EOZİNOFİLLER (ASİDOFİLLER) VE BAZOFİLLER
10-14 µm çapında, dolaşımda ve smearlerde yuvarlak, bağ dokulara geçişleri sırasında pleomorfiktirler. Çekirdekleri 2 loplu , organelden fakir hücrelerdir. Küçük ve merkezi yerleşimli Golgi, az miktarda GER, genellikle sentriyollerin komşuluğunda birkaç mitokondrileri bulunur. Kemik iliğinde üretilirler. İnterlökin-5 öncül hücrelerin çoğalmasını ve olgun hücrelere farklanmalarını sağlar.
Eozinofilik granüller (spesifik granül ) ve azürofilik granüller (0.5µm çapında içerirler. Spesifik granülleri 1-1.5 µm uzunluğunda 1 m den az genişliğindedir. Giemsa ve Wright boyaları ile granüller koyu pembe boyanır. Asit boyalarla boyandıklarından asidofil olarak da adlandırılır. Merkezi kısımları kristale benzer, elektron denstir ve internum olarak adlandırılır. İnternumda major bazik protein, eozinofilik katyonik protein ve eozinofil kökenli nörotoksin içerir. Major bazik protein ve eozinofilik katyonik protein, parazitlerle mücadelede çok etkilidirler. İnternumu kuşatan eksternumda ise aril sülfataz, histaminaz, -glukorinidaz, asit fosfataz, RNA-az ve lipazları vb. bulunur. Yaklaşık olarak her hücrede 200 tane spesifik granül bulunur. Ortamda antijen + antikor kompleksi oluşmuşsa fagositoz yapabilen hücrelerdir. Parazitik ve allerjik reaksiyonlarda (nasal ve bronşiyal mukozalarda, astımda, ilaç allerjilerinde ) sayıları artar.
Eozinofillerin Fonksiyonları
1-Eozinofil hücre membranına histamin, lökotrienler ve eozinofil kemotaktik faktörün (Mast hücreleri ve bazofillerden salınan) bağlanması eozinofillerin kemotaksis ile yangı bölgesine, allerjik reaksiyon alanına veya parasitik solucan istila alanına göç etmesine yol açar.
2-Eozinofiller, major bazik protein ve eozinofilik katyonik proteinlerini parazitik kurtların yüzeyine bırakırlar ve onları pellicellerinde porlar oluşturarak öldürürler. Parazite süperoksitler ve hidrojen peroksit gibi ajanların girişi ile veya histamin ve lökotrien C gibi inflamatuar yanıtın farmakolojik başlatıcılarını inaktive eden maddeleri serbest bırakarak veya antijen-antikor komplekslerini tamamen çevirerek gerçekleştirirler.
3-Hücre içine alınan antijen-antikor kompleksleri son yıkım için endosomal kompartımana geçerler.
4-Primer lizozomlarındaki histaminaz ve aril sulfataz enzimleri ile histamini nötralize eder.
5- Aktive olmuş eozinofiller lökotrienleri de (SRS-A) inhibe eder. Böylelikle allerjik reaksiyonun şiddeti azaltılır.
6- Prostaglandin E1 ve E2 den oluşmuş bir faktör (eozinofil – derived inhibitör) üretirler ve mast hücre degranülasyonunu engellerler.
BAZOFİLLER
8-10 µm çapında, nukleusları çift loplu ve S veya böbrek biçimli, dens-yoğun heterokromatinlidir. Çekirdekleri büyük spesifik granülleriyle baskılanabilir. Küçük Golgi, yoğun GER, bir kaç mitokondrileri az miktarda glikojen rezervleri bulunur. Mast hücreleri gibi hücre membranlarında immünoglobulinler (IgE) için çok sayıda reseptörleri vardır. Membranla çevrili, PAS (+) ve bazofilik-metakromatik, iri granülleri (0.5 µm) vardır. Granülleri Giemsa ve Wright boyaları ile koyu mavi-siyah boyanır. Granüllerinde mast hücrelerindeki gibi histamin, heparin, nötrofil kemotaktik faktör, eozinofil kemotaktik faktör, lökotrienler ve peroksidaz bulunur. Azürofilik granülleri lizozomal enzimleri içerir. Mast hücreleri ile analog hücrelerdir ancak kökenleri farklıdır.
Bazı bireylerde bazı antijenlerin varlığına yanıt olarak, plazma hücreleri IgE leri üretir ve serbest bırakırlar. IgE moleküllerinin Fc kısımları herhangi bir belirgin etki olmaksızın bazofil ve mast hücrelerinin FcRI reseptörlerine tutunurlar. Aynı antijen bir daha vücuda girdiğinde bu hücrelerin yüzeyindeki IgE moleküllerine bağlanırlar ve mastosit ve bazofillerde aşağıdaki olaylar gerçekleşir:
1-Bağlanma sonrası spesifik granüller ekstraselüler ortama bırakılır.
2-Ek olarak, fosfolipazlar, bazofil (mast hücresi) hücre zarının bazı fosfolipidleri üzerine arachidonik asiti oluşturmak için etki ederler. Arachidonik asit, lökotrien C4, D4 ve E4’ü (genellikle slow reacting substance of anaphylaxis =SRS-A) oluşturmak üzere metabolize olur.
3-Histamin bırakımı, vasodilatasyona, bronsiyolar düz kaslarda kasılmaya ve kan damarlarında sızmaya yol açarlar. Acil aşırı duyarlılık reaksiyonu (anaflaksi) ortaya çıkar. Bu reaksiyon allerjik rinite, bazı astımlara, urtikere ve anafilaksiye yol açar.
4-Lökotrienler histamine benzer etkiye sahiptir fakat etkileri daha yavaştır ve daha süreklidir. Ayrıca lökotrienler lökositleri aktive ederek antijenik savaş alanına göç etmelerini sağlarlar.
Lökosit Formülü:
Normal bireylerde periferik kandaki 100 lökositin dağılım yüzdesini gösterir. Hastalıkların tanısında önem taşır. Erişkin lökosit yüzdelerine 14-15 yaşlarında ulaşılır.
Nötrofil % 60-70
Lenfosit %20-35
Eozinofil % 1-4
Monosit % 2-8
Bazofil % 0.5-1
KLİNİK İLİŞKİLER
1-Kalıtsal NADPH oksidaz yetersizliği olan çocuklar, nötrofilleri bakteriyal savaşa karşı respiratuvar patlama yanıtı başlatamadıklarından sık sık bakteriyal enfeksiyonlarla karşı karşıya kalırlar. Nötrofilleri, bakteri fagositozu sırasında süperoksit, hidrojen peroksit ve hipokloroz asit oluşturamazlar.
2-Antijen-antikor komplekslerinin yakınındaki bağ doku hücreleri, farmakolojik ajanlardan histamin ve IL-5 salgılayarak, kemik iliğinde fazla eozinofil üretilmesine ve salınmasına yol açarlar. Kortikosteroidler ise eozinofillerin kemik iliğinden kana verilmesini engelleyerek dolaşım kanında eozinofil sayısının ani bir şekilde düşmesine neden olur.
3-Bazı allerjik bireylerde, aynı allerjenle ikinci kez karşılaşma yaygın bir yanıtla sonuçlanabilir. Çok sayıda bazofil (veya mast hücreleri) granüllerini boşaltır, yaygın bir vasodilatasyon oluşur ve kan hacminde azalma olur. Kişi dolaşım şoku geçirir. Bronşiyal düz kaslar kasılır, solunum güçleşir. Yaşamı tehdit eden bu durum anafilaktik şok olarak bilinir.
4-Nötrofil sayısı artmışsa, bakteriyel enfeksiyon; eozinofil artmışsa parazitik ve bazı alerjik hastalıklar düşünülür. Bu durumda toplam lökosit sayısı artmamıştır. Lösemide beyaz kan hücrelerinin malign artışı söz konusudur (granülositik lösemi, monositik lösemi, lenfositik lösemi). Kronik lösemi, yavaş seyreder. Çoğalan hücreler kısmen ya da tamamen farklanmıştır (metamiyelosit, miyelosit, band form). Akut lösemide ise farklanmamış öncül hücreler çoğalır (Lenfoblast, miyeloblast gibi). Hastalık hızla ilerler.
Biyokimya
-
Serum Enzimlerini Tayin Yöntemleri
-
Fosfatazlar (Alkali fosfataz= ALP)
-
Transferazlar
-
Transaminazlar
-
Enzimlerin Görev, İşlev ve Özellikleri - Enzimlerin İsimlendirilmesi
-
Kanda Bilirubin
-
Serum Proteinleri
-
Fosfolipidler
-
Trigliseridler
-
Kolesterol Nedir?
-
Kan Lipitleri Nelerdir?
-
Kan Şekeri Nedir?
-
Araşidonik Asit (ARA) Nedir?
-
Lizozim enzimleri
-
Lizozim: İlk Antibiyotik