Hücre ölümü ve vitamin D ilişkisi
VİTAMİN D'NİN AZLIĞI YAVAŞ YAVAŞ ÖLDÜRÜR, ÇÜNKÜ…
Bilim ve özellikle tıp bilimleri mantıktan uzaklaşıp rütinleşmeye[1], bürokratikleşmeye başladığında, yaptığınız ve yapacağınız işlemler, araştırmalar konusunda yeni düşüncelere ve yeni fikirlere ihtiyaç duymuyorsanız artık bilimle gerçek anlamda işiniz kalmamıştır.
Bilim nedenler (sebep) ve sonuçlar arasında ilişki kurmaya çalışır. Sonuçları gördüğü zaman, nedenleri sürekli sorgulama ihtiyacı duymalıdır.
Özellikle tıp alanında çalışan araştırmacılar olumsuz laboratuvar sonuçlar elde ettiğinde, söz konusu sonucu ortaya çıkaran nedenleri düşünmelidir. Çünkü çeşitli nedenler (sebepler) sonuçlar üzerinde etkilidir. Nedenleri olmayan sonuçlarla işlem yapmak bilimin doğasına ters düşer. Nedenler araştırılmadan, tartışılmadan sadece ve sadece sonuçlar üzerinde ortaya koyulan sözde ‘bilimsel’ makale ve yayınların sadece ‘akademik yayın’ olarak bir değeri vardır. Çünkü bilim neden-sonuç (sebep-sonuç) ilişkisini araştırmak için vardır. Sonuçları gördükten sonra nedenleri arar ve bulur. Nedenleri (sebep) ortadan kaldırmadan, sadece ortaya çıkan laboratuvar sonuçlarını değiştirmeye çalışmak bilim ya da bilimsellik değildir.
Bu konuda sayısız örnek verilebilir…
Fakat güncel bir konudan, örneğin D vitaminiyle[2] ilgili bir örnek verelim, gerçekten de D vitamini eksikliği sayısız hastalıkla ilişkili bulunabilir[3]. D vitamin düzeyi normal olan insanlar daha uzun yaşama potansiyeline sahiptir. Yani D vitamini düşük bir hasta grubunda daha erken ölüm (mortalite) veya diğer hastalıklar daha fazla görülebilir. İşte size son günlere ait bir haber:
“D vitamini eksikliğinin özellikle ileri yaşlarda kalp hastalıklarında ölüm riskini artırdığı belirlendi. İtalyan La Stampa gazetesinde yayımlanan habere göre, ABD'deki Colorado Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Massachusetts Hastanesi tarafından yapılan araştırma sırasında, kandaki D vitamini düzeyi ile 65 yaş üstü ölüm oranı arasındaki ilişki incelendi.Araştırmacılar, 3 bin 400 kişinin kan örneklerini analizi sonucunda, D vitamini oranı düşük olanların kalp hastalıklarından ölme riskinin diğerlerinden üç kat fazla olduğunu tespit etti.Araştırma ekibinde yer alan Doktor Adit Ginde, D vitamini takviyesinin kolaylığına dikkati çekerek, bu şekilde daha sağlıklı bir yaşam sürülebileceğini söyledi.”[4]
Nedenler değil, sonuçları açısından bakıldığında halkın bilgilenmesi için gerçekten güzel bir haber! Kısaca yaşlandığımız zaman D vitamini düzeyimiz azalıyormuş, D vitamini düşük olanların kalp krizi geçirme riski, diğerlerine göre üç kat artıyormuş. Belli bir yaştan sonra D vitamini takviyesi son derece yararlıymış. Bütün bunlar doğru, gerçektende yaşlandığınız süre içinde D vitaminine ihtiyaç var…
Peki neden? Neden D vitamini neden özellikle ben yaşlandığımda azalıyor? Neden yaşlandığımda D vitamini almak zorundayım? D vitamini normal şartlarda nasıl ve nerede yapılıyor?
Bu tamamen un, şeker, yağ ve helva meselesi! Yani helva yapacak malzemelerinizin olması halinde sorun çıkmaz!
Cevaplar son derece basit! D vitamini yapımı için hücre içinde bazı şartların tam olması gerekir.
D vitamini hücre içinde yapılır. Normal şartlarda, D vitamini oluşumu için güneş ışığı mutlaka gereklidir!
Fakat daha da önemlisi hücre içinde, D vitaminini oluşturacak temel moleküllerinizin hücre sitoplazmasında yeterli miktarda olması gerekir. Temel steroid molekülünüz hücre içinde zaman içinde azalıyorsa D vitamini oluşumu da mutlaka riske girecek, zaman içinde mutlaka diğer steroid yapılar[5] gibi D vitamini de organizma içinde azalacak, D vitamini eksikliği ortaya çıkacaktır.
Çünkü kandaki yüksekliği ne olursa olsun, hücre içinde (kullanılabilir) kolesterol miktarı[6] zamanla azalmıştır!
Yaşlandığımız süre içinde de hücre içindeki kolesterol azalacaktır!
Kolesterol ve D vitamini, ne alaka demeyin!
Çünkü hücre içinde D vitamini sadece kolesterol molekülünden yapılır!...
Mevlüt Durmuş
Uzm. Biyolog
DİPNOT VE AÇIKLAMALAR
[1] Sürekli yinelenen ve artık düşünmeden yapılan eylemlerin tümü.
[2] Adit A. Ginde et al (2009). Association Between Serum 25-Hydroxyvitamin D Level and Upper Respiratory Tract Infection in the Third National Health and Nutrition Examination Survey. Arch Intern Med Vol. 169 No. 4, February 23, 2009. (abst)
[3] Vitamin D düşüklüğü ile kanser dahil bir çok hastalık ilişkilendirilmiştir. İlişkilendirilmeyen hastalıklar da D vitamin düzeyiyle çok rahat istatistiksel olarak ilişkilendirilebilir, bolca yayın yapılabilir.
[4] www.hurriyet.com.tr/yasasinhayat/12536429.asp?gid=245
[5] M. Durmuş (2009). Kolesterol ve Akıl Oyunları. Hayy kitap. İstanbul (Hücre içi kolesterol miktarı ve kan kolesterol miktarı birbirinden farklı ve bağımsızdır)
[6] Özellikle % 70 oranında, karaciğer dışı organların kolesterol yapımını dolaylı olarak gösteren HDL kolesterol düzeyi mutlaka azalmıştır.
Gönderen Mevlüt Durmuş zaman: Cuma, Eylül 25, 2009
Etiketler: akıl oyunları ve kolesterol, D vitamin eksikliği, D vitamin noksanlığı, D vitamini kolesterol, kolesterol, vitamin D azlığı, vitamin D eksikliği
• Deride günes ısığı etkisiyle kolesterolden sentezlenir.
• Barsaklardan Ca (kalsiyum) ve P (fosfor) emilimi için ve çocuklarda normal kemik gelisimi için gereklidir.
• Osteoporoz ve hipokalsemi tedavisinde kullanımı vardır.
• Rasitizm, Osteomalazi, Yağ malabsorbsiyonu, Karaciğer-Paratiroid-Böbrek hastalıklarını ve Asırı doz alımları (günde > 2000 U) değerlendirmede kullanılır.
Fazlalığı ile;
• Gastointestinal sikayetler (anoreksiya yani istahsızlık, bulantı, kusma, kabızlık..), Kemik dısı metastatik kalsifikasyonlar, Renal Taslar ve Renal kolik olur.
• Đnfantlarda Williams (elfin yüz) sendromunda (özel bir yüz görünümü,
supravalvıılar aort stenozu ve mental retardasyon) kan değerleri fazladır.
• Asırı D vitamini alımı (haplar,vitamin katkıları..) ile kan değerleri artabilir.
Düsüklüğü ;
• Antikonvüzan alımında,
• Ailesel hipofosfatemik rikets’de (DM, Fankoni sendromu, Hipoparatiroidizm, Renal Osteodistrofi, Renal tübüler asidoz görülür)
• Yüksek fosfat ve fitat alımında,
• Diyetle yetersiz alımlarda,
• Özellikle yaslılarda olmak üzere yetersiz günes ısını alımında,
• Karaciğer hastalıklarında,
• Malabsorbsiyonlarda,
• Osteomalazi
• Rasitizmde görülür.
Referans Değerler: 10-60 ng/ml
Toksik Doz: > 150 ng/ml
Eksiklik: < 10 ng/ml
Günlük ihtiyaç: Erişkinlerde 400 U/gün
D vitamini A, E ve K vitamini ile beraber yağda çözünen vitamin grubundandır.
Klasik vitaminlerden farklı olarak vücutta sentezlenir ve dolayısıyla hormon olarak adlandırılmaktadır.
Son yıllarda yapılan çalışmalar D vitamininin kemik, barsak, böbrek ve paratiroid bezleri üzerine gösterdiği fizyolojik etkilerle kalsiyum, fosfor ve kemik metabolizması üzerindeki bildik etkilerinden baska daha birçok fonksiyonu olduğunu göstermistir.
Bugün, otoimmun hastalıklar, inflamatuar barsak hastalığı, romatoid artrit, multipl skleroz, diyabet, birçok kanser çesidi ve kalp hastalıklarının oluşmasında D vitamini eksikliğinin rolü olduğu saptanmıstır.
Yine son çalısmalarda yüksek doz D vitamininin immunsupresif etkisinin olduğu saptanmıştır. D vitaminin bu özelliği, otoimmun hastalıkların kontrolünde yeni kullanım olasılıkları olabileceğini düsündürmektedir.
D vitamini günes ısınlarının etkisiyle ciltte üretilmektedir. Bu üretilen madde bir ön
madde olup, karaciğer ve böbrekte iki defa değisime uğrayarak, biyolojik aktif madde sekline dönmektedir.
D vitamini yetmezliği çocuklarda riketse yol açarken, eriskinlerde ise osteoporozu hızlandırır ve ağrılı bir kemik hastalığı olan osteomalaziye yol açmaktadır.
D vitamini Sentez ve Metabolizması
D vitamini dört halkadan olusan bir sterol türevidir. Đki önemli formda bulunur.
Diyet ile alınan bitkisel kökenli ergosterolden türeyen ergokalsiferol (D2 vitamini ,25(OH)D2) ve
Hayvansal kökenli olup deride kolesterolün oksitlenme ürünü olan 7- dehidrokolesterolden türeyen kolekalsiferol ( D3 vitamini, 25(OH)D3).
İnsan vücudunda sadece D3 vitamini sentezlenir .
Her ikisi de hem diyetle alınır hem de sentetik olarak üretilebilir . İnsan
vücudunda bulunan D vitamininin büyük bir kısmı güneş ısınlarındaki mor ötesi ışınlarının etkisi ile deride sentezlenir. Günes ısığına maruz kalma engellenmedikçe vücudun tüm ihtiyacı deride sentez edilmek suretiyle karşılanabilir.
Hayvansal besinlerden alınan D3 vitamini veya bitkisel besinlerden alınan
D2 vitamini ince barsaklardan absorbe edilir ve emilimi safra asitlerinin varlığını gerektirir. Deride yapılan D3 vitamini bir α-1 globülin olan DBP’ye ( D vitamini Bağlayıcı Protein) bağlanarak karaciğere tasınır.
D vitamini karaciğere geldikten sonra metabolizmaları aynıdır. 25-Hidroksilaz enzimi ile 25-hidroksiergokalsiferole [25(OH)D2] veya 25- hidroksikolekalsiferole [25(OH)D3] dönüsür. Bu madde kalsidiol olarak da bilinir.
25(OH)D vitamini vücudun tüm D vitamini havuzu hakkında en iyi bilgi veren parametredir. Normal serum konsantrasyonu 8-80 ng/ml (20-200 nmol/L) arasında değişir. Serumdaki yarı ömrü 21 gündür.
Kalsidiol, DBP (D Vitamini Bağlayıcı Protein)’nine bağlanarak kan yoluyla böbreğe gelir ve 1 –α hidroksilaz enzimi ile ikinci kez hidroksilasyona uğrayarak, 1,25-dihidroksikolekalsiferol’e [1,25(OH)D2] dönüsür.
Kalsiyum ve fosfor homeostazında sorumlu D vitamininin biyolojik olarak en aktif sekli 1,25(OH)D2 vitaminidir. Bu madde kalsitriol olarak da bilinir.
25(OH)D vitamin hidroksilasyonunun büyük kısmı böbreklerde olmasına rağmen, böbreklerden sonra en önemli 1,25(OH)2D3 yapım yeri plasentadır. 1,25(OH)2D3 vitamini plazmada 40- 60 pg/ml (16- 65 pmol/L) düzeyinde bulunur ve yarılanma süresi 3- 6 saattir .
D vitamini Fizyolojisi
25(OH)D veya 1,25(OH)2D vitamini total miktarının yalnız %1’inin dolasımda serbest bulunması, D vitamininin intoksikasyonuna karsı önemli bir koruyucu mekanizmadır.
Mor ötesi ısınların cilde ulasan miktarını veya ciltteki 7-DHC miktarını etkileyen faktörler, aynı zamanda ciltte D vitamini yapımını da etkilemis olur. Bu faktörler enlem, deniz seviyesi, mevsim, günün saati (11.00-15.00 arası en etkili saatlerdir), atmosferdeki ozon miktarı, bulutlar, aerosoler ve albedo (yüzeyden ısınların yansıması), cilt tipi, yas, giyim, ciltte günes koruyucuların kullanımı gibi çok çeşitlidir.
Mor ötesi ısınlarının D vitamini sentezi özelliğinden yararlanmak istiyorsak, 12:00 - 15:00 saatleri dısında olmak üzere kısa süreli olarak günes koruyucusu sürmeden güneş ısınlarına maruz kalmalı ancak sonrasında hemen günes koruyucu sürmeliyiz.
www.biyotip.com/images/File/Vitamin%20D.pdf
BİYOLOJİ ÖDEV YARDIM
-
Mercanlar ve Mercan resifleri hakkında bilgi
-
Kulak Nedir? Kulağın Yapısı ve Görevleri Nelerdir?
-
Göz nedir ? Gözün görevleri nelerdir ? Canlılarda göz ve görme organı
-
Boğaz nedir ? Boğazın kısımları nelerdir ?
-
Omurga, columna vertebralis nedir ? Görevleri nelerdir ?
-
Doğal gübreler nelerdir
-
Kimyasal (yapay) gübreler nelerdir
-
Kortizol Nedir
-
Semantik Nedir ?
-
Karasal Ve Sucul Biyomların Özellikleri Nelerdir ?
-
Kaç çeşit biyom vardır
-
Bitki Ve Hayvanların Yeryüzündeki Dağılımını Etkileyen Faktörler Nelerdir?
-
Bitkisel dokular hakkında bilgi
-
Ekosistemde besin zinciri ve besin ağının önemi nedir ?
-
Genetik Algoritmalar