Etnobotanik ve orkide türleri üzerine bilgili olan arkadaşlar
Doğadaki tüm hayvanlar, bitkiler ve insanlar bir dengenin ürünüdürler. Mitolojide bitkiler tanrıların insana verdiği en değerli armağan olarak ele alınmıştır. Tüm bitkiler insanın hizmetindedir 1 ve insanın varoluşundan itibaren bitkilerle olan ilişkisi başlamıştır. İlk çağlardan kalan arkeolojik bulgulara göre insanlar, besin elde etmek ve sağlık sorunlarını gidermek için öncelikle bitkilerden faydalanmışlardır. Deneme yanılma yoluyla elde edilen bu bilgiler, çağlar boyunca kullanım şekillerindeki bazı değişiklik ve gelişmelerle günümüze kadar ulaşmıştır 2
. Kuzey Irak’ta Şanidar Mağarası’nda 1957 yılında yapılan kazılarda bulunan Neandertal adamı kalıntıları yanında mezarda bulunanlar, bitki-insan ilişkisinin başlangıcına ait ilk veri olarak kabul edilir.
60 bin yıl öncesinden günümüze gelen ve bir şamana ait olduğu düşünülen bu mezarda, civanperçemi, kanarya otu, mor sümbül, gül hatmi, peygamber çiçeği, ebegümeci ve efedra gibi bitki türlerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Ölülerini gömmeye başlayan bir toplumda, ölen kişinin tekrar yaşama döndüğünde kullanacağı düşüncesiyle mezara konulduğu tahmin edilen bu bitkilerin, yenenler ve şifalı olanlar diye ayrılmaya başlandığının da bir göstergesi olabileceği düşünülmektedir.
Çünkü bu bitki türleri günümüzde de özellikle tıbbi bitki olarak hala
önemlidir 3,4
.Yüzyıllardan beri süregelen insan ve bitki arasındaki bağ sonucunda, günümüzde tüm dünyanın önemini kabul ettiği ve ciddi araştırmaların yapıldığı etnobotanik bilim dalı doğmuştur 2
. Etnobotanik araştırmalar, deneme yanılma yoluyla edinilmiş ve uzun bir zaman süreci sonucunda nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar ulaşan çok değerli bilgileri yansıtan içerikleri ile bitkilerin bilimsel olarak değerlendirilmelerine önemli katkıda bulunmaktadır. Zengin bir kültürel mirasa sahip olan ülkemizin de etnobotanik açıdan oldukça kapsamlı bir bilgi hazinesi mevcuttur. Ancak, kırsal kesimden kentlere olan göçlere ve gelişen teknolojiye paralel olarak, yeni nesiller bu hazinenin değerini bilmemekte ve bu bilgiler kullanılmadığı için kaybolma riski taşımaktadır. Bu
nedenle çok değerli bu bilgilerimizin bir an önce yazılı hale getirilme zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Bu zorunluluk ülkemiz ekonomisi açısından da önemlidir. Hangi bölgelerde hangi bitkilerden yararlanılabileceğinin tespiti, ancak etnobotanik çalışmalar ışığında belirlenebilecektir ve böylece halktan alınan bilgiler halkın ekonomisine katkı sağlaması için geri dönecektir 5,6. Diğer taraftan ülkemizde mevcut etnobotanik yayınlar oldukça dağınıktır ve bu konuda başvurulabilecek bir merkez (merkezi kütüphane, veri tabanı, vb.) olmadığı için de yayınlar taranamamakta ve bulunan bilgiler yeterince değerlendirilememektedir 5
. Bu nedenle Sadıkoğlu yüksek lisans tezinde (1998) Cumhuriyet döneminde 1928–1997 yılları arasını kapsayan yayımlanmış ya da yayımlanmamış tüm etnobotanik çalışmaları bir arşiv haline getirmeye çalışmıştır 5
. Ayrıca “Türkiye’deki Etnobotanik Çalışmalar Hakkında Bir Bibliyografya” ve “Türkiye Etnobotanik Araştırmalar Veri Tabanı” hazırlanmasına yönelik çalışmalar da bulunmaktadır 7,8
. Hazırladığımız bu derleme makalesinde, 1997 yılından sonra yapılmış olan ve ulaşabildiğimiz bilimsel nitelikte etnobotanik yayınlara yer vermeyi hedefledik. Böylece ülkemizde günümüze kadar yapılmış etnobotanik çalışmaları içeren ve araştırmacılara kaynak oluşturabilecek ön derleme niteliğinde bir makale olmasını amaçladık.
ETNOBOTANİK VE TÜRKİYE’DE YAPILMIŞ ETNOBOTANİK ÇALIŞMALARA GENEL BİR BAKIŞ
Etnobotanik Terimi ve Tarihçesi
Etnobotanik kelimesinin kökü olan etno insanların çalışılması, botanik de bitkilerin çalışılması ya da bitki bilimi anlamına gelir. Etnobotanik, geniş anlamda, farklı insan topluluklarındaki bitki-insan ilişkilerini ifade etmektedir 4,9,10. Etnobotanik terimi, ilk kez 1895 yılında, bir biyoloji
profesörü olan John W. Harshberger tarafından kullanılmaya başlanmış olup, basitçe “bitkilerin yerel halk tarafından kullanımı” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca etnobotanik teriminin ilk geçtiği yer olan, Harshberger’in "The Purposes of Etnobotany" adlı eseri bu konuda bilinen ilk yayındır.
Bu terimin bilim dünyasına girmesiyle etnobotanik çalışmalarda yeni bir çığır açılmıştır ve konu, halk da dâhil olmak üzere artık çok geniş bir kesimin ilgisini çekmiştir. Konu hakkında çalışan her kesim bu bilim dalına yeni bir teknik ve bilgi katmıştır. Yapılan birçok çalışmadan sonra, 1993’te Yen, bu tanımı tekrar gözden geçirmiş ve tam olmasa da yeni bir etnobotanik tanımı ortaya koymuştur. Yen’e göre etnobotanik, “bitkiler ve yerli halk arasındaki her türlü karşılıklı ilişkidir”. Ancak biz bugün etnobotanik için geniş anlamda “evrim süreci içinde insan-bitki ilişkileri” diyebiliriz. Daha dar anlamdaysa “bir yörede yaşayan halkın, yakın çevresinde bulunan bitkilerden çeşitli gereksinimlerini karşılamak üzere yararlanma bilgisi ve bitkiler üzerine etkileri” olarak özetleyebiliriz. Günümüzde sadece bitkilerin niçin kullanıldığı değil, aynı zamanda bitkilerin
yetiştiği ortam şartlarının belirlenmesi konularına da odaklanmış olan etnobotanik terimi, sürekli tanımlanmaktadır ve tanımı üzerinde kesin bir fikir birliği yoktur 4,11
.Etnobotaniğin ortaya çıkışında, çeşitli hastalıkların tedavi edilmesi amacıyla binlerce yıldan beri tıbbi bitkilerin kullanılması büyük rol oynamıştır. Eski çağlardan günümüze gelen etnobotanik kitapları veya belgeleri tıbbi bitkilerin kullanımı üzerinedir. Örneğin Hitit yazıtlarında, Mı-
sır papirüslerinde, ilkçağlardan kalan kitaplarda hep tıbbi bitkilerin yerel adları ve kullanım şekilleri verilmiştir. Bitkilerden en çok gıda ve tedavi edici olarak yararlanılmakla beraber, yakıt, yapı malzemesi, süs eşyası yapımı, boyar madde ve büyü, nazar gibi inançsal amaçlı vb. kullanımlar da yaygındır 4,9,12
.
Günümüzde etnobotanik araştırmalarda en ileri ülke Hindistan’dır. Çin’de geleneksel tıp bilgilerinin derlemesinin yanı sıra, Kunming Botanik Enstitüsü’nde yer alan etnobotanik laboratuvarında birçok araştırmacı çeşitli bölgelerde kullanılan bitkileri araştırmayı sürdürmektedir. Nijerya, Kenya gibi Afrika ülkelerinde ve Latin Amerika’da ekip çalışmalarına ve yeni laboratuvarların kurulmasına başlanmıştır. Uluslararası Etnobiyoloji Topluluğu (International Society of Ethnobiology) iki yılda bir kongre yaparak bilimsel çalışmalara tartışma olanağı sağlamaktadır11,13,14. Ayrıca uluslararası Etnobotanik Kongresi [The International Congress of Etnobotany (ICEB)] farklı yerel komitelerle birlikte uluslararası toplantılar düzenlemektedir. ICEB’in amacı farklı birimlerde etnobotanik çalı-
şanları bir araya getirmektir. Bu amaçla ilk kongre 1992 yılında Cordoba (İspanya)’da düzenlenmiştir. Bu toplantıların 4. süne 2005 yılında İstanbul (Türkiye) ev sahipliği yapmış ve toplantıya 46 ülkeden 300’ün üzerinde araştırmacı katılmıştır 15
.
Etnobotanik Çalışma
Etnobotanik çalışmalar, yalnızca insanlarla bitkilerin yüzyıllardan beri devam eden karşılıklı etkileşimlerini kaydetmekle kalmaz aynı zamanda bu etkileşimden doğan sonuçların, kırsal kesimde yaşayan halkın gelişiminde kullanılmasına, biyolojik çeşitliliğin korunmasına, kullanılan, ihraç edilen ve tehlike altında olan türlerin belirlenmesi ile yasal düzenlemelerin yapılabilmesine de temel oluşturur. Ayrıca, hastalıklara dayanıklılık yönünden üstün olan bitkilerin kültüre alınmalarında, daha kalıcı renklere sahip solmayan boyaların elde edilebileceği yeni bitki türlerinin belirlenmesinde de kaynak oluşturabilmektedir 5,16. Etnobotanik çalışmalar farklı disiplinler tarafından yapıldığı için her disiplin farklı teknikler kullanarak çalışmalarını yönlendirir. Ancak amaç hepsinde yerel bitkileri tanımlamak olduğu için Sistematik Botanik bu çalışmalarda önemli bir yer tutar. Çünkü bitki isimlerinin botanik alanında geçerli bilimsel adları belirlendikten sonra bu bitkiler ve kullanılış amaçları değer bulur 10,11,17
.Bir etnobotanik çalışma, çalışmayı yapacak olan her farklı disiplin için (antropoloji, arkeoloji, ekoloji, farmasötik botanik, farmakognozi, halk bilimi, sanat tarihi vb.) ilginç bir sorunun belirlenmesi ile başlar.
Yeni bulgular için öncelikle ve özellikle uygarlığın girmediği bölgelerde yaşayan halkın bitkilere verdiği isimler ve kullanım biçimlerinin saptanması önemlidir. Çünkü bitkilerin yerel isimleri ve kullanımlarının derlenmesi insanlık mirasının yeni kuşaklara aktarılması bakımından çok büyük önem taşımaktadır. T. Baytop (1994) tarafından hazırlanmış olan “Türkçe Bitki Adları Sözlüğü” halkın bitkilere verdiği isimlerin bilimsel karşılıklarının belirlenmesi açısından ülkemizde yazılmış önemli eserlerden birisidir 11,17
.
Daha önce de belirtildiği gibi etnobotanik, bir yörede insanların kullandığı her türlü bitkinin araştırılması demek olduğuna göre, o yörede kullanılan tüm bitkilerin saptanması ve örneklenmesi gerekmektedir.
Etnobotanik araştırmalar uzun vadeli ve masraflı çalışmalardır. Bu nedenle çalışmalar planlanırken hedef ve süre iyi belirlenmelidir. Örneğin, gıda amaçlı kullanılan bitkilerin saptanabileceği ve kaynak kişilerle en rahat söyleşilerin yapılabileceği dönem kış ve ilkbahar aylarıdır. Yaz ve
sonbahar ise, bitki toplama, presleme ve tohum örnekleri almada, ayrıca ekin biçimi, harman ve sonrası işlemleri izlemek, kışlık yakacak ve kış aylarında kullanılmak üzere hayvan yemi olan bitkileri toplamak gibi değişik etkinliklerin sürdürüldüğü bir dönem olarak önemlidir. Çalışmalar,
kısa dönemli ya da dar bütçeli olarak da tasarlanabilir ve bir araştırma bir tek çalışma grubu (örneğin tıbbi bitkiler, gıda olarak kullanılanlar, boyamada kullanılan bitkiler ya da sadece yerel adların tespiti gibi) ile sınırlandırılabilir. Ancak, çalışılan bölgeyi bir veya iki köy ile sınırlı tutup hazır o bölgeye ulaşım ve çalışma olanakları sağlanmışken bir ekip çalışması kapsamında diğer bilim alanlarındaki kullanımlarını da derlemek çok daha yararlı ve ekonomiktir 11,16–18
.
Etnobotanik çalışmalar yapan araştırmacıları, botanikçilerden ayıran önemli fark, arazi çalışmaları sırasında yoğun kaynak kişi kullanmalarıdır, bilgi doğrudan kullanıcılardan ve karşılıklı konuşma yöntemleri ile elde edilir. Çünkü halk bitkileri gerektiği zaman ve ihtiyaç duyacağı kadar yetiştiği doğal ortamlarından toplar. Bu nedenle kaynak kişilerin seçimi ve onlarla söyleşi teknikleri çok önemlidir. Geçmiş kuşakların bilgilerini devralmış kişileri bulmak ve onlarla birlikte araziye çıkmak, onların bitkilere ilişkin gözlemlerini not etmek ve bu bilgileri başka deneklerle sınamak önerilebilecek etkili bir yoldur. Kırsal kesimde genellikle araştırmacılara rehberlik etmek erkeklerin işidir. oysa besin ve tıbbi amaçla kullanılacak olan bitkilerin toplanması, boyar madde taşıyan bitkilerden boya elde edip kullanılması ve bahçe tarımı Anadolu’da da, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, kadınların uzmanlık alanıdır.
Kadınların gıda veya tıbbi bitkileri toplama ve hazırlamada, çeşitli el sanatlarında (dokuma, hasır gibi) çok önemli bilgi birikimlerinin olduğu unutulmamalıdır. Bununla birlikte mantar, çeşitli meyve ve bazı yumrulu bitkileri erkekler, çocuklar ve özellikle de çobanlar toplar. Yaşları nedeniyle çocukları kaynak kişi olarak önemsememek hatadır. Hayvanların yediği ya da yemediği zehirli otları en iyi bilenlerse çobanlardır. Tedavileri sırasında büyü, dua gibi yöntemler yanında genellikle çevrelerinde yetişen bitkileri kullanarak bir hastalığı iyi ettiğine inanılan “ocak” tabir edilen kişiler de araştırmacıların dikkat etmesi gereken kaynak kişilerdendir 11,17–19
.
Etnobotanik araştırmalarda oldukça yeni bir teknik de kantitatif çalışmalardır ve bu araştırmaların katkısı giderek artmaktadır. Özellikle koruma ve sürdürülebilir kullanım ile sürdürülebilir kalkınmaya yönelik çalışmalarda kantitatif araştırmaların önemi büyüktür. Bu yöntemle, istatistiksel ve çok seçenekli uygulamalarla arazi çalışması sırasında elde edilen verilerin değerlendirilmesi ve ileriye dönük koruma projelerinin tasarlanması olası hale gelmektedir. Prance (1987) tarafından etnobotanik çalışmalarda kullanılması önerilen bu yöntem, bilgisayar teknolojisinin
yardımı ve istatistik programlarının kolay uygulanabilir hale gelmesiyle giderek daha çok araştırmacının kullandığı etkin bir araştırma aracı olmuştur. Kantitatif etnobotanik, bitki kullanım bilgisinin istatistiksel yöntemlerle doğrudan analizi olarak tanımlanabilir. Hipotez testlerle birlikte miktarın belirtilmesi, bilginin niteliği ile kaynağın korunması ve gelişmesine katkı sağlamaktadır 18,20
.
Arazi çalışmaları sırasında veya sonrasında bitki teşhisleri yapıldıktan (bitkinin türü ve varsa tür altı taksonu belirlendikten) sonra, bilimsel yayınlar taranarak yetişme alanı ve elde edilen tüm bulgularla karşılaştırılarak, bulguların önceki yayınlarda belirtilen kullanımlarıyla uyumlu olup olmadığı araştırılmalıdır. Elde edilen bulguların gerek çalışılan bölgede, gerekse tüm Türkiye’de her bir bitkinin farklı ya da benzer kullanımlarının varlığının ortaya çıkarılması açısından da önemi büyüktür.
Yurtiçi kaynaklar ve yayınlar kadar özellikle komşu ülkelerdeki (Yakın Doğu ve Akdeniz bölgesi) etnobotanik çalışma verilerine erişim de gereklidir. Özellikle Yakın Doğu konusunda en iyi veri tabanı İngiltere’de KEW Botanical Garden’in Economic Botany bölümünde hazırlanmış ve
bu alanda çalışanlara açık olan SEPASAL (Survey of Economic Plants for Arid and Semi Arid Lands) veri tabanıdır. MEDUSA (Mediterranean Network) gibi Akdeniz uluslarının bitki kullanımlarına ait veri tabanları da henüz tümüyle yeterli olmamakla birlikte taranmalıdır. Ayrıca özellikle
Yunanistan, İtalya, Filistin gibi Akdeniz Bölgesi ülkelerinde gıda ve tedavi edici amaçlı olarak kullanılan bitkilerle ilgili giderek artan yayınlar da dikkate alınmalıdır 18,21,22
.
Çok yönlü bir arazi çalışmasıyla elde edilen bilgiler, disiplinler arası bir anlayışla ve farklı uzmanların katkısıyla değerlendirildiğinde, bitki listelerinden oluşan alışılagelen etnobotanik raporlardan çok daha fazla katkı sağlayacak ve halkın bilgi birikiminin ülkemiz yararına kullanı-
mı mümkün olacaktır. Eğitime ve yerel kalkınmaya yönelik olduğu kadar, halktan alınan bilgilerin tekrar halka derli-toplu bir biçimde sunulmasına yönelik güncel ve bilimsel yayınlar da etnobotanik alanında düşünülmesi gereken önemli çalışmalardandır. Bunun en güzel örneklerini yağmur ormanlarında belirlenen yeni tıbbi bitkiler ve kullanılışlarıyla ilgili yayınlar oluşturmaktadır 14,17,18
.
Ülkemizin Floristik Yapısı ve Önemi Türkiye Florası΄na “Flora of Turkey and The East Aegean Islands”
göre, Türkiye 174 familyaya ait 1251 cins ve 12.000’den fazla tür ve tü-raltı taksonu (alt tür ve varyete) ile oldukça zengin bir floraya sahiptir 23–25. Bu taksonların 234’ü yabancı kaynaklı ve kültür bitkisidir. Geriye kalan diğer türler ise yurdumuzda doğal yayılış gösteren bitkilerdir 26,27
.
Tüm Avrupa kıtasının yaklaşık 12.000 kadar bitki taksonuna sahip olduğu düşünüldüğünde yurdumuzun bitki örtüsü bakımından nedenli zengin olduğu görülmektedir 28. Endemizm bakımından da yurdumuz oldukca zengindir. Tüm Avrupa ülkelerindeki toplam endemik takson sayısı yaklasık 2750 iken ülkemizdeki endemik tür sayısı 2891’ dir. Bu sayıya endemik olan 497 alt türü ve 390 varyeteyi dâhil ettiğimizde toplam endemik takson sayısı 3750’den fazladır 25. Ayrıca yurdumuz endemik
tür oranı ve çeşitliliği açısından orta Doğu’nun da en zengin florasına sahiptir. Endemik bitki bakımından en zengin ülke olan Yunanistan’da bile bu değer 800–1000 arasındadır. Bu farklılıklar göz önüne alındığında ülkemizin bitki türleri açısından ne kadar zengin ve ilginç bir ülke olduğu
anlaşılmaktadır 23–28. Ayrıca ülkemiz birçok cins ve seksiyonun farklılaşma merkezi olmasının yanı sıra çok sayıda bitkinin de gen merkezi konumundadır. Günümüzde tarımı yapılan birçok kültür bitkisinin yabani formları yurdumuzda doğal yayılış göstermekte olup Türkiye florasının
zenginliğine etkileri oldukça büyüktür. Türkiye’de tıbbi olarak kullanılan bitkilerin sayısı kesin olarak bilinmemekle birlikte, 500 civarında olduğu tahmin edilmekte; yaklaşık 200 tıbbi ve aromatik bitkinin ihraç potansiyelinin olduğu belirtilmektedir 12,28–30
.
Dünyada tıbbi amaçla kullanılan bitki türlerinin sayısı hakkında kesin bilgi olmayıp, tahminler 20.000 ile 70.000 arasındadır 31. 1979 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHo) tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre, kullanılan ve ticareti yapılan bitkisel drogların sayısının 1.900
olduğu belirtilmektedir 32. WHo’nun tahminlerine göre dünya nüfusunun % 80’i, Afrika nüfusunun ise % 95’i tıbbi bitkilere dayalı tedavi yöntemlerinden yararlanmaktadır 33. WHo, modern tıbba destek olacak şekilde, gelişmekte olan ülkelerin geleneksel tedavi yöntemlerinin kullanımının yaygınlaşması ve standardizasyonu için “2001–2005 yılı Geleneksel Tıp Stratejileri” programı başlatmıştır 34. Yine WHo verilerine göre Japonya’da doktorların % 60-70’i hastalarına Kampo ilaçlarını tavsiye etmektedir 35. Çiçekli bitkilerden sadece % 15’i üzerinde kimyasal ve farmakolojik araştırmalar yapılmıştır 33. Yeryüzündeki tüm bitki türleri düşünüldüğünde son derece düşük olan bu oran, bitkilerin, farklı ilaç şekillerinde kullanılmaları için oldukça büyük bir kaynak oluşturduklarını bir kez daha vurgulamaktadır 36
.
Bütün bu bilgiler göz önüne alındığı zaman, ülkemizin bu konuda büyük bir çalışma potansiyeline sahip olduğu görülmektedir. Ayrıca bilimsel verilerin halkla bütünleşebilmesi için yerel bitki adlarının da tespit edilerek güncelleştirilmesi gerekir. Bu konu da yine, etnobotanik çalışmaların önemli bir parçasını oluşturmaktadır.
Ülkemizde bitkilerin kullanım amaçları
Gıda ve baharat
Yurdumuzda beslenme amacıyla bitki toplamacılığının önemli bir geçmişi vardır. Halk ihtiyacını, civar dağ ve ormanlardan kendisi toplayarak karşılar. Bu gelenek kırsal kesimlerde hala sürmektedir. Birçok yabani bitkinin toprak üstü kısmı veya kökleri sebze olarak kullanılmaktadır.
Bunlar çiğ veya pişmiş olarak yenildiği gibi kurutularak, salamura halinde veya turşu şeklinde de tüketilmektedir. Ülkemizde, Ege ve Karadeniz bölgelerindeki zengin bitki örtüsüne paralel olarak “ot kültürü” nün de varlığı bilinmekteyse de bu kültürün çok iyi araştırıldığı söylenemez
11,17,18,36,37
. Bununla beraber bazı bölgelerde (bilhassa Batı ve Güney Anadolu), sebze olarak kullanılan bitkiler, mevsimi geldiğinde, semt pazarlarına getirilerek satışa sunulmaktadır 37. Yabani bitkilerin koku ve tad verici olarak kullanılışı da oldukça yaygındır. Bazı bitkiler (Allium, Origanum, Mentha, Thymus cinslerine ait değişik türler) yemeklere tad ve koku vermek için kullanılır. Bazı türlerin (bilhassa Salvia ve Sideritis türleri) yaprakları veya çiçek durumları “adaçayı”, “dağçayı”, “yaylaçayı” gibi isimler altında tanınmakta ve bunlardan elde edilen infüzyon, sıcak içecek olarak
tüketilmektedir. Bu şekildeki kullanılış Batı ve Güney Anadolu’nun dağ köylerinde olduğu gibi şehirlerde de oldukça yaygındır (16, 37).
Boyar madde
Eskiden kumaş veya dokumaların boyanmasında genellikle bitkisel kökenli boyar maddeler kullanılmakta idi. 100 sene kadar önce boyar maddelerin sentetik olarak yapılma olanaklarının bulunması ve bunların ucuz olarak piyasaya çıkartılması, bütün dünyada olduğu gibi memleketimizde de sentetik boyar maddelerin geniş bir oranda kullanılmasına neden olmuştur. Bununla beraber Anadolu’nun bazı bölgelerinde halen bazı bitkisel kökenli boyar maddeler kullanılmaktadır. Son yıllarda
bitkisel boyar maddelere karşı ilgi yeniden artmıştır. Bunun başlıca nedeni birçok bitkisel boyar maddenin renklerini ve parlaklıklarını uzun zaman korumalarıdır. Anadolu’da iplik boyamasında kullanılan başlıca maddeler (boyar madde taşıyan bitkiler, mazı ve şap gibi), bol olarak bulunduğu için orta Asya’dan Türkler tarafından getirilen boyacılık sanatı Anadolu’da büyük bir gelişme göstermiştir 37,38
.
Halk ilacı
Anadolu halkının yabani bitkileri tıbbi amaçla kullanması çok eski devirlere kadar uzanmaktadır. Hitit dönemi tabletlerinde bulunan bazı reçete formüllerinde kayıtlı bitki adları bunun bir kanıtıdır. Bu dönemlerde yabani bitkilerden yararlanıldığı gibi, bazı önemli tıbbi bitkiler drog
elde etmek için yetiştirilmekteydi. Ayrıca Hititler ve sonrasında Bizans döneminde Anadolu’dan elde edilen bazı drogların dış ülkelere satıldığı da bilinmektedir. Hitit döneminde kullanılan bazı bitki adları ile bugün
Anadolu’da kullanılan bazı bitki adları arasında büyük bir benzerlik görülmektedir (haşşika= haşhaş; samama= susam; tarmus= tirmis; zertun= zeytin) 12,39,40. Selçuklular döneminde Anadolu’da kullanılan bitkisel droglar hakkında en ayrıntılı bilgiler İbn Baytar (1197–1248)’ın ElMüfredat isimli eserinde bulunmaktadır. Bu eser osmanlı İmparatorluğu döneminde yazılmış birçok kitap için kaynak olmuştur 12,37,41
. osmanlı İmparatorluğu döneminde Anadolu’daki tıbbi bitki kullanımıyla ilgili bilgileri özellikle İbn Batuta (1304–1369) ve Evliya Çelebi (1611–1681?)’nin eserlerinden öğreniyoruz 12. Ülkemizde kullanılan droglar üzerindeki ilk bilimsel araştırmalar 19. yüzyılın sonlarında başlamıştır. Bu konu ile daha çok eczacılar ilgilenmiştir. Yerli droglar üzerinde araştırmalar yaparak, sonuçlarını yayınlayanların başında Giorgio Della Sudda (Faik Paşa) (1831–1913) ve Pierre Apery (1852–1918) gelmektedir. Anadolu’yu her yönüyle konu alan çalışmalar ancak Cumhuriyet döneminde güncellik
kazanarak öne çıkmış ve bu nedenle de doğa ile insan ilişkileri konuları üzerinde araştırmalar ve yayınlar başlamıştır. İstanbul Üniversitesi Farmasötik Botanik ve Genetik Kürsüsü Başkanı ord. Prof. Dr. A. Heilbronn (1885–1961), Türkiye’de tıbbi bitkiler alanında bugünkü anlamda, farmakognozik araştırmaları başlatmıştır 9,12,41. Sadıkoğlu (2004) tarafından hazırlanan Cumhuriyet dönemini (1928–1997) kapsayan bir makalede Türk etnobotaniği ile ilgili 765 yayın incelenmiştir. Bu yayınlardan
466’sının bitkilerin tıbbi kullanımları ile ilgili olduğu tespit edilmiştir 42
.
Kırsal bölgelerde, hastalıkları tedavi etmek için, genellikle çevrede yetişen veya yetiştirilen bitkiler kullanılmaktadır. Şehirlerde ise droglar eczane veya aktarlardan sağlanmaktadır. Bunlar ekseriyetle çok tanınmış, yerli veya yabancı kökenli droglardır 37. Türkiye bugün de bitkisel drog
elde edip kullanan ve ihraç eden bir ülkedir ancak henüz yeterli seviyede bu kaynağını kullandığını söylemek mümkün değildir. 2007 yılı Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre bugün haşhaş kellesi, ıhlamur, yabani güveyotu (Origanum vulgare) (sapları ve yaprakları), adaçayı (Salvia
sp.) (yaprakları ve çiçekleri), meyan kökü, nane ihraç edilmektedir. Bunlardan ıhlamur 79.583, adaçayı 1.529.500, meyan kökü 248.587, nane 153.196 kg ihraç edilmiştir 43
.
Diğer kullanım alanları
Bu kullanım alanlarının dışında Anadolu’da bitkiler, süs ve ev eşyası hazırlamak, tütsü olarak ve nazara karşı korunmak, ayrıca sabun hazırlamak için de kullanılmaktadır. Örneğin Bartın’da ağaç işlerinde kullanılan bitki türleri vardır. Evliya Çelebi Seyahatname’sinde Amasra halkının, dağlardan kestiği mis kokulu ıhlamur ağaçlarını oyarak ve çeşitli eşyalar yaparak geçimlerini sürdürdüklerini yazmaktadır. Amasra’da, ıhlamur, şimşir, dişbudak, ceviz, kızılağaç, kayın, porsuk gibi ağaçlar kullanılarak havan, ceviz takımı, isimlik, anahtarlık, resimlik, vazo, tahta kaşık, kuş figürleri, güzel sözler yazılı levhalar, hasır işlemeleri ve kaşağı gibi eşyalar yapılmaktadır. Pinus pinea testa ve kozalaklarından, Taxus baccata odunundan kolye ve tespih yapılmaktadır. Mısırın kurutulmuş
“koçan yaprakları” olarak adlandırılan brakteleri, hasır yapmada ve çanta yapımında kullanılmaktadır 44. Tütsü ve nazara karşı kullanılan bitkiler de vardır. Örneğin Peganum harmala (üzerlik otu) evlere nazar için asılır. Ölünün başında güzel koku versin diye yakılır 45. Akseki (Antalya)
yöresinde Paliurus spina-christi (Çaltı) meyveleri nazar ve süs için kullanılır 46
. Ononis spinosa subsp. leiosperma (karayandırak) topraküstü kısmı Yalova’da nazara karşı kullanılır 2
. Juniperus excelsa, J. drupaceae, J. foetidissima, Abies cilicica gibi bitki türlerinin odun ve kerestesinden yararlanılmaktadır. Myrtus communis dalları bayramlarda mezarlara dikilir. Yine dalları sepet örülmesinde kullanılır. Cylamen cilicium, Nerium oleander, Viola odorata vs. süs bitkisi olarak Akseki’de kullanılan bitkilerdir
46. Kışlak (Yayladağı-Hatay) yöresinde Laurus nobilis (har) meyvaları sabun yapımında kullanılır. Yine bu yörede Teucrium polium (Yağmur otu) bitkisinin toplanmasının ardından okunan dualarla yağmur yağacağınainanılır 47
.
Türkiye’de Yapılmış Etnobotanik Çalışmalar
Etnobotanik çalışmalar tüm dünyada hızla ilerlemeye ve güncel olmaya başlamıştır 14. Daha önce de belirtildiği gibi çok zengin bir floraya sahip olmamıza ve yurdumuzda halen çok sayıda araştırıcı tarafından değişik yörelerde etnobotanik çalışmalar yürütülmesine rağmen henüz ülkemizde bitkilerin ne kadarının halkımız tarafından kullanıldığını bilmekten uzağız. Bununla birlikte, yapılan çalışmalarda en yaygın olarak halkın bilgisinin toplandığı alan, bitkilerin tıbbi kullanımıdır 11,48. Harf Devriminden (1928) başlayıp 1997’ye kadar 70 yıllık dönemde yurdumuzda yapılmış 765 adet etnobotanik çalışma Sadıkoğlu’nun “Cumhuriyet Dönemi Türk Etnobotanik Araştırmalar Arşivi” adlı tezinde saptanmış ve bir arşiv halinde, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Botanik Anabilim Dalı’nda, ilgilenen araştırıcılara sunulmuştur. Bu çalışma incelendiği zaman, bitkilerin kullanımıyla ilgili en fazla yayının Sivas, İstanbul ve Konya illerine ait olduğu; en sık olarak da insan sağlığı, inanç ve gıda alanında kullanıldığı saptanmıştır. Karadeniz ve İç Anadolu Bölgelerinin etnobotanik açıdan diğer bölgelerden daha fazla araştırıldığı görülmüştür (Şekil 1). Yine bu çalışmaya göre, Batman, Çankırı, Kırıkkale, Mardin, Nevşehir, Sakarya ve Şırnak illeri ile ilgili etnobotanik incelemenin yapılmadığı belirtilmiştir 5,42
.
Şekil 1
1928–1997 yıllarında yapılan etnobotanik yayınların bölgelere göre dağılımı.
Türkiye’de İstanbul Üniversitesi’ne bağlı, “Geleneksel İlaçlar Araştırma ve Uygulama Merkezi (GİLAM)” geleneksel tıpta kullanılan bitkilerle ilgili çalışmalar gerçekleştirmiş ve gerçekleştirmektedir. Geleneksel tıp ve tıbbi bitkiler konusunda, kitaplar, raporlar ve çeşitli dergilerde etnobotanik çalışmalar yayımlamaktadır. ospankulova tarafından hazırlanan tez çalışması kapsamında da yurt içinde ve yurt dışındaki tüm etnobotanik araştırmacıların bu konudaki çalışmalara kolayca ulaşabilmesi amacıyla Türk Etnobotanik Veri Tabanı (TEBVET) hazırlanmıştır. Bu kapsamda 658 çalışma değerlendirilerek veri tabanına 7965 veri aktarılmıştır 8
. Veri tabanının seçmeli kaynakça kısmında etnobotanik açıdan iyi tanınan 12
il Sivas, Erzurum, İstanbul, Gaziantep, Balıkesir, Konya, Sinop, İçel, Afyonkarahisar, Bursa, Diyarbakır ve Tokat olarak belirlenmiştir.
Hazırladığımız bu çalışmada, 1998’den günümüze kadar (2008 yılına kadar) ülkemizde yapılmış olan etnobotanik çalışmalar taranmış ve elde edilen bulgular Tablo 1’de verilmiştir.
BÖLGE BULGULAR KAYNAK
Akseki (Antalya)
195 bitki belirlenmiştir. 29’u gıda, 27’si tıbbi, 7’si baharat, 15’i de endüstriyel ve ekonomik amaçlı.
Diğer bitkilerin ise hayvansal besin kaynağı ve yöre halkının günlük ihtiyaçlarının karşılanmasında
kullanıldığı tespit edilmiştir.4 Çubuk (Esenboğa, Ankara)
Çubuk’ta yetişen ve kullanılan 37 tıbbi bitki türü
belirlenmiş, kullanılış şekilleri ortaya koyulmuştur. 49
Tekirdağ
69 türün varlığı belirtilmiş. 63 bitki sadece tedavi
amaçlı, 6 bitki gıda olarak, 2 türün de her iki amaç
içinde kullanıldığı belirlenmiştir.
50
Babadağ (Denizli) 27 bitkiden 20’sinin tıbbi yönden önemli olduğu
sonucuna ulaşılmıştır. 51
Denizli
126 bitki belirlenmiş. Boya elde etmede 9, gıda
maddesi olarak 18, tedavi amacıyla 92 ve değişik
amaçlarla 7 bitkinin kullanıldığı saptanmıştır.
52
Eğirdir (Isparta) Halk tarafından kullanımı olan 66 tıbbi bitki
kaydedilmiştir. 53
Kuzeybatı
Anadolu(Zonguldak,
Bartın, Karabük,
Kocaeli, Sakarya)
67 bitki ve 8 hayvandan elde edilen 116 halk ilacı
saptanmıştır. 54
Giresun
Giresun ilinde yetişen 181 tıbbi bitki ve 52 zehirli
bitki tespit edilmiştir. Yöreden sağlanan 17 materyal
ve kaynaklardan saptanan 31 bitkinin kaynaklara
göre kimyasal bileşimleri belirlenip yöresel
kullanımları ile bilinen etkileri ve kullanımları
karşılaştırılmıştır.
55
Şile (İstanbul) Halkın tedavide kullandığı 43 tıbbi bitki belirlenmiştir. 56
Elazığ
Etnobotanik değeri olan 251 bitki saptanmıştır.
Bunlardan 12 tanesinin tıbbi amaçlar dışında
kullanıldığı görülmüştür.
57
Gediz (Kütahya) Halk arasında 9 bitki türünün tedavide kullanılışı
belirtilmiştir. 58
Bartın
278 takson saptanmıştır. 115 bitki insan ve
hayvanlar tarafından yenmekte, 97’si tedavide, 23’ü
ağaç işlerinde ve 64’ünün de diğer alanlarda (süs
bitkisi, böcek kaçırıcı ve öldürücü, boyar madde,
dokuma vb.) kullanıldığı tespit edilmiştir.
44
TABLo I
1998-2008 yılları arasında yapılan etnobotanik çalışmalar62 HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ DERGİSİ
Ilıca (Erzurum) 52 bitki türünün halk tarafından tedavi amacıyla
kullanıldığı saptanmıştır. 59
Kilis
Halk arasında çok iyi bilinen ve aktarlarda satılan
21 bitkinin genel ve tıbbi özellikleri kapsamlı olarak
verilmeye çalışılmıştır. Ayrıca yörede eskiden beri
kullanılagelen 55 bitkinin yerel adları, kullanılan
kısımları ve kullanım şekilleri verilmiştir.
60
Aladağlar (Yahyalı,
Kayseri)
38 bitkinin yöresel isimleri ve kullanım alanları
derlenerek verilmiştir. Kullanımları örtüşmekle
birlikte 4 bitkinin boyamada, 17 bitkinin gıda
olarak, 15 bitkinin tedavi amacıyla ve 6 bitkinin de
diğer amaçlarla kullanıldığı belirtilmiştir.
45
Karaman
131 bitki saptanmış. 76’sının tıbbi, 45’inin yiyecek,
2’sinin gereç yapımında, 5’inin boya, 2’sinin nazarlık
yapımında, 1’inin ise sabun yapımında kullanıldığı
ortaya konmuştur.
61
Kızılkaya (Aksaray)
300’ü aşkın bitkinin köylülerce adlandırıldığı ve
çoğunun çeşitli amaçlarla kullanıldığı saptanmıştır
(hayvan yiyeceği, polen ya da nektar kaynağı,
yiyecek, gen kaynağı, etken madde kaynağı, tıbbi ve
zehirli bitkiler).
62
Pürenbeleni ve
Yanıktepe köyleri
(Mersin)
36 adet bitki saptanmış. 25’inin gıda, 8’inin
tedavi ve 9’unun değişik amaçlarla kullanıldığı
belirtilmiştir.
63
Balıkesir
Doğal yayılış gösteren ve meyvelerinden
yararlanılabilen bitki türleri ve bunların yöresel
isimleri ile kullanım alanları belirlenmiştir. 37 tür
ve 15 alttür olmak üzere 52 takson tespit edilmiştir.
64
Gönen (Balıkesir) 84 tane halk tarafından kullanılan tıbbi bitki
kaydedilmiştir. 65
orta Anadolu
(Ankara, Kayseri,
Niğde illeri ve
Karaman, Konya
illerinin güneydoğu
bölgesini kapsayan
alan)
103 bitkiden ve 4 hayvandan elde edilen 291 halk
ilacı belirlenmiştir. 66
Ermenek (Karaman)
Yöreden toplanan ve tedavi amacıyla kullanılan 47
bitkisel materyal saptanmıştır. Kullanılan kısımları
üzerinde kimyasal çalışmalar yapılarak bulunan
maddeler belirlenmiş, kaynaklar taranarak sonuçlar,
kimyasal bileşik ve tıbbi kullanışları açısından
karşılaştırılmıştır.
67
Gölbaşı (Ankara)
Anket çalışması sonucunda, halkın % 78.7’sinin
gıda ve tedavi amacıyla halen yabani bitki tükettiği
belirlenmiştir. Yabani bitki tüketen bireylerin %
68.6’sı yabani bitkileri gıda olarak, % 3’ü tedavi
amacıyla, % 28.4’ü ise her iki amaçla da tükettikleri
kaydedilmiştir.
68ETNoBoTANİK VE TÜRKİYE’DE YAPILMIŞ ETNoBoTANİK ÇALIŞMALARA GENEL BİR BAKIŞ 63
Ege Bölgesi (İzmir,
Aydın, Manisa,
Uşak, Burdur ve
Kütahya)
106 adet tıbbi bitki türü tayin edilmiş ve bu bitkiler
hakkında halk tarafından verilen bilgiler bilimsel
veriler ile karşılaştırılarak bir değerlendirme
yapılmıştır.
69
Edirne
188 tür faydalı bitki saptanmıştır. 154 tanesi tıbbi,
60 tanesi zehirli, 55 tanesi besin, 44 tanesi süs
bitkisi olarak tespit edilmiştir.
70
Köse Dağları
(Gümüşhane)
195 tür ve tür altı kategoriye ait taksonun, tıbbi ve
ekonomik kullanım amaçları belirtilmiştir. 71
Kışlak beldesi
(Yayladağı-Hatay)
Halk arasında kullanılan 105 bitkiye ait 94 yöresel
ad ve 32 kullanılış şekli hakkında bilgiler verilmiştir. 47
Ayvacık (Çanakkale)
87 bitki taksonu saptanmıştır. 48’i yiyecek, 35’i
tıbbi amaçlı, 5’i boya bitkisi, 4’ü yakacak, 3’ü süs
bitkisi ve 8’inin de çeşitli amaçlarla kullanıldığı
kaydedilmiştir.
9
Bodrum Yarımadası
(Muğla)
Gıda grubu 142 doğal, 36’sı da kültürü yapılan
bitki tespit edilmiştir. Tıbbi bitki grubunun 92’si
doğal, 24’ü kültür ya da bölgeye özgü olmayan, 60
bitkiden oluşan hayvan yemi grubu ve 40 tür de
el sanatları grubu (sepet, hasır, kaşık gibi) olarak
sınıflandırılmıştır. Bazı türlerin de çardak, çit
yapımından, balık avlama ve sosyal kullanımlara
değin uzanan geniş bir kullanım çeşitlemesi elde
edilmiştir.
72
Düzce (Konuralp),
Diyarbakır,
Ankara (ortaköy,
Keçiören, Çubuk,
Kızılcahamam),
Eskişehir,
Kırşehir (AkpınarBüyükabdiuşağı
köyü), Gaziantep,
Nevşehir, Manisa
(Yakaköy), Kocaeli
(Uzunçiftlik),
Tunceli (Pülümür),
İzmir, Mersin
(Arpaçsakarlar),
Tokat (Turhal),
Şanlıurfa (Siverek)
"Enobotanik değeri olan" 247 bitki saptanmıştır. 101
tanesinin yalnız gıda olarak, 78 bitkinin tedavi, 65
bitkinin ise gıda ve tedavi, 3 bitkinin çeşitli amaçlar
için (yün boyama, nazarlık, süs eşyası olarak)
kullanıldığı belirlenmiştir.
73
Kütahya 57 bitkinin halk ilacı olarak değişik amaçlarla ve
değişik şekillerde kullanıldığı ortaya konmuştur. 74
Datça (Muğla)
26 bitkiden çeşitli amaçlarla yararlanıldığı
saptanmıştır. Bunların çoğu tedavide ve beslenmede
yararlanılan bitkilerdir.
75
Baba Dağı (Muğla)
ve Fethiye Yöresi
Halkın, çoğunluğu tıbbi amaçlı olmakla birlikte
çeşitli amaçlarla yararlandığı 11 bitki türü
saptanmıştır.
7664 HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ DERGİSİ
Kayseri
Toplanan 348 taksonun 43 tanesinin kültür bitkisi,
9 tanesinin zehirli bitki, 11 tanesinin de endemik
bitki olduğu saptanmıştır. Ayrıca bunlardan 246’sı
ilaç, 70’i gıda, 8’i boya, 24’ünün ise hem ilaç hem de
gıda, birer tanesinin de süpürge, güzel koku verici ve
temizlik maddesi olarak kullanıldığı belirlenmiştir.
77
Kumalar dağı
(Afyon)
70 bitki türü saptanmıştır. 44’ü tıbbi bitki, 15’i gıda,
5’i diğer kullanım amaçlı, 4’ü hayvan yemi ve 2’sinin
ise süs bitkisi olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.
78
Ezine (Çanakkale)
65 bitki türünden geleneksel halk ilacı olarak
yararlanıldığı saptanmıştır. Bunlardan 49’unun
yabani ve 16’sının yörede yetiştirilen bitki olduğu
belirtilmiştir.
79
Koçarlı (Aydın) 68 taksona ait bitkiden yörede sağlık alanında
yararlanıldığı saptanmıştır. 80
Elmalı (Antalya) 23 tane bitkiden 20 tanesinin tedavi amacıyla, 3
tanesinin ise diğer amaçlı kullanımı belirtilmiştir. 6
Akçakoca (Düzce)
1510 örneğin değerlendirilmesi sonucu 103 familya,
377 cins, 632 tür, 15 alttür, 10 varyete olmak üzere
657 takson saptanmıştır. Bitkilerin yerel adları ile
kullanımları verilmiştir. 33 bitkinin tedavi amaçlı,
29 bitkinin yiyecek ve 18 bitkinin de çeşitli amaçlı
kullanımı belirtilmiştir.
81
Çerkeş (Çankırı) 57 bitkisel, 6 hayvansal ve 8 inorganik kaynağın
halk ilacı olarak kullanılışı tespit edilmiştir. 82
Bilecik 67 tıbbi bitki türü incelenmiştir. 83
Yenişarbademli
yöresi (Isparta)
43 değişik doğal faydalı bitki taksonu tespit
edilmiştir. Kullanım amaçları ve yöresel isimleri
incelenmiştir.
84
Çatalca (İstanbul)
59 bitki türü toplanmıştır. Bu bitkilerden 15’inin
sadece yöresel ismi belirtilmiş, 21 türün yiyecek
olarak, 3 türün bitki çayı, 4 türün boya, 5 türün
araç-gereç yapımında ve 10 türün farklı amaçlarla
kullanıldığı saptanmıştır.
85
Batı ve orta
Anadolu
121 yabani yenebilen bitkinin yiyecek olarak
kullanılan kısımları belirlenmiş ve onların ayrıntılı
bir şekilde hazırlanma yöntemleri incelenmiştir.
86
Ilıca (Erzurum)
60 bitki teşhis edilmiştir. 42 bitkinin yiyecek, 11
bitkinin yakacak, 2 bitkinin boyamada, 1 bitkinin
inşaat malzemesi olarak ve 9 bitkinin de çok amaçlı
kullanımı saptanmıştır.
87
Doğu Anadolu
Bölgesi
(Van, Hakkâri, Siirt,
Batman, Bingöl,
Tunceli, Erzurum,
Erzincan, Elazığ,
Malatya, Ağrı, Kars,
Muş ve Bitlis)
Bu araştırmada bölgede yetişen ve değişik amaçlarla
kullanılan 71 faydalı bitki hakkında bilgi verilmiş,
tıbbi kullanımları belirtilmiştir.
88ETNoBoTANİK VE TÜRKİYE’DE YAPILMIŞ ETNoBoTANİK ÇALIŞMALARA GENEL BİR BAKIŞ 65
Beypazarı, Ayaş,
Güdül (Ankara)
İnceleme bölgesinde yetişen yabani bitkilerin
yiyecek, tedavi ve diğer amaçlı kullanılışları üzerinde
halkla röportaj yapılarak bilgi toplanmıştır. Halkın
115 bitkiyi tıbbi, 70 bitkiyi yiyecek ve 7 bitkiyi de
çeşitli amaçlar için kullandığı belirlenmiştir.
89
Bergama (İzmir)
55 takson toplanıp teşhis edilmiştir. 45 tanesi tıbbi,
19 tanesi yiyecek ve besin, 7 tanesi endüstri bitkisi
olarak saptanmıştır.
90
Sakarya
46 bitki türü ve 5 hayvan türünden elde edilen
139 tıbbi kullanılış tespit edilmiştir. Ve seçilen bazı
bitki türleri üzerinde antimikrobiyal aktivite tayini
yapılmıştır.
91
Niğde-Aladağlar’ın
batısı
200 bitki örneği toplanmış ve 126 türün
kullanışlarının olduğu saptanmıştır. 125 tür tıbbi,
39 tür gıda, 7 tür hayvan yemi, 5 tür bal yapımında,
14 tür malzeme yapımında kullanılmakta olup,
5 türün de çevresel kullanıma sahip olduğu
belirlenmiştir.
92
Pınarbaşı (Kayseri)
25 familyaya ait 735 tür belirlenmiştir. 44 tıbbi bitki
türünün kullanılış nedenleri, uygulanış şekilleri
araştırılmış ve kaydedilmiştir. Ayrıca bu bitkilerin
fitokimyasal tarama sonuçları (alkoloit, antrakinon,
kumarin, flavonoit, saponin, tanen, kardiyoaktif
glikozitler, antrasenozit ve uçucu yağ) ile taşıdıkları
ana etken madde grupları belirlenmiştir.
93
Dereli (Giresun) 104 bitki örneğinden 69 taksonun tıbbi amaçla
kullanıldığı kaydedilmiştir. 94
Mersin ve Adana
Marketlerde satılan bitkisel ilaçlar üzerine bir
çalışma yapılmıştır. 107 bitki türü bu çalışma ile
ortaya konmuştur.
95
Geyve (Sakarya)
34 bitkinin besin maddesi, 41 bitkinin tıbbi amaçla,
8 bitkinin süs bitkisi, 23 bitkininde çeşitli eşyaların
yapımında, yakacak ve kereste olarak kullanıldığı
belirlenmiştir.
48
Şuhut (Afyon)
104 bitkisel, 11 hayvansal ve 7 inorganik kaynağın
değişik şekillerde halk ilacı olarak kullanıldığı tespit
edilmiştir.
96
Narman (Erzurum)
28 familyaya ait 52 bitki türünün tedavi amacıyla
kullanımı belirtilmiştir. Hakkında bilgi verilen ancak
örneği bulunmayan 3 tane bitki örneğinin de tıbbi
kullanımına yer verilmiştir. Ayrıca yabani olarak
yetişen ve gıda olarak kullanılan 27 bitki, kültürü
yapılan ve gıda olarak kullanılan 16 bitki, 6 tane
kültürü yapılan yem bitkisi, 1 tane boyamada
kullanılan bitki, 1 tane temizlikte, 1 tane diğer
amaçlı kullanılan, 7 tane de dışarıdan temin edilen
ve ilaç olarak kulanılan bitkilere yer verilmiştir.
3766 HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ DERGİSİ
Yalova
398 bitkiden halk arasında kullanışı olan 99 takson,
kullanışı olmayıp sadece yöresel ismi olan 20 takson
saptanmıştır. 99 bitkiden 53’ü halk ilacı, 40’ı gıda,
5’i baharat, 3’ü oyuncak olarak, 4’ü alet yapımında,
2’si samanların balyalanmasında, 2’si boyamada,
1’i dekoratif olarak, 1’i sabun yapımında, 2’si büyü
yapımında, 1’i harç yapımında ve 2’sinin de saç
bakımında kullanıldığı tespit edilmiştir.
2
Nizip Bölgesi
(Aksaray)
74 bitki taksonunun yerel isimleri verilmiştir. Bu
bitkilerin kullanımları örtüşmekle birlikte 67’si
tedavi amaçlı, 23’ü yiyecek maddesi, 8’i boya eldesi
için ve 3’nün de diğer amaçlı olarak kullanıldığı
belirlenmiştir.
97
Merzifon (Amasya)
35 bitki ve 4 hayvan türü ile 3 hayvansal ve 1
inorganik kaynağın çeşitli şekillerde halk ilacı olarak
kullanıldığı tespit edilmiştir.
98
Konya ve Karaman
Konya ve Karaman çevrelerindeki 9 cinse ait
21 yenilebilen yabani bitkinin halk tarafından
geleneksel olarak kullanımları ortaya konmuştur.
Böylece Neolitik ve Kalkolitik Çağlarda İç Anadolu’da
yaşamış olan halklar için bu bitkilerin öneminin
arkeolojik olarak saptanmasında etnoarkeolojik bir
yaklaşım benimsenmiştir.
99
Beykoz (İstanbul)
451 bitki taksonu saptanmıştır. 99 bitkinin tıbbi
amaçlarla kullanıldığı, bunlardan 23 tanesinin
zehirli olduğu belirlenmiştir.
100
Bandırma (Balıkesir)
Yörede 98 bitki taksonu saptanmıştır. Bunlardan
41 taksonun yiyecek ve baharat, 65 taksonun tıbbi
amaçlı, 6 taksonun süs, 4 taksonun yakacak, 4
taksonun boya ve 15 taksonun da yöresel inanç, yapı
malzemesi, arıcılık, ipek böcekçiliği ve kişisel bakım
gibi diğer amaçlar için kullanıldıkları tespit edilmiştir.
13
Çatalca (İstanbul)
Tıbbi amaçla kullanılan 68 çiçekli bitki türü
saptanmıştır. Bunlardan 58’i doğal, geri kalanları
ise kültür bitkileridir. 72’sinin (7 tane farklı
bitki karışımı dâhil olmak üzere) farklı kullanımı
saptanmıştır.
101
Çanakkale, Edirne,
İstanbul, Kırklareli,
Tekirdağ
Halk ilacı olarak kullanılan 148 bitki taksonu
belirlenmiş, bunlardan en yaygın kullanımı olan
20’sinin uygulama alanları verilmiştir.
102
Bozcada (Çanakkale)
64’ü yabani, 17’si ise kültür bitkisi olan 81
bitki taksonunun halk arasındaki kullanımları
belirtilmiştir. Kullanımları örtüşmekle birlikte
35‘inin tıbbi, 27‘sinin yiyecek, 13’ünün süs, 7’sinin
baharat, 6’sının yakacak olarak; 3’ünün kozmetik,
3’ünün bitki çayı, 2’sinin sepet yapımında, 2’sinin
sigara hammaddesi olarak, 2’sinin çit yapımında,
2’sinin oyuncak olarak; 1’inin nazarlık, 1’inin
süpürge yapımında, 1’inin boyamada, 1’inin de sakız
olarak kullanıldıkları tespit edilmiştir.
103ETNoBoTANİK VE TÜRKİYE’DE YAPILMIŞ ETNoBoTANİK ÇALIŞMALARA GENEL BİR BAKIŞ 67
Ödemiş, Tire, Kiraz
(İzmir)
25 bitki taksonunun 22 farklı kullanımı ortaya
konmuştur. 13 bitkinin günlük yaşamda eşya ve
gereç olarak kullanımı, 8 bitkinin nazara karşı
kullanımı ve 6 bitkinin de ziraatta ekipman olarak
kullanımı belirtilmiştir.
104
Bahçe ve Hasanbeyli
(osmaniye)
79 taksonun çeşitli amaçlar için (gıda, ilaç,
ev eşyası, süs eşyası, kereste, boya, inançsal)
kullanıldığı saptanmıştır. Çalışma alanında doğal
bitkilerin en çok gıda (45 takson) ve ilaç (35 takson)
amaçlı kullanıldığı bunlardan sonra sırasıyla ev
eşyası (4 takson), kereste (3 takson), süs eşyası
(3 takson), boya (1 takson) ve inançsal olarak (1
takson) kullanıldıkları belirlenmiştir.
105
ordu, Samsun
26 familyaya ait 52 tane yabani yenebilen bitkinin
halk tarafından yiyecek olarak kullanımı ortaya
konmuştur.
106
Güdül (Ankara) 23 bitkinin halk ilacı olarak, 11 bitkinin ise besin
olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. 107
Kozan (Adana)
33 tıbbi bitki saptanmış ve bu tıbbi bitkilerden
özellikle çok ciddi olmayan sağlık sorunlarında
yararlanıldığı ve bu yararlanmanın Anavarzalı hekim
Dioskorides’in (MS I. Yüzyıl) reçeteleriyle kısmen
uyumlu olduğu saptanmıştır. 9 tanesi Dioskorides
ile benzer amaçla kullanılırken, 20 tanesinin farklı
amaçlarla kullanıldığı belirlenmiş, 4 tanesinin ise
Materia Medica’da hiçbir kaydına rastlanmamıştır.
108
Aşağıçerçi, Çerde,
Aşağı Çamlı,
Yukarıdere vb.
köyler (Ulus- Bartın)
Çalışmada, yörede tedavide kullanılan 33 tane doğal
bitki, 12 tane kültür bitkisi ve 23 tane yenen bitkiye
yer verilmiş, bunların kullanım biçimlerine ilişkin
etnobotanik araştırma sonuçları yer almıştır.
109
Manavgat (Antalya)
Boya elde etmede kullanılan 14 bitki taksonu, gıda
maddesi olarak 40 bitki taksonu, tedavi amaçlı
olarak kullanılan 66 bitki taksonu ve değişik
amaçlarla kullanılan 75 faydalı bitki taksonu tespit
edilmiştir.
110
Pozantı (Adana) Tıbbi amaçlı ve gıda olarak kullanılan 39 bitki tespit
edilmiştir. 111
Zeytinbahçe ile
Akarçay arasında
kalan bölge (Birecik-
Şanlıurfa)
434 tür, 5 alttür ve 6 varyete olmak üzere 445
takson tespit edilmiştir. 96’sı yem, 56’sı gıda, 25’i
yakacak, 43’ü tıbbi amaçlı, 3’ü süpürge yapımında,
9’u süs bitkisi, 4’ü takı, 7’si çocuklar tarafından
oyun amaçlı, 2’si nazar amaçlı, 9’u çay, 2’si tütüne
katılan, 2’si boya, 2’si baharat, 5’i çardak, inşaat
malzemesi, 2’si sepet, 5’i zehirli, 2’si temizlik,
2’si hasır, 3’ü at koşumu yapımı ve 3’ünün de
maydanoz, nane, hardal bağı olarak kullanıldığı
kaydedilmiştir.
11268 HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ DERGİSİ
Kırklareli
Halkın yiyecek ve diğer amaçlarla (tıbbi kullanılışı
hariç) kullandığı 100 tür belirlenmiştir. 55 tür gıda,
15 tür hayvan yemi, 11 tür boya bitkisi ve 17 türün
çeşitli malzeme imalinde, 2 tür oyuncak olarak,
1 tür ekmek mayasına katkı olarak, 1 tür çatı
izolasyonunda, 1 tür bereket getirmesi amacıyla, 1
tür arıları çekmek için, 1 tür sakız elde edilmesinde,
1 tür gölge eldesinde, 2 tür süs bitkisi olarak, 3 tür
böcek kaçırıcı olarak, 1 tür hayvanların üşümelerine
karşı, 1 tür meyve ve sebze tezgâhlarında, 2 türün
de saç bakımında kullanıldığı görülmüştür.
113
ovabaşı, Akpınar,
Güllüce ve
Köseler Köyleri
(Gümüşhacıköy/
Amasya) Arasında
Kalan Bölge
Çalışmada 10’u Türkiye için endemik olan 95’i doğal,
11’i kültür bitkisi 106 takson belirlenmiştir. Bazı
örtüşen kullanımlarla birlikte 59 tane bitki türünün
gıda, 14 ilaç, 6 yakacak, 7 yem ve 20 el sanatlarında
kullanımın yanı sıra 18 bitki türünün de farklı
alanlarda kullanımının olduğu belirlenmiştir.
114
Babaeski (Kırklareli)
202 adet örnek toplanmıştır. Bu örneklerin teşhisi
sonucunda 46’sı yabani ve 16’sı yörede yetiştirilen
62 bitki türünün halk ilacı olarak kullanımı
belirtilmiştir.
115
Ezine (Çanakkale) Yörede 49’u yabani ve 17’si kültür 66 bitki türünün
halk ilacı olarak kullanımı ortaya konmuştur. 116
Koçarlı (Aydın) Halk ilacı olarak kullanılan 53’ü yabani ve 15’i ise
yörede yetiştirilen 68 bitki türü tespit edilmiştir. 117
Ege Bölgesi
20 familyaya ait 42 bitki türünü içeren 106 adet
tıbbi bitki örneği toplanarak tayin edilmiştir.
Bunların yerel isimleri, kullanılan kısımları,
hazırlanma şekilleri ve tedavideki kullanışı
belirtilmiştir.
118
Kürecik (Akçadağ/
Malatya)
Farklı kullanılışlara sahip 129 bitki taksonu (123
doğal, 6 kültür) tespit edilmiştir. 45’i bitkisel tedavi,
60’ı gıda, 13’ü baharat veya çay, 24’ü hayvan
yemi, 16’sı boya, 16’sı yakacak olarak, 28’inin ise
bunların dışında farklı kullanılışlara sahip olduğu
saptanmıştır.
119
Ilgaz (Çankırı)
44 familyaya ait toplam 100 taksonun 62’ sinin
yiyecek, 25’ inin tıbbi amaçlı, 12’ sinin çay,
4’ünün baharat, 4’ ünün süs bitkisi ve 20’ sinin
çeşitli amaçlarla yöre halkı tarafından kullanıldığı
belirlenmiş ve bu taksonların kullanılma şekilleri
ortaya konmuştur.
120
Cizre (Şırnak)
Toplanan bitkilerden 99’unun gıda, 45’inin yem,
44’ünün ilaç, 25’inin süs, 21’inin el sanatları,
20’sinin de yakacak olarak kullanıldığı tespit
edilmiştir.
121
Konya 72 farklı bitki türünün halk ilacı olarak kullanıldığı
tespit edilmiştir. 122ETNoBoTANİK VE TÜRKİYE’DE YAPILMIŞ ETNoBoTANİK ÇALIŞMALARA GENEL BİR BAKIŞ 69
ortaca (Muğla)
Etnobotanik özelliğe sahip 45 familyaya ait 80 bitki
belirlenmiştir. Bunlardan 52’sinin tıbbi, 25’inin
gıda amaçlı, 8’inin tat verici-baharat olarak, 8’inin
eşya yapımında, 8’inin yakacak olarak ve 5’inin de
süpürge yapımında kullanıldığı kaydedilmiştir.
123
Mityat (Mardin)
Yörede yetişen 92 tane bitki türünün besin (yiyecek,
baharat, çay), süs, yakacak, tarımsal, evsel araç-
gereç (tarımsal, alet, süpürge), boya, kozmetik ve
nazarlık gibi 106 tane kullanım amacı saptanmıştır.
124
İzmit Körfezi’nin
Güney Kesimi
118 bitki taksonundan (104 doğal, 14 kültür)
77’sinin halk ilacı, 59’unun gıda, 13’ünün baharat
ve çay olarak, 19’unun hayvan yemi, 5’inin hayvan
hastalıklarında, 7’sinin yakacak olarak ve 37
tanesinin de farklı amaçlarla kullanıldığı tespit
edilmiştir.
125
Yunt Dağı (Manisa)
32 familyaya ait 54 tıbbi bitki türü kaydedilmiştir.
Bunlardan 41 tane türün yabani, 13 türün ise
kültür bitkisi olduğu belirtilmiştir.
126
Afyonkarahisar
(Sinanpaşa, Hocalar
ve Dazkırı)
43 familyaya ait 93 bitki taksonunun 52 tıbbi,
37 yiyecek, 14 yem, 6 boya, 5 yakacak, 4 inşaat
malzemesi ve 11 çeşitli amaçlarla kullanımı ortaya
konmuştur.
127
Arat Dağı (Birecik,
Şanlıurfa)
49 familya ve 193 cinse ait 170 taksonun
etnobotanik özelliğinin olduğu tespit edilmiştir.
Bunlardan 59’u yem, 33’ü yiyecek, 19’u yakacak,
17’si tıbbi amaçlı, 13’ü zararlı, 8’i süpürge
yapımında, 5’i süs bitkisi, 5’i boya, 3’ü oyun
amaçlı (çocuklar için) ve 11’inin de diğer amaçlarla
kullanıldığı ortaya konmuştur.
128
Karpuzalan ve
Adıgüzel (Van)
27 familyaya ait 79 bitki türü tanımlanmış.
Kullanım alanları örtüşmekle birlikte 50 bitki
türünün tıbbi, 40’ının gıda ve 3’ünün ise diğer
amaçlar için kullanıldığı tespit edilmiştir.
129
Bu çalışmaların dışında XVI. Bitkisel İlaç Hammaddeleri Toplantısı (2006) bildirilerinde yer alan “Akçadağ (Malatya) İlçesinde Boya Amacıyla Kullanılan Bitkiler”, “Bursa ve Yakın İlçe Pazarlarında Satılan ve Halk Tarafından Kullanılan Bitkiler” adlı çalışmalar 130, XVII. Bitkisel İlaç Hammaddeleri Toplantısı (2007) bildirilerinde yer alan “İç Anadolu’nun Bazı
Yerleşim Birimlerinde Etnobotanik Bir Çalışma”, “Ankara-Kızılcahamam Yöresi Halk İlaçları Araştırması”, “Ayvalık’ta İlaç ve Gıda olarak Kullanılan Doğal Bitkiler”, “Kürecik (Akçadağ/Malatya) Bucağında Halk İlacı olarak Kullanılan Bitkiler” adlı çalışmalar 131, XVIII. Bitkisel İlaç Hammaddeleri Toplantısı (2008) bildirilerinde yer alan “Kozan’da (Adana)
Halk ilacı olarak Kullanılan Bazı Bitkiler”, “Işık Dağı ve Çevresinin Florası ve Etnobotanik Araştırmalar”, “İncek (Ankara) Florası ve Etnobotanik Araştırmalar”, “Düzce İlinin Etnobotanik Özellikleri-I”, “Bayramiç (Çanakkale) Yöresinin Geleneksel Halk İlacı olarak Kullanılan Bitkileri”,
“Bilecik, Bursa ve Edirne Çevrelerinde Halk İlacı olarak Kullanılan Bazı
Bitkiler”, “Afyon, Denizli ve Kütahya İllerinin Bazı Yerleşim Birimlerinde Etnobotanik Araştırmalar”, “Güney Marmara’nın Etnoflorası, Tefenni (Burdur) İlçesi’nde Kullanılan Halk İlaçları”, “Isparta, Hatay ve Mersin İllerinin Bazı Yerleşim Birimlerinde Halk İlacı olarak Kullanılan Bitkiler”, “Iğdır Florasının Etnoflorası Hakkında Ön Bilgiler” 132 adlı çalışmalar da
yer almaktadır.
Ayrıca Ertan Tuzlacı’nın Şifa Niyetine 133 adlı kitabında bahsettiği Eczacılık Fakültesi son sınıf öğrenci ödevi şeklinde olan Bolu, Seydişehir (Konya), Anamur (İçel), Kumluca (Antalya)’da geleneksel halk ilacı olarak yararlanılan bazı bitkiler üzerine araştırmaları da vardır.
Sonuç ve Tartışma
Bitki insan ilişkileri insanlık tarihi kadar eskidir. Bitkilerle ilgili bilgiler nesiller boyu aktarılarak günümüze kadar ulaşmıştır. İnsan bitki ilişkilerini her boyutuyla inceleyen etnobotanik bilimi sayesinde, bitkilerin daha önceden bilinmeyen özellikleri de dâhil, birçok farklı kullanımıyla ilgili yeni bilgiler gün ışığına çıkmaktadır. Aynı zamanda bu bilim, halkın yerel kültürünün ve yaşam tarzının korunması yönünde de yardımcı olmaktadır. İnsanlar gıda ya da sağlık için kullanacakları bitkilerin potansiyel yarar ve zararlarını belirlemek için önce çok az bir miktarını denemekte, sonra da genel olarak kullanıp kullanmayacağı ile ilgili bir sonuca ulaşmak için miktarı arttırarak denemelerini tekrarlamaktadır.
Geçmişten günümüze gelen bitkilerin farklı kullanım alanlarıyla ilgili bu süreç içinde, en yoğun ilgiyi insanların bitkileri hastalıkların tedavisinde kullanmaları çekmektedir. Çünkü insan, değişik toplumlarda ve kültürlerde farklılıklar göstermesine karşın, çoğunluğu bitkisel olan deği-
şik doğal kaynaklardan şifa aramaktadır. Halk ilaçlarıyla tedavi geçmişte olduğu gibi günümüzde de geçerliliğini sürdürmekte ve dünya üzerinde özellikle modern sağlık hizmetlerinin yeterli olmadığı alanlarda halk sağlığı açısından önem taşımaktadır. Tıbbi bitkiler tedavi edici etkilerini,
sentezledikleri biyolojik olarak aktif kimyasal bileşikler aracılığıyla gösterirler 4,5,10,33,134. Bitkilerden elde edilen saf etken maddelerin kullanımları oldukça yaygındır. Bu etkili bileşikler ilaç sanayi tarafından da modern ilaç formülasyonlarının hazırlanmasında kullanılmaktadır. Bu nedenle, öncelikle yüzlerce yıldan beri halkın yararlı olduğuna inanarak ısrarla kullandığı bitkiler üzerinde çalışmak sonuca ulaşmayı kolaylaştıracaktır. Bu sayede hem eldeki veriler bilimsel olarak ispatlanacak, hem de zaman ve maddi bakımdan kısıtlı imkânlara sahip araştırıcıların bu tarz
kayıpları önlenmiş olacaktır 5,33. Günümüzde tedavi alanında kullanılan efedrin, essin, digitoksin, kinin, kokain, reserpin, salisin, senne antrakinonları gibi ilaç etken maddelerinin keşfini, çeşitli toplumlarda yapılmış olan etnobotanik araştırmalara borçluyuz 4,33,135
.
Etnobotanik çalışmaların bilimsel değerini ve önemini ortaya koymaya çalıştığımız bu derleme çalışmasında, etnobotanik çalışmaların dünyadaki ve özellikle ülkemizdeki durumu gözden geçirilmiştir. Bu alanda yapılan çalışmalarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yıldan yıla
sürekli bir artış söz konusudur. Bu sonucu, 70 yıllık (1928-1997) Cumhuriyet dönemini kapsayan Sadıkoğlu’nun çalışmasında 42 ve sonrasında yapılan çalışmalarda da görmek mümkündür. Elde ettiğimiz bilgiler doğrultusunda ülkemizde en fazla etnobotanik araştırmanın İç Anadolu Bölgesi’nde, en az ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yapıldığını söyleyebiliriz. Son yıllarda özellikle Doğu Anadolu Bölgesi’nde yapılan araştırmalarda artış olduğu görülmüştür. Yapılan etnobotanik çalışmaların içeriği incelendiği zaman, tıbbi bitkilerin kullanımının yoğunluk kazandığı tespit edilmiştir. İkinci sırayı gıda amacıyla kullanılan bitkiler almaktadır. Ancak, son yıllarda bitkilerin her türlü kullanımını ele alan geniş kapsamlı yapılan etnobotanik çalışmaların da önem kazandığı tespit edilmiştir. Sadıkoğlu’nun çalışmasında olduğu gibi, çalışma kapsamımızda olan yıllar arasında etnobotanik çalışma ve yayın sayısı yıldan yıla artmıştır. Bu dönemdeki belki de en önemli gözlem çalışmaların yurt dışı
dergilerde de yayınlanmış olmasıdır. Sadıkoğlu, sekiz ilde (Batman, Çankırı, Kırıkkale, Mardin, Nevşehir, Sakarya, Şırnak ve Zonguldak) etnobotanik çalışma olmadığını kaydetmiştir 42. Sadıkoğlu tez çalışmasında 5Zonguldak ili için 3 araştırmanın varlığını kaydetmiştir, ancak yayınladı-
ğı makalede bu il için çalışma göstermemiştir. Biz bu derlemede sonuçları değerlendirirken yayındaki verileri esas aldık. Buna göre, geçen 20 yıllık süre içinde yine Batman ve Kırıkkale illerinin etnobotanik açıdan incelenmediğini tespit ettik.Birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış olan Türkiye, kültürel zenginliği ve zengin floristik yapısı bakımından etnobotanik çalışmalar için oldukça zengin bir araştırma ortamı oluşturmaktadır. Yapılan ve yapılacak olan etnobotanik çalışmalar halkımız ile bitkiler arasındaki ilişkiyi gelecek kuşaklara aktarması bakımından önem taşımaktadır. Böylece geleneksel bilginin unutulup kaybolması önlenecektir. Özellikle geleneksel halk ilaçları üzerine bilimsel temele dayanan araştırmalar ile geniş halk kitlelerinin yararına sunulabilecek yeni ilaçların keşfedilebilmesi mümkün olacaktır. Bu bilinç, yayınlardan da gözlemlediğimiz gibi, ülkemizde de artık yerleşmiş ve olumlu sonuçlarını vermeye başlamıştır. Etnobotanik çalışmaların, şimdiye kadar pek çok araştırmacı tarafından da vurgulandığı gibi, bir merkezde toplanması kültürel değerlerimize, çok sayıda gen kaynağı bitkimiz ile endemik bitkilerimize sahip çıkmak ve
şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da gelecek kuşaklara bu bilgilerin ve kültürel zenginliğin aktarımını sağlamak açısından önemli ve gerekli bir adım olarak görülmektedir.
Özet
Türkiye değişik iklimi ve taşıdığı farklı jeolojik özellikleri nedeniyle geniş bir bitki çeşitliliğine sahiptir. Aynı zamanda, Türkiye pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır ve insanları, zengin bir geleneksel botanik bilgi hazinesi taşımaktadır. Bu bilginin gelecek nesillere aktarılabilmesi için ülkemizde çok sayıda etnobotanik çalışma yapılmaktadır. Bu amaçla Sadıkoğlu 1928–1997 yılları arasında Türkiye’de yapılmış etnobotanik çalışmaları derlemiştir. Bu çalışmada ise 1998–2008 yılları arasında yapılmış 91 etnobotanik çalışma değerlendirilmiş ve özetlenmiştir.
Çalışmalar incelendiği zaman, en fazla etnobotanik çalışmanın İç Anadolu Bölgesi’nde yapıldığı, Kırıkkale ve Batman illerinde yapılan etnobotanik çalışmanın henüz olmadığı görülmüştür. Yine bu çalışmalarda halkımızın bitkileri en çok tedavi amacıyla ve gıda olarak kullandığı tespit
edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Etnobotanik, Türkiye florası, Türkiye’deki etnobotanik çalışmalar.
BİYOLOJİ ÖDEV YARDIM
-
Mercanlar ve Mercan resifleri hakkında bilgi
-
Kulak Nedir? Kulağın Yapısı ve Görevleri Nelerdir?
-
Göz nedir ? Gözün görevleri nelerdir ? Canlılarda göz ve görme organı
-
Boğaz nedir ? Boğazın kısımları nelerdir ?
-
Omurga, columna vertebralis nedir ? Görevleri nelerdir ?
-
Doğal gübreler nelerdir
-
Kimyasal (yapay) gübreler nelerdir
-
Kortizol Nedir
-
Semantik Nedir ?
-
Karasal Ve Sucul Biyomların Özellikleri Nelerdir ?
-
Kaç çeşit biyom vardır
-
Bitki Ve Hayvanların Yeryüzündeki Dağılımını Etkileyen Faktörler Nelerdir?
-
Bitkisel dokular hakkında bilgi
-
Ekosistemde besin zinciri ve besin ağının önemi nedir ?
-
Genetik Algoritmalar