Mutasyonların Sınıflandırılması
A) Genişliğine göre mutasyonlar:
1. Kromozom mutasyonları: Kromozomların yapılarında meydana gelen değişiklikler sonucu ortaya çıkarlar ve mikroskopta gözlenebilirler. Dört grup altında incelenirler:
a. Translokasyon: Bir kromozom parçasının veya tamamının başka bir kromozoma eklenmesidir.
b. İnversiyon: Bir kromozomun bir bölgesinden kopan parçasının 180 derece dönmesi ve yine koptuğu yere yerleşmesidir. Böylece genlerin sırası değişir.
c. Delasyon: Bir kromozom parçasının koparak dağılması ve böylece bir grup genin eksilmesidir.
d . Ayrılmama: Mayoz bölünme esnasında bir homolog kromozom çiftinin birbirinden arılmayıp aynı gamete geçmesi, böylece bir gamette kromozom sayısının artması, bir diğerinde eksilmesidir.
Bu mutasyonlarda etkilenen gen miktarı çok sayıda olduğundan etkileri de şiddetli olur ve ekseri öldürücüdür.
2. Nokta mutasyonları: Mikroskopta gözlenemeyen DNA'daki organik bazların (adenin, guanin, timin sitozin) değişimiyle meydana gelen mutasyonlardır. Genlerin yapısını değiştirirler ve hangi gende yer aldığı genetik çaprazlamalar sonucu anlaşılabilir. Nokta mutasyonları da üç grupta incelenebilir:
a. Transisyon: Bir pürin bazı başka bir pürin bazı ve bir pirimidin bazı da başka bir pirimidin bazı ile yer değiştirmiştir. (A ve G pürin, T veC pirimidin bazlarıdır). Bir gendeki AT (Adenin-Timin) baz çifti yerine GC(Guanin-Sitozin) çiftinin geçmesi gibi.
b. Transversiyon: Bir pürin bazının yerini bir pirimidin bazı veya bir pirimidin bazının yerini bir pürin bazı almıştır. AT veya GC çifti yerine TA veya CG çiftinin geçmesi gibi.
c. Delasyon: Bir veya daha fazla nükleotit çiftinin DNA molekülünden koparak eksilmesidir.
B ) Oluş mekanizmasına göre mutasyonlar:
1. Kendiliğinden Mutasyonlar: Normal şartlarda bunların meydana gelme nispeti çok çok düşüktür. Mesela bir bakteri hücresinin bir tek geninin bir hücre bölünmesinde kendiliğinden mutasyona uğrama ihtimali (10-10) kadardır. Bu ihtimal iki genin beraber mutasyona uğraması için (10-14) kadardır.
2. Uyarılmış Mutasyonlar: Çeşitli etkenler (ajanlar) genetik materyali etkileyerek mutasyona sebep olabilirler. Bu amillere mutajen denir.
Başlıcaları:
a. Kimyasal Mutajenler:
1) Baz analogları:
+ 5- Bromourasil
+ 2- Aminopürin
2) Deaminasyon yapan ajanlar:
+ Nitröz asit (HNO2)
3) Hidroksilamin (NH2OH)
4) Alkilleyici ajanlar:
+ Nitrojen mustard
+ Etilen oksitler
+ Etil-metan-sulfonat
5) İnterkalasyon yapan ajanlar:
+ Akridinler (Protlavunç, Acriflavine, Acridin Orange)
b. Fiziki Mutajenler:
1) Sıcaklık derecesi ve PH,
2) Işınlar (X, Gamma veUltraviyole ışınları)
C) Fenotie etkisine göre mutasyonlar:
1. İleri Mutasyonlar: DNA yapısının bozulduğu ve geri dönmediği mutasyonlardır.
2. Geri Mutasyonlar: Zararlı mutasyonların etkilerinin ikinci bir değişiklikle giderilmesidir.
3. Baskılayıcı Mutasyonlar: Bir gendeki bu mutasyonun etkisinin ikinci bir yerdeki mutasyonlar tarafından düzeltilmesi ve baskılanmasıdır.
4. Şarta Bağlı Mutasyonlar: Bazı şartlarda organizmaya tesir eden mutasyonlardır. Bir bakteri üremesine 30°C'de tesir etmediği halde 40°C'de üremeyi tahdit eden mutasyonlar gibi.
Evrim nazariyesinde, bir hücrenin milyonlarca yıl içinde rastgele mutasyonlarla daima yüksek yapılara yöneldiği ve çevresiyle uyum sağlayamayan bireylerin hayat çarkında elenmesi sonucunda, bugünkü ileri hayat sistemlerine sahip canlıların ortaya çıktığı iddia edilir. Başka bir ifadeyle, evrimciler türlerin sabit olmadığına, eski türlerin zaman içinde değişmesiyle günümüzdeki türlerin meydana geldiğine ve bu değişimin günümüzde de devam ettiğine inanırlar. Yeni türlerin meydana gelişinde tesadüflerin ortaya çıkardığı ani değişimlerin (mutasyonların) asıl rolü oynadığını söylerler. Halbuki mutasyonlar, organlarda meydana gelen karakter değişimleridir. Hiçbir zaman tür sınırlarını aşmazlar. Bütün gayretlere rağmen tecrübi mutasyonlarla yeni organlar veya türler meydana getirilememiştir. Laboratuvar şartlarında Drosophila'da 500'den fazla, Mısır bitkisinde 400 civarında mutasyon gerçekleştirildiği halde, yeni bir tür olarak vasıflandırılabilecek bir fert elde etmek mümkün olmamıştır. Serbest tabiatta ise bu kadar sık mutasyonun oluşması zaten imkansızdır. Tabiatta mutasyonların meydana gelme ihtimali çok azdır (milyonda bir ihtimal). Bir milyon fertten ancak birisinde görülebilmektedir. Kaldı ki, mutasyonların çoğu zararlı ve öldürücüdür. Yeni türlerin oluşumunu, göz ve beyin gibi karmaşık yapılı organların meydana gelişini, tamamen tesadüflere bağlı olan ve milyonda bir ihtimalle meydana gelebilen, çoğu sakatlayıcı, kısırlaştırıcı, embriyo düşürücü ve öldürücü olan mutasyon olaylarına bağlamak mümkün değildir.
Evrimcilerin fikir babalarından California Üniversitesi Zooloji Profesörü Rus asıllı T. Dobzshansky bile, Genetics and the Origin of Species adlı kitabında; “Laboratuvarlarda olsun, tabii olsun meydana gelen mutasyonlar, organizmanın tabii inkişafına zarar verir. Düşüklere ve sakatlıklara yol açar. Bu gibi değişiklikler tekamül nazariyesinin (evrim teorisi) temeli olamaz” itirafında bulunmaktadır. Mutasyonlar sonucunda canlıların birbirine dönüşerek çeşitli türleri meydana getirdiğini iddia etmekle uzun ömürlü bir maymunun ömrü boyunca bir daktilonun tuşlarına rastgele vurarak yazdıkları arasından kütüphaneler dolusu ilmi kitap çıkabileceğini iddia etmek arasında pek fark yoktur.
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Genetik
-
İnsanlarda Kaç Kromozom Vardır?
-
Sık görülen mikrodelesyon sendromları nelerdir?
-
Bilim insanları kromozomları nasıl inceler?
-
Arkea'da Kromozomlar ve DNA Replikasyonu
-
DNA Onarım Mekanizmaları Nelerdir?
-
DNA hasarına neden olan etkenler nelerdir?
-
XYY Süper Erkek Sendromu - JACOB’S, Sendromu
-
Bitki doku kültürü çalışmaları ile haploid bitkiler elde edilebilir
-
Gram pozitif bakterilerden genomik DNA izolasyon protokolü
-
E. coli bakterisinden genomik DNA izolasyon protokolü
-
DNA’nın Keşfi
-
İnsan Genom Projesi Nedir ? Amaçları Nelerdir ?
-
Genomik mikrodizilimlerle ikilenme teşhisi yöntemi
-
Gen duplikasyonu ve amplifikasyonu nedir?
-
DNA ile RNA Arasndaki Farklar ve Benzerlikler Nelerdir