Munchausen Sendromu ve Hastalık Uyduran Hastalar
Bir annenin çocuklarını hasta etmesine yol açabilecek bir hastalık düşünün! Peki bir babanın gizlice ve gereksiz yere kendi bedenine insülin iğnesi yapıp komaya girmesine ne sebep olmuş olabilir?
‘Factitious Disorder’ olarak tanımlanmış yapay bozukluk bir somatoform türevi bozukluktur. Bu rahatsızlığa sahip bireyler hasta olma motivasyonuna yakalanır, kasten ancak kontrol edemeden kendi üzerilerinde ruhsal veya fiziksel hastalık belirtileri yaratırlar. Hastalık öykülerini ve belirtilerini ise yanlış tanıtırlar. Bu davranışın tek görünür amacı hasta rolü takınmaktır. Bu hastaların çoğu için hastaneye yatış birincil amaç ve bir yaşam biçimidir. Yapay bozukluk tanısı almış hastaların yaygınlığı bilinmemektedir. En sık erkeklerde, hastane ve sağlık çalışanlarında ortaya çıkıyor gibi gözükmektedir.
Munchausen sendromu ise hastane bağımlılığı, cerrahi girişim bağımlılığı ve profesyonel hasta sendromudur. Munchausen sendromu en sık anneler ve sağlık çalışanlarında görülür. Bu bozukluğu olan hastaların temel özelliği hastaneye yatış ve hastanede kalışı sağlayabilecek düzeyde fiziksel belirtiler ortaya çıkarabilme yetenekleridir. Yapay bozukluk somatizasyon bozukluğundan (Briquet Sendromu) yapay sendromların istemli bir biçimde oluşturulması, çok sayıda hastane yatışlarıyla giden bir seyrin olması ve olağan dışı sayıda uzuv kestirme işlemlerine girmeye istekli olunması ile ayrılır.
Munchausen Sendromu ilk kez 1951’de hastane hastane dolaşıp hastalık öyküleri uyduran ve kendilerine gereksiz yere cerrahi girişimler uygulanmasına razı bir grup hastayı belirtmek için Richard John Alan Asher tarafından kullanılmıştır. Asher “Munchausen Sendromu” olarak tanımladığı durumda hasta, doktorun muayenehanesine ya da acil servise sıklıkla klinik durumlarla desteklenen uydurma bir öykü ile gelmektedir. Hasta sonuç alamadan hastaneden ayrılmakta ve aynı tabloyu yineleyerek tekrar tekrar hastaneye başvurmaktadır. Bu hastalar en zeki gözlemcileri bile aldatabilecek psikiyatrik sorunları olan kişilerdir. Üst yutaklarını keskin bir aletle yaralayıp kanı yutabilir ve mide kanaması olmuş gibi kusabilir. Anal ya da vajinal mukozalarını ustaca delebilir, gereksiz yere elektrik alarak kalp atımında düzensizliğe neden olabilir, yine gereksiz yere insülin iğnesi kullanıp şeker komasına girebilir ya da büyük miktarda havuç yiyerek karotenemi gibi görünebilir. Hastanın öyküsü genellikle yalanlarla doludur. Şaşırtıcı sayıda hastaneye gittiği ve sağlık çalışanını aldattığı görülür. Hemen her zaman doktorlar ve hemşirelerle şiddetli tartışmalardan sonra kendi kendine hastaneden ayrılır. Tıbbi öyküyü uydurabilirler, kayıt sırasında yanlış isim verebilirler. Sıklıkla kısa süreli karın ağrısı, kanama bozuklukları, romatolojik belirtiler, sahte ateş ve deri yaraları gibi yakınmalar görülür. Bu hastalar sık olarak yaşamın erken dönemlerinde yoksunluk ve karışıklık tanımlamaktadırlar. Prognoz oldukça kötüdür ve tedavi edilebilmiş bir vaka yoktur.
1977’de Meadow tarafından tanımlanan Munchausen by proxy Sendromu (Vekaleten Hastalık- Tıbbi tanı kitaplarında Factitious/Munchausen Imposed on Another, FIA/MIA) ise bu bozuklukla gelen özel bir çocuk istismarı formu olarak da bilinir. Aileler ya da çocuğa bakmakla yükümlü kimseler çocukta hastalık yaratmakta ya da uydurmaktadırlar. “Hasta” çocuk doktora götürülmekte ve doktorlar bu senaryoya gereksiz girişimsel muayeneleri ve incelemeleri yaparak ya da çeşitli ilaçları reçete ederek istemeden katılmaktadırlar. Bozukluğun bu sendromuna sahip kişiler başka bireylerin (genellikle engelli-yaşlı-çocuk) bir hastalığa yakalanmasına veya hastalığa yakalanmış gibi görünmesine neden olurlar. Bu bireyleri aslında kurbanlarını hastanelerde çaresiz birer hasta gibi süründürmekten motive olan FIA/MIA bozukluğuna sahip hastaları teşhis etmek oldukça zordur.
Milliyetten alıntı gerçek bir haber
Antalya’nın Serik İlçesi’nde oturan 26 yaşındaki Fatma ile 31 yaşındaki Arslan Hancı, 2007 yılında tanışarak evlenmek üzere Samsun’un Vezirköprü İlçesi’ne kaçtı. Fatma Hancı, Vezirköprü İlçesi’ne bağlı Teberük Köyü’nde eşinin anne-babası, kardeşi Halil Hancı ve çocukları ile birlikte aynı evde yaşamaya başladı. 2008 yılı Mayıs ayında çiftin ’Selma’ adını verdikleri kızları dünyaya geldi. Aile, kalça çıkığı bulunması sebebi ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne götürdükleri çocuklarının, felç geçirdiğini ve bir daha yürüyemeyeceğini belirtildi. 2009 yılı Ekim ayında çiftin ikinci çocukları olan ’Özlem’ dünyaya geldi. Ancak, bu çocukları da sağlık sorunları olduğu, ateş, öksürük ve morarma bulunduğu tespit edildi. Bir süre üniversite hastanesinde tedavi gören Özlem’e teşhis konulamadığı için aile alıp köylerine gitti.
Fatma Hancı, 2009 yılı Ekim ayında iddiaya göre kızı Özlem beşikte uyuduğu sırada, ağzını ve burnunu eli ile yarım saat kadar kapattı. Hancı, kızı hareketsiz kalınca hiçbir şey olmamış gibi uyudu. Sabah uyandığında ise bağırarak ailenin diğer fertlerine haber verdi. Özlem’in öldüğünü anlayan aile herhangi bir doktor kontrolü yaptırmadan bebeği köy mezarlığında toprağa verdi. İddiaya göre 2.5 yaşında olan ve yürüyemeyen Selma’yı da anne Fatma Hancı, televizyon izlerken ağzını ve burnunu eli ile kapatıp nefessiz bıraktı. Hareketsiz sırt üstü düşünce de yine eşine haber verdi. Çift kızlarını ilçe devlet hastanesine götürdü. Doktorlar yaptıkları kontrollerde Selma’nın da öldüğünü söyleyince, o da köy mezarlığında toprağa verildi.
Çiftin 2012 yılı Temmuz ayında ’Özge’ adını verdikleri kızları doğdu. Ancak, o da sağlık sorunları nedeniyle Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne yatırıldı. Özge’nin rahatsızlığı araştırılırken, annesi ve babası yanında refekatçı olarak kalmaya başladı. 22 Ekim 2012 günü, kızının yanında tek başına kalan Fatma Hancı, iki eliyle bebeğin ağzını ve burnunu kapatması, odadaki güvenlik kameraları ile olduğu gibi görüntülendi. Hastane personelinin kameralardan olayı görmesi üzerine genç kadın polise şikayet edildi. Polis soruşturması sürürken de Cumhuriyet Savcılığı izniyle Hancı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Çocuk ve ergen ruh sağlığı hastalıkları bölümünde 1 gün gözaltına alınıp uzman doktorlar tarafından görüşmelere alındı. Bir gün sonra da taburcu edildi.
Munchausen sendromu teşhisi konuldu
Ruh sağlığı hastalıkları bölümünde görevli doktorlar yaptıkları araştırmalar sonucu, bebeğin epilepsi yakınmalarının annenin neden olduğu ağzını kapama davranışı sonrası geliştiği, annenin çocuğunda hastalık oluşturmak üzere davranışlarda bulunduğunu belirtti. Fatma Hancı’nın ’Munchausen Sydrome by proxy’ (vekaleten hastalık) olduğu açıklanan raporda, daha önceki iki çocukta da benzer yakınmalar olduğundan önceki ölümlerin benzer şekilde annenin davranışları nedeniyle olabileceğini ileri sürüldü. Bunun üzerine Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Aile Danışmanlık Merkezine ve Cumhuriyet Başsavcılığına bilgi verilerek Özge Hancı’nın koruma altına alınması gerektiği açıklandı.
Hazırlayan: Türkmen Töre
http://sinirbilim.org/munchausen-sendromu/
Sağlık Haberleri
-
Sivri sineklerin neden olduğu bazı hastalıklar
-
Dang humması nedir? Nasıl bulaşır ?
-
Uyku apnesi nedir?
-
Narkolepsi Nedir?
-
Çiçek Aşısının Keşfi: Tarihte Bir Dönüm Noktası ve Küresel Sağlık Başarısı
-
Çocukluk Döneminin Meydana Getirdiği Sık Görülen Hastalıklar ve Önleyici Sağlık Tedbirleri
-
Salgınların İzinde: Tarihin Dönüm Noktaları ve İnsanlığın Mücadelesi
-
"Kızamık Aşısının Keşfi: Hastalığın Kontrolünde Bir Dönüm Noktası"
-
Siyah Ve Yeşil Çay İçmenin Sağlığımıza Faydaları
-
Beyin ölümü ne anlama geliyor? Bilim, yaşamın sonunu nasıl tanımlıyor?
-
Virüsler hücreler arası iletişimi bozarak bağışıklık sistemini atlatıyor
-
Bağırsak bakterilerinin kilo almayla ilişkisi var mı?
-
Maymun çiçeği virüsü
-
Akciğer Kanseri
-
Kleefstra sendromu del(9q34)