolları ile bitki hastalıklarının tedavi yöntemlerini araştıran bilim dalıdır. Fitopatoloji, bitki hastalıklarını 5 ana...

    https://www.biyologlar.com/bitki-hastaliklari-fitopatoloji-1
  • Kromozomlar

    Kromozomlar, çok düzenli olarak, kendi üstüne sarmallanmis devasa DNA molekülleridir. Bu moleküllerin dizilmesindeki en ufak bir hata, hücrelerin bölünmesini engelleyebiliyor. 46 kromozoma dagilmis olan DNA’nin iki omurgasini olusturan 3 milyar 200 milyon baz var. Her gen ,yasamin olmazsa olmaz islevlerini yerine getirmek üzere, hücrelere gerekli komutlari veren 10-20 bin bazdan olusuyor. DNA seridinin büyük kismi çöp DNA olarak degerlendiriliyor. Bu is görmeyen bu...

    https://www.biyologlar.com/kromozomlar
  • Hareketli Genler

    Insan genomunun yaklasik yüzde 5’inden daha az bir kisminin protein kodlayan genlerden meydana geldigi tahmin ediliyor. Yaklasik yüzde 45’i ise ‘transposon’ veya ‘siçrayan gen’ adi verilen hareketli DNA parçalarindan olusuyor. Geri kalan yüzde 50 ise ‘non-coding’ denilen, protein kodlamayan ve vazifesi de su an için bilinemeyen DNA dizileridir. Bir zamanlar apandisitin vazifesiz ve evrim artigi bir organ oldugunun iddia edilmesi misâli, genomdaki görevi ve ne is yaptigi...

    https://www.biyologlar.com/hareketli-genler
  • Tütün Thripsi

    Morfoloji ; Erginleri 0.8 - 0.9 mm boyda, açık sarı veya esmerimsi renktedir. Vücutları silindir şeklinde olup, abdomen incelerek son bulur. Duyargaları 7 segmentlidir. Kanatların kenarları kirpik şeklinde saçaklıdır.Yumurta oval şeklinde 0.3 mm boyda ve beyaz renktedir. Yaprakların alt yüzüne veya içine paketler halinde bırakılır. Genel olarak yumurtadan 4 - 5 gün içinde larva çıkar. Birinci dönem nimf beyaz, ikinci dönem nimf açık sarı renkte 0.9 mm boydadır. ...

    https://www.biyologlar.com/tutun-thripsi
  • GÜMÜŞ ÇÖKTÜRME YÖNTEMLERİ

    Altın ve gümüş tuzlarının kullanıldığı yüzlerce teknik vardır. Bu teknikleri ilk kez Ramon y Cajal kullanmıştır. Camillo Golgi (1843-1926) ve Santiago Ramon y Cajal (1852-1934) ın geliştirdikleri teknikler önem taşır. Bu araştırıcılar sinir doku gösterimi üzerine çalışmalarından dolayı 1906 Nobel ödülünü paylaşmışlardır. Bu yöntemler özellikle glial elementlerin gösterimi için uygundur. Her iki araştırıcı da sinir sistemi çalışmaları için...

    https://www.biyologlar.com/gumus-cokturme-yontemleri
  • Kök hücre nedir?

    Kök hücre nedir?

    Kök hücreler hayatın temel taşları ve insan vücudunu oluşturan ana hücrelerdir. Kök hücreler sınırsız bölünme, her türlü vücut hücresine dönüşme ve yeni görevler üstlenme imkanına sahip hücrelerdir. İnsan vücudundaki cilt, kaslar, kemikler, sinirler ve kan hücreleri gibi tüm organlar bu kök hücrelerinden oluşur. İnsan vücudunda hastalıklar ve yaralanmalar nedeniyle oluşan hasarları onarır ve iyileştirirler. Hangi tip dokuya ihtiyaç varsa ona...

    https://www.biyologlar.com/kok-hucre-nedir
  • Doku Mühendisliği ile Yedek Organlar Oluşturma

    Dünyada ve ülkemizde, organ yetmezliğinden dolayı hastanelerde tedavi gören ve organ bağışı için sıra bekleyen pek çok hasta bulunmaktadır. Organ naklinin yapılabilmesi için uygun bağışçıların bulunabilmesi çok uzun ve acılı bir süreçtir. Operasyon sonrasında da nakledilen organı vücuda kabul ettirebilmek için yan etkileri kaçınılmaz olan, bağışıklık sistemini zayıflatıcı ilaçlar kullanılır. Son yıllarda yapılan, doku mühendisliği alanındaki...

    https://www.biyologlar.com/doku-muhendisligi-ile-yedek-organlar-olusturma
  • Hücre ve Hücre Teorisi

    Aslında Hooke'un gördüdüğü bu odacıklar bitki hücrelerinin etrafını saran cansız hücre çeperlerinden başka birşey değildi. Robert Hooke's Compound Microscope (replica) Hooke mikroskobu ile yapmış olduğu gözlemleri ,hücre ve çeşitli çizimleride içinde barındıran döneminin en çok satan kitaplarından ''Micrographia'' isimli eserinde yayınladı. Title-page and Royal Society imprimatur ''Hücre Teorisi'' alman zoolog Theodor Schwan,Mathias Schleiden ve ünlü alman...

    https://www.biyologlar.com/hucre-ve-hucre-teorisi
  • KÖK HÜCRE ÇALIŞMALARI ve ETİK

    Bilim çevrelerinde sonu gelmez tartışmalara yol açan kök hücre araştırmaları ile ilgili haberleri sıkça okumaktayız.(1) Halen ülkemizde yasal bir düzenleme olmaması, uluslararası arenadaki belirsizlik karşısında yadırganmamalıdır. Ancak son yıllarda hızla gelişen regenerasyon (ya da hayat bilimi) olarak adlandırılan bu alanın hukuksal altyapısının olmamasının, istenmeyen sonuçlara açık kapı bıraktığının bilincinde olmanın da vaktidir. James...

    https://www.biyologlar.com/kok-hucre-calismalari-ve-etik
  • Meristemlerin Sitolojik özyapıları ve Farklılaşma

    Meristematik hücreler ince çeperli, daha çok isodiametrik şekilli ve protoplasmaca zengindir. Genellikle meristematik hücrelerin protoplastları depo gereçlerden ve kristallerden yoksundur, ayrıca plastidleri de proplastid dönemdedir. Bununla birlikte, bir sekonder meristem olan fellogen protoplastları bu yapıları içerebilir. Meristematik hücrelerde vakuoller çok küçüktür, fakat pteridofitier ve birçok spermatofitlerde apikal meristemlerin bazıları belirgin vakuoller...

    https://www.biyologlar.com/meristemlerin-sitolojik-ozyapilari-ve-farklilasma
  • HAYVANLARDA ve İNSANLARDA ÜREME

    I. HAYVANLARDA ÜREME Gerek omurgalılarda gerekse omurgasızlarda üreme organlarına gonad denir. Genellikle dişi organ ovaryum, erkek organ testis olarak adlandırılır. Omurgasız hayvanların bazılarında cinsiyet ayrılmamış olup, bir birey hem erkek hem de dişi organı bulundurur. Böyle hayvanlara hermafrodit denir. * A. OMURGASIZ HAYVANLARDA ÜREME · Süngerlerde özel bir üreme organı yoktur. Vücudun birçok yerindeki hücreler (mezenşim tabakasındaki amipsi...

    https://www.biyologlar.com/hayvanlarda-ve-insanlarda-ureme
  • Çikolata

    Çikolata; özellikle çocukların yoğun ilgisini çekmekle birlikte, tüm yaş grupları tarafından beğeni ile tüketilen bir gıda maddesidir. Özellikle kan şekerimiz düştüğünde yani acıktığımızda, hızla kana karışır ve emilir. Ancak hemen ardından negatif feed-back etki ile ilkinden daha fazla acıktığımızı hissederiz. Açlıkta, özellikle kilo muhafaza problemi olanlarda tercih edilmemelidir. Bunun yerine kana daha yavaş karışan meyveler ya da kurutulmuş...

    https://www.biyologlar.com/cikolata
  • CANLILARDA DESTEK VE HAREKET SİSTEMLERİ

    I . CANLILARDA DESTEKLEYİCİ YAPILAR İskelet ve kas sistemi , canlıların kendilerine ait şekillerini koruyan ve hareketlerini sağlayan sistemlerdir.Bu iki sistemin bulunduğu canlılar özellikle omurgalılardır.İskelet sadece hareketi sağlamakla kalmaz ,ayrıca vücudun dayanıklılığını da artırır . Kaslar ise canlıların aktif yer değiştirmelerine yardımcı olur. Bir hücreli canlılarda , insanlarda ve hayvanlarda bulunan gelişmiş yapılı hareket organları...

    https://www.biyologlar.com/canlilarda-destek-ve-hareket-sistemleri
  • Venüs Bitkisi

    En az hayvanlar kadar iyi “avlanan” bitkiler de vardır. Bunlardan “Venüs” isimli bitki üzerinde dolaşan böcekleri yakalar ve bunlarla beslenir. Bu bitkinin avlanma sistemi şöyle çalışır: Bitkiler etrafından gezerek kendine yiyecek arayan bir sinek, birden bire oldukça cazip bir bitki ile, yani Venüs’le karşılaşır. Bir çanağı kavramış ellere benzeyen bitkiyi cazip kılan şey, yapraklarının dikkat çekici kırmızı rengi ve daha da önemlisi, bu yaprakların...

    https://www.biyologlar.com/venus-bitkisi
  • Genetik Şifre

    DNA, hücrede kromozomlar üzerinde yerleşmiştir.DNA’nın anlamlı en küçük birimine ‘gen’ denir.Genetik madde, mitoz bölünme ile kromozomlar sayesinde miktarı korunarak yeni hücrelere geçer. Hayatın dilini oluşturan DNA molekülünün sembolleri nükleotitlerdir.Bu nükleotitler, bir şifre sembolü olarak kabul edilirse, hayatın dili dört harfli bir alfabeye benzetilebilir. Proteinler 20 çeşit amino asitten oluşur.Bir genetik şifre, her amino asit başına bir tane...

    https://www.biyologlar.com/genetik-sifre
  • BİTKİLERDE STRES

    Stres (baskı) faktörleri, bitkileri yaşamlarının herhangi bir döneminde ortaya çıkarak etkileyen ancak değişik tepkilerin alınmasına yol açabilen diğer bir deyişle özellikleri birbirine benzemeyen bitkileri değişik olarak etkileyen çevresel etmenlerdir. Doğadaki çok çeşitli biyotik ve abiyotik çevre etmenleri bitkilerde strese neden olurlar. Biyotik ve abiyotik stres etmenlerinin etkisi altında bitkilerde ortaya çıkan değişimler de stres olarak tanımlanır. Stres,...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-stres
  • Doku Mühendisliği

    Doku Mühendisliği

    Doku mühendisliği son yıllarda Estetik Plastik ve rekonstrüktif Cerrahi alanında önemli bir uğraş konusu haline gelmiştir.

    https://www.biyologlar.com/doku-muhendisligi
  • Biyolojik Bağımlılık

    Dr. Selim AYDIN Beynimiz ve ruhumuz ile davranışlarımız arasındaki münasebet bugün için henüz tam olarak çözülemeyen ancak bazı ip uçlarını ele geçirdiğimiz, spekülasyonlara açık bir araştırma sahasıdır. Buradaki anahtar soru çok önemlidir. Acaba beynimizdeki organik ve bunun sonucu olarak biyokimyevî bir bozukluk mu davranışlarımızı yönlendirip, ruhî hayatımıza tesir ediyor? Yoksa ruhî hayatımızın bozuklukları mı, bir müddet sonra beynimizin...

    https://www.biyologlar.com/biyolojik-bagimlilik
  • Hormonlar Hakkında Ayrıntılı Bilgi

    Alm. Hormone (n.pl.), Fr. Hormones (m.pl.), İng. Hormones. Vücuttaki iç salgı bezlerinden ve bâzı hücrelerden salgılanarak, kan yoluyla hedef hücrelere varan, hücrelerdeki çeşitli metabolik olayları düzenleyerek vücutta çok önemli işler başaran kimyâsal maddeler. Vücutta hücrelerarası yönetimi sağlayan iki haberleşme sistemi vardır. Birisi sinir sistemidir, diğeri ise hormonal haberleşme sistemidir. Hormonal sistem sinir sistemine göre oldukça yavaştır. Her ne...

    https://www.biyologlar.com/hormonlar-hakkinda-ayrintili-bilgi
  • Hücre Bölünmeleri

    Hücreler ya canlilarin büyüyüp gelismesi, rejenerasyonu ve dokularinin yenilenmesi ya da üreme faaliyetlerinin gerçeklestirilmesi amaciyla bölünür. Bölünmelere detaylariyla geçmeden önce hücrelerin niçin bölündükleri konusundaki görüslere yer verelim. Hücre, büyüklük bakimindan belirli bir sinira ulastigi zaman, kuramsal olarak ikiye bölünmesi gereklidir. Çünkü hücre genel olarak bir küre seklinde düsünülürse, büyümede hacim yüzey orantisi r3 / r2 'dir....

    https://www.biyologlar.com/hucre-bolunmeleri
  • Mayoz Bölünme

    Eseyli olarak üreyen canlilarin kromozom sayilarinin sabit kalmasi mitozdan farkli bir hücre bölünmesi ile olur. Bu bölünmede kromozom sayisi yariya iner. Bölünme sonrasinda her biri n sayida kromozom içeren gametler meydana gelir. Bu bölünme genel olarak esem hücrelerinde görülür. Mayoz bölünmede hücre kromozom sayisini bir defa arttirdiktan sonra iki defa bölünme geçirir. Bunlar mayoz I ve mayoz II olarak adlandirilir simdi bunlari ayri ayri görelim. Mayoz I Mitotik...

    https://www.biyologlar.com/mayoz-bolunme
  • Mitoz Bölünme

    Hücreler belli bir büyüklüge ulastiktan sonra; hücre yüzeyi, hücrenin besin alinimi, artik maddelerin atimi ve gaz alis verisi gibi ihtiyaçlarini karsilayamaz duruma gelir.Çünkü hücre bir küre olarak düsünülürse; hacim yariçapin küpüyle, yüzey ise karesiyle dogru orantili olarak büyür. Ayrica hücre büyüdükçe sitoplazma / çekirdek orani büyüyeceginden, çekirdegin etki alani küçülecektir.Bu durum hücre için tehlikelidir.Bu nedenlerden dolayi hücre, yüzeyini...

    https://www.biyologlar.com/mitoz-bolunme
  • KASLAR VE ÖZELLİKLERİ

    Kas dokusu, hücrelerinde kasılma dediğimiz canlılık olayının ileri derecede geliştiği bir dokudur. İskelete bağlı kasların kasılması sonucunda vücudun bir bütün olarak duruşunun korunması ve anlamlı hareketleri sağlanır. Kalbin devamlı çalışması, solunum, bağırsakların hareketleri gibi yaşam önemi olan birçok olay da kas hücrelerinin kasılmasıyla sağlanır. Kas hücrelerinde, kimyasal enerjinin mekanik işe dönüştürülerek belli bir yönde kısalma...

    https://www.biyologlar.com/kaslar-ve-ozellikleri
  • DÜZ KAS

    Özellikle içi boş olmak üzere bir çok organda bulunur. Sindirim kanalında yemek borusunun ortasından anüsün iç sfinkterine kadar olan bölümünde, sindirim kanalına açılan bezlerin boşaltma yollarında, solunum yollarında soluk borusundan duktus alveolarise kadarki bölümünde, üriner boşaltma yollarında ve genital organlarda, arter, ven ve lemf damarlarının duvarlarında tabakalar oluşturarak; deride, dalak ve prostatın stromasında gruplar halinde veya tek tek...

    https://www.biyologlar.com/duz-kas
  • Hücre iskeleti nedir ?

    Mikroflamentlerin görevleri Mikrotübüllerin görevleri Araflamentlerin görevleri Mikroflamentler 1-Kaslarda kasılma işlevini gerçekleştirirler(Aktin) 2-Hücre zarında endositoz ve ekzositoz gerçekleşmesini sağlarlar 3-Hücre organellerinin hareketleri ve yerlerinin düzenlenmesinde rol alırlar 4-Hücre boğumlanmasında rol alırlar 5-Hücre iskeletini oluştururlar Mikrotübüller 1-Sil kamçısentroil ve bazal cisimcikleri oluşumundan rol oynar 2-Sitoplazmik ve yapı ve...

    https://www.biyologlar.com/hucre-iskeleti-nedir-
  • STOMA (GÖZENEK) NEDİR

    Epidermisin bitkinin dış ortamı ile ilişkili hücre tabakası olduğu kanıtlandıktan sonra yine epidermisle ilgili olan ve gaz alış verişini sağlayan stomaları da incelemek gerekmektedir. Epidermis dokusunda bitkilerin gaz alış verişinde önemli olan, yaprak dokusundan su buharının geçişini hızlandıran (terleme) ve epidermis hücrelerinden ayrımlı olarak klorofiili, böbrek (fasulye) seklindeki iki hücrenin aralarında açıklık bırakarak oluşturdukla­rı yapıya...

    https://www.biyologlar.com/stoma-gozenek-nedir
  • Difüzyon

    Herhangi bir maddenin yoğunluğunun yüksek olduğu bir ortamdan, düşük olduğu ortama geçmesine difüzyon denir. Her iki ortamdaki madde yoğunluğu eşitleninceye kadar geçiş devam eder. Madde yoğunluğundaki fark fazla ise difüzyon çok daha hızlı gerçekleşir. Aşağıda canlılarda organizmalarda meydana gelen difüzyon olayına bazı örnekler verilmiştir. Oksijren akciğerlerdeki alveollerden, difüzyon ile kana geçer. Kandan da oksijen yoğunluğunun düşük olduğu...

    https://www.biyologlar.com/difuzyon
  • KSİLEMDE SU TAŞINIMI

    Bitkilerin çoğunda, ksilem su taşınım yolunun en uzun kısmını oluşturur. 1 m uzunluktaki bir bitkide su taşınım yolunun %99.5’den fazlası ksilem de bulunur. Uzun boylu ağaçlarda ksilem, yolun en büyük bölümünü oluşturur. Kökün bir ucundan diğer ucuna karmaşık olan yol ile karşılaştırılınca, ksilem, direnci düşük olan basit bir yoldur. Bundan sonraki kısımlarda, köklerden yapraklara suyun taşıımı için ksilemde suyun hareketinin nasıl...

    https://www.biyologlar.com/ksilemde-su-tasinimi
  • SUYUN YAPRAKTAN ATMOSFERE GEÇİŞİ

    Hücre yüzeyinden hücreler arasındaki hava boşlukla­rına buharlaştıktan sonra su yapraktan dışarıya difüzyonla çıkar. Yaprak yüzeyini örten mumsu kütikula suyun hareketi için çok etkili bir engeldir. Yapraklar­dan suyun yaklaşık %5’inin kütikuladan kaybedildi­ği sanılmaktadır. Yapraklardan su kaybının yaklaşık tamamı genellikle yaprak alt yüzeyinde bol bulunan stomalardan, su buharı difüzyonuyla olur. Su yapraktan atmosfere çıkarken ksilem tarafın­dan...

    https://www.biyologlar.com/suyun-yapraktan-atmosfere-gecisi
  • ARILARIN ÜREMESİ VE SOSYAL DÜZEN

    Bütün arı cinsleri üç aşamadan geçerek ergin arı haline gelir. Bu aşamalar genellikle yumurta, larva (kurtçuk) ve pupa (koza) olarak isimlendirilir. Temelde bütün cinslerin kaynağı ana arının hücrelere bıraktığı yumurtadır. Cinslerin arasındaki farklılığı hücre büyüklüğü, beslenme şekli ve kuluçka süresi belirler. Yalnızca işçi arı ile ana arı döllenmiş yumurtadan, erkek arı ise döllenmemiş yumurtadan çıkar. Petek gözleri, işçi arı gözleri...

    https://www.biyologlar.com/arilarin-uremesi-ve-sosyal-duzen
  • AZOTLU BİLEŞİKLER

    Bitkisel sekonder metabolitlerin çoğunun yapısında azot bulunur. Bu grupta bulunan bileşikler arasında, insanlara toksisiteleri ve tıbbi özellikleri nedeniyle hayli ilgi çekici olan alkaloitler ve siyanojenik gliko­zitler ilk akla gelenlerdir. Bu bileşikler, aynı zaman­da, herbivorlara karşı savunma elemanları olarak da bilinir. Azotlu sekonder metabolitlerin pek çoğunun biyosentezi genel amino asitlerden gerçekleşir. Bu bölümde, alkaloitler, siyanojenik glikozitler,...

    https://www.biyologlar.com/azotlu-bilesikler
  • BİTKİ HÜCRE ÇEPERİ

    BİTKİ HÜCRE ÇEPERİ

    Bütün organizmalar belirli şekillerini korumak için mekaniksel bir dayanağa gereksin­me duyarlar. Hayvanlarda bu destek iskelettir; bitkilerde ise bütün hücreler “hücre çe­peri” denilen sert bir yapı ile çevrilmiştir. Böylece protoplasmik olmayan çeper varlığı bitki hücrelerini hayvanlardan ayıran önemli bir özelliktir. Çok az bitki hücrelerinde çeper yoktur, az sayıda aşağı organizasyonlu hayvan hücreleri bitki hücrelerinin çeperi ile...

    https://www.biyologlar.com/bitki-hucre-ceperi
  • KONİFER GÖVDESİ

    Açıktohumlu (Gymnospermae) bitkilerin bir sınıfını oluşturan konifer gövdelerine örnek olarak Pinus (çam) incelenecektir. Genç Pinus gövdesinin enine kesitinde en dışta kutikula ve onun altında bir veya birkaç tabakalı ve oldukça kalın çeperli epidermis yer alır. Epidermis altında, daha alt tabakalarda oluşan mantar kambiyumu epidermise doğru oldukça zarar görerek bozulmuş mantar dokusunu verir. Korteks parankimatik bir dokudur ve taninli pek çok hücre taşır....

    https://www.biyologlar.com/konifer-govdesi
  • GENETİK VE KANSER

    İnsan yaşamı boyunca çevresi ile sürekli olarak ilişki içindedir. Bu uyum devam ede geldiği sürece de ayakta kalabilmektedir. Embriyo döneminde anne karnında kan dolaşımı yolu ile başlayan etkileşim, daha sonraları yerini daha geniş alanlara bırakır. Beslenme,solunum ve sosyal ilişkiler gibi geniş çerçevede devam eden etkileşim, ölüm zamanı gelinceye kadar devam eder. Etkileşimde, uyumun uyumsuzluğa dönüşümü ölüm olarak adlandırılır. Hücre, çevresi ile...

    https://www.biyologlar.com/genetik-ve-kanser
  • İnsanda besinlerin sindirimi

    Besinlerdeki büyük moleküllü maddelerin,sindirim enzimlerinin etkisi ve metabolik yollarla parçalanarak kendilerini meydana getiren küçük yapı taşlarına ayrılmasına kimyasal sindirim(hidroliz) denir.Su önemli bir görev alır.Kimyasal sindirim ile proteinler aminoasitlere ,karbonhidratlar monosakkaritlere,yağlar yağ asidi ve gliserole parçalanarak hücre zarından geçecek küçüklüğe getirilir. İnsanlar ve hayvanlar vitamin üretemezler.Gerekli olan vitaminleri bitkilerden...

    https://www.biyologlar.com/insanda-besinlerin-sindirimi
  • TAŞIMA VE DOLAŞIM SİSTEMLERİ

    Çok hücreli organizmalarda besin maddelerinin oksijenin bütün hücrelere ulaştırılması için özel yapılara gereksinim duyulur.Bitkilerde bu yapıyı üstlenen sisteme Taşıma sistemi,hayvanlarda ise dolaşım sistemi denir. 1.BİR HÜCRELİLERDE TAŞIMA=Bir hücrelilerde belirli bir taşıma sistemi yoktur.Hücre için gerekli maddeler,hücre yüzeyinden ozmos,düfüzyon ve aktif taşıma ile alınır.Artık ürünlerde aynı şekilde hücre zarından dış ortama atılır.hücre...

    https://www.biyologlar.com/tasima-ve-dolasim-sistemleri
  • KANIN GÖREVLERİ ve PIHTILAŞMASI

    Kanın görevlerini dört bölümde inceleyebiliriz 1-Taşıma görevi:Kan hücreler için gerekli olan oksijeni hücrelere,hücrelerde oluşan karbondioksiti akçiğerlere taşır.Kan besin maddelerini,hormonları ve metabolizma artıklarınıda taşır. 2- Düzenleme görevi: Vücut ısısını ve vücut sıvısının PH oranını ayarlayarak değişmez tutar.Kanda albumin ve globulin proteinleri bulunur.Kan,hücre sıvısı ile doku sıvısının yoğunluğunu düzenler. 3-Savunma görevi:...

    https://www.biyologlar.com/kanin-gorevleri-ve-pihtilasmasi
  • Kök Hücre Ve Telomeraz

    Bundan farklı olarak, kök hücrelerin bu şekilde belirlenmiş bir görevleri yoktur. Aldıkları sinyale göre farklı hücre türlerine dönüşüyorlar. Bunu kontrol eden unsurlarsa genlerdir. Bir kök hücresinin hangi hücreye dönüşeceğini hücre çekirdeğindeki genler belirlemektedir. Diğer hücreler ölünce veya hasar görünce, kök hücreler hangi hücre türüne ihtiyaç varsa o hücreye dönüşüyorlar. Bu işlem sırasında bazı genler daha aktif hale gelirken, bazıları...

    https://www.biyologlar.com/kok-hucre-ve-telomeraz-1
  • OMURGALI VE OMURGASIZ HAYVANLARDA SOLUNUM SİSTEMİ

    Solunum olayları ile elde edilen enerji,hücrede ATP’nin yüksek enerjili bağlarının oluşturulmasında kullanılır.Hücrede gerçekleşen bu olaya Hücre solunumu denir. Hücrenin kendisinin , kan yada diğer vücut sıvılarının aracılığı ile yaptığı gaz alışverişine iç solunum denir.İç solunumda oksijen kandan hücreye karbondioksit ve su hücreden kana difüzyonla geçer. Kan dolaşım hızı,açığa çıkan CO2 miktarı ve kullanılan O2 miktarı yapılan...

    https://www.biyologlar.com/omurgali-ve-omurgasiz-hayvanlarda-solunum-sistemi
  • DNA' ın %98'i ne işe yarar?

    Yeni bir araştırmayla Batı Avustralya Tıp Araştırma Enstitüsünden (WAIMR) genç bir araştırmacı, insan genomunun karmaşık yapısına açıklık getirdi. 12 Şubat 2009'da "Molecular Cell" sitesinde çevrimiçi yayınlanan bu yeni araştırma, insan genomunun sıralamasının üzerini örten bir gizem perdesini araladı -- DNA'mızın %98'inin amacı nedir? ABD'deki iki araştırma ekibiyle yapılan bir işbirliği kapsamında, WAIMR'dan Dr Archa Fox -- bilinmeyen bir nedenden...

    https://www.biyologlar.com/dna-in-98i-ne-ise-yarar
  • Hücre Bölünmeleri

    Hücreler ya canlıların büyüyüp gelişmesi, rejenerasyonu ve dokularının yenilenmesi ya da üreme faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla bölünür. Bölünmelere detaylarıyla geçmeden önce hücrelerin niçin bölündükleri konusundaki görüşlere yer verelim. Hücre, büyüklük bakımından belirli bir sınıra ulaştığı zaman, kuramsal olarak ikiye bölünmesi gereklidir. Çünkü hücre genel olarak bir küre şeklinde düşünülürse, büyümede hacim yüzey...

    https://www.biyologlar.com/hucre-bolunmeleri-1
  • Klonlama Riskleri Nelerdir

    Yüksek Başarısızlık Oranı Bilinen ve uygulanan teknoloji ile başarı oranı yüzde 0.1 ile yüzde 3 arasında değişmektedir. Başka bir ifadeyle, 100 denemeden 97 ile 99.9’unun başarısızlıkla sonuçlanacağı anlamına gelmektedir. Bunun nedenleri şöyle sıralanabilir: Transfer edilen çekirdekle, ev sahibi yumurta birbiriyle uyumlu olmayabilir, çekirdek eklenmiş ev sahibi yumurta bölünmeye başlamayabilir veya uygun bir şekilde gelişmeyebilir. Embriyonun ev sahipliği...

    https://www.biyologlar.com/klonlama-riskleri-nelerdir
  • STOMALAR ve GÖREVLERİ

    Bitkilerin epidermis dokusunda bulunan, gaz alış verişinde rol oynayan, yaprak ayasından su buharının geçişini hızlandıran, klorofil içeren, genellikle böbrek şeklinde iki hücrenin karşılıklı gelen yüzleri arasında açıklık bırakarak oluşturdukları yapıya stoma denir. Stomalar yeşil bitkilerin toprak üstü organlarında; özellikle yaprak epidermasında, çiçek kısımlarında ve otsu gövdelerde bulunurlar. Genellikle kökte stoma bulunmaz. Bitkilere göre...

    https://www.biyologlar.com/stomalar-ve-gorevleri
3WTURK CMS v8.1