Ekosistemlerin eko-merkezli bakış acısıyla korunması
Günümüzde doğal ekosistemlerin olduğu gibi korunması ile o ekosisteme zarar veren bir takım canlıların ekosistemden uzaklaştırılması gerektiği fikri bilim adamlarını ve çevrecileri ikiye ayırmıştır.
Örneğin bir orman ekosisteminde biyotik topluluğun istikrarı bağlamında, koyun ve keçiler tarafından aşırı otlatma olarak adlandırılan olayın belirli bir bitki türünü tehlikeye attığını düşünelim. Ekosistem merkezli bir bakış açısıyla, keçi, koyun ve yabani hayvan popülasyonunu, bitkiyi korunacak şekilde azaltmalı, böylece ekosistemin istikrarı sağlanmalı. Yani, bütünsel ya da eko-merkezli bakış açısıyla doğal süreçlere müdahale edilmeli ve canlı hayvanlar bir ekosistemin istikrarı lehine sahadan uzaklaştırmalıdır.
Diğer bir görüşe göre de ekosistemin istikrarı için bireylere zarar veren müdahaleler yapmamalıdır. Buna göre insanlık dışı uygulamalar ile pek çok hayvana zarar vererek ekolojik bir denge kurulması doğal süreçlere müdahale anlamına gelmektedir.
Ekosistemlerin ilgi alanına giren canlı varlıklar mevcut olup, bu canlılar yaşam süreçlerinin bütünüyle işleyişi için bir ekosisteme ihtiyaç duymaktadır.
Şimdi büyük resme odaklanarak bir orman ekosistemin refahı tehdit edildiğinde, bu ekosisteme zarar vermeye başlayan fazla koyun, keçi ve yabani hayvan populasyonlarının ekolojik ortamdan uzaklaştırılmasını mı destekleyelim? Yoksa ekosistemin tüm unsurlarıyla birlikte korunmasını mı sağlayalım? Yani ekosistem mi yoksa birey mi? Karar vermeliyiz.
Benimde içerisinde bulunduğum eko-merkezli görüşe göre, canlı türlerine bakılmaksızın her zaman ekosistemleri göz önünde bulundurmalıyız. Ekosistemlerin "bütünlüğü, istikrarı ve güzelliği", bütün varlıkların yararınadır. Diğer bir değişle ekosistemin sağlığı ve sürdürülebilirliği bireylerden daha önce gelir. Özellikle besin zincirinin en üstünde yer alan yırtıcıların populasyon içinde yeteri derecede bulunmaması halinde ot yiyen hayvanların sayısının ekosistemin taşıma kapasitesinin üzerine çıktığı durumlarda populasyonun kritik bir düzeyde olmayacak bir sayıya düşürülmesi gereklidir. Yoksa ekosistemi tümüyle tehlikeye atabiliriz.
Ayhan Küyük
Ekoloji Haberleri
-
Hindistan kaplanları iklim ve insan baskısı arttıkça yükseklere tırmanıyor
-
2100 yılı için sığ kıyı ekosistemlerinin kaderini tahmin etmek
-
Ülkeler mercanlara yardım için 12 milyar dolar toplama sözü verdi
-
Dünyadaki biyolojik çeşitliliğin üçte ikisi toprakta yaşıyor
-
Derin denizlerin eşsiz güzellikleri "Mercan Resifleri"
-
Canlıların korunma statüleri,
-
Çevreye Etkin Bir Yaklaşım: Kişisel Karbon Ayak İzi Hesaplama ve Azaltma Stratejileri
-
Deterjanların Çevre Üzerindeki Etkileri ve Sürdürülebilir Yaklaşımlar
-
İnsan Türlerinin Melezleşmesi, İklimle Yakından İlişkiliydi
-
Yağmur yağacağını koklayabiliyor musun?
-
İklim değişikliği çocuk sağlığını riske atıyor
-
Kaplumbağa Fosili, 150 Milyon Yıl Önceki Habitatı Aydınlatıyor
-
El Nino geri döndü! Ne kadar kötü olacak?
-
Okyanuslar iklim değişikliği nedeniyle daha yeşil hale geliyor
-
İklim Değiştikçe İnsanlar Farklı Habitatlara Uyum Sağladı