Shigellanın mikroorganizma özellikleri
Shigella türleri; akut kanlı ishalin en sık görülen etkenleri arasındadır ve basilli dizanteri olarak da bilinen akut invaziv bir gastroenterit yapmaktadır. Shigella spp su ve bazen gıda kaynaklı kitlesel salgınlar yapabilen, halk sağlığı önemine sahip patojenlerdir. S. dysenteriae serotip 1 enfeksiyonları ciddi seyredebildiği ve etken birçok antimikrobiyal ilaca dirençli olduğu için ayrıca önem taşmaktadır.
Shigella spp ülkemizde laboratuvardan bildirimi zorunlu etkenlerdir . Etken oldukları hastalık tablosu, başta amipli dizanteri olmak üzere diğer kanlı ishal ve dizanterilerden ayırt edilemediğinden tanı laboratuvar incelemesine dayanır. Kesin tanı, şüpheli kolonilerin biyokimyasal testlerle Shigella sp olarak ayırt edilmesi ve özgül antiserumlarla serogrubunun belirlenmesiyle konur. Dışkıdan Shigella tanısı Salmonella spp ile birlikte klinik mikrobiyoloji laboratuvarlarının en yaygın tanı işlerinden biridir. Mikrobiyoloji alanının gelişmeye başladığı yıllardan bu yana bilinen bu etkenlerin tanısında ciddi bir gelenek birikimi de vardır.
Bununla birlikte, ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından 2012 yılında ulusal klinik mikrobiyoloji laboratuvar kapasitesinin mevcut durumunun incelendiği çalışmanın sonuçlarına göre laboratuvarların (n=530) önemli sayılabilecek bir kısmında Shigella spp tanısının geçerli olmayan tekniklere dayandığı izlenmiştir. Shigella incelemesi yapabildiğini beyan eden laboratuvarların (n=256) ancak %37.9‟unun geçerli bir prosedür ile tanı koyabildiği dikkati çekmektedir. Dolayısı ile vakaların önemli bir kısmının hatta salgınların tanımlanamadığı, hasta yönetimi ve epidemiyolojik çalışmaların da bu durumdan olumsuz yönde etkilendiği öngörülebilir. Bu nedenle tanıda kabul edilmiş standartlara uygun bir prosedürün el altında olması tanının yaygınlaşmasını ve güvenilir sonuçlar üretilmesini teşvik edecek bir araç olarak önemli görünmektedir. Bu UMS belgesinde de tanıda geçerli teknikler ile Shigella spp‟nin doğru ve güvenilir bir şekilde tanımlanmasına yardımcı bir Rehber verilmesi hedeflenmiştir.
Shigella spp akut gastroenteritlerin önemli bakteriyel etkenlerinden biridir. Shigella dysenteriae aynı zamanda serogrup A, Shigella flexneri serogrup B, Shigella boydii serogrup C ve S. sonnei de serogru D olarak bilinir.
İnsan ve diğer bazı büyük primatlar Shigella bakterilerinin tek doğal konağıdır. Bulaş; çoğunlukla kontamine su ya da gıda yoluyladır. Özellikle içme-kullanma sularının kontaminasyonu, 10-100 kadar az sayıda Shigella bakterisinin alınmasıyla bile enfeksiyon gelişebildiğinden dolayı, etkenin hızla yayılmasına ve salgınlara neden olmaktadır. Shigella enfeksiyonları, hijyenin yetersiz olduğu durumlarda (ör., kreşler veya diğer bakım merkezleri) kişiden kişiye bulaşır. Shigella ayrıca cinsel yolla bulaşabilir ve sineklerle de yayılabilir. Eşcinsel erkekler arasında cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar bildirilmiştir
Shigella spp dünya genelinde yaygın olmakla birlikte, temiz ve güvenilir içme suyu temini sorunlu olan ve kanalizasyon alt yapısı gelişmemiş yerleşimlerde, özellikle az gelişmiş ülkelerde daha sık görülmektedir. Suya kanalizasyon karışması halinde patlama tarzında su kaynaklı epidemiler yapabildiği dikkati çeker. Dünyanın bazı endemik bölgelerinde (daha çok Afrika ülkelerinde), S.dysenteriae serotip 1‟in pek çok antibiyotiğe dirençli kökenlerinin görülmesi, etkeni bu bölgelerde öncelikli bir halk sağlığı sorunu haline getirmektedir.
Shigella türlerinin coğrafi dağılımı da gelişmiş ve gelişmemiş ülkeler arasında farklılık gösterir. Gelişmiş ülkelerdeki birçok enfeksiyon S. sonnei serogrubu ile oluşmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde ise en sık neden S. flexneri‟dir.
Shigella enfeksiyonları akut gastroenteritlerin bakteriyel etkenleri arasında genellikle Salmonella spp ve Campylobacter spp ile birlikte ilk üç sırada yer almaktadır. Ülkemizde Sağlık Bakanlığına laboratuvarlardan yapılan bildirim verilerine göre benzer bir durum gözlenmektedir; bakteriyel etkenler arasında Shigella sp‟nin hemen hemen Campylobacter spp ile benzer sıklıkta görüldüğü ve Salmonella sp‟den sonra ikinci sırada geldiği, yılda 200-400 arasında vaka kaydedildiği dikkati çekmektedir . Ancak bu değerlerin epidemiyolojik tahminlerin çok altında olduğu düşünülmektedir. Durum kısmen bildirimin yetersizliğine (bazı laboratuvarların tanımlandıkları vakaları bildirmeyi ihmal edişine) bağlı olabileceği gibi, inceleme yapan laboratuvar sayısı ve/veya kullanılan tekniklerin yetersizliği de ilgili olabilir. Tanı kapasitesinin yetersizliği vakaların tanı alamamasına veya farklı tanılar almasına yol açıyor olabilir. Tablo1‟de diğer bir akut kanlı ishal etkeni olan Entamoeba histolytica‟nın görülüş sıklığının Shigella spp ile karşılaştırıldığında hayli yüksek oluşu da bu olasılığı desteklemektedir. Bir diğer ifade ile bu etkenlerin görülüş sıklığı için ülkemiz verileri epidemiyolojik durumdan ziyade laboratuvarların tanısal sorunlarının bir yansıması gibi görünmektedir; Shigella spp için beklenenden “düşük” tanı („underdiagnosis‟), E. histolytica için de “aşırı” tanı („overdiagnosis‟) sorunu olduğundan söz edilebilir. Söz konusu enfeksiyonların ciddi birer halk sağlığı sorunu oldukları göz önüne alındığında, gerçek epidemiyolojik verilerin elde edilebilmesinde ve uygun programların yürütülebilmesinde doğru ve güvenilir laboratuvar sonucunun önemi daha da belirginleşmektedir.
Shigella‟nın tarihsel olarak “tür” olduğu düşünülmüş dört alt grubu vardır: A alt grubu S. dysenteriae, B alt grubu S. flexneri, C alt grubu S. boydii ve D alt grubu S. sonnei olarak bilinir.
Genetik olarak dört Shigella türü ve E. coli tek bir genom türünü oluşturur; dört Shigella türü serolojik olarak tanımlanmış anaerojenik E.coli biyotipi gibi ele alınabilirler. S. dysenteriae türün tipik örneğidir. S. flexneri serotip 6 ve S. boydii serotip 14 gibi belirli suşlar dışında karbonhidrat fermentasyonundan gaz oluşturmazlar. Escherichia‟lar ile karşılaştırıldığında. Shigella suşları karbonhidrat kullanmada daha az aktiftir. S. sonnei suşları uzamış inkübasyonda laktozu fermente edebilir. Diğer türler bilinen en klasik besiyerlerinde genellikle laktozu fermente etmezler.
Mikrobiyoloji
-
Antibiyotiklerin Etki Mekanizmaları Nelerdir?
-
Azot oksit
-
Petri Kutusunda Agarlı Besiyeri Hazırlanması
-
Tüpde Agarlı Besiyerlerinin Hazırlanması
-
Besiyeri Hazırlarken Dikkat Edilecek Hususlar Nelerdir ?
-
Dehidre Besiyerleri Nedir?
-
Besiyerinin Sahip Olması Gereken Özellikler
-
Besiyeri hazırlanmasında kullanılan maddeler nelerdir ?
-
Besiyerlerin Sınıflandırılması Nasıl Yapılır ?
-
Besiyerinin Tanımı ve Kullanım Amaçları Nelerdir ?
-
Pseudomonas Cinsine ait Türler
-
Veba - Yersinia Pestis
-
Tularemi - Francisella tularensis
-
Şarbon - Bacillus anthracis Enfeksiyonu
-
Bruselloz - Brucella spp