HİSTOLOJİK DOKULARIN BOYANMASI
Bekli de alınmamaktadır. Negatif boyamada yapıların şekilleri boyanın işlemesinden değil boya ile çevrelendiğinden gösterilmektedir.
Bekli de alınmamaktadır. Negatif boyamada yapıların şekilleri boyanın işlemesinden değil boya ile çevrelendiğinden gösterilmektedir. Bazen boyalar yenir. Boyalar organizmanın fizyolojik aktivitelerine bağlı olarak canlı hücre içine alınabilir (vital-supravital boyama). Boya alınımı, boya-doku veya reaktif-doku affiniteleri ile olur. Bazı doku bileşenleri, bazı boyalar için yüksek affinite gösterirler ve daha yoğun boyanırlar. Dokuya boyayı bağladığı düşünülen Coulomb, hidrojen bağı ve diğer bağlar gibi çekici kuvvetleri de açıklamak için kullanılabilir. Affinite, bir boyanın kesite transfer olma eğilimin bir ölçümü olarak düşünülebilir ve sürece eklenen veya engelleyen her faktöre bağlı olabilir.
DOKULARIN BOYANMASI
1-Vital Boyama:Daha önceden açıklandığı gibi canlı hücre ve dokuların az toksik vital boyalarla gösterilmesidir. Makrofaj sistemi hücreleri ve mitokondriler bu yöntemle gösterilirler.
2-Seçilen Çözünürlükte Boyama:Dokularda çözünen maddeler lizokromlar olarak bilinir. Lizokromlar, lipitlerde çözünür ve lipitlerin gösterilmesi (Sudan boyaları, Oil Red O) için kullanılır. Lizokromlar, lipitlerde yüksek çözünür olmalı ve seçilen tercihli çözünürlükler hariç diğer hücresel yapılara affinitesi olmamalıdır.
3-Dokularda Renkli Kimyasal Ürünlerin Oluşması: Bazı boyama yöntemlerinde, dokularla reaksiyona girerek renkli maddeler üretecek olan soluk veya renksiz çözeltiler kullanılır. Bu reaksiyonun sonunda oluşan renkli ürünler ya gerçek boyalar veya boya olmayan renkli kimyasal ürünlerdir.
Birinci gruba örnek olarak PAS reaksiyonunda kullanılan Schiff reaktifi ve Feulgen reaksiyonu verilebilir. Asitle hidroliz edilen (periyodik asit ve HCl) dokularda ortaya çıkan aldehitler, daha önceden rengi alınmış bazik fuksinle muamele edilirse renkli fakat boya olmayan ürün oluştururlar.
İkinci gruba örnek olarak demirin gösterilmesinde kullanılan Perls reaksiyonu verilebilir.
Potasyum ferrosiyanid+ Fe+3 (Dokudaki).+HCl...............Potasyum ferrik ferrosiyanid (Prusya mavisi)
Ürün olan Prusya mavisi bir boya değildir fakat mikroskopta mavi renkte izlenebilen, koyu boyanmış çözünmeyen bir tortudur.
Dokulardaki enzimler de enzim histokimyasında buna benzer şekilde renklendirilebilirler. Son ürünler opak ve koyu boyanmış olmalıdır.
Örneğin dokulardaki fosfatazlar aşağıdaki gibi gösterilebilir.
Doku+Gümüş nitrat ...........................................Gümüş fosfat
Gümüş fosfat+hidrokinon (indirgeyici ajan )........Gümüş (siyah)
4-Metalik Çöktürme:Bazı metalik bileşikler dokular tarafından opak, genellikle siyah birikinti oluşturarak metalik duruma indirgenebilirler. Kolayca indirgendiğinden ve depo edilmiş gümüş stabil olduğundan Ag(NH3)2OH çözeltileri histoloji için çok uygundur. Melanin gibi tirozin türevleri ve intestinal bezlerin Kultschitzky hücrelerinde bulunan fenolik bileşikler Ag(NH3)2OH’ ı görülebilen birikim oluşturarak indirgerler. Bu tip hücreler arjentaffin hücreler olarak bilinir. Ag(NH3)2OH’ ı direkt olarak indirgeyemeyen fakat dışarıdan eklenen bir indirgeyici ajanla gerçekleştiren hücreler argirofil hücreler olarak bilinir.
Metalik çöktürme sinir hücre uzantıları ve retiküler fibrillerin gösteriminde standart bir yöntemdir. Metalik çöktürme ile gösterim, dokulardaki indirgeyici ajanlar yeterli güçte ise tek basamaklı bir tekniktir. Fakat fibrillerin çöktürme ile gösteriminde argirofil hücrelere benzer olarak genellikle 2 basamaklı indirgenme olur. Gümüş yerine altın da kullanılabilir.
5-Doğal ve Yapay Boyalarla Boyama:Genellikle dokular bu şekilde renklendirilir. Doğal boyalara örnek olarak hematoksilen ve carmin verilebilir. Hematoksilen, Haematoxylen campechianum türü ağaçtan elde edilir. Doğal formunun boyama yeteneği yoktur. Hava ile temas ederek doğal yoldan ya da sodyum iodat veya civa oksitle hemateine okside olursa boyama özelliği kazanır. Carmin ise Dactylopius cacti (kırmız böceği) nin kurutulmuş gövdelerinden elde edilir.
Yapay boyalarsa, kömür-gaz endüstrisinde kömürden elde edilen organik bileşiklerdir. Son yıllarda petrol yağları da önemli bir kaynak haline gelmiştir.
Benzen, renksiz bir bileşik olmasına rağmen, ultraviyole bandında bir absorbsiyon bandına sahiptir. Gözlerimiz ultraviyole ışığa duyarlı olsaydı benzen renkli görünecekti. Benzenden renkli bir bileşik oluşturmak için bazı kimyasal değişiklikler yapılması gerekir. Renk oluşturan kimyasal yapılar kromofor olarak adlandırılır. 3 tip kromofor vardır. Bunlar; quinoid halka ( genellikle paraquinoid, bazen orto- quinoid), azo eşlenme ve nitro gruplanmadır.
Quinoid Boyalar:Asit ve bazik fuksin, kristal viyole, anilin mavisi, eozin, thionin, metilen mavisi, nötral kırmızı, hematoksilen ve carminik asit
Azo Boyalar:Orange G, Congo Red, tripan mavisi
Nitro Boyalar:En küçük boya grubudur. Pikrik asit, aurantia
Daha karmaşık organik bileşiklerde bir quinoid halkanın bulunuşu daha koyu parlak renkler oluşturur. Kromoforları içeren bileşikler kromojenler olarak bilinir. Dokuları ve kumaşları renklendirirler. Oluşan renkler sabit değildir. Basit çözeltilerle yıkama ile kolaylıkla uzaklaşabilirler. Kromojenler, çözeltilerde moleküller oluşturarak çözünürler. Halbuki iyi boyalar iyonlar şeklinde çözünürler. Bir kromojeni gerçek bir boyaya çevirmek için iyonize edici bir grubun ortama verilmesi gerekir. Bu iyonlaştırıcı gruplara auxochrom adı verilir ve rengin yoğunluğunu artırırlar. Oksokromlar asidik veya bazik olabilirler. En önemli bazik oksokrom amino (NH2’ ) grubudur. Asidik oksokromlar ise sülfür, karboksil ve hidroksil gruplarıdır. Bazik grup baskın olduğundan, bir bazik ve bir asidik gruba sahip boyalar baziktir. Ancak asidik grubun varlığıyla boyama özelliği zayıflamıştır. Boyalar, değiştirici (modifiyer) olarak adlandırılan kimyasal gruplar da (CH3, C2H5) içerirler. Boyanın rengini değiştirirler. Rosanilin, pararosanilinden rengi biraz daha mavi yapan bir metil grubuna sahip olmasıyla ayrılır. Eğer bazik amino oksokromların hidrojenleri metil veya aril grupları ile yer değiştirirse boya daha mavi olur. Kristal viyole birden fazla modifiere sahip boyalara örnektir. Bir kromofor ile renklendirilmiş, bir oksokromla iyonize edilmiş bir boyanın son rengi modifiyer ile değiştirilebilir veya kuvvetlendirilebilir.
6-Asidik, Bazik ve Nötr Boyalar:Asidik ve bazik boyalar, çözeltide iyonize olurlar. Bazik boya; katyonik (+) boya iyonları ve (-) yüklü renksiz klor iyonları oluşturur. Asidik bir boya ise anyonik (-) yüklü renkli boya iyonları ve (+) yüklü sodyum iyonlarını içerir. Boyalar için kullanılan asidik ve bazik terimleri pH ile ilgili değildir ve bazik boya için katyonik boya; asidik boya içinse anyonik boya terimi kullanılmalıdır. Katonik bazik boyalar klorür köklerinden dolayı kısmen asittir. Asit boyalar ise sodyum tuzlarıdır ve kısmen alkalidir.
Nötr bir boya; bir asidik ve bir bazik boyanın etkileşimi ile olur. Hem katyon hem de anyon kromoforik gruplar içerir. Boya molekülünün her 2 kısmında renkli bir boya vardır. Büyük moleküller içerdiğinden çözeltileri sıklıkla koloidaldir. Nötr boyalar alkolde çözünürken suda nadiren çözülürler. Asidik ve bazik boyalar ise her ikisinde de çözünür. Nötr boyaların en iyi örneği kan boyalarından Romanowsky boyalarıdır. Polikrom metilen mavisi ve eozinin etkileşimi ile şekillenirler. Metilen mavisinin metilen azur’ e oksidasyonu boyaya özel seçicilik özelliği verir.
Amfoterik boyama; belli bir pH’ nın altında (izoelektrik nokta) katyonik; bu pH’ nın üstünde anyonik boya ile gerçekleştirilir. Karminik asit izoelektrik noktası pH=4.5 olan amfoterik bir boyadır.
Bazik boyalar, çekirdek gibi asidik yapıları boyarlar. Asidik boyalar ise sitoplazma gibi bazik yapıları renklendirir. Nötr boyalar ise hücrelerdeki asidik ve bazik yapılara ilgi duyarlar. Bazı doku bileşenleri aynı zamanda üçlü boyama etkisi veren bileşik nötr boya ile reaksiyona girerler.
7-Renksiz Lökobazlar: Bazı boyalar, kolaylıkla indirgenebilirler. Eğer kromofor haraplanırsa, boya rengini kaybeder. Lökoboyalar (löko-metilen mavisi), vital boyamada oksidasyonla tekrar renklenirler. Eğer oksijen basıncı düşerse, metilen mavisi ile boyanan yapılar tekrar renksizleşir (lökobaz);oksijen verilerek tekrar renklendirilir. Oksitleme ajanı için test olarak kullanılmadığından Schiff reaktifi (lökofuksin) gerçek bir lökobaz değildir.
8-Metakromatik Boyama: Bazı doku bileşenleri boyalarla birleştiklerinde boyanın orijinal renginden ve dokunun diğer bölümlerinde oluşan renkten farklı bir renk oluştururlar. Bu olay metakromazi olarak bilinir. Bu şekilde hareket eden boyalar ise metakromatik olarak adlandırılır. Metakromatik boyanın rengini değiştirebilen madde ise kromotrop olarak bilinir. Ortokromotik terimi ise metakromazi göstermeyen doku ve boya için kullanılır.
Metakromatik boyaların birden fazla absorbsiyon spektrumu vardır. Bunlar ortokromatik ve metakromatik doku-boya bileşikleri arasında göze çarpan kontrastı vermek için yeteri kadar farklı olmalıdır. Kıkırdak, bağ dokusu, epitelyal musin, bazofil ve mast hücre granülleri, amyloid metakromazi gösteren yapılardır. Metakromatik boyalar ise toluidin mavisi, thionin gibi thiazinlerdir. Metil viyolede sıklıkla kullanılmaktadır.
Ortokromatik doku ile toluidin mavisinin absorbsiyon spektrumu 630 nm’ de maksimumdur ve ortaya çıkan renk mavidir. Metakromatik doku ile maksimum absorbsiyon 480-540 nm dir ve renk kırmızıdır.
Alfa metakromazi.............mavi.........................negatif
Beta metakromazi............menekşe-mor...........kısmen pozitif
Gama metakromazi..........kırmızı......................kuvvetli pozitif
Metakromazi oluşması için dokunun yüzeyinde serbest negatif elektrik yüklü gruplar (sülfat, karboksil, fosfat..) bulunmalı yani polianyonik olmalıdır. Sülfatlı glikozaminoglikanlar bu yapılardan zengindir. Asidik grupların azalması metakromazide düşüşe neden olur. Boyamadan sonra kesitler alkolle sudan kurtarılırsa metakromazi genellikle kaybolur.
Histoloji
-
Endosülfan ve okratoksin-A’nın birlikte sıçanlarda toksisitesi: histopatolojik değişiklikleri
-
Histoloji Pdf Ders Notları
-
DEKALSİFİYE EDİLMEMİŞ KESİTLERİN HAZIRLANIŞI
-
DEKALSİFİKASYONU TEST ETMEK
-
KELATLAMA AJANLARI
-
ELEKTROLİTİK DEKALSİFİKASYON
-
ASİT DEKALSİFİKASYON SIVILARI
-
Histopatoloji nedir ?
-
KEMİK DOKUSU VE DEKALSİFİKASYON
-
MSS’DE DEJENERE MİYELİNİN GÖSTERİMİ
-
MARKSCHE’DEN BOYASI (Spielmayer, Benda)
-
MSS‘DE MİYELİNİN GÖSTERİMİ
-
KARIŞIK OLAN TEKNİK
-
BİELSCHOWSKY TEKNİĞİ
-
GÜMÜŞ ÇÖKTÜRME YÖNTEMLERİ