Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

  • [protected email address]

Toplam 766 içerik listeleniyor

  • İnorganik bileşikler nelerdir

    Canlıların kendi vücutlarında sentezleyemeyip,dış ortamdan hazır aldıkları bileşiklerdir. Hem canlı vücutunda hem de cansız ortamda bulunurlar. Küçük moleküllü olup,devamlı ve yeterince bulunması gerekir. Canlılar bu bileşiklere gereksinim duyar.Besin olarak kullanılan inorganik maddeler “mineraller ve su” sindirilemezler. Enerji vermezler. Bunlar düzenleyici maddelerdir. Karbon elementine sahip olmayan tüm moleküller İnorganik Bileşikler olarak adlandırılr. ...

    https://www.biyologlar.com/inorganik-bilesikler-nelerdir
  • Kompleman sistemi nedir

    Kompleman sistem , Komplement sistemi veya tamamlayıcı sistem, bir canlıdan patojenlerin temizlenmesine yardım eden biyokimyasal bir kaskaddır.

    https://www.biyologlar.com/kompleman-sistemi-nedir-1
  • MİNERAL MADDELERİN SINIFLANDIRILMASI ve FONKSİYONLARI

    Mineral doğal şekilde oluşmayan homojen, belirli kimyasal bileşime sahip ve belirli bir kristal öz yapıları olan inorganik kristalleşmiş katı bir cisimdir. Buna göre minerallerin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz: Doğal olarak oluşur. Herhangi bir parçası bütününün özelliklerini taşır. Belirli bir kimyasal formülü vardır. Katı halde olup nadiren sıvıdır. İnorganiktir. (yani doğada bulunur) Mineralojinin oluşan maddeleri ihtiva ettiği için bu bakımdan...

    https://www.biyologlar.com/mineral-maddelerin-siniflandirilmasi-ve-fonksiyonlari
  • Fotoreaktivasyon Nedir ?

    UV ile meydana gelen mutasyonları içeren hücreler, mavi spektrum içeren görünür ışığa maruz bırakıldıklarında, geriye dönüşüm yapıp düzelir. Bu olaya fotoreaktivasyon denir. Ultraviyole ışığın en mutajenik olduğu dalga boyu 260 nm'dir. Hem DNA hem RNA bu dalga boyundaki UV ışığını emer. Fotoreaktivasyon olayında görünür ışık, UV radyasyonu ile oluşan DNA hasarını onaran işlemi uyarmaktadır. Bu durum bakteriler ve fajlarda gözlemlenmiştir. Bu...

    https://www.biyologlar.com/fotoreaktivasyon-nedir-
  • Enflamasyon Nedir

    Enflamasyon, inflamasyon, yangı veya iltihaplanma, canlı dokunun her türlü canlı, cansız yabancı etkene veya içsel/dışsal doku hasarına verdiği sellüler (hücresel), humoral (sıvısal) ve vasküler (damarsal) bir seri vital yanıttır. Yangı normalde patolojik bir durum olmasına karşın, yangısal reaksiyon fizyolojik olarak vücudun gösterdiği bir tepkidir. Halk arasında iltihap tabiri yangı için kullanılmasına rağmen sık sık apseler için de iltihap denmesinden...

    https://www.biyologlar.com/enflamasyon-nedir
  • Protein Senaaai

    Bu soruya yanıt vermek için öncelikle proteinin nasıl oluştuğunu incelemek gerekiyor. Vücudumuzda DNA molekülleri ile depolanan genetik bilgiler, translasyon dediğimiz bir olay ile amino grup asitlerden oluşan protein haline gelmektedir. Bu olay sırasında önce belirli bir miktar DNA’dan buna karşılık gelen RNA dizisi oluşur. Transkripsiyon denilen bu olaydan sonra RNA yapısında bulunan ve aktif protein senaaaine katılmayan intron dediğimiz RNA dizileri ortadan...

    https://www.biyologlar.com/protein-senaaai
  • Protein Gereksinimi ve Protein Yetersizliği

    Günlük protein gereksinimi vücut yapısına göre ve bazı özel durumlara göre değişiklikler gösterebilir. Sağlıklı bir kişinin günlük gereksinimi kilogram başına 0.8 - 1.2 gram kadardır. Hastalık durumlarında, çocuklarda, büyüme çağlarında ve spor yapan insanlarda bu oran artmaktadır. Sporcularda protein kullanımının spor yapmayanlara göre artması, proteinin zaman zaman enerji temininde kullanılmasından, sportif yüklenmelerde yıkımın artmasından ve vücut...

    https://www.biyologlar.com/protein-gereksinimi-ve-protein-yetersizligi
  • Jinekomasti nedir

    Jinekomasti, erkeklerde kadınsı meme büyümesi. Sözcük, Yunanca gyne (kadın) ve mastos (meme) kelimelerinin birleşmesinden oluşturulmuştur. Sebebi tam olarak bilinmemekle beraber, birden çok sebebi olabileceği düşünülmektedir. Genellikle seks hormonlarındaki dengesizlikten kaynaklandığı düşünülür. Ergenlik çağındaki erkeklerde rastlanan jinekomasti, vakaların büyük çoğunluğunda birkaç yıl içinde kaybolur. Herhangi bir sağlık tehlikesi yaratmamakla...

    https://www.biyologlar.com/jinekomasti-nedir
  • İnsersiyon nedir ?

    İnsersiyon veya ensersiyon genetikte bir DNA dizisine bir veya daha çok baz çiftinin eklenmesidir. İnsersiyon mutasyonu olarak da adlandırılır. DNA polimerazın kayma yapması sonucu insersiyonlar sık olarak mikrosatelit bölgelerinde olabilir. İnsersiyonlar, büyüklük olarak tek bir baz çiftinden tüm bir kromozoma kadar olabilir. Kromozom seviyesinde insersiyon terimi , kromozomun içine uzun bir dizinin girmesi anlamında kullanılır. Mayoz bölünme sırasında dengesiz...

    https://www.biyologlar.com/insersiyon-nedir-
  • BESİNLER VE KİMYASAL ENERJİ

    Besinler kimyasal enerjilerine göre organik ve inorganik besinler olmak üzere iki’ye ayrılır. Görevlerine göre enerji verici, yapıcı onarıcı ve düzenleyici olmak üzere 3’e ayrılır. Enerji verici Yapıcı onarıcı Düzenleyici Karbonhidratlar + + - Yağlar + + - Proteinler + + + Vitaminler - - + Minareler ve su - + + Organik Moleküller (Bileşikler) 1-)Karbonhidratlar 2-)Yağlar 3-)Proteinler 4-)Vitaminler 5-)Nükleik asitler Organik moleküller sadece canlı organizmalar...

    https://www.biyologlar.com/besinler-ve-kimyasal-enerji
  • Angelman Sendromu

    Angelman Sendromu (kısaca AS) ilk olarak 1965 yılında İngiliz doktor Harry Angelman tarafından tanımlanmış nörogenetik bir bozukluktur. Irklarda görülme hızı çok iyi bilinmemekle beraber yaklaşık ensidansın 15,000 ila 30,000 canlı doğumda bir olduğu kabul edilmektedir. Anneden gelen kromozom 15’teki bir bozukluktan kaynaklandığı (vakaların %70-75’i) sanılmaktadır. Hastalığın temel bulguları zeka geriliği, yürüyüş-koordinasyon bozukluğu, konuşma...

    https://www.biyologlar.com/angelman-sendromu
  • Talasemi , Akdeniz Ateşi

    Beta Talasemi Tanı ve Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar Transfüzyongereksinimi daha ılımlı olup, ilk transfüzyona üçyaşından sonra başlanır. Komplikasyonlar daha az sayıda ve daha ileri yaşta ortaya çıkar.Beta talasemi tanısı, klinik bulgular velaboratuvar verileri eşliğinde kolaylıklakonulabilir. Anemi, periferik yaymadamikrositoz, parçalanmış eritrositler ve eritroidöncüller olan normoblastların görülmesi, Hbelektroforezinde HbF’nin yüksek, HbA2’ninnormal,...

    https://www.biyologlar.com/talasemi-akdeniz-atesi
  • Genetik Yapımız ve Davranışlarımız Arasındaki İlişki

    Daha doğum anından itibaren bebeğin annesine mi yoksa babasına mı benzediğini merak ederiz. Yeni doğan bebeği görenler, öncelikle bu benzerlik konusundaki kanaatlerini açıklama gereği hissederler ya da gerçekten ortada öylesine bir benzerlik vardır ki, kendilerini bu konuda bir şey söylemekten alıkoyamazlar. Çoğu zaman “Hıh, deyip birisinin burnundan düşmüş”üzdür Kime benzediğimiz, fiziksel özelliklerimizi, bazı huylarımızı kimden aldığımız...

    https://www.biyologlar.com/genetik-yapimiz-ve-davranislarimiz-arasindaki-iliski-1
  • PERFÜZYONİSTİN GÖREV VE SORUMLULUKLARI

    Görev Ekstra Korporeal Sirkülasyon ve Mekanik Yaşam desteği gerektiren kalp, büyük damar ve organ nakillerinde yapılacak müdahalelerde ekipteki cerrah ve anestezi uzmanı ile işbirliği yaparak operasyonun yapılabilmesi için kardiyopulmoner sistemini izole edip kalp akciğer makinesini kullanarak perfüzyon görevini üstlenmektir. Perfüzyonist; Cerrah ve Anestezi Uzmanına ameliyat sırasında veya gereksinim halinde post-operatif dönemde perfüzyon konusunda yardım etmek,...

    https://www.biyologlar.com/perfuzyonistin-gorev-ve-sorumluluklari
  • Lipaz ve Lipaz Türleri

    Lipaz, lipitlerin ester bağlarının hidrolizini katalizleyen bir enzimdir. Lipazlar esterazların bir alt sınıfıdır. Lipazlar, çoğu canlıda gıdasal lipitlerin (yani trigliseritlerin) sindirimi, taşınması ve işlenmesinde önemli rol oynarlar. Bazı virüslerde dahi lipaz genleri bulunur. Kobay pankreatik lipaz ilişkili protein İşlev Çoğu lipaz bir lipit substratın gliserol omurgasının belli konumlarında etkir. İnsanlarda sindirim sisteminde yağları sindirmekten...

    https://www.biyologlar.com/lipaz-ve-lipaz-turleri
  • İdrarda Kantitatif Şeker Tayin Yöntemleri

    Deneyin Adı : İdrarda Kantitatif Şeker Tayin Yöntemleri Deneyin Amacı : İdrar örneğine Benedict Testi ve Causse-Bonnans Testi uygulayarak şeker tayini yapmak. Teorik Bilgi : İDRAR ANALİZLERİ Tanımı: İdrarın fiziksel kimyasal ve mikroskobik analizlerine idrar analizi denir. İdrar analizlerinin yapılmasının temel amacı hastalıkların teşhisine yardımcı olmak hastalık progresinin izlemek hastalığın tedaviye verdiğini cevabı gözlemektir. Normal idrar ...

    https://www.biyologlar.com/idrarda-kantitatif-seker-tayin-yontemleri
  • Biyokataliz Nedir

    Nişasta çözeltisi deney tüpünde tükürükle karıştırılırsa, nişasta molekülleri malt şekerine parçalanır. Burada tükürükde bulunan bir enzim olan “ALFA-AMİL AZ” etkilidir. Nişasta, tepkime maddesi (=substrat). alfaamilazın katalitik etkisi ile “MALTOZ” yani ürüne (=produkt) parçalanır. Enzimler genelde “-az” son ekini alır; ama tükürükdeki “PİTYALİN”, midenin “PEPSİN”, acı bademin “EMULZİN” adlı enzimlerindeki gibi bazıları da...

    https://www.biyologlar.com/biyokataliz-nedir
  • Proteinler ve Protein Yapısı

    Hücre içerisinde bol olarak bulunan ve hücrenin kuru ağırlığının % 50’sini oluşturan organik moleküler proteinlerdir. Tümünde karbon, hidrojen, azot ve oksijen bulunur. Pek çoğunda da kükürt bulunur. Bazı proteinlerin yapılarındaysa bunlara ek ele­mentler olarak Özellikle fosfor, demir, çinko ve bakır bulunur. Genellikle proteinler saf kristal olarak izole edilebilirler. Molekül ağırlıkları da çok fazladır. Proteinlerin yapıtaşı olan amoniasitlerin sayıları...

    https://www.biyologlar.com/proteinler-ve-protein-yapisi
  • Glikoz ve İnsülin

    İnsan organizması için çok önemli olan maddelerden biri de “Glikoz”dur. Bilindiği gibi, glikoz bir karbonhidrattır ve vücutta en çok ve en kolay kullanılan enerji hammaddesidir. Glikoz vücut hücrelerinde yakılıp karbondioksit, su ve enerjiye çevrilir. Kanın glikoz yoğunluğu 100 mi kanda 90-110 mg ‘dır. Bu yoğunluğun sürekli aynı sınırlar arasında korunması gerekmektedir. Kanın glikoz yoğunluğundaki artış ya da düşüşler organizmada çeşitli bozukluklara...

    https://www.biyologlar.com/glikoz-ve-insulin
  • Kan uyuşmazlığı ve sarılık

    Gebelik döneminde anne ile karnındaki bebeği arasında söz konusu olabilen normal dışı bir durumdur. Kanımızda oksijen taşımakla görevli kırmızı kan hücrelerinde bulunan proteinler esas alındığında klasik olarak dört ana kan grubu tanımlanır: "A", "B", "AB" ve "O" grubu .. Bir de "Rh" söz konusudur. Birey, "D" proteinine sahipse Rh pozitif (+), değilse Rh negatif (-) olarak ifade edilir. Rh (-) kişilerin vücudunda D proteini hiç yoktur ve bağışıklık sistemi...

    https://www.biyologlar.com/kan-uyusmazligi-ve-sarilik
  • Hemoglobin ve hematokrit (Hemogram) testleri

    Normal Değerler : Hemoglobin: 14-18 g/dL (erkek); 12-16 g/dL (kadın) Hemotokrit: % 42-52 (erkek); %36-46 (kadın) Açıklama : Hemoglobin ve hematokrit sıklıkla beraber istenen ve kanın oksijen taşıma kapasitesini ölçmek için kullanılan testlerdir. Hemoglobin kırmızı kürelerde bulunan ve temel olarak oksijenin taşınmasından sorumlu maddedir. Hematokrit ise kırmızı kürelerin kan içerisindeki yüzdesini gösterir. Genellikle hematokrit değeri hemoglobin değerinin üç...

    https://www.biyologlar.com/hemoglobin-ve-hematokrit-hemogram-testleri
  • KUŞ GRİBİ , TAVUK VEBASI

    Ülkemizde önce geçtiğimiz yılın (2005) Ekim ayında Manyas-Kızıksa’da çıkan ve söndürülen Tavuk Vebası Aralık ayının sonunda yeniden çıkmış ve çok sayıda mihrak belirlenmiştir. Mikrak sayısının fazla olması nedeniyle, özellikle itlaf işlemleri başta olmak üzere yoğun çalışmalar yapılmakta ve hastalık izlenmektedir. Hastalıktan şüpheli evcil ve yaban hayatındaki kanatlılar teşhis için Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı Enstitülere...

    https://www.biyologlar.com/kus-gribi-tavuk-vebasi
  • Epilepsi Genetiği ve Epidemiyolojisi

    X Epidemiology and genetics of epilepsy. Neurologic clinics 1994;12:15-29. 65 kaynak XX The School of Public Health, University of Texas, Houston Texas XXX Yrd Doç Dr Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD Epilepsi genetiği ve Epidemiyolojisi, hastalığın görülme sıklığı, sebepleri, tedavisi, önlenmesini ve sonuçlarını içeren geniş bir konudur. Bu derlemenin amacı bugüne kadar yapılan genetik epidemiyolojik çalışmalar ışığında epilepsinin...

    https://www.biyologlar.com/epilepsi-genetigi-ve-epidemiyolojisi
  • Şeker Hastalığı (Diyabet) Belirtiler, belirtileri

    Şeker Hastalığı (Diyabet) Belirtiler, belirtileri Sık sık idrara çıkma Aşırı susama Bulanık görme Halsizlik,bitkinlik Beklenmedik kilo kaybı Acıkma hissidir. Mide bulantısı Kusma Nefes kokusu Sık idrar yolu enfeksiyonu Adetten kesilme Kuru ve kaşıntılı deri Yaraların geç iyileşmesi Sık sık idrara çıkma (poliüri) hissi vardır.Çünkü kan şekeri yükseldiğinde böbrekler ememedikleri fazla şekeri atmak için çalışırlar.Genellikle kan glukozu 180 mg a...

    https://www.biyologlar.com/seker-hastaligi-diyabet-belirtiler-belirtileri
  • Hepatit Nedir

    Hepatit karaciğerin iltihabıdır ve insan vücudunda bir çok olumsuz bulguya yol açar. Hepatitlerin bazıları virüslere bağlı , bazıları da değildir. Bazı toksik ilaçlar ve bağışıklık sistemi ( immün sistem ) bozukluklarıda karaciğer iltihabına neden olabilir. Hepatitlerin en çok rastlanan türü, virütik olanlardır. "Hepatit" terimi ile işte bu "viral hepatit"ler söylenmek istenmektedir. Karaciğerin taze, alevli iltihabına "Akut Viral Hepatit", 6 aydan fazla...

    https://www.biyologlar.com/hepatit-nedir
  • Anemiler

    Anemiler,hemoglobini azaldığı bir durumdur.Buna ilaveten,genellikle alyuvarların sayısı azalmıştır.Çeşitli sebepleri olan bir çok anemi vardır.Grup olarak anemiler kan bozuklarının en yaygın olanıdır. Anemi başladığı zaman belirti ve semptomları o kadar hafiftir ki çoğu zaman fark edilemez,fakat durum ilerledikçe bunların şiddeti artar.Başlangıçta normalden daha solgun ve yorgun olabilirsiniz.Solgunluğu kontrol etmek için en uygun yer tırnaklarınızın...

    https://www.biyologlar.com/anemiler
  • MAVİ BEBEK SENDROMU NEDİR ?

    Doğuştan gelen bir kalp bozukluğudur. Sağ ve sol karıncıkları ayıran zarda bir açıklık vardır; ayrıca akciğerlere giden damarlarda daralma olmuştur. Bu sebeplerden ötürü akciğerlere pompalanan kanın bir kısmı sol kalbe geçer. Dolayısıyla küçük kan dolaşımı tam manası ile gerçekleşemez. * Belirtileri: - Bebek fazla hareket ettiği zaman morarır. - El parmaklarının uçları şişer ve yuvarlaklaşır. - Bebek en ufak bir harekette çabuk yorulur ve zor nefes...

    https://www.biyologlar.com/mavi-bebek-sendromu-nedir-
  • Bağışıklık Sistemi Nedir, Bağışıklık Sistemi Nasıl Çalışır

    Bir canlının vücuduna giren mikroplara karşı direnç gösterip hasta­lanmamasına bağışıklık denir. Doğumla birlikte anne karnındaki mikropsuz çevreden ayrılan bebek, dış ortamda çok sayıda mikroorganizma ve yabancı madde ile karşı karşıya kalır. Bağışıklık sisteminin görevi, öncelikle bu maddeleri vücuda girdikleri yerde tutmak, yayılmalarını engellemek ya da geciktirmektir. İnsan vücudunda bağışıklık sistemi, çeşitli organ ve değişik...

    https://www.biyologlar.com/bagisiklik-sistemi-nedir-bagisiklik-sistemi-nasil-calisir
  • İnorganik ve Organik Bileşikler

    Organik ve inorganik madde nedir? inorganik madde canlı vücudunda niçin sentezlenemez? Organik maddeler vücutta nasıl yapılır? İNORGANİK BİLEŞİKLER Canlıların kendi vücutlarında sentezleyemeyip,dışarıdan hazır aldıkları bileşiklerdir.Hem canlı vücudunda hem de cansız ortamda bulunurlar.Küçük moleküllü olup,devamlı ve yeterince bulunması gerekir.Canlılar bu bileşiklere gereksinim duyar.Besin olarak kullanılan inorganik maddeler “mineraller ve su”...

    https://www.biyologlar.com/inorganik-ve-organik-bilesikler
  • Rinit Nedir, Vazomotor Rinit, Rinitin Tedavisi

    Rinit, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hap­şırma ve kaşıntı gibi belirtilerin ikisinin ya da daha fazlasının birarada bulunduğu, ge­nellikle bir saatten uzun süren hastalık tab­losudur. Burun tıkanıklığına neden olan et­menleri dört ana grupta toplayabiliriz: a) Yapısal etmenler (yabancı cisim, neoplaz-ma, iç ve dış deformiteler) b) Enflamasyon (rinit, sinüzit, polipozis, atrofik rinit) c) Alerji d) Alerjik olmayan rinitler. Akut en-feksiyöz rinit (nezle)...

    https://www.biyologlar.com/rinit-nedir-vazomotor-rinit-rinitin-tedavisi
  • Enzimin tanımı ve enzim araştırmalarının tarihçesi

    Enzimler, biyolojik sistemlerin reaksiyon katalizörleridirler; biyokimyasal olayların vücutta yaşam ile uyumlu bir şekilde gerçekleşmesini sağlayan kimyasal ajanlardır. Biyolojik katalizörler olarak da tanımlanan enzimler, besleyici moleküllerin yıkıldığı, kimyasal enerjinin depolandığı ve şeklinin değiştirildiği, basit prekürsörlerden biyolojik makromoleküllerin yapıldığı metabolik yollarda yüzlerce reaksiyon basamağını katalize ederler. Enzimlerle katalize...

    https://www.biyologlar.com/enzimin-tanimi-ve-enzim-arastirmalarinin-tarihcesi
  • BİYOLOJİ SORULARI

    A.Aşağıdaki sorulardaki boşlukları uygun şekilde tamamlayınız. ( her soru 2 puandır) 1.Kan şekerini düzenleyen hormona…………….…... denir. 2.Vitamin eksikliği biyolojiye yeterli önem verilmedi.inde ortaya çıkan ……….. sorunlarındandır. 3.Su ……………0C sıcaklıkta en yüksek özgül ağırlığa sahiptir. 4. ……………. Ğyonu, kemik erimesini ( osteoporozu ) engeller. 5. Biyoteknolojinin temel amacı canlı türleri arasında belirli bir amaca...

    https://www.biyologlar.com/biyoloji-sorulari
  • Alzheimer Hastalığı Nedir

    Alzheimer hastalığı, hem hastanın kendisine, hem de çevresine oldukça sıkıntı yaşatan, erken teşhisin önemli olduğu, tedavi edilmesi gereken ciddi bir hastalıktır. Alzheimer nedir, Alzheimer’in belirtileri ve nedenleri nelerdir, hangi evreleri vardır ve nasıl tedavi edilir konularından bahsedeceğiz bu sağlık makalemizde. Alzheimer Hastalığı Nedir Alzheimer insan beyni ile ilgili bir hastalıktır. İnsan beyninin hormonal dengesinin bozulması ve sağlıklı...

    https://www.biyologlar.com/alzheimer-hastaligi-nedir
  • Spinal Müsküler Atrofi (SMA) Nedir?

    SMA Nedir? Spinal Müsküler Atrofi (SMA) nedir ? Spinal muskuler atrofi (SMA), bir grup kalıtsal nöromüsküler (sinir-kası tutan) hastalığa verilen addır. Vücutta istemli kasların kuvvetsizliğine ve erimesine yol açarlar. Bu hastalığın tüm tiplerinde ön boynuz denilen bir bölgedeki hücreler etkilenir. Vücudumuzdaki istemli kaslar, ancak omurilikteki ön boynuz hücrelerinden bir sinir yolu ile mesajı aldıklarında kasılabilir. Spinal muskuler atrofide, ön boynuz...

    https://www.biyologlar.com/spinal-muskuler-atrofi-sma-nedir
  • Astım

    Bronş astması, bronşial astım, allerjik astım gibi isimler de alan hastalık genetik ve çevresel faktörlere bağlı olarak gelişen, solunum yollarının kronik inflamatuar bir hastalığıdır. Bronşial astım, inflamasyona bağlı olarak solunum yollarının kasılması ve buna bağlı olarak daralması ile karakterize olup, bu daralma geri dönüşümlüdür, akut atak geçtiği dönemde hava yolları eski durumuna dönmektedir. Ayrıca hava yollarında aşırı ve koyu salgılara...

    https://www.biyologlar.com/astim
  • Burun Kanaması

    Burun kanaması KBB alanındaki en çok görülen şikayetlerden biridir. Hemen herkes hayatında bir kezde olsa burun kanaması geçirmiştir. Genellikle basit nedenlere bağlı ve kolayca durdurulan bir durum olmasına rağmen bazen sebebi çok ciddi olup hayatı tehdit eden şiddette kanamalar olabilir. Burun Neden Sık Kanar Burun içi oldukça yoğun ve yüzeyel damarlar içerir. Özellikle burun boşluğunu ikiye ayıran bölmenin ön kısmı buruna gelen damarların birbiriyle...

    https://www.biyologlar.com/burun-kanamasi
  • Karaciğer Büyümesi

    Hepatomegali , hepatosplenomegali Tanım Karaciğerin büyümesidir ( hepatosplenomegali ise karaciğer ve dalağın her ikisinin büyümesidir ). Doktorunuza başvurun çoğunlukla doktor tarafından tanınır , kişi bu belirtinin farkında olabilir veya olmayabilir Nedir Karaciğer normalde ele gelmez. Genel olarak enfeksiyonlar ( viral ve bakteryel ) , parazitler , tümörler , anemiler , toksik durumlar , depo hastalıkları , kalp yetmezliği , konjenital kalp hastalığı ve...

    https://www.biyologlar.com/karaciger-buyumesi
  • Kalbin Hızlı Atması -Taşikardi

    Kalbin; dakikada 90'dan fazla atmasına, tıp dilinde taşikardi denir. Ancak bu sayı, yaş gruplarına göre değişir. Normal Kalp Atışları : 0 - 1 yaşları arasında; dakikada 120-140 1 - 3 yaşları arasında; dakikada 90-120 3 - 7 yaşları arasında; dakikada 90- 100 7 - 20 yaşları arasında; dakikada 80 - 90 20 yaşından sonra; dakikada 60-80 arasında değişir. Her yaş grubunda; normal atışın 1 fazlası; kalbin hızlı attığını gösterir. Kalbin atışları,...

    https://www.biyologlar.com/kalbin-hizli-atmasi-tasikardi
  • Kuduz

    Memeli hayvanlar ve insanlarda görülen, akut seyirli, şuur kaybı, huzursuzluk ve felçlerle karakterize, ölümle sonuçlanan viral bir hastalıktır. Bu hastalıkta bulaşma mutlak surette ısırılma veya virüs taşıyan salya vs sıvıların açık bir yara ile teması sonucu olmaktadır. Bulaşmadaki en önemli etkenler kokarcalar yarasalar ,kemiriciler,vahşi etoburlar ve başıboş kedi ve köpekler olarak sıralanabilir. Hastalık üçe ayrılır : 1-Klasik Kuduz (Urban Kuduzu)...

    https://www.biyologlar.com/kuduz
  • Beyinde Ur-Tümör

    Bir beyin tümörü beyinde anormal hücrelerin büyümesi ya da kütleleşmesidir. Beyindeki tümörler tipik bir şekilde birincil ya da ikincil olarak sınıflandırılırlar. Birincil beyin tümörleri beyinde oluşmaya başlar ve kanser olmayan (iyi huylu) ya da kanserli (kötü huylu) olabilirler. İkincil beyin tümörleri ise başka bir yerde başlamış ve beyne de sıçramış olan (metastaz yapmış) kanserin sonucudur. Birincil beyin tümörlerine ikincil beyin tümörlerinden daha...

    https://www.biyologlar.com/beyinde-ur-tumor
  • Parazit Eklembacaklıların (Arhropoda) taşıyıcılığını yaptığı hastalık etkenlerini yazınız.

    SITMA Sıtma, anofel ya da sıtma sivrisineği olarak bilinen Anopheles cinsi sivrisi­neklerinin taşıdığı bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalıkta yinelenen nöbetler görülür. Düzenli aralıklarla başlayan ve genellik­le titreme-ateş-terleme evrelerinden ge­çen nöbetler hastalığın tipik özelliğidir. Sıtma ulusal ve uluslararası sağlık örgüt­leri için hâlâ önemli bir sorundur. NEDENLERİ Sıtmanın etkeni protozoonlar olarak bili­nen tekhücreliler grubundan...

    https://www.biyologlar.com/parazit-eklembacaklilarin-arhropoda-tasiyiciligini-yaptigi-hastalik-etkenlerini-yaziniz-
  • Talasemi

    Beta Talasemi Tanı ve Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar Transfüzyongereksinimi daha ılımlı olup, ilk transfüzyona üçyaşından sonra başlanır. Komplikasyonlar daha az sayıda ve daha ileri yaşta ortaya çıkar.Beta talasemi tanısı, klinik bulgular velaboratuvar verileri eşliğinde kolaylıklakonulabilir. Anemi, periferik yaymadamikrositoz, parçalanmış eritrositler ve eritroidöncüller olan normoblastların görülmesi, Hbelektroforezinde HbF’nin yüksek, HbA2’ninnormal,...

    https://www.biyologlar.com/talasemi
  • Dünyaca ünlü biyologlar kimlerdir?

    İlk Çağlarda İlk insanlar, hayatın başlangıcı, doğa, doğal olaylar (yağmur, kar, dolu, şimşek, yıldırım, gök gürültüsü, zelzele, su taşkınları, vs.), ay, dünya, yıldızlar, güneş, bulaşıcı hastalıklar ve ölüm gibi kavramlar üzerinde fazlaca durmuşlar, içinde bulunduğu veya yakın ilişkide oldukları toplumların törelerine göre bazı izahlar ve yorumlar yapmışlar ve bunlara inanmışlardır. Çözümleyemedikleri konularda, bunları, insan veya doğa...

    https://www.biyologlar.com/dunyaca-unlu-biyologlar-kimlerdir
  • Sinir Sistemi

    1- Nöronlar Uyarılma , uyarıyı değerlendirme , uyarıyı taşıma (iletme) ve diğer hücreleri uyarma Yeteneği vardır. Sinir sisteminin esas hücreleridir. Uyarıyı alma : Kimyasal veya fiziksel etkilerle dendrıt , hücre gövdesi ve ranvier boğumlarından olur. Uyarıyı İletme (taşıma) : Elektriksel etkiyle gerçekleşir. Uyarma : Kimyasal olarak gerçekleşir. Morfolojilerine göre üçe ayrılır. 1-Uni polar (tek kutuplu) : Daha çok omurgasızlarda , omurgalılarda...

    https://www.biyologlar.com/sinir-sistemi-4
  • Denetleyici ve Düzenleyici Sistemler

    Hormonal Sistem Çok hücreli komplex organizmalarda iç ve dış ortam uyarılarına uygun tepkinin verilmesi. Hücre, doku, organ ve sistemlerin çalışmasının kontrolü ve koordinasyonlarının sağlanması. Homeostasinin korunması sinir sistemi ve iç salgı (Endocrin) sistemi ile sağlanır. Bu iki sisteme denetleyici sistemlerde denir. Endocrin sistem denetimini hormon adı verilen özel organik maddelerle yaparlar. Hormonların genel özellikleri: Her canlının kendisi...

    https://www.biyologlar.com/denetleyici-ve-duzenleyici-sistemler
  • Enzim tanımı ve enzim araştırmalarının tarihçesi

    Enzimler, biyolojik sistemlerin reaksiyon katalizörleridirler; biyokimyasal olayların vücutta yaşam ile uyumlu bir şekilde gerçekleşmesini sağlayan kimyasal ajanlardır. Biyolojik katalizörler olarak da tanımlanan enzimler, besleyici moleküllerin yıkıldığı, kimyasal enerjinin depolandığı ve şeklinin değiştirildiği, basit prekürsörlerden biyolojik makromoleküllerin yapıldığı metabolik yollarda yüzlerce reaksiyon basamağını katalize ederler. Enzimlerle katalize...

    https://www.biyologlar.com/enzim-tanimi-ve-enzim-arastirmalarinin-tarihcesi
  • Gen Tadavi

    Gen tedavisi, çeşitli pek çok klinik durumun gelecekteki tedavisi için ümit vermeye devam etmektedir. Alışılmamış, biçim verilmiş gen transfer vektörlerinin gelişimi, tedaviye yönelik gen ifadelerinin verimini ve stabilitesini arttıracaktır. Doku ve organ nakli konusunda ise gen tedavisinden nakledilmiş dokunun akut ve kronik reddedilmesini engellemek amacı ile ya reddetmeyi engellemede önemli yeni genler (örneğin: yardımcı uyarıcı blokaj molekülleri yada...

    https://www.biyologlar.com/gen-tadavi
  • Bakterilerin Üremelerine Etkili Faktörler

    01. Genel Bilgiler 02. Fiziksel Faktörler 02.01. Isının Etkisi 02.02. Radyasyonun Etkisi 02.02.01. İyonizan Olmayan Radyasyonlar 02.02.02. Güneş Işınları 02.02.03. İnfrared Işınlar 02.02.04. Ultrasonik Vibrasyonlar 02.02.05. İyonizan Radiyasyonlar 02.02.06. Elektromagnetik İyonizan Radyasyonlar 02.02.07. Partiküler Radyasyonlar 02.03. Yüzey Geriliminin Etkisi 02.04. Osmotik Basıncın Etkisi 02.05. Hidrostatik Basıncın Etkisi 02.06. Rutubetin ve Kurumanın Etkisi 02.07....

    https://www.biyologlar.com/bakterilerin-uremelerine-etkili-faktorler-2
  • GEN AKTARIM TEKNİKLERİ HAKKINDA BİLGİ

    Gen tedavisinde, etkin bir gen aktarımı en önemli bir koşuldur. Genleri istenilen hücrelere taşıyabilmek için kullanılan yöntemler genel olarak iki kategoride toplanmaktadır: Fiziksel yöntemler ve biyolojik vektörler: Fiziksel yöntemler, DNA'nın doğrudan doğruya enjeksiyonu, lipozom formülasyonları ve balistik gen enjeksiyonu yöntemlerini içerir. Doğrudan DNA enjeksiyonunda ilgili gen DNA'sını taşıyan plazmit, doğrudan doğruya, örneğin kas içine, enjekte edilir....

    https://www.biyologlar.com/gen-aktarim-teknikleri-hakkinda-bilgi
  • Genetik Kod Nedir ?

    Hemoglobinin dinamik yapısı, memelinin kanındaki oksijen aktarımından sorumludur. Tek bir aminoasit değişikliği hemoglobinin lifler oluşturmasına yol açabilir. Genler, fonsiyonel etkilerini, genellikle, hücredeki fonksiyonların çoğundan sorumlu, proteinlerin üretimiyle ifade ederler. Proteinler amino asit zincirleridir ve bir genin DNA dizisi (bir RNA aracılığıyla) bir proteinin kendine has dizisini üretmede kullanılır. Yazılım (transkripsiyon) denilen bu süreç,...

    https://www.biyologlar.com/genetik-kod-nedir--1
3WTURK CMS v8.1