Baz İstasyonları ve Olası Zararları Üzerine Genel Bir Değerlendirme
Bugünlerde toplumumuzun en ciddi sorunlarından birisi de şehirleşmenin beraberinde getirdiği sağlık sorunları. Bunların başlıca önem arz edenlerinden birisi de baz istasyonlarının sağlığımız üzerine etkisi.
Birçoğumuz baz istasyonlarının zararlı olduğuna dair çok fazla duyum almışızdır elbette ve her eve oldukça yakın hatta bazen evin camından dahi gözükebilen bir baz istasyonu mevcuttur. Biz de bu yazımızda konuya bilimsel açıdan bakıp okurlarımızın en iyi şekilde bilgilenmesini amaçladık.
Başlarken az da olsa baz istasyonları hakkında bilgi vermemiz gerektiğini düşünüyoruz. Baz istasyonu dediğimiz şey bugün kullandığımız radyolar için yayın yapan, telefon konuşmalarını yapmamızı sağlayan bir sistemdir. Peki nasıl yapılır bu yayın ve nasıl yapacakları yayını alırlar? İşte bu noktada bizim için tehlikeli olan mikrodalgalar devreye giriyor. Bu alım ve dağıtım mikrodalgalar aracılığı ile olmaktadır. Mikrodalga dediğimiz şey ise dalga boyu 1 metre ile 1 milimetre arasında olan frekansı 0.3-300 GigaHertz(Ghz) olan elektromanyetik dalgalardır. Yani bu dalga bir çeşit elektromanyetik radyasyondur. İnsanları endişelendiren ve doğal olarak baz istasyonlarını tehlikeli yapan da bu dalga türündeki radyasyondur.
Şimdi gelelim mikrodalgaların insan vücudu üzerindeki etkisine. İlk olarak hepimizin aklına gelen en yaygın görüş kanser üzerine ve buradan başlamak istedik. Bu konuda insanlarda risk faktörü yarattığı tespit edilen kansere etki eden 3 farklı mikrodalga özelliği bulunuyor. Bunlar; mikrodalganın kendisinin kanseri oluşturması, kansere sebep olan bazı dış maddelerin hücreye girişi kolaylaştırması ve mevcut olan bir kanserin ilerlemesine sebep olmasıdır. Mikrodalgalar DNA’daki melatonini azaltarak vücudun bağışıklık sistemine zarar vermektedir. Dolayısı ile birçok kanser türüne de ortam hazırlamaktadır. Tabi ki bu etkiler birçok başka parametreye de dayanıyor mesela baz istasyonuna uzaklık ve maruz kalınma süresi gibi. Kanserin yanı sıra bu dalgalara belirli miktarın üzerinde maruz kalındığında kalp-damar rahatsızlıkları, baş ağrısı, bitkinlik, konstanrasyon bozukluğu gibi diğer sonuçlarla da karşılaşılabilir. Ama tekrardan hatırlatmakta fayda var; Yakınınızda bir baz istasyonu var diye veya mikrodalgalara maruz kaldınız diye kesin olarak kanıtlanmış bu rahatsızlıkları geçireceğiniz gibi bir kaide yok. Yalnızca bunlar karşılaşılma ihtimali olan durumlar.
1990’lardan beri artan cep telefonu ve dolayısı ile baz istasyonu kullanımından ötürü insanların sağlık endişeleri arttı. Bu endişelerin sonucunda da Dünya Sağlık Örgütü (WHO) çalışmaları günümüze kadar uzanan bir araştırma yapmaya başladı. Amaçları elbette bu yayılan dalgaların insan vücudu üzerindeki etkilerini en ince detayına kadar incelemekti. Ancak yapılan oldukça fazla deneyden elde edilen özel bir hastalık söz konusu olmadı. Elbette birçok farklı çeşitte rahatsızlık görüntülendi ve WHO’nun yaptığı bir başka faydalı konu ise bu belirlenen her bir çalışmayı akademik makale halinde kaydetmiş olması. Yani söyleyebileceğimiz şu ki bu baz istasyonlarından yayılan dalgaların vücutlarımız üzerine kesin teşhisi konulmuş bir zararı yoktur ancak çeşitli sağlık problemlerine yol açabilme ihtimali vardır ve buna karşı alınabilecek bütün önlemleri almalıyız.
Baz istasyonlarının yapısı, çalışma prensibi ve üzerine yapılan çalışmalar hakkında yeterince durduktan sonra biraz da bu istasyonların yan etkilerinden korunmak için neler yapmamız gerektiği üzerinde durmalıyız. Elbette dünya da bu etkilerin farkında ve buna karşın yapılan çalışmalar mevcut. 1960 yılında Uluslar Arası Radyasyondan Korunma Komisyonu (ICRP) tarafından bir anti radyasyon standardı geliştirildi. Bu standart; çeşitli metal ve kimyasal lifler ile kaplanmış kumaş, çelik ve bitkisel lifler ve güncel polimer teknolojisi ile oluşturulmuş tekstil yapıları geliştirmektedir. Bu çalışmalar ışığında farklı frekans aralıklarına karşı oldukça yüksek oranda korunma sağlanabilmektedir ancak tekrarlamakta fayda var belirli aralıklardaki dalgalara karşı korunma sağlanabiliyor. Yani daha birçok dalga aralığına karşı dayanıklı tekstil ürünleri bulunmamaktadır ve bu aralıklarda çok fazla dalga bulunmaktadır. Yazımızı toparlamak gerekirse; baz istasyonlarının kesin teşhisi konmamış zararlı yan etkileri olduğu ve bu etkilerin çeşitli hastalıkların görülme oranını arttırdığını gördük. Baz istasyonlarının bu zararlı yan etkileri karşısında dünyada yapılan oldukça fazla çalışma olduğunu da belirtmekte fayda var. Son olarak da bu elektromanyetik radyasyondan belli ölçüde korunabilsek de halen üzerinde çalışılan ve vücudumuza etkiler bırakan bir ışıma olduğunu aklımızda bulundurursak herhalde bu konu hakkında yeterli bilgiye sahip olup bu bilgiler ışığında hayatımıza devam edebiliriz. Umarız siz okurlarımıza yeterli bilgi verebildik.
Hazırlayan: Egemen Baş (Evrim Ağacı)
Kaynaklar ve İleri Okuma:
Ekoloji Haberleri
-
Hindistan kaplanları iklim ve insan baskısı arttıkça yükseklere tırmanıyor
-
2100 yılı için sığ kıyı ekosistemlerinin kaderini tahmin etmek
-
Ülkeler mercanlara yardım için 12 milyar dolar toplama sözü verdi
-
Dünyadaki biyolojik çeşitliliğin üçte ikisi toprakta yaşıyor
-
Derin denizlerin eşsiz güzellikleri "Mercan Resifleri"
-
Canlıların korunma statüleri,
-
Çevreye Etkin Bir Yaklaşım: Kişisel Karbon Ayak İzi Hesaplama ve Azaltma Stratejileri
-
Deterjanların Çevre Üzerindeki Etkileri ve Sürdürülebilir Yaklaşımlar
-
İnsan Türlerinin Melezleşmesi, İklimle Yakından İlişkiliydi
-
Yağmur yağacağını koklayabiliyor musun?
-
İklim değişikliği çocuk sağlığını riske atıyor
-
Kaplumbağa Fosili, 150 Milyon Yıl Önceki Habitatı Aydınlatıyor
-
El Nino geri döndü! Ne kadar kötü olacak?
-
Okyanuslar iklim değişikliği nedeniyle daha yeşil hale geliyor
-
İklim Değiştikçe İnsanlar Farklı Habitatlara Uyum Sağladı